tatil-sepeti

HABER: YELİZ ŞAHİN / İKV Kıdemli Uzmanı

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Mayıs 2019’da gerçekleşecek AP seçimlerinden önce ‘Birliğin Durumu’ ile ilgili son konuşmasını, Avrupa Parlamentosu’nun 12 Eylül 2018 tarihli genel kurul oturumunda gerçekleştirdi. Juncker’in selefi Barroso’nun başlattığı bu gelenek, komisyonun yeni yasama yılında öngördüğü girişimleri, kamuoyuna sunma ve Avrupa Parlamentosu üyeleriyle tartışma imkânı sağlaması nedeniyle yılın politika olayları arasında yer alıyor. Juncker’in Birliğin Durumu konuşması, her ne kadar çığır açıcı girişimler sunması beklenmese de, içereceği mesajlar nedeniyle gerek AB başkentlerinde gerekse AB çevrelerinde merakla bekleniyordu.

70 ÜLKE İLE ANLAŞMA

Konuşmasına başkanlığını yürüttüğü komisyonun başarılı olduğu dosyalarda durumu değerlendirerek başlayan Juncker, ilk olarak ekonomi ve ticarete odaklandı. Lehman Brothers’ın iflasından 10 yıl sonra gelinen noktada; krizden çıkarak büyüme yoluna giren AB ekonomisinin 21 çeyrektir büyümeyi sürdürdüğünü ve istihdamın tarihin en yüksek düzeyine ulaştığını belirten Juncker, kendi adıyla da anılan Avrupa Stratejik Yatırım Fonu sayesinde yatırımların kıtaya geri geldiğini kaydetti. Juncker, Euro Alanı’ndan çıkma ihtimali başkanlığındaki komisyon için başlıca sınamalardan birini oluşturan ve yıllar süren zorlu kemer sıkma politikalarını geride bırakarak ağustos ayında kurtarma planından çıkan Yunanistan’dan övgüyle söz etmeyi de ihmal etmedi. Komisyon Başkanı, bugüne dek küresel GSYH’nin yüzde 40’ını karşılayan 70 ülke ile akdettiği ticaret anlaşmalarıyla AB’nin ticaretteki küresel rolünü pekiştirdiğini vurguladı.

ÜÇÜNCÜ ÜLKE OLMAYACAK

Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma süreci konusunda, AB üyeliğinden ayrılmanın Tek Pazar’dan çıkış anlamına geldiğinin altını çizen Juncker, Brexit sonrasında Birleşik Krallık’ın AB için asla sıradan bir üçüncü ülke olamayacağını belirterek, her zaman yakın bir komşu ve ortak olmaya devam edeceğini vurguladı. Brexit sonrasında AB ile Birleşik Krallık arasında kurulacak yeni ortaklığın başlangıç noktasının Başbakan May’in dile getirdiği şekilde bir serbest ticaret alanı oluşturulması olabileceğini söyledi.

AB’nin geleceği için bir karar anı olarak geçen yılki Birliğin Durumu konuşmasında Dönem Başkanı Romanya’nın ev sahipliğinde toplanmasını önerdiği Sibiu Zirvesi’ne de değinen Juncker, 9 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleşmesi planlanan bu buluşma öncesinde; AB ile Japonya arasındaki Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın onay sürecinin tamamlanması, 2020 sonrası AB bütçesi üzerine en azından prensipte anlaşılması, Euro’nun uluslararası rolünün güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bunların yanında, AB’nin dış politikada tek sesli hareket edebilmesi amacıyla insan hakları, ekonomik yaptırımlar ve sivil misyonların konuşlandırılması gibi konularda karar almada oybirliği yerine nitelikli çoğunluk metodunun geçerli olmasını önerdi. Macaristan’ın Lizbon Anlaşması’nın 7’nci maddesi kapsamındaki prosedüre alınmasının oylanacağı gün gerçekleşen konuşmasında, demokrasi ve basın özgürlüğüne de odaklanan Komisyon Başkanı, isim vermeden de olsa bazı üye ülkelerdeki gelişmelerden duyduğu derin endişeyi dile getirdi ve hukukun üstünlüğünün tehdit altında olduğu tüm durumlarda 7’nci maddede öngörülen prosedürün uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Konuşmasını popülizmi eleştirerek sonlandıran Juncker, sağlıksız milliyetçiliğin reddedilerek yerine aydın vatanperverliğin kucaklanması gerektiğini belirtti ve 21’inci yüzyılda milletini sevmenin AB’yi sevmeyi, AB’yi sevmenin de milletini sevmeyi gerektirdiğini ortaya koydu.

AP SEÇİMLERİ ÖNCESİ 18 YENİ GİRİŞİM

Komisyon Başkanı, AP seçimlerinden önce 18 yeni girişim sundu. Bunlar arasında en fazla dikkat çekenler; AB’de yaz saati/kış saati uygulamasının durdurulması, terör propagandası yapan çevrimiçi içeriğin bir saatte kaldırılması ve terör suçlarıyla mücadelenin Avrupa Kamu Savcılığı’nın yetkileri arasına dahil edilmesi, kara para aklama ile mücadeleye hız verilmesi, seçim süreçlerinin manipülasyon ve üçüncü ülke müdahalesine karşı korunması, Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Birimi’nin kapasitesinin artırılması ve göçmenlerin iadesinin hızlandırılması oldu.

GÜÇLÜ BİR AVRUPA’YA İHTİYAÇ VAR

Küresel dalgalanmaların durulmadığını belirten Juncker’in, AB’nin çevresine istikrar ihraç etmedeki en başarılı aracı olan genişleme politikasını yalnızca Batı Balkan ülkeleri özelinde ele alması dikkat çekiciydi. Sözlerine, “Dünyanın güçlü bir Avrupa’ya ihtiyacı var” diyerek devam eden Juncker, Trump başkanlığındaki ABD’yi kastederek bazı ülkelerin bencil tek taraflılığına ve ticaret savaşı başlatma eğilimine rağmen AB’nin çok taraflılığa bağlı bir güç olmayı sürdüreceğinin altını çizdi.

27 Eylül 2018 Perşembe

Etiketler : Dünya