tatil-sepeti

Salgının getirdiği olumsuzlukları Rusya-Ukrayna savaşının katmerleştirdiğini vurgulayan Avdagiç, rahatlama için sektörlerin hepsinin KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesini talep ettiğini söyledi ve “Vergi indirimlerinin, üretim artışını beraberinde getireceğine, ucuzluğa sebep olacağına inanıyoruz” dedi.

Rusya ile çalışan firmaların Batılı ülke markalarının Rusya’dan çekilmesini yeni bir imkan olarak gördüklerini belirten Avdagiç, “Ancak bunun için rublenin kullanılmasına imkan sağlanması önemli. Sayın Cumhurbaşkanımız ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında bu konunun gündeme geldiğini biliyoruz” diye konuştu.

HABER: MÜGE BİBER - ŞEREF KILIÇLI

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın mart ayı olağan Meclis Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada; Rusya-Ukrayna savaşının olumsuzluklarından en çok etkilenecek ülkelerden birinin de Türkiye olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin hem Rusya hem Ukrayna ile güçlü ilişkiler içinde olduğunu vurgulayan Avdagiç, “Savaşın acımasızlığı bir kez daha kendini gösteriyor ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin insani ve jeopolitik sonuçları, ekonomik etkilerini gölgede bırakıyor. Tabiri caizse savaş, küresel insani felaketlere bir yenisini daha ekledi. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu yaklaşımı biz de paylaşıyor, bağımsız bir ülkenin bir başka güç tarafından işgale uğramasını kabul edilemez buluyoruz” dedi.

YAPTIRIMLAR VE RİSKLER

Yaptırımların Rusya ve Ukrayna’nın başlıca üreticileri olduğu bazı emtiaların fiyatlarını yükselttiğini hatırlatan Avdagiç, “Sorunun kısa sürede çözüme kavuşturulamaması halinde, tüm dünya için ciddi bir gıda krizi yaşanabileceğini düşünüyoruz. Belirsizlik ve yaptırımların veya siber tedbirlerin tırmanması ya da savaşın genişlemesi de ciddi risk unsurları” diye konuştu.

ÇABALARI DESTEKLİYORUZ

Avdagiç, hükümetin, KGF desteği ve KDV indirimleri ile jeopolitik risklerin ekonomi üzerindeki etkilerini hafifletmeye yönelik uyguladığı tedbirleri de önemli bulduklarını söyledi. Avdagiç, “Bu çerçevede bugün ortaya konulan çaba ve gayretleri takdirle izliyoruz. Ekonomi yönetiminin bu dönemde kurduğu yakın izleme mekanizmaları ve tüm üretici kesimlerle geliştirdiği yakın diyalog, sorunların çözümü yolunda önemli kazanımlar sağlamış, isabetli politikaların oluşumuna ciddi katkılar vermiştir” dedi.

Uygulanmakta olan Türkiye Ekonomi Modeli ve bu çerçevede geliştirilen finansal enstrümanların piyasalardaki oynaklığı büyük ölçüde ortadan kaldırdığını ve TL’nin itibar kazanmasında önemli rol oynadığını belirten Avdagiç, “Bir kez daha vurgulamak isterim ki, İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul iş dünyası olarak, bu hedeflere yönelik tüm çabalara sonuna kadar destek vereceğiz” dedi.

RUSYA İLE RUBLE ÜZERİNDEN TİCARET

Avdagiç, yürüyen siparişlerin tamamlanıp teslim edilebilmesi adına havayolu taşımacılığının fiyat noktasında rekabet edilebilir hale getirilmesinin beklentiler arasında olduğunu kaydetti. Avdagiç, şunları söyledi: “Nakliye firmalarıyla yaşanan kur anlaşmazlığı gümrükten geçen malların tesliminde sorun oluyor. Tüccarımız Rusya ile ruble ile ticaret konusunda aktif çalışma yapılmasını bekliyor. Rusya ile çalışan tüccarımız, Batılı ülkelerin Rusya’dan çekilmesini fırsat olarak görüyor. Ancak bunun için rublenin kullanılmasına imkan sağlanması önemli. Sayın Cumhurbaşkanımız ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında bu konunun gündeme geldiğini biliyoruz.”

Ekonomi yönetimiyle eşgüdüm halindeyiz

Üyelerden ve sektörlerden gelen önerileri ilgili mercilere ilettiklerini ve ekonomi yönetimiyle eşgüdüm halinde çözüm üretmeye çalıştıklarını anlatan Şekib Avdagiç, Rusya-Ukrayna savaşının olumsuzluklarına rağmen Türkiye’de büyümenin devamı için alınması gereken tedbirlere yönelik bazı önerilerini de dile getirdi.

1 - Tüm firmalar ve sektörler KDV indirimine gidilmesinde birleşiyorlar: İTO Başkanı Avdagiç, tüm firmaların ve sektörlerin ciddi oranda KDV indirimine gidilmesinde birleştiklerini söyledi. Avdagiç, şöyle devam etti: “Baklava ve tatlı ürünleri ile yeme içme sektörleri, kağıt-kitap sektörü, sağlık hizmetleri sektörü ve diğerleri KDV oranının yüzde 1’lere düşürülmesini talep ediyor. Maliyeti yükselten KDV oranlarının düşürülmesiyle kısmi bir rahatlama yaşanacağını söylüyorlar. KDV yani vergi indirimi talep eden sektörlerimizin bu isteklerini ilgili bakanlığımız olan Hazine ve Maliye Bakanlığımıza ve Sayın Bakanımıza anında iletiyoruz. Gerçekleşmesi için büyük çaba sarf ediyoruz. Hangi alanda olursa olsun vergi indirimlerinin, üretim artışını beraberinde getireceğine, ucuzluğa sebep olacağına inanıyoruz.”

2 - Laleli piyasasının zararlarını en aza indirip ticareti sürdürebilmesi için bazı tedbirler alınmalı: Rusya ile ciddi ticareti bulunan Laleli piyasasındaki gelişmelere dikkati çeken Avdagiç, Rusya ve Ukrayna’ya yapılan ticarette öncelikle ihracat alacaklarının kapatılmasına dönük yasal sürenin uzatılmasının çok yararlı olacağını kaydetti. Avdagiç, “Laleli piyasasının neredeyse tamamının Rusya, Doğu Avrupa ülkeleri ve Kafkasya ülkelerine çalıştığını biliyoruz. Onların zararlarını en aza indirip ticareti sürdürmeleri için bazı tedbirlerin alınması gerekiyor. Bizim tüccarımız Rusya’ya ticaretinde Ukrayna güzergahının yerine, savaş sebebiyle Beyaz Rusya’yı ikame etti. Ancak burada kargolar kilogram başına 1 dolar daha pahalı. Teslim süresi de daha uzun. Bu nedenle alternatif ihracat güzergahları bulunması için ihracat bedellerinin getirilmesi amacıyla Bulgaristan, Romanya, Moldova, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Gürcistan, Beyaz Rusya, Tacikistan gibi ülkelerin vergi muafiyetine alınması zorunluluk arz ediyor” diye konuştu.

3 - Dinamik fiyat farkı kararnamesi çıkarılmalı: “Önemli bir konuyu daha gündeme getirmek istiyorum” diyen Avdagiç, kamuya iş yapan müteahhitlerin 2021 yılının ikinci yarısı için çıkan fiyat farkı kararnamesinin yeterince beklentileri karşılamadığını kaydetti. Avdagiç, “2022 yılı süreçleri ise kapsama alınmadı.Buna bağlı olarak; 2022 yılı için piyasa rayiçlerini dikkate alarak yeni ve dinamik bir fiyat farkı kararnamesinin çıkarılması ve de isteyen müteahhitlere, müracaatlarına takip eden 30 günlük süre içinde tasfiye hakkı verilmesini önemle talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Türkiye, sarsılmaz güven adamız

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, Oda’nın mart ayı Meclis Toplantısı’nda, Rusya-Ukrayna savaşının petrol ve doğalgaz fiyatlarında ani ve sert yükselişlere neden olduğunu hatırlattı. Söz konusu dalgalanmaların tüm dünyadaki enflasyonist manzarayı daha da belirginleştirdiğini belirten Öztürk Oran, şöyle devam etti: “Maalesef ülkemiz de bu küresel kaostan ekonomide payına düşeni yaşıyor. Başta enerji maliyetleri olmak üzere, cari açığımıza ve enflasyona olumsuz etkileri hep birlikte yaşıyoruz. 2021 yılını yüzde 11 büyüme ile tamamladığımız, 250 milyar dolar ihracat hedefine yol aldığımız ve finansman maliyetlerimizi düşürmek için kararlılıkla adımlar attığımız önemli bir virajdayız. Bugün; milli ekonomimize, milli paramıza, milli politikalarımıza duyduğumuz güven, gelecek rotamızı belirleyecek. Unutmayalım ki, Türkiye’nin sarsılmaz bir güven adası olmasını sağlayan son 20 yılda yakaladığı askeri, siyasi ve ekonomik istikrarıdır. Bunun kıymetini bilmemiz ve sahip çıkmamız şart. Bu süreçte, manipülatörlere, fırsatçılara, felaket tellallarına geçit vermeyeceğiz. Kararlılıkla üretmeye, yatırıma, istihdama devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin politikalarına var gücümüzle destek vereceğiz.”

İstanbul iş dünyası olarak barışın, huzurun ve refahın dilinin ticaret olduğuna inandıklarını dile getiren Oran, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karadeniz’e kıyısı olan iki dost ve komşu ülke arasındaki silahlı çatışmaların sona ermesi, bir an evvel bölgenin sükûnete kavuşması en büyük temennimizdir. Türkiye olarak uzun yıllara sari şekilde her iki ülkeyle de çok derin ekonomik ilişkilerimiz var. Ülkemizin, bölgedeki diplomatik etkinliği hem Rus hem de Ukrayna tarafı için bir güvencedir. İstiyoruz ki, Karadeniz’in rüzgârları barış getirsin, ticaret gemilerinin yelkenlerini doldursun.”

MECLİS’TEN YANSIMALAR

POS MAKİNALARI SORUNUNA ÇÖZÜM TALEP EDİYORUZ

Mahmut Özcan-Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi: Sektörümüzün önemli bir problemi de POS makinalarının artan maliyetleri. Daha önce bu makinalar bankalardan bedelsiz alınıyordu. POS makinası birden fazla olan işyerleri oldukça fazla. Öyle ki 7 tane olan da, bundan misliyle fazla olan da var. Çünkü siparişe giden personel de kullanıyor. Daha sonra bir kanun çıktı ve işyerlerine ‘POS makinalarını bedelli olarak alacaksınız’ denildi. Devlet bir firmayı seçti ve herkes oradan aldı. Ancak 1.5 sene sonra o makinalar kullanılamaz oldu. Sonra devlet ikinci ve üçüncü tedarikçi firmalara da yetki verdi. O firmalardan da tedarik sağlanabileceği söylendi. Ardından o firmalardan da POS makinaları alındı. Bu POS makinaların fiyatı şimdi 3 bin ila 3 bin 500 lira arasında değişiyor. Ayrıca bankalar her ay yazılım güncellemesi diye 70-80 TL para alıyor. POS makinalarını bakım için servislerine gönderiyoruz, hizmet bedeli diye 600 lira da öyle bir masrafı var. Maliyetlerimiz bu kadar fazlayken ve diğer sorunlarla uğraşırken POS makinalarına da ilave maliyetler ödemek ağır geliyor. Sorunun çözülmesini talep ediyoruz.

BANKA KARTINDA KOMİSYON FARKLI UYGULANMALI

Haşmet Akın Ketenci-Akaryakıt Meslek Komitesi: EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ı 4 Mart’ta ziyaret ettik. Sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerimizi kendisine aktardık. Randevu alınması ve sektörümüze desteği için İTO Başkanımız Şekib Bey’e sektörümüz adına teşekkür ediyoruz. Banka kartı komisyonlarıyla ilgili olarak akaryakıt sektörünün de sorunları var. Anlaşmalı bankalara yüzde 1.23 komisyon ödeniyor. O da indirimli hali. Diğer bankalarda en az yüzde 1.58 komisyon ödeniyor. Ancak burada banka kartlarıyla ilgili ayrı bir durum var. Banka kartları daha yüksek kullanım görüyor. Kredi kartında kullanım artışı 1.5 katına, banka kartında ise 2.5 kartına çıktı. Kredi kartında 1 aylık maliyet var, o bakımdan yüzde 1’lik komisyon farkı var. Ancak bankalar banka kartından da kredi kartı gibi komisyon alıyor. Oysaki aynı komisyonu almaması gerekiyor. Devlet geçen senenin son çeyreğinde, üç ay boyunca akaryakıtta vergiyi sıfırlamıştı. Yani eşel mobil sistemi uygulanıyordu. 1 Mart’ta eşel mobil sistemi uygulamadan kalktı. Ardından 2 lira 4 kuruş ÖTV farkı oluştu. Diğer taraftan 1 Ocak’ta KDV 1 lira 94 kuruştu, şimdi KDV 3 lira 45 kuruş oldu. Önemli bir konumuz; düzenleyici kurum, geçilebilir marjı artık dağıtım sektörüne vermelidir. Yüzde 8’in üzerinde bir marja ulaşamazsak sektör zarar etmeye devam eder. Bu soruna da çözüm istiyoruz. Dağıtım marjı, 1 Kasım’da yüzde 8.5’du şimdi 4.1’e düştü. Gider kısmı ağırlıklı olarak bizlerde. Evet savaş ortamı var ve petrol varil fiyatının artışı nedeniyle önemli bir artış da var. Vergi meselesine gelince, şöyle bir tablo oluştu; 2022 yılı bütçesine 32 milyar lira ÖTV hedefi kondu. Yani litre başına 1 lira ederdi. Şu anda 2 lira ediyor. Devletin KDV geliri ise 3 katına çıktı. 1 Mart’ta 2 lira 40 kuruş olan KDV, bugün 3 lira 45 kuruşa yükseldi. Fiyat artınca KDV geliri de arttı. Belki vergi konusunda bir şeyler yapılabilir.

MOBİLYA İÇİN HAMMADDE İÇ PİYASADA KALMALI

Recep Tufan- Kimyevi Madde Meslek Komitesi: İşlerim için İran’a gittiğimde hammadde almak istedim, 1650 dolar gibi yüksek bir fiyat verdiler. Üretici, ‘hammadde olarak değil, mamul olarak alın’ dedi ve daha uygun bir fiyata alabildik. Yani İran üreticisini nasıl kolluyor bu bir örnek. Bizim büyük mobilya üreticilerimiz var ama özellikle hammadde bulamadıkları için üretim yapmıyorlar bu yüzden ihracata bir sınırlama getirilerek hammaddenin iç piyasaya verilmesinin sağlanması lazım. Devletin kooperatif marketlerini çok önemsiyorum ve buna mahalle bakkallarının da dahil olmasının iyi olacağını düşünüyorum. Ayrıca, üretim için acil tarım politikaları geliştirilmeli. Üretim yapan köylüyü şehre çektiler, köydeki üretim durdu. Otomotiv sektörü ile ilgili engelli vatandaşlardan talep var. Tekerlekli arabalarının bagaja sığması için SUV arabalar lazım. Onların da fiyatları en az 900 bin TL, buna acil çözüm bulunmalı.

OKUL SERVİSLERİNE BİR KEZ DAHA ZAM YAPILMALI

Turgay Gül-Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi: Pazartesi günü İBB ile yaptığımız toplantıda okul servis taşımacılığı için yüzde 35 zam teklifinde bulunduk. Bizim giderlerimizin 3’te biri akaryakıt gideri olduğu için şu anda bu zammın uygulanması gerek. Sektör olarak işimiz, haziranın ortasına kadar çocukları okula taşıyabilmek. Bu zam bizim için ekstra bir kazanç değildir. UKOME’de bu teklif kabul edilmezse nisanda taşımacılık durabilir. Sektör, yılın ilk 3 ayında harcamaları cebinden karşıladı. Depolar 350 TL’den 1.200 TL’ye dolar oldu. Özel sektördeki personel servislerinde akaryakıt artışlarını kurumlara yansıtabiliyoruz. Üretim yapan sanayide maliyetler artırmaya başladı. Hizmet verdiğimiz kurumlar bundan rahatsızlık duyuyor. Başka alternatifler arayışına gidilirse sektör yok olabilir. Bir de kamu ihaleleri ile taşıma işi yapan arkadaşlarımız var. 2021 yılı için ek akaryakıt ödemesi aldılar. Ancak 2022 akaryakıt artışının pik olduğu bu günlerde kamu ihalesi almış ve bu hizmeti devam ettiren kişilerin güçleri ve ekonomileri artık kalmadı. Kamu ihalelerinde 2022 ile ilgili belirsizlik giderilmeli. Eğer olmuyor ise isteyen kişilere sözleşmelerini feshetme hakkı verilmeli.

YEŞİL PASAPORT ALIMINDA AYRIM OLMASIN

Mehmet Musa Evin -Deri, Kürk ve Saraciye Meslek Komitesi: Rusya’ya gönderdiğimiz hava kargolarda sorun var. Hava kargolar, Kırgızistan ve Kazakistan üzerinden gidiyor. Turkish Cargo özelinde fazla navlun ücreti istenildiği şikayetleri var. Kayıtlı ihracat yapan firmalar ülkemize döviz kazandırıyorlar, sıkıntıları mutlaka çözülmeli. Rusya ve Ukrayna’da mağazaları olan birçok firma var. Ürünleri hem ihraç ediyor, hem orada satıyorlar. Ukrayna’daki mağazalar büyük ölçüde zarar görmüş durumda. Bu firmalara nasıl bir destek verilebilir İstanbul Ticaret Odası olarak gündeme getirmeliyiz. Ürünlerimiz katma değeri yüksek ürünler ve istihdamımız yüksek. Firmalara mutlaka yardımcı olunmalıdır. Diğer bir konu, değerli kürkte de ÖTV sorunu var. Pırlantada ÖTV kalkmışken değerli kürkte de kalkmalıdır. Kredi kullandırma konusunda bankalar ile sorunlar yaşanıyor. Bu soruna da çözüm bulunmalı. Bir başka mesele, 3065’e göre fatura kesiyoruz, dış ticaret firması üzerinden yaparsak yeşil pasaport alabiliyoruz. Ancak dış ticaret firması üzerinden yapmazsak ihracat sayılmıyor ve yeşil pasaport alamıyoruz. Halbuki dış ticaret firması aracı kurum. Böyle bir ayrım yapılmamalı ve yeşil pasaport verilmelidir.

KİRALIK ARAÇ ÇALINMASI ORGANİZE SUÇ KABUL EDİLMELİ

İlhan Yılmaz-Taşıt Kiralama ve İlgili Hizmetler Meslek Komitesi: Meclisimizdeki dört yıllık dönemi değerlendirdiğimizde, önemli çalışmaları gerçekleştirdik. Meslek komitemizin ismi sektörümüzün talebi doğrultusunda Taşıt Kiralama ve İlgili Hizmetler Meslek Komitesi olarak değiştirildi. Yine bu süreçte Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, meclisimizi ziyaret etti, sektörümüzün trafik cezalarının sorununu aktardık. Kendisi konuyla ilgilendi, sorun çözüldü. İTO Yönetim Kurulu’na da destekleri için teşekkür ediyoruz. Ancak bir sorun var ki kanayan yara olmaya devam ediyor. Geçen ay 60’a yakın araç, kiralama yoluyla çalındı. Failler, yasalarda boşluk sebebiyle bu yolu seçiyorlar. Kiralanan aracı çalmak, emniyeti suiistimal suçu sayıldığı için caydırıcı bir yaptırımı yok. Kimlikle ve sözleşme ile kiralanan aracı öyle görüyorlar. Yani evin önünden çalınan araç gibi görülmüyor. Oysa ki, failler, çalınan kiralık araçları yasadışı işlerinde kullanıyorlar veya araçları parçalayıp satıyorlar. Bu konuda geçen yıl eylül ayındaki torba yasada bir düzenleme bekliyorduk. Ancak maalesef gerçekleşmedi. Mağduriyetlerin önlenmesi için mutlaka bir kanuni düzenleme yapılmalıdır. Araç kiralama yoluyla alınan araç çalındıysa, organize suç kabul edilmeli ve cezai müeyyidesi artırılmalıdır. Kiralama bedelinin ancak 8 bin lirası gidere yazılabilir diye bir düzenleme çıktı. Bu düzenleme de bir mağduriyet oluşturuyor. Çünkü araç kiralama şirketi, aracı 10 bin liraya kiralamışsa vergisini ona göre ödüyor. Bu sebeple kiralayan şirket de gideri neyse onu yansıtabilmeli. Daha önce olduğu gibi bir sınırlama olmamalı veya adil bir düzenleme yapılmalıdır. Bu sorun, sektörün gelişmesine de engel teşkil ediyor. Diğer bir sorun, “işleten sıfatının kiracıya yansıtılması” konusu. Mesela, aracı kiralayan kişi ehliyetsiz kişiye aracı verdiğinde ve üçüncü şahsa bir zarar olmuşsa ruhsat sahibine müteselsil sorumluluk var. Emniyet Genel Müdürlüğünce geliştirilen Kiralık Araç Bildirim Sistemi’nin yani KABİS’in, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile entegrasyonu sağlanmalıdır. Sistemin, Bakanlık ile entegrasyonu, kayıtdışının önlenmesine ve sektörün gelişimine katkı yapacaktır.

ALÜMİNYUMDA FİRE TESPİTİ

Ali Bakaner-Demir Dışı Metaller Meslek Komitesi: Dünya enerji savaşlarına doğru gidiyor. Artan maliyetlere yetişemiyoruz. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali devreye girdiğinde sadece yüzde 10 kazancımız olacak. Bu konuda yol almak zorundayız. Aynı konu yenilebilir enerji için de geçerli. Bu konuda önlemler alınmalı. İTO’dan fitilli alüminyumların firesinin tespit edilmesini talep ediyoruz.

TARIMA ÖNEM VERMELİYİZ

Turan Kuytak-Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi: Bundan 3 ay önce fiyat farkı almaya başlamıştık ama gıda ürünlerindeki zamlar ile birlikte aldığımız farklar eridi gitti. ‘Köylü Milletin Efendisi’ sözünü Mustafa Kemal Atatürk ne güzel söylemiş. Savaş ile beraber tarımın ve hayvancılığın önemini bir kez daha anladık. Ama şimdi köylüler şehirlerde iş yapıyor. Durum ciddi... Her tarafı cennet olan ülkemizin en güzel yerleri çok daha verimli kullanılmalı. Hiç bir şey için geç değil. Umarım ciddi hamleler ile artık ithalat değil ihracat yaparız. Televizyonda ve sosyal medyada sürekli ‘ürünlerin bitiyor’ olarak gösterilmesi, insanların evlerinde stok yapmasına yol açıyor. Bu haberlerin önüne geçilmezse sosyal patlama yaşanır.

14 Mart 2022 Pazartesi

Etiketler : Gündem