İstanbul'u gerçekten soyuta tuvale yansıtıyorlar

Fatma Kılıç ve Vaqif Zeyidguliyev, İstanbul sevdalısı iki ressam… İstanbul’da yaşamanın muazzam bir kültürel mirasla hemhal olmak demek olduğunu düşünen usta sanatçılar, sanatın hislerin kurallarla demlenmiş hali olduğunu düşünüyor. Sanatçılar, “Önce gerçeği göreceksiniz ki sonra ardında saklı soyuta ulaşabilesiniz” diyor.

Giriş: 11.07.2025 - 11:18
Güncelleme: 11.07.2025 - 11:18
İstanbul'u gerçekten soyuta tuvale yansıtıyorlar

İstanbul'un kültürel mirasını tuvallerine yansıtan Fatma Kılıç ve Vaqif Zeyidguliyev, İstanbul’da yaşamanın başlı başına bir zenginlik olduğunu düşünüyor. “Her şey gelir geçer; devirler, dönemler değişir. Ama değişmeyen tek şey, bizim emanetçisi olduğumuz bu muhteşem kültür” diyen usta sanatçılar, görmek isteyenlere İstanbul’un; saklı hazinesini cömertçe sunduğunu ifade ediyor.


SONSUZ SEVDA

“Eserlerimde genelde daireden İstanbul görünüşünü resmediyorum. Daire sonsuzluk… Bu da benim İstanbul’a olan sevdamı sembolize ediyor” diyor yağlı ve akrilik boya sanatçısı Fatma Kılıç. Hünkar Kasrı’nın bu ayki konuklarından Kılıç, 20 yaşında gezmek için geldiği İstanbul’a tutkuyla bağlanmış ve o yıllardan bu yana İstanbul’dan hiç ayrılmamış. “Dil eğitimi almak için hazırlanıyordum. Ancak Topkapı Sarayı’nın bahçesindeki dürbünden İstanbul’u izleyince ‘evet ben bu güzelliğin içinde olacağım bir iş yapacağım’ dedim ve küçüklükten beri zaten içimde olan resim tutkusuna ağırlık verdim” diyor.


İstanbul'u gerçekten soyuta tuvale yansıtıyorlar

MÜZELER BÜYÜK İLHAM

“Ben İstanbul’a bakınca güzellik görüyorum” diyen Fatma Kılıç, “Hayatta her şey gelip geçer. Ama bu kültür bizim ve muazzam bir hazinenin emanetçisiyiz. Ben İstanbul’un yorucu yüzünü göremiyorum” diye anlatıyor İstanbul’a olan sevdasını. Eserlerinde genellikle İstanbul’un tarihi eserlerini işleyen usta sanatçı, “Gittiğim her yerde müzeleri geziyorum. Öğrenciliğimde o kadar çok gezdim ki, baktığım her yerde bir detay buluyorum” diyor. Sanatın sanıldığının aksine kuralsız olmadığını ifade eden Kılıç’a göre soyut sanatın bile önce bir somut hali var. Bu nedenle, “Önce gerçekliği görüp özümseyeceksiniz ki, sonradan soyuta ulaşabilesiniz” yorumunu yapıyor.


İstanbul'u gerçekten soyuta tuvale yansıtıyorlar

MOSKOVA’DAN İSTANBUL’A

Sergide sulu boya eserlerini sanatseverlerle buluşturan Azerbaycan asıllı sanatçı Vaqif Zeyidguliyev de İstanbul sevdasının Moskova’da başladığını söylüyor. “Sanat eğitimi için gittiğim Moskova’da bir derste hocamız Ayasofya’yı anlatırken İstanbul sevdam başladı. ‘Bu şehre gidip burayı görmeliyim’ dedim. Mezun olur olmaz ilk geldiğim gün ziyaret ettiğim Ayasofya ve İstanbul’dan o günden bu yana kopamadım” diyen Vaqif Zeyidguliyev, “Hani derler ya bir şeyim olsun başka hiçbir şey istemem. İşte İstanbul benim için böyle bir yer” diye anlatıyor İstanbul sevdasını.


İstanbul'u gerçekten soyuta tuvale yansıtıyorlar

KALEMLE DOLAŞAN RESSAM

İstanbul sokaklarında ceplerinde küçük eskiz kağıtları ve kalemle dolaşan ressam olarak ün salan Zeyidguliyev, her anı değerlendirdiğini ifade ediyor. “Bazen öyle anlar oluyor ki, o anı kaçırmak istemiyorsunuz. Heyecan duyuyorum ve hemen kağıdımı kalemimi çıkarıp iki dakika içinde o anı donduruyo-rum. Bunlar benim için muhteşem bir hazine” diyen Zeyidguliyev, motivasyonunu şöyle anlatıyor: “İstanbul’da bazen durup düşünüyorum. Bir ağaca dokunuyorum. Hissediyorum. ‘Kim bilir ne hikayelere tanıklık etti bu ağaç ve bizim hikayemizi kimlere taşıyacak’ diye derin bir saygı duyuyorum. İstanbul’da bunun gibi asırlık hikayeleri ruhunda taşıyan eserlerin bir daha yapılamayacak olması beni çok heyecanlandırıyor.”