İstanbul tarihini Kalenderhane’den okuyun

Giriş: 08.11.2018 - 00:00
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

Geç Roma döneminden günümüze varlığını sürdüren Kalenderhane Camii, İstanbul anıtları içinde özel bir yer tutar. Kalenderhane, tarih boyunca değişen yapısı, mimari kimliği ve üstlendiği farklı işlevleri ile İstanbul’un kent yapısındaki dönüşümlerin bir aynası olarak görülebilir.
Uzun ve renkli tarihi ile kentin görülmesi gereken anıtlarından Vezneciler’deki Kalenderhane Camii, İstanbul Köşe Bucak’ın bu haftaki konuğu.

ARKEOLOJİK KAZILAR

Kalenderhane, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesinin ardındancamiye çevirdiği eski bir Bizans kilisesi. Elimizdeki bu temel bilginin ötesine geçip, Kalenderhane’nin bulunduğu alanda farklı dönemlerden yapılara baktığımızda ise İstanbul’un uzun tarihini bir bina üzerinden okuma denemesine girişilebileceğini görüyoruz. Şehir üst üste büyüyüp geliştiği için pek çok yerde kazı yapmak ve arkeolojik veriye ulaşmak çok zor. Hal böyle olunca antik çağ ve Bizans İstanbul’una dair veriler kazılardan ziyade tarihi metinlerin yorumlanmasına dayanıyor. Oysa Kalenderhane’de arkeolojik kazılar yapılmış olması ve somut bulgulara ulaşılması eski kabulleri değiştirmesi açısından mühim kabul ediliyor. İhtişamlı bir saray hamamından, bir erken dönem kiliseye, bir Latin Şapeli’nden, zengin bir Bizans kilisesine, ardından bir zaviyeye ve sonra camiye çevrilen Kalenderhane, İstanbul anıtları içinde geçmişi bu derece ayrıntılı olarak bilinen nadir yapılardan biri ve geçirdiği dönüşümlerle meraklısına kent tarihini anlatıyor.

MİMARİ AYRICALIĞI

Şehzadebaşı civarında, Vezneciler semtinde, Bozdoğan (Valens) Su Kemeri’nin yanıbaşındaki Kalenderhane’nin Bizans döneminde bir kilise iken adının ne olduğu uzun yıllar tartışma konusu idi. Çeşitli araştırmalar ve kazılar neticesinde bulunan Meryem Ana’ya ait fresklerde Kriotissa lakabı ile karşılaşıldığında, yapının Meryem Ana’nın adını taşıdığı varsayıldı. Yani yapının eski adı olasılıkla Kriotissa Meryem Kilisesi. Öte yandan bu tartışmalı durum yapının literatürde bir kilise olarak da sıklıkla Kalenderhane adıyla anılmasına yol açmış.
Peki, Kalenderhane’nin mimari önemi nedir diye soracak olursanız, bu yapı İstanbul’da günümüze ulaşan Bizans’ın diğer dini mimari eserlerinden, kare içinde haç planlı kilise tipinin en önemli örneği olmasıyla ayrılıyor.Kalenderhane’nin yeniden restore edilmesi gündemde. Yapıyı restore edilmeden evvel görmek istiyorsanız, elinizi çabuk tutmanızda fayda var.

ADI NEREDEN GELİYOR?

Osmanlı döneminde yapıya verilen Kalenderhane adı nereden geliyor? Fetihten sonra kilise ve yanındaki manastır, bizzat II. Mehmed tarafından önce bir zaviye olarak Kalenderi dervişlerine tahsis edilir ve bir süre sonra cami / tekke olarak kullanılmaya başlar. Fatih’in vakfiyesinde bu kilisenin bir zaviye olarak vakfedildiği belirtilir. Vakfiyede yapının “dünya ile ilgisini kesip, bir köşede kanaat ederek oturan taife-i dervişana ve fakirlere hizmet edeceği” ve bunun nasıl olacağı ayrıntılarıyla açıklanır.
18. yüzyıla gelindiğinde ise yapı bütünüyle camiye dönüşür. Bu da, meşhur Darüssaade Ağası Beşir Ağa’nın, İstanbul’un bu bölgesini büyük ölçüde tahrip eden iki yangın ve bir depremin ardından Kalenderhane’de yaptırdığı tamirden sonra olur. Beşir Ağa’nın ardından da yapıda başka tamirler yaptırılır. Fakat bir süre sonra yapı terkedilir, unutulur ve neticede bir harabeye dönüşür.

RESTORASYON SONRASI İBADETE AÇILDI

Harvard Üniversitesi Dumbarton Oaks Bizans Araştırmaları Enstitüsü ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Doğan Kuban’ın 1966-1975 yılları arasında ortak çalışması neticesinde Kalenderhane Camii ve çevresinde, kazı alanının izin verdiği sınırlar dahilinde etraflı bir araştırma ve inceleme yapıldı. Kazılar, bu bölgede Bizans döneminde farklı yapılar bulunduğunu, kilisenin farklı işlevleri olan eski binaların kalıntılarının üstüne inşa edildiğini ortaya çıkardı. Tüm bu araştırma ve kazıların ardından kapsamlı bir restorasyondan geçirilen yapı, Kalenderhane Camii olarak yeniden ibadete açıldı. Restorasyon neticesinde orijinal biçimine dönüştürülen yapının özgün dokusu açığa çıkarıldı.

Gelecek hafta bu köşede görüşünceye dek, iyi gezmeler, iyi seyirler…