Cuma, 29 Kasım, 2024
HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL
Belediye sınırları göz önünde bulundurularak yapılan sıralamaya göre dünyanın en kalabalık altıncı, Avrupa’nın ise birinci şehri konumunda olan İstanbul’un geçtiğimiz günlerde 2017 bütçesi yayınlandı. Türkiye’nin adeta vitrini konumunda olan İstanbul yeni kentsel plana göre daha yeşil, ulaşımın oluşturduğu görüntü kirliliğinin daha az olduğu bir kent olacak. Medeniyetlerin başkenti konumunda olan asırlık kent, 2017 yılında yeni görüntüsüne kavuşacak oladursun, tarih boyunca uygulanan kentsel planlarla da onlarca farklı şekilde konumlandırılmıştı. Öyle ki bu planlardan bazıları İstanbul’u kültür şehri, bazıları sanayi şehri olarak tasarlamıştı.
İLK DEFA 19. YÜZYIL
İstanbul’un kentsel planları ile ilgili çalışmaların tarihi 19. yüzyıla dayanıyor.
O yıllarda henüz 1 milyon civarında olan İstanbul nüfusu Avrupa şehirlerine göre yine de kalabalık bir görünüm arz ediyordu. 1822 tarihinde yayınlanan Kauffer planlarından hemen sonra, 1836-37 yıllarında Helmuth Von Moltke tarafından, önce bir harita elde edilmiş, bu haritaya bağlı kalınarak bir imar planı çizilmişti. Bu plana göre İstanbul’da yeni yapılacak binalar kâgir olacaktı. Geniş meydanlar oluşturulup, geometrik form ve kurallara ağırlık verilecekti.
FRANSIZ MİMAR PLANLADI
20. yüzyılın başlarında nüfusun azalma kaydettiği kadim kentin Fransız mimarlı yılları başlayacaktı. II. Abdülhamid, Paris’in düzenli görünümünden etkilenerek Paris’in baş mimarı Joseph Antoine Bouvard’dan İstanbul için kentsel planlama çalışması yapmasını istemişti. Bouvard, İstanbul’a gelmeden kentin fotoğraflarına bakarak Sultanahmet, Eminönü, Beyazıt meydanları için gösterişli perspektifler çizmişti. Bazı ana yol güzergâhları için imajlar oluşturmaya çalışmış, Fatih tramvay durağından Edirnekapı’ya kadar bir tramvay hattı düşünmüştü.
İSTANBUL ÜÇE AYRILIYOR
Osmanlı Devleti’nin ardından Türkiye Cumhuriyeti’nde İstanbulla ilgili ilk çalışmalar 1930’lu yıllarda yapılmaya başlanmıştı. 1936 yılında Fransız şehircilik uzmanı Henri Prost, İstanbul’u planlaması için çağırılmıştı. Prost Planı’nın özelliklerinden biri, kenti İstanbul, Beyoğlu ve Üsküdar-Kadıköy olmak üzere üç ayrı bölümde ele alması olmuştu. Bu plan İstanbul’da nüfus artış hızının henüz çok yüksek olmadığı bir dönemde yapılmıştı.
HALİÇ SANAYİ BÖLGESİ
Prost’un planının en dikkat çekici özelliklerinden biri de İstanbul’un en kıymetli alanlarından ve simgelerinden biri olan Altın Boynuz yani Haliç’in bir sanayi aksı haline getirilmesiydi. Yine bu plana göre Haliç’in sol sahilindeki konut dokusu kademeli olarak boşaltılacak ve bölge tamamen bir sanayi koridoru haline gelecekti. Prost’un bu planı 1950 yılından sonra artan nüfusa karşı birden bire yetersiz kalmış ve uygulanamaz hale gelmişse de Haliç’in bir fabrikalar bölgesi olma durumu 1990’lı yıllara kadar devam edecek, fabrika atıklarının oluşturduğu kirlilikle kokusu dayanılmaz hale gelen Haliç’in tamamen toprakla doldurularak kapatılması dahi gündeme gelecekti.
2017 İSTANBUL’U NASIL GÖRÜNECEK
İstanbul geçirdiği onlarca kentsel planlama çalışmasından sonra bugünkü haline kavuşsa da tarihi kent için ihtiyaçlar sürekli artıyor. Geçtiğimiz günlerde açıklanan İstanbul Kentsel Master Planı’na göre Zeytinburnu tramvay hattı yer altına alınacak, bir zamanlar çamur deryası olan Haliç’in üzerine ekolojik köprü kurulacak, ana arterlerdeki bazı trafik noktalarında yayalaştırma sağlanacak.
KÜLTÜR VE EKONOMİ ŞEHRİNE DÖNÜŞ
Fransız şehircilik uzmanı Henri Prost’un planından sonra kısım kısım sanayi bölgesi haline gelen İstanbul için 1958 yılında yeni bir şehir planlama çalışması gerekli olmuştu. Bu sefer İtalyan şehir planlamacısı Luigi Piccinato İstanbul’un sanayi şehri yerine idari, kültürel, ticari ve ekonomik merkez olarak gelişmesini öngören bir plan hazırlamıştı. 1994’ten bu yana ise İstanbul kentsel ve nazım planları İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılıyor.
20 Aralık 2016 Salı
29 Kasım 2024 Cuma
29 Kasım 2024 Cuma
29 Kasım 2024 Cuma
29 Kasım 2024 Cuma
29 Kasım 2024 Cuma