Salı, 05 Kasım, 2024
HABER: SOYHAN ALPASLAN
Yemek kartları için ilk yasal düzenleme yolda. Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı yayımlanmak için gün sayıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın konu ile ilgili hazırladığı söz konusu taslak için gerçekleştirdiği çalıştaydan uzlaşı çıktı.
Konu ile ilgili tüm tarafların bir araya geldiği çalıştayda, iskontonun kalkması ve komisyona tavan getirilmesi konusunda uzlaşıldı. Böylece yemek kartı üreten, yemek kartı kullandıran ve yemek çeki kabul eden restoran ve benzeri işyerleri arasındaki sıkıntıların son bulması amaçlanıyor.
MALİ YÜK AZALACAK
Taslağın, işletmelerin yüksek komisyon oranları ve diğer bedeller nedeniyle yaşadıkları mali yükün önüne geçmesi bekleniliyor. Bakanlık, taslak hakkındaki son görüşleri almak için konunun taraflarını 26 Nisan 2018 günü Ankara’da buluşturdu. Yapılması öngörülen değişiklikle; yemek kartı sektöründe var olan temel sorunların çözümlenmesi ve sektörün sağlıklı bir işleyişe sahip olması amaçlanıyor.
NE OLACAK?
Taslağın yayımlandığı tarihten itibaren sektörde gerçekleşmesi beklenen yenilikler satır başları ile şunlar olacak:
İTO’NUN GÖRÜŞLERİ
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Öncel’in başkanlık ettiği çalıştaya İstanbul Ticaret Odası’nı temsilen İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer ile İTO Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Komitesi Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Ali Tatlıdil katıldı.
Çalıştayda yaptığı konuşmada, yemek kartı sorununun İTO tarafından defalarca dile getirildiğini ifade eden Ahmet Özer, “İTO olarak yıllardır sıfır iskonto ve en fazla yüzde 4.5 oranında komisyon alınmasını savunduk.Sektörün tercihsiz bırakılmaması gerekliliğini anlattık. Bugün gelinen nokta sevindiricidir” diye konuştu.
YÜKSEK KOMİSYON
Özer, sektördeki sorunun yemek kartı üreten ve satan şirketlerin, yiyecek sektöründen yüzde 12’lere varan yüksek ve sektörce kaldırılamayacak komisyonlar talep etmesi ile oluştuğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yemek hizmeti sunan işletme, yemek kartını kabul etmediğinde müşteri kaybetti. Ne kadar iyi hizmet sunarsa sunsun, yemek kartı ile yemek yiyen müşteri o işyerini tercih edemediği için yemek sektöründe mağduriyet yaşandı. Yemek hizmeti veren işyerleri, yemek kartı satıcısı şirketlerle zarar da etse yüksek komisyonlarla anlaşma yapmak zorunda kaldı. Yemek kartını satan şirket de, yemek hizmeti sunan lokanta, kafeye ve bunun gibi noktalara diğer firmalarla rekabetten dolayı iskonto verdiğini ve yüksek komisyon almasının mecburi olduğunu söyledi. Rekabet arttıkça lokanta ve benzeri işyerlerinden alınan iskonto fazlalaştı. Sektördeki azalan gelirler böylece zarara döndü.”
HARİCİ KULLANIM
Özer, çalıştayda İTO’nun söz konusu taslakta yer verilmesini istediği diğer bir husus olan; yemek kartlarının, yiyecek sektörü dışındaki kullanımlarının önlenmesi konusuna da dikkati çekti.
Özer, “Yemek kartlarının sektör harici kullanımları mali kayıplara sebep olabiliyor. Sınırsız sürekli kullanımının Türk parasının kıymetini koruma hakkında kanun açısından da sakıncalı olduğunu düşünüyoruz” dedi.
SEKTÖRELİSTİŞAREYLE HAZIRLANDI
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yemek kartı sektöründe yaşanan sorunların tespiti ve çözümü amacıyla birçok çalışma yürüttü. Kamu kurum ve kuruluşları, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve yemek kartı hizmeti veren kuruluşlar ile toplantılar yapıldı. Elde edilen veriler dikkate alınarak hazırlanan yönetmelik taslağı bir ay süreyle bakanlık internet sitesi üzerinden kamuoyu görüşüne açık tutuldu. Taslak; ilgili bakanlıklarla diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, dernek ve federasyonların görüşleri çerçevesinde sektörel istişare ile son şeklini aldı.
5 MUHATAPLI YEMEK KARTI
Yemek kartı konusundaki sorunların uzun sürmesinin, yemek kartı ürününün yeterince anlaşılamamış olmasından kaynaklandığını dile getiren Ahmet Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yemek kartında; işveren, iş gören, kart sahibi, yemek hizmeti veren işyeri ve yiyecek sektör harici işyerleri olarak beş muhatap bulunuyor. Birinci muhatap yemek kartı kuruluşu. Kartın sahibi olan bu kuruluş, işverene sattığı programı kendisi için kâra dönüştürüyor. İkinci muhatap, yemek kartını satın alan işveren. İşveren çalışanına vereceği yemek kartlarını satın alırken, yemek kartı üreticisinden iskonto da alıyor. Aldığı kartların bedelini vergiden düşüyor. İş akitlerinde tazminat yükümlülüğü de getirmediği için yemek kartı kullanmayı ayrıca tercih ediyor. Üçüncü muhatap ise lokanta, büfe gibi yemek yenilen mekanlar. Sorun bu mekanların, kart sahiplerine fazla komisyon ödemesinden kaynaklanıyor. Dördüncü muhatap olan çalışanlar, iskontolardan dolayı yemek kartı ile aldığı yemekler için doğal olarak fazla para ödüyor. Beşinci muhatap da sistemin içinde olmaması gereken yiyecek sektörü haricindeki işyerleri.Bu alandaki muhataplarda kartın geçerli olması neticesinde, KDV açısından mali problemler gündeme gelebiliyor.”
MALİ YÜKÜMÜZYÜZDE 50 AZALACAK
İTO Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Komitesi Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Ali Tatlıdil, çalıştay sonrasında iskontonun sıfırlanması, gider kalemlerinin kalkması ve komisyonların en çok yüzde 4.5 seviyesine çekilmesinin sektör tarafından memnuniyetle karşılandığını dile getirdi. Tatlıdil, İstanbul’da yemek hizmeti sunan yaklaşık 40 bin işyeri olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “İTO olarak 19’uncu dönem meclisimizde de biz bu konunun takipçisi olduk ve kaldırılması yönünde karar aldık. Söz konusu düzenlemelerle sektördeki yemek hizmeti sunan işyerlerinin üzerindeki mali yük yüzde 50 azalacak.Maslak, Levent, Taksim gibi beyaz yakalıların yoğun olduğu bölgelerdeki ortalama bir yemek işyerinin yılda ödediği ortalama 60 bin TL’lik komisyonun 30 bin TL’si kasalarında kalacak. Bu çok önemli bir rakam. İşyerleri kasalarında kalacak miktarla yapacakları yatırımlarla ekonomiye çok önemli katkılarda bulunacak.”
07 Mayıs 2018 Pazartesi
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı