Çarşamba, 20 Kasım, 2024
İş mahkemelerindeki çözüm süresi temyizle beraber yaklaşık 1.000 gün. Adalet Bakanlığı verilerine göre, arabuluculukta dosyalar 2021’de ortalama 10 günde çözüme kavuşturuldu. Bu rakam, sürenin yüzde 99 kısalması anlamına geliyor.
HABER: ŞEREF KILIÇLI
Zorunlu arabuluculuk sistemi, Türkiye’deki iş hayatında gelişimi belirleyen dinamikler arasında yerini aldı. 1 Ocak 2018 tarihinde devreye alınan uygulamayla, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkların çözümü dava konusu edilmeden, hem mahkemelerin yükünü azaltmak hem de işçi ile işverenin karşılıklı menfaatlerini mümkün olduğunca eksiksiz ve süratli bir şekilde korumak amaçlandı. Uygulama ayrıca, ticari uyuşmazlıklarda 1 Ocak 2019, tüketici uyuşmazlıklarında ise 28 Temmuz 2020 tarihlerinden itibaren zorunlu olarak yürütülüyor. İhtiyari arabuluculuk ise hukuk sistemine 14 Kasım 2013’te kazandırıldı.
BAŞARI ORANI
Hukuki uyuşmazlıkların tarafların rızasına dayalı olarak çözümünü sağlayan arabuluculuk, 2021 yılında da etkinliği ve kapsamı artırılarak başarıyla uygulandı. Adalet Bakanlığı’nın son verilerine göre, yıl boyunca arabulucular marifetiyle 553 bin 625 dosyada taraflar el sıkışarak anlaştı. Böylece en az iki tarafı bulunan hukuk uyuşmazlıklarında 1 milyon 107 bin 250 kişi arabuluculukla uzlaşmış oldu. Arabuluculukta 2021 yılında başarı oranı ise yüzde 70 oldu.
İş uyuşmazlıkları özelinde bakıldığında, 2021’de müzakeresi tamamlanan 286 bin 122 uyuşmazlığın 149 bin 113’ü anlaşma ile sonuçlandı. İş uyuşmazlıklarında uygulanan arabuluculuktaki 2021 yılı başarı oranı ise yüzde 52 olarak gerçekleşti.
10 GÜNE DÜŞTÜ
İş mahkemelerinde bir dosyanın karara bağlanması, ilk derecede ortalama 555 gün sürüyor. Temyiz süreciyle birlikte süre yaklaşık 1.000 gün civarında. Adalet Bakanlığı verilerine göre, arabuluculuk kapsamında iş uyuşmazlık dosyaları 2021 yılında ortalama 10 gün gibi kısa bir sürede çözüme kavuşturuldu. Yani iş uyuşmazlıklarının çözümünde arabuluculuk, ortalama süreyi 1.000 günden 10 güne indirerek, çözüm süresini yüzde 99 düşürmüş oldu. İş Mahkemeleri Kanunu’ndaki düzenlemeye bakıldığında ise arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırıyor. Bu süre, zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabiliyor.
DÖRT YILIN VERİSİ
Uygulamanın başlamasından itibaren alınan sonuçlara dikkat çeken İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Resul Kurt, durumu şöyle değerlendirdi: “İş uyuşmazlıklarında toplam sayı 9 Şubat 2022 tarihi itibariyle 1 milyon 399 bin 327’ye ulaşmış. Yüzde 59’a tekabül eden 781 bin 998’i anlaşma ile yüzde 41’e tekabül eden 552 bin 589’u anlaşamama ile sonuçlanmış. Yani 1 Ocak 2018’den 9 Şubat 2022’ye kadar 781 bin 998 uyuşmazlık, iş mahkemelerine konu edilmeden sonuçlanmış. Dolayısıyla resmi rakamlara göre 2018 yılından bugüne kadar yüzde 59’luk bir azalma meydana geldiği görünüyor. İhtiyari arabuluculuk süreçlerinde ise çözüm oranı yüzde 99’a çıkıyor. Zorunlu arabuluculuk gibi uyuşmazlıkların ihtiyari arabuluculuk sürecinde de çözüme ulaştığını düşünürsek 2018 yılından bu yana yüzde 59, 2021 yılında yüzde 52 olan rakam çok daha yukarılara çıkacaktır. Esasen işçi ve işverenin karşılıklı uzlaşısı ile sonuçlanan görüşmelerde iki taraf da memnun kalıyor. Yasal yargı süreçlerinin uzun süreler alması ve maliyeti, tarafları ortak bir noktada buluşturuyor.”
YASAL DÜZENLEME AMACINA ULAŞTI
İşçi ve işveren arasında vuku bulan ihtilafların hem idari hem yargısal açıdan önemli bir yer işgal ettiğini hatırlatan SGK Başmüfettişi İsa Karakaş, şu değerlendirmelerde bulundu: “Özellikle 1950’den kalma İş Mahkemeleri Kanunu ile bu ihtilafların çözümü çok uzun sürüyordu. Örneğin 2016’da bu süre 434 gün olarak karşımıza çıkıyor. Yargıtay’ın istatistiki verilerine göre 2016’da bakılan 780 bin civarındaki hukuk uyuşmazlığının yaklaşık yüzde 30’u iş hukukundan kaynaklanıyordu. 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren dava şartı olarak arabuluculuk şartının getirilmesi ile birlikte arabuluculuk kapsamında iş uyuşmazlıklarında çözüm oranının 2021 yılında yüzde 52 olarak gerçekleşmiş olması, hakikaten büyük bir başarı. Bu sonuç, halen uygulamada karşılaşılan bazı küçük problemlere rağmen yapılan yasal düzenlemenin amacına ulaştığını açıkça gözler önüne seriyor. Arabuluculuk sürecinin seri ve gizli olarak yürütülmesi, ayrıca yargı masrafları kadar maliyetli olmaması büyük avantaj sağlıyor.”
ARABULUCULUK HANGİ DAVALARDA ZORUNLU?
İş Mahkemeleri Kanunu’na göre, zorunlu arabuluculuk kapsamına giren davalar şunlar: Kıdem tazminatından doğan davalar, ihbar tazminatından doğan davalar, işe iade davası, fazla mesai ücretinden doğan davalar, sendikal tazminatından doğan davalar, ücret alacağından doğan davalar, yıllık izin ücretinden doğan davalar, boşta geçen süre tazminatından doğan davalar, işe başlatmama tazminatından doğan davalar, kötü niyet tazminatından doğan davalar, bakiye süre ücreti alacağından doğan davalar, ayrımcılık tazminatı talepli davalar, yol ve yemek ücretinden doğan davalar, ulusal bayram ve genel tatil ücretinden doğan davalar, prim veya ikramiye ücretinden doğan davalar.
ZORUNLU ARABULUCULUK KAPSAMINA GİRMEYEN DAVALAR HANGİLERİ?
Uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk kapsamına girmeyen davalar ise şu şekilde: Meslek hastalığı nedeniyle maddi tazminat davaları, meslek hastalığından doğan manevi tazminat davaları, meslek hastalığından doğan maluliyet ve iş göremezlik oranının tespiti davaları, iş kazasından doğan maddi tazminat davaları, iş kazasından doğan manevi tazminat davaları, iş kazasından doğan maluliyet ve iş göremezlik oranının tespiti davaları, iş kazasından doğan maluliyet oranına itiraz davaları, iş kazası nedeniyle işverene ve sair kusurlu kişilere karşı açılan rücu davaları, hizmet tespit davası.
DİJİTAL DÖNÜŞÜM SÜRECİ VE MEVZUATTA DEĞİŞİM İHTİYACI
İş dünyasının ekonomi dostu iş kanunu ve modernizasyon talepleri konusunda İsa Karakaş, şu analizi yaptı: “Bilindiği üzere 1475 sayılı İş Kanunu’nun yerine 4857 sayılı İş Kanunu, 2003 yılında yürürlüğe girdi.
Bu durumda yapılan değişiklikler olsa da 19 yıla yakındır aynı kanun yürürlükte bulunuyor. Günümüzde teknolojide baş döndürücü değişimler yaşanıyor. Özellikle iletişim teknolojileri ve dijitalleşmenin de etkisiyle çalışma ilişkilerinde büyük dönüşümler görülüyor. Ayrıca son 2-3 yılda Covid-19’un yarattığı pandemiyle birlikte bu dönüşüm daha da hızlandı. Diğer yandan yapay zeka ve diğer robotik gelişmelerle birlikte başta AB ülkeleri ile diğer gelişmiş ülkeler sadece iş hukukunu değil, sosyal güvenlik ve çalışma hayatına ilişkin tüm mevzuatı yeniden ele alıyor. Mesela Belçika’da haftalık çalışma günlerinin 4 güne indirilmesi, Japonya, BAE ve diğer birçok gelişmiş ülkede çalışma sürelerinin düşürülmesi ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Bu bağlamda 19 yıllık İş Kanunu’nun bu dinamiklere ve gelecekteki muhtemel değişikliklere göre yeniden ele alınmasında fayda olacaktır. Ancak yapılacak düzenlemelerde çalışanlarımızın kazanılmış haklarından geriye gidilmemesi gerektiğinin de altını çizelim.”
28 Şubat 2022 Pazartesi
20 Kasım 2024 Çarşamba
20 Kasım 2024 Çarşamba
20 Kasım 2024 Çarşamba
20 Kasım 2024 Çarşamba
20 Kasım 2024 Çarşamba