İş dünyasında belirli kazanca ulaşmış insanlar nasıl hamdetmeli?

YediHilal Derneği tarafından düzenlenen Ticaret Mektebi "On'da dokuz" programında konuşan İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, şükür kavramının anlamına vurgu yaparak, iş dünyasında belirli kazanca ulaşmış insanların nasıl hamdetmesi gerektiğini anlattı.

Giriş: 27.04.2024 - 19:26
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


 

Moderatörlüğünü Ticaret Mektebi Komisyon Başkanı Mehmet Cebeci'nin yaptığı "Şükür Oturumu" ile devam edilen programda, İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, Emtium AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Halit Bekiroğlu ve Frewell Yönetim Kurulu Başkanı Şahin İlhan konuşmacı olarak yer aldı.

 

YediHilal Derneği tarafından düzenlenen Ticaret Mektebi "On'da dokuz" programının ilk günü "Şükür" ve "Ticaret Ahlakı" oturumlarının ardından sona erdi.

 

AA'nın global iletişim ortağı olduğu, YediHilal Derneği tarafından düzenlenen Ticaret Mektebi "On'da dokuz" programının ilk günü "Şükür" ve "Ticaret Ahlakı" başlıklı oturumların ardından MÜSİAD Genel Merkezi'nde son buldu.

 

Moderatörlüğünü Ticaret Mektebi Komisyon Başkanı Mehmet Cebeci'nin yaptığı "Şükür Oturumu" ile devam edilen programda, İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, Emtium AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Halit Bekiroğlu ve Frewell Yönetim Kurulu Başkanı Şahin İlhan konuşmacı olarak yer aldı.

 

Erken, şükür kavramının anlamına vurgu yaparak, iş dünyasında belirli kazanca ulaşmış insanların nasıl hamdetmesi gerektiğini anlattı.

 

Elde edilen gelirlerin ve kazançların şükrünü ifa etmede en önemli kurumlardan birinin vakıf kurumları olduğunu söyleyen Erken, "Vakıf o açıdan çok güzel bir şey. Sen bir malzeme, bir değer elde ediyorsun, onu kendinden ayırıyorsun ve bunu insanlara fayda için vakfediyorsun. O vakıf yürüdüğü müddetçe esasında sen oradan görünüşte para kazanmıyorsun. Fakat bu çok ciddi bir ahirete yatırım. Öbür tarafa yönelik çok ciddi bir yatırım yapıyoruz." diye konuştu.

 

Bekiroğlu da çalışmanın şükrü artırdığına inandığını vurgulayarak, "Ben buna inanıyorum. Tembel insanın zaten şükredecek bir şeyi olmaz. Çalışan insan şükredebilir, bir şeyler yapan şükredebilir. Oturduğu yerden hiçbir şey yapmadan, üretmeden, gayret etmeden, çaba göstermeden zaten şükür de çok fazla söz konusu olmaz diye düşünüyorum. Çalışmak şükrü artırır." dedi.

 

İhracatın dışarı açılmak anlamına geldiğini belirten Bekiroğlu, dışarı açılmanın bir nevi şükür vesilesi olabileceğini dile getirdi.

 

Bekiroğlu, şöyle konuştu: "Dışarıya açılmak bence şükrü hatırlatır insana ve şükrü artırır. Sadece içe kapanık olan, kendi mahallesinde dönüp dolaşan yani bunu ticari olarak da anlayabilirsiniz, sosyal, kültürel, siyasal, entelektüel konularda da böyle algılayabilirsiniz. İçe kapanık olan insanların şükretme olasılığı bence azalır. Dışarıya açılmak, mahallenin dışına açılmak, ilin dışına açılmak, ülkenin dışına açılmak, hani ihracata öyle bir vurgu yapmış olayım, aslında şükretmenin de bir vesilesi olur. Çünkü bir nevi kabuğunuzu kırmış olursunuz. Kendiniz dışındakileri görmüş olursunuz. Olumlu ve olumsuz örnekleriyle kendi dışınızdakileri görmüş olursunuz."

 

Frewell Yönetim Kurulu Başkanı İlhan da şükredilen nimetin gerçekten arttığına değinerek, "Ama şükür tabii şu değil, iyi bir iş yerim var, yanımda çalışan bir sürü adam var, iyi arabalara biniyorum gibi bir şükür değil. Şükrü bence çok farklı pencerelerden ele almak lazım. Gerçekten bir insan bir şey üretiyorsa o bir şükürdür. Çalışıyorsa bu bir şükürdür. Birilerine iş olanağı sağlıyorsa bu bir şükürdür. Ben böyle bakıyorum ve ileriye doğru hem inancı, hem yaşam biçimi hem insanlık için eğer bir değer katmak için çabalıyorsak o da bir şükürdür." diye konuştu.

 

İlhan, Hazreti Ömer'in sözüne vurgu yaparak, Allah'ın vermeyeceği nimetin hayalini bile kurdurtmayacağının altını çizdi.

 

Eğer bir şeyin hayali kurulabiliyorsa o nimete gerçekten yakın olunduğunu söyleyen İlhan, "Bu yakınlık bazen 3, bazen 5, bazen 10 yıldır. Ama önemli olan sizin inanmanız, azmetmeniz, mücadele etmeniz ve dediğim gibi oradaki azmi bir şükür olarak görüyorum. Yılmıyorsunuz. Bir dünya yılmış insanlar var. Siz mücadelenize devam ediyorsunuz. Gidip başarmayı sadece bireysel olarak görmemek lazım. Başardığınız zaman birçok insana faydanız olacak." değerlendirmesinde bulundu.

 

"ASIL OLAN MEŞRU YÖNTEMLERLE MAL KAZANMAK"

 

Günün son oturumu olan "Ticaret Ahlakı" başlıklı oturumda ise Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Servet Bayındır "İslam ve Ticaret Ahlakı" başlık bir sunum gerçekleştirdi.

Oturumda sunum yapan Bayındır, İslam'ın iktisadi anlamdaki temel ilkelerini anlattı.

 

Meşru yöntemlerle mal kazanmanın önemli olduğuna dikkati çeken Bayındır, "Bir Müslüman bu yöntemlerle, meşru yöntemlere uyarak bu işi yapmalı, gayrimeşru yöntemlerden de kesinlikle uzak durmalı. Bu da temel ilkelerden birisi. Peki meşru yöntemler nelerdir? Meşru yöntemlerin başında ticaret var. Diğerleri infak, sadaka, hibe. Asıl mesele sen bir iktisadi değer verip karşı tarafa bir iktisadi değeri almak suretiyle yapılan iktisadi mübadele işlemleridir." diye konuştu.

 

Bayındır, İslam'da ticaret ahlakı kapsamında sözleşmeye riayet edilmesinin çok önemli olduğunu kaydederek, ticarette dürüst ve güvenilir olmanın altını çizdi.

 

İş ve üretimde kaliteye riayet edilmesi ilkesine dikkati çeken Bayındır, karşılıklı rıza ilişkisinin de ticaretin en önemli noktalarından biri olduğunu söyledi.