tatil-sepeti

HABER: ADEM ORHUN

Tahran ile P5+1 grubu arasında yürütülen nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılması, dünyanın dikkatini İran’a çevirdi. Özellikle son altı aydır yüzlerce yabancı heyeti ağırlayan Tahran’a, temmuz ayından bu yana AB ülkelerinden birbiri ardına bakanlar gidiyor. Çünkü ambargonun kalkmasını öngören anlaşma, aynı zamanda bölgedeki yatırım ve ticaret fırsatlarının kapısını açtı.

Türkiye de İran’ın Batı’ya köprü olan komşusu olarak önemli bir pozisyonda bulunuyor. Biz de iki ülkenin ticari ilişkilerinin geleceği ve yatırım imkanları konusunda İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Mohsen Mortezaeifar ile görüştük. Başkonsolos Mortezaeifar bu özel röportajda İstanbul Ticaret gazetesi okuyucuları için önemli bilgiler verdi.

- Sayın Mortezaeifar, ekonomik ilişkiler, kültür ve politikadan bağımsız değil. Bu açıdan İran ile Türkiye’nin ilişkilerini nasıl görüyorsunuz?

İran-Türkiye ilişkileri çok eski tarihlere gidiyor. İki ülke sınırı yüzyıllardır huzur ve sükun sınırı oldu. Politik ilişkilerimiz de çok iyi seviyede. Tüm dost ve kardeşlerimize de bu dostluğu söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da İran ziyaretinde bunu dile getirmişti.

Ben de Türkiye’de olduğum zaman kendimi sanki İran’da gibi huzurlu hissediyorum. Gidiş gelişler de çok rahat. Türkiye’de de çok sayıda İranlı bulunuyor. İTO Başkanı Sayın İbrahim Çağlar ile görüşmemizde kendileri de söylediler, Cevahir olsun, Olivium olsun alışveriş merkezlerinde o kadar çok İranlı var ki… bazen Farsça konuşmalara şahit oluyoruz.

İRAN HALKININ DİRENCİNİN SONUCU

- Batı ülkeleriyle yapılan müzakerelerde anlaşmaya varıldı. Ambargolar, anlaşma çerçevesinde kaldırılacak. Bu sonuca nasıl ulaşıldı?

İran’ın barışçıl nükleer teknolojiden yararlanması kabul edildi. Her şeyin normalleşmesi biraz zaman alabilir. Fakat İran bu alanda başarıya ulaştı. Bu kazan kazana dayalı bir müzakereydi. İki taraf da kazançlı çıktı. Bu da İran halkının geçmiş yıllardaki direncini sonucudur.

Ambargo olduğu için İran’da ekonomik sistem öyle bir şekilde kuruldu ki dışa bağımlı olmadık. Dini liderimiz, bu düzeni ‘dirençli ekonomi’ olarak adlandırdı. Yani iç gücümüz ile büyümek ve dışarıya açılmak. Yani kendimiz yapacak kendimiz ihraç edecektik. Dünyadaki birkaç yılda bir ekonomik kriz yaşanıyor. Bu mali krizlerden İran halkı fazla etkilenmiyor. Bunu sağlayan da ambargo altında kurduğumuz sistemdir.

Müzakereler ardından varılan anlaşma ve ambargonun kaldırılması Dışişleri Bakanımız Muhammed Cevad Zarif ve heyetinin uzmanlığını gösteriyor. Çok profesyonelce çalıştılar. İran halkının da direncini gösterdiler. Bu da bölge için bir örnekti. Dış politikadaki son başarı belki tüm bölgenin başarısıdır. Pürüzleri diyalogla çözebilirsiniz. Bunu tüm dünya gördü.

HİÇBİR ÜLKEYE AÇIK ÇEK VERMEDİK

- Son aylarda AB ülkelerinden bakanların ve iş adamlarının yoğun ticari temasta bulunduklarını görüyoruz. Hangi konulara ilgi gösteriyorlar?

Açıkçası tüm ülkeler İran’a gelmek istiyor. Biz hiçbir ülkeye açık çek vermedik. Onlar kendileri geliyorlar. Biliyorlar ki yeni dönem başladı yeni alan açıldı. Onlar da İran’a yatırımın çok iyi fırsat olduğunun farkında. Yatırım ve ticari faaliyet için İran’ın kapısı işadamlarına açıktır.

Bizim eskiden Fransa ile otomotiv sektöründe çok iyi ilişkilerimiz vardı. Bugün de Fransa o alana ilgi gösteriyor. Anlaşmanın hemen ardından Almanya’dan Başbakan Yardımcısı geldi. İtalya’dan gelen heyet de otomotiv alanında temaslarda bulundu. Yeni bir dönem açıldı, herkes bundan faydalanmaya çalıyor. Şunu söylemek isterim ki ambargo döneminde bizim yanımızda olan ülkeler İran’da önceliğe sahip olabilirler.

Bu örnekler başkaları için engel değildir. Herkese kapımız açık. Doğaldır ki iyi bir yatırıma ilgi gösteririz. Kaliteli ürün ve ucuz fiyat önemli. Önemli olan budur. Yeni bir döneme giriyoruz ve kim girerse daha çok kâr edecek.

- Bu dönemde Türkiye ile ekonomik ilişkilerde ne tür gelişmeler olabilir?

Doğal olarak Türkiye komşumuzdur, kendisi de bu alana girebiliyor. Türkiye ve Türk firmalarıyla işbirliğine açığız. Yatırımlar ve işbirliği konusunda bazı beklentilerimiz var. Bu işbirliği ortak veya tek başına yatırım şeklinde olabilir. Ayrıca, teknolojinin gönderilmesi lazım. Bilime dayalı ekonomik faaliyetleri içermeli. Türkiye bu ve diğer ticari alanlarda İran’da bulunabilir.

250 OTELE İHTİYACIMIZ VAR

- İTO’ya üye 380 bin firma var. Bunlardan İran’da iş yapanlar veya yatırım yapmak isteyenler mevcut. Yeni dönemde Türk firmalarının dikkatini çekecek, öncelik verdiğiniz alanlar neler?

Otel yapımı öncelikli konu. 250 yeni otele ihtiyacımız var (Meşhed bölgesi hariç). Turizm sektöründe altyapı geliştirilmesi işleri öncelikli. Şehirler arası yollarda her türlü tesis. Bunlar restoranlar, dinlenme tesisleri olabilir.

TAŞERON DEĞİL, YATIRIMCI İSTİYORUZ

- Firmalarımız, İran’daki yatırımları için hangi kurumlarla temas kurabilir?

İran’ın tarihi geçmişi sebebiyle turist çekecek çok yeri bulunuyor. Turizmle ilgili alanlarda yatırım yapılabilir veya ortaklığa gidilebilir. Bunun için İran Kültür Turizm Kurumu yetkilileri ile görüşüp anlaşabilirler.

Tahran’da da büyük alış veriş merkezi ihtiyacı var. Tabi parayı Türk yatırımcının getirmesi gerekir. Taşeron değil, yatırımcı istiyoruz. Sermaye getirmiyorsa, İran’da bu işi yapanlar zaten var.

AVM’ler için belediye ile görüşülür. Öncelikler ortaya konulur değişik modeller üzerinde anlaşma sağlanır.

İran pazarı çok canlı ve üretime dayalı bir pazardır. İran gerçekten tüketen pazar, her alanda. O kadar fazla ki bazen israf boyutunda oluyor. Yeni TV, beyaz eşya çıktığında herkes onun peşinde. Yani yatırımcılar kesinlikle zararlı çıkmayacaktır.

- Tüketim demişken, İran’da perakende sektörünün durumu hakkında bilgi verir misiniz?

Bizde, Marmara Forum’a benzer alışveriş merkezleri çok. Her zaman çok kalabalık oluyor, otoparklar da her zaman dolu. Ama büyük zincir alışveriş merkezleri -genellikle gıda alanında- çok değil. Müşteri çok ama marketler yeterli değil. Bu konuda da bir yatırım alanı var. Markette kasalarının önünde 50-60 kişilik kuyruklar oluyor. Öyle ki İran’a gittiğimde eşime ‘Beni markete götürme’ diyorum.

KASIM’DA TÜRKİYE’DE FUAR

- Türkiye-İran ticari ilişkilerinde öngördüğünüz hedef nedir? İran’ın Türkiye’de ticari girişimlerinizden bahseder misiniz?

Hedefimiz karşılıklı ticarette 30 milyar dolar. Bu hedef aslında 2015 yılı içindi. Tabi bazı şartlardan dolayı o hedefe ulaşılamadı, belki taraflar bu hedefi yeniden düzenlediler. Ama önemli olan iki ülkenin tüm alanlarda işbirliğini geliştirmesidir. Bir evdeki iki kardeş bile ayrı düşünebiliyor. Fakat farklı düşünceler ilişkilerin durmasına sebep olmamıştır. İran da bunun için Türkiye’de birçok fuar düzenliyor.

Kasım ayında İran’ın özel fuarı olan ‘İran Expo’ İstanbul’da yapılacak. Son yıllarda bu kadar geniş çaplı fuar yapmadık. Şimdiye kadar tarım, yapı, gıda, otomotiv gibi alanlarda fuarlara katılım olmuştu. Ama bu fuar sadece ‘İran fuarı’ olacak. Geniş çaplı olsun diye tarihini de uzattık. Umarız bu fuarlar ilişkilerin daha da pekişmesini sağlayacak.

6 BİN ORTAK KELİME

Tarihimiz, kültürümüz ortak. Hatta zaman zaman dilimiz de ortak olmuştur. Dillerimizde 6 bin ortak kelime var. Türk dilinde çok sayıda Farsça kelime mevcut.

1 MİLYON TURİSTİK NOKTA

İran, tarihi açıdan çok zengin bir ülke. Ziyaret edilebilecek 1 milyon nokta var. 37 bin küçük tarihi eser tanınmış. Bir kısmı UNESCO listesinde.

ŞUBATTA AKIN OLMUŞTU

İstanbul Ticaret Odası, Tahran’da 1-4 Şubat 2015 tarihlerinde “Türk Hazır Giyim ve Konfeksiyon Fuarı” düzenlemişti. Fuara, İranlılar yoğun ilgi göstermişti.

İTO’NUN FUARI EN BÜYÜK KANIT

- İstanbul Ticaret Odası 2016 yılı başında İran’da genel ticaret fuarı düzenleyecek. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye-İran ilişkileri iyi seviyede. Bunu her zaman şeffaf ve açık olarak görüyorum. Bunun göstergesi İstanbul Ticaret Odası tarafından düzenlenecek ‘Expo Turkey in Iran’ fuarıdır. Bugün de İran’da düzenlenecek bu fuar hakkında İstanbul Ticaret Odası Başkanı sevgili dostum Sayın Çağlar ile çok güzel konuşmamız oldu. Konsolosluğumuzun buradaki rolü, bu konuyu hızlandırmaktır.

SINIR VE TIR’LAR

- Sınır kapılarındaki sorunlar ve taşımacılıkta TIR’lara çıkarılan engeller konusunda şikayetler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

İki taraf da sorunların çözümü için iyi niyetli çalışmalar yapıyor. Ama öyle görünüyor ki sınır kapılarında çalışanlar uygulamalara pek hakim değil. 1.5 ay önce kilometrelerce kuyruk vardı, şimdi o sorunlar giderildi.

2-3 haftadır bize bir şikayet gelmedi. Personel sayısının ve nöbetlerin çoğaltılması lazım. Eminiz ki iki tarafta bunu çözmek için ciddi irade var. Bezirgan Sınır Kapısı’nın Türkiye tarafındaki yol tamamlandı. Biz de tamamlamak için çalışıyoruz.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Mohsen Mortezaeifar’ı ziyaret etti. Cağaloğlu’ndaki tarihi binada gerçekleştirilen görüşmenin ana gündem maddesi Türkiye-İran ticari ilişkileri oldu.

11 Ağustos 2015 Salı

Etiketler : Röportaj