İki müttefik olan ABD ve Japonya arasında ticaret savaşı gerilimi devam ediyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın "adaletsiz" olarak nitelendirdiği otomobil ticareti uygulamaları nedeniyle ABD ve Japonya arasında gerilim tırmanıyor. Kapsamlı bir yüzde 25 otomobil tarifesi için 9 Temmuz son tarihi hızla yaklaşırken, her iki ülke de Japonya'nın otomobil endüstrisine ve daha geniş ekonomisine büyük bir darbeyi önleyebilecek bir anlaşma yapmak için çabalıyor.
Pazar günü yayınlanan Fox News röportajında Trump, Japonya'yı ABD'ye milyonlarca araç ihraç ederken Amerikan arabalarının ithalatını sınırlandırmakla eleştirdi: "Onlar bizim arabalarımızı almıyor ama biz onların milyonlarca arabasını ABD'ye sokuyoruz. Bu adil değil" diyerek Japonya'nın petrol dahil daha fazla Amerikan malı ithal ederek ABD'nin ticaret açığını azaltması yönündeki çağrılarını yineledi.
Japonya'nın ABD'ye otomotiv ihracatı geçen yıl yaklaşık 21 trilyon yen (145 milyar dolar) olarak gerçekleşti ve sektör toplamın %28'ini oluşturdu. Trump yönetimi bu dengesizliğin düzeltilmesi gerektiğini ve gümrük vergilerinin bu çabada önemli bir araç olduğunu savunuyor.
Bu arada Japonya, imalat sektörüne ağır bir darbe vurabilecek olan sektöre özel otomobil tarifelerinden kaçınmak için acilen çalışıyor. Tokyo'nun baş ticaret müzakerecisi Ryosei Akazawa, geçtiğimiz hafta Washington'da ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ile yedinci tur görüşmelerini gerçekleştirdi. Görüşmeler bir yüz yüze toplantı ve iki takip telefon görüşmesini içeriyordu. Resmi olarak "verimli" olarak tanımlansa da net bir ilerleme kaydedilmediği açıklandı.
Akazawa, Japonya'nın otomobil endüstrisinin 60 milyar doların üzerinde yatırım ve Japon otomobil firmalarına bağlı 2.3 milyon Amerikan işi ile ABD ekonomisine önemli ölçüde katkıda bulunduğunu savunuyor. Hem sektörel hem de daha geniş kapsamlı "karşılıklı" tarifeler konusundaki anlaşmazlıkları çözecek kapsamlı bir ticaret paketi için baskı yapmaya devam ediyor.
Zaman daralırken, Japonya yüzde 25'lik otomobil tarifesinin kabul edilemez olduğu yönündeki tutumunu sürdürüyor, ABD ise ticaret eşitliği talebinde ısrar ediyor. Önümüzdeki günler, her iki tarafın da aradaki uçurumu kapatmaya ve ticaret geriliminde potansiyel olarak zarar verici bir tırmanıştan kaçınmaya çalışması açısından çok önemli olacak.