tatil-sepeti

Yeni markaların katılımına açık olan yapının diğer sektörlere de örnek olması bekleniyor. İç piyasada birbirine rakip olan markaların ihracat pazarlarında refik-dost olarak birlikte ihracat hedefi ise 1 milyar dolar.

Dr. Hakan Yurdakul; diğer sektörlerde uygulanabilecek model ile pazar araştırmalarına, satış öncesi çalışmalarına ve networking’e odaklanarak ihracatta yeni bir döneme girileceğini söyledi. İhracatta büyük ölçekli firmaların oluşması için bu modelin tüm sektörlere örnek olması gerektiğini vurgulayan Dr. Yurdakul, “Bu modelin öncelikli olarak imalat, sanayi ve hizmet sektöründe uygulanması gerekiyor” dedi.

HABER: BARIŞ CABACI

Türkiye, AB ve bölge pazarda ana tedarikçi haline gelince ihracatçı şirketler, dış pazarda da ithalatçıların karşısına daha güçlü çıkıp, rakipleriyle daha kolay yarış için İhracatta Güç Birliği Modeli’ne geçiş yapmaya başladı. Bu modeli ilk uygulayanlar da mobilya ihracatçıları oldu. Mobilya ihracatçıları, ‘İhracatta Güç Birliği Platformu’nu kurarak, 7 büyük firmayı ihracatta bir çatıda birleştirdi. Bu güç birliğiyle 10 milyon TL sermaye ile F-TR Dış Ticaret Mobilya A.Ş. (F-TR Furniture Partners) kuruldu. İç piyasada birbirine rakip olmaya devam eden şirketler, güç birliği ile dış pazarda refik olacak.

HEDEF 1 MİLYAR DOLAR

Güç birliği altında birleşen 7 markanın toplam 530 milyon dolar cirosunun yüzde 20’sini ihracat oluşturuyor. İç piyasada birbirine rakip olan markaların ihracat pazarlarında refik-dost olarak birlikte ihracat hedefi ise 1 milyar dolar. F-TR Furniture Partners’dan alınan bilgiye göre, model şöyle işleyecek:
Lojistik, perakende ve diğer tüm aşamalarda şirketler ortak hareket edecek.
Alınan siparişler de birlikte hareket edilerek karşılanacak.
Güç birliği, katma değeri yüksek ürünlerin ihracatını artırmaya yönelik çalışmalar yapacak.

İHRACATTA YENİ DÖNEM

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurul Üyesi Dr. Hakan Yurdakul, ihracatta işbirliği modelini İstanbul Ticaret’e değerlendirdi.

Dr. Yurdakul, bu modelin en önemli özelliğinin pazar araştırmalarına, pre-sales (ön satış) çalışmalarına ve networking’e de hak ettiği değerin verilerek, ihracatta yeni bir döneme geçilmesi olduğunu söyledi. Dr. Yurdakul, bu modelin arkasında yatan iki temel fikir olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: “Birincisi, ihracat için üretimin yetmeyeceğini, aynı zamanda hedef ihracat pazarının tüketim alışkanlıkları, satın alma alışkanlıkları ve pazar dinamiklerini bilmek gerekiyor. Burada platformların sağladığı pazar araştırmaları ve pazardaki mevcut oyuncularla işbirlikleri geliştirmek çok önemli. Sadece fiyat kaliteye dayanan bir rekabet gücüyle bir yere kadar gidilebilir.”

BÜYÜK ÖLÇEKLİ ŞİRKET

İkinci temel fikir ise ölçek ekonomisinden yararlanmak için ihracatta navlun, sigorta, hammadde ve yarı mamul giderlerinde birlikte hareket etmek gerektiğini belirten Dr. Yurdakul, şu noktalara dikkat çekti: “Giderleri azaltmanın yanında üretim ve ihracat gelirlerinde de tek tek firma bazlı üretim kapasiteleri yerine daha büyük kapasitelerle, güçlü temsillerle ithalatçılara arzı endam etmek çok önemli. Ayrıca ihracatta giderlerin azaltılmasını ve gelirlerin de artırılmasını sağlayacak. Bunun gibi güç birliği platformları bu amacı sağlayabilir.

Bu model, ortak menfaat anlayışıyla tüm ihracatçı, hatta ithalatçı sektörlerde de uygulanabilir. Bu ve bunun gibi güç birliği platformları sadece montan-nicelik olarak ihracatı artırmaz. İhracatı kilogram değeri ve niteliği bakımından da daha yukarıya taşır.”

BU SEKTÖRLERDE BİRLİK ŞART

“İhracatta Güç Birliği Modeli’nde hedef pazarların öncelikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler olması gerekiyor” diyen Dr. Yurdakul, şirketlerin odaklandığı pazarı ve bu pazardaki oyuncuları doğru anlamalarının önemli olduğunu söyledi. Dr. Yurdakul, mobilya sektöründen sonra İhracatta Güç Birliği Modeli’nin şu sektörlerde de uygulanması gerektiğini vurguladı: “Öncelik imalat sektöründe olabilir. Fakat sadece imalat sektörleri değil, hizmet sektöründe de bu modeli uygulayalım. Ülkemizin ciddi ihracatçı olduğu eğitim turizmi, sağlık turizmi, sanayi-makina, gıda ve tıbbi cihaz sektörlerinde de bu modele geçiş yaparak dünyadaki payımızı artıralım.”

YENİ BİR MODEL ANLAYIŞI

Dünyanın en büyük sekizinci ihracatçısı olan Türk mobilya sektöründe, ilk 5’e yükselebilmek için farklı stratejilerin ve şirketler arası ortak projelerin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen F-TR Furnitre Partners Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Çilek, İhracatta Güç Birliği Modeli’ni İstanbul Ticaret’e şöyle anlattı: “Yurt dışında zorlu rekabeti aşmak için yaptığımız güç birliği ile özellikle büyük ölçekli mobilya ithalatçıları olan ABD, Almanya, İngiltere ve Fransa gibi pazarlarda rekabet edecek ürünler geliştirmek için böyle bir danışmanlık şirketi kurduk. Ürettiğimizi sattığımız değil, satabildiğimizi ürettiğimiz mottosuyla bu modeli diğer sektörlerde de uygulayabiliriz.”

HERKES KATILABİLİR

Platformun kuruluş nedenlerinden birinin de ölçek sorunu olduğunu vurgulayan Çilek, bu ortaklık sayesinde ölçek sorununun aşılacağını ve büyük üretimler yapılacağını söyledi. Çilek, 7 firma ile başlayan F-TR Dış Ticaret Mobilya A.Ş.’nin, katılmak isteyen firmalara açık olduğunu ifade etti. Çilek, “Özellikle İtalya ve İspanya’da dikkate değer birliktelikler var.

Çin ise bunu, bir anlamda devlet politikası olarak başarılı bir şekilde uygulayan tek ülke. O nedenle birçok sektörde de dünyanın en büyük tedarikçileri. Bizim platformumuzun kapıları da bundan sonra bizimle bu yolda yürüme isteği taşıyan tüm firmalara açık” diye konuştu.

KÜÇÜK OLSUN BENİM OLSUN OLMUYOR

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurul Üyesi Dr. Hakan Yurdakul, iç piyasada birbirine rakip olan firmaların, dış pazardaki güç birliğinin inisiyatif alınarak mümkün olabileceğini söyledi. Dr. Yurdakul, “Kamu, özel sektör oyuncularını herhangi bir teşvikle ikna edemez. Şirketler, küçük olsun, benim olsun ve oğluma-torunuma bırakayım anlayışındaysa, bir yere varılması imkansız. Fakat güç birliğine uygun şirketlere yapılacak destek ve teşvikler anlamlı olacak. Aslında kamu sektörünün rolü, mevcut destek ve teşvikler dışında bu tip güç birliklerini pazarlama ve satışta G2G faaliyetlerle desteklemek” dedi.

MODELİN KISA FORMÜLÜ

F-TR Furnitre Partners Başkanı Muzaffer Çilek, İhracatta Güç Birliği Modeli’nin diğer sektörlere nasıl uygulanacağını şöyle anlattı: “Öncelikle tarafları bir araya getirip elde edecekleri avantajları ve yakalanacak fırsatları net bir şekilde ortaya koymak gerekiyor. Sadece böyle bir modeli kurmak yetmiyor; bu birleşmeler uzun ömürlü olmalı. Örneğin; bizim ortaklığımızda var olan ‘7 marka’ da iç pazarda kendi gücünü kanıtlamış önemli markalar. Fakat ihracatı artırma arayışı sonucunda güç birliğine gidildi. Benzer güç birlikleri için izlenmesi gereken tek yol, bu bakış açısıyla ilerlemek.”

ŞİRKETLERE İYİ ANLATILMALI

“Türkiye’de ortaklık kültüründe eksiklikler var” diyen İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Torlak, şunları söyledi: “ Stratejik işbirlikleri ve şirket birleşmeleri konularında düzenleme ve denetlemeye ilişkin müdahaleci olmayan mevzuat desteklerinin de yapılması gerekiyor. Bozucu etkilerinin regüle edilmesi ve denetlenmesi şartıyla şirketlerin finansman, insan kaynağı, lojistik, dağıtım kalitesi ve teknoloji gibi farklı kaynak ve yeteneklerinin maliyet avantajı sağlayacağının göz önünde bulundurulması gerekiyor. Tek tek hareket ettiklerinde şirketlerin rekabet dezavantajlarının neler olduğuna ilişkin veriler senaryolaştırılarak sektör bazlı anlatılmalı. Ayrıca bu platforma akademisyenlerin de katılması gerekiyor.”

KOBİ’LERİ FORTUNE GLOBAL 500 LİSTESİNE DAHİL EDELİM

Portekiz ve İspanya’nın tekelinde bulunan Uzakdoğu ve Hindistan baharat ticaretinden pay almak üzere İngiliz tüccarları tarafından 1600’de kurulan Doğu Hindistan Kumpanyası (British East India Company), günümüzdeki çokuluslu şirketlerin öncüsü ve modern anonim şirketlerin de atası olarak kabul ediliyor. ‘Dünyayı değiştiren şirket’ olarak da tanımlanan girişim hakkında Türkçe ilk telif kitabı kaleme alan Taha Özel, “Mobilyacıların yaptığı güzel bir başlangıç” dedi. “Global milli şirketlerimizi devletimizin teşvik ve denetimiyle kurmamız hayati derecede önemli” diyen Özel, şöyle devam etti: “Batı dünyasının son 500 yıldır şirketleri üzerinden sanayilerini geliştirdiğini görüyoruz. Rekabetçi üstünlüğümüzün olduğu sektörlerin belirlenip, bu sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ’lerin hisse sistemiyle birleştirilip, maliyetlerini minimuma indirmesi gerekiyor. Yeni kurulan şirketten uzun süre gelir vergisi alınmayarak desteklenmesi önemli. Dünyadaki örnekleri için Fortune Global 500 listesini açınız. Tüm bu şirketler bahsettiğim şekilde büyümüştür.”

08 Kasım 2021 Pazartesi

Etiketler : Gündem