tatil-sepeti
tatil-sepeti

İhracata enerji takviyesi

Türkiye’nin ihracatının yüzde 40’tan fazlasını gerçekleştirdiği Avrupa Birliği’nde (AB) olumlu gelişmeler yaşanıyor. Resesyon riskinin en önemli gerekçelerinden biri olan enerji krizinde, doğalgaz fiyatları Aralık 2021’den bu zamana kadarki en düşük seviyeyi gördü.

Giriş: 22.05.2023 - 09:31
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


Uzmanlar, Avrupa’da enerji maliyetlerinin düşmesinin, beklenen resesyon tehlikesinin ötelenmesine ve iyimser bir hava esmesine neden olacağını belirtiyor. Bu durumun dış ticarete de olumlu etki yapacağı, en büyük ihracat pazarı AB olan Türkiye’de de üretimi artıracağı kaydediliyor.

 

HABER: ŞEREF KILIÇLI

 

Küresel enerji krizi, uzun bir süredir küresel ticaretin de ana gündem maddeleri arasında yer alıyor. Eylül 2021’de başlayan süreç, Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna savaşından sonra yeni bir aşamaya geçmişti. Resesyon riski gerekçelerinde önde gelen parametreler arasında da yine enerji krizi vardı. Ancak son dönemde Avrupa’da enerji konusunda olumlu gelişmeler yaşanıyor. Avrupa’da doğalgaz fiyatları, ılıman geçen kışın etkisiyle düşük kalan talep ve gaz depolarının yüksek doluluk değerlerine bağlı olarak Aralık 2021’den bu zamana kadarki en düşük seviyeyi gördü. Gaz fiyatları, 15 Mayıs’ta, son 1.5 yılın ardından ilk kez megavatsaat başına 35 Euro’nun altına düştü, haziran vadeli kontratlar 32 Euro’ya geriledi.

 

BÜYÜMEDE REVİZE

 

Diğer bir önemli gelişme ise Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun ‘Avrupa Ekonomik Tahminleri 2023 İlkbahar’ raporundaki tespitler oldu. Raporda; AB ekonomisinin bu yıl yüzde 1, 2024’te yüzde 1.7, Euro Bölgesi ekonomisinin de 2023’te yüzde 1.1 ve 2024’te yüzde 1.6 büyüyeceği öngörüldü. AB Komisyonu’nun bir önceki ‘Kış’ raporunda, 2023’te AB’nin yüzde 0.8, Euro Bölgesi’nin yüzde 0.9 büyüyeceği tahmin edilmişti. 

 

Son raporla birlikte AB ve Euro Bölgesi’nin bu yılki büyüme beklentileri yüzde 0.2 oranında yukarı yönlü revize edildi. Raporda, enerji fiyatlarındaki olumlu gelişmelerin enflasyonun daha hızlı düşmesine ve iç talepte olumlu yansımalara yol açabileceği, ancak devam eden Rusya-Ukrayna savaşının kalıcı belirsizlikler ortaya koyduğu da belirtildi.

 

TİCARETİ ARTIRACAK

 

Enerji ve büyüme öngörüleri konusundaki olumlu tahminleri İstanbul Ticaret’e değerlendiren Türk-Alman Üniversitesi Uluslararası İktisat Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Elif Nuroğlu, şu tespiti yaptı:  “Enerjide düşen maliyetler Avrupa’da üretimin canlanmasına, beklenen resesyon tehlikesinin ötelenmesine ve iyimser bir hava esmesine neden olacak. 

 

Bu da bölgede hem ithalatı hem de ihracatı artırıcı bir etki yapacak ve Türkiye gibi ihracatının neredeyse yarısını AB’ye yapan ülkelerin üretiminde de canlanmaya neden olacak. Avrupa’da üretimin artması ve Almanya gibi lokomotif ülke için negatif büyüme tahminlerinin küçük de olsa pozitif büyüme ile revize edilmesi, resesyon tehlikesinin ötelenmesi anlamına geliyor. Ancak riskin azalması, yok olması anlamına gelmiyor; çünkü Rusya-Ukrayna savaşı halen devam ettiği için belirsizlikler ortadan kalkmış değil.”


FİRMALARIN KAPASİTESİ DE BELİRLEYİCİ

 

Avrupa’da enerji fiyatlarındaki düşüşün maliyetleri düşüreceğini, hem ihracat hem de ithalatı artıracağını, bunun da iç talebi yükselteceğini belirten Prof. Dr. Elif Nuroğlu, şu analizi yaptı: “Bu durum en büyük ihracat destinasyonu Avrupa olan Türkiye için de olumlu bir yansıma yapar diye tahmin ediyorum. Avrupa’ya olan ihracatta bir artış beklenebilir. Ancak süreçten daha iyi istifade etmek, kapasite ile de alakalı bir durum. Yani, Türk firmaları kısa vadede ancak kapasiteleri ölçüsünde ihracat ürünü çıkarabilirler. Eğer mevcut durumda kapasitelerini tam olarak kullanmıyorlarsa, AB’deki bu olumlu ortam ihracat artışına sebep olabilir. Kapasite genişletilmesi için ise daha uzun bir yatırım süreci gerekiyor.”

 

TÜRKİYE MENŞE GÜCÜ

 

Avrupa ekonomisindeki gelişmelerin Türkiye’yi doğrudan etkilediğine dikkat çeken İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Başkanı Prof. Dr. Figen Yıldırım’ın değerlendirmeleri ise şu şekilde: “Bu olumlu hava, hiç kuşkusuz Türkiye’ye de olumlu sonuç olarak yansıyacak. Bu noktada devletin, sanayi ve ticaret odalarının, ihracatçı birliklerinin mentorluğu büyük önem taşıyor. Maliyet odaklı katma değerli üretim ilkesi ile Türkiye menşe gücünü artırmak için ülke marka imajı desteklenmeli. Türk sanayicisi, üreticisi denildiğinde ortak değerlerle kuşatılmış bir misyon akla gelmeli ve bu durum herkes tarafından benimsenmeli. İhracatçıların tedarik politikasından üretime ve dağıtım politikalarına kadar tüm tedarik zincirinin değerler bütünü halinde çalışması ve bunun uzun vadede getireceği kârlılık ve büyümeye odaklanması konusunda ikna edilmesi, desteklenmesi ve yönlendirilmesi gerekiyor. Bu fırsatı en yakın coğrafya avantajı ile Türkiye değerlendirmeli.”

 


DÜNYANIN EN BÜYÜK İKİNCİ EKONOMİSİ 

 

AB, 27 üye ülkesiyle küresel nüfusun yaklaşık yüzde 6’sını teşkil etmesine rağmen dünyanın en büyük ekonomileri ve ticaret aktörleri arasında yer alıyor. Yaklaşık 448 milyonluk tüketici kapasitesi ve 33 bin 928 dolarlık kişi başı geliri ile dünyanın en büyük ekonomileri arasında olmayı sürdürürken, 15.1 trilyon dolarlık Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) ile ABD’nin ardından dünyanın en büyük ikinci ekonomisi konumunda. AB, dünya mal ihracatından yüzde 15.2, dünya ithalatından ise yüzde 14.7 oranında pay alarak, dünya mal ihracatında ve ithalatında ikinci sırada bulunuyor. Yaklaşık 2.1 trilyon dolarlık ithalat hacmine sahip olan AB, birçok sektördeki ithalat hacmini de günden güne artırıyor.

 

TÜRKİYE’NİN İHRACAT PAZARINDA İLK SIRADA

 

Türkiye ve AB arasındaki ticaret, 31 Aralık 1995 tarihinde Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girmesi ile birlikte büyük bir ivme kazandı. Ticaret hacmi, 2022 yılında 196.4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti ve AB, Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı olmayı sürdürdü. AB, 2022 yılında 103.1 milyar dolar ile Türkiye’nin ihracatından yüzde 40.6 oranında pay alırken, ihracat pazarında da ilk sırada bulunuyor. Türkiye, AB’nin toplam ithalatında ise 2022 yılında yüzde 3.3’lük payla 6. sırada yer alıyor. AB ayrıca, Türkiye’nin ihracatında olduğu gibi ithalatında da ilk sırada. 2022 yılı rakamlarına göre; Türkiye 364 milyar dolarlık toplam mal ithalatının 93 milyar dolarlık kısmını (yüzde 25.6’lık pay) AB’den gerçekleştirdi. 2022 yılında Türkiye’nin AB ile olan ticaretinde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 110.5 seviyesinde gerçekleşti. Hâlihazırda yalnız sanayi ve işlenmiş tarım ürünlerini kapsayan Gümrük Birliği’nin önümüzdeki dönemde kapsamının genişletilerek ve derinleştirilerek güncellenmesi durumunda, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan AB ile dış ticaret rakamlarının çok daha ileri seviyelere geleceği belirtiliyor.


 

DOĞALGAZ FİYATLARINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR NORMALLİK

 

Avrupa’da doğalgaz fiyatlarının sürdürülebilir şekilde ne zaman normalleşeceği konusunda yakın dönemde raporlar yayınlanmıştı. Fitch Ratings’in ‘Avrupa’nın Gaz Krizinde En Kötüsü Geride Kaldı’ başlıklı raporunda, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ve enterkonnekte altyapısının sağlanmasının, Avrupa’nın uzun vadeli gaz tedariki için temel kriter olarak öne çıktığı kaydedilmişti. Fitch Ratings’in raporunda; Avrupa’da doğalgaz fiyatlarının ancak 2025’ten itibaren LNG ve enterkonnekte altyapısının oluşturulmasıyla sürdürülebilir şekilde normalleşeceği de belirtilmişti. Yakın dönemde konuyla ilgili bir başka değerlendirmeyi de Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol yaptı. Avrupa hükümetlerinin enerji güvenliğini sağlamak adına geçen yıl pek çok doğru karar aldıklarını ifade eden Birol, ılıman geçen kışın ve Çin’deki talep zayıflığının etkisiyle bu dönemin şanslı bir şekilde atlatıldığını fakat gelecek kışın kolay geçmeyebileceğini söyledi.