tatil-sepeti

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

İstanbul deyince ilk akla gelen manzaralardan biri Yeni Camii… Önünde biriken kuşlar, sol tarafında tarihi Mısır Çarşısı ve sağ kısmında yer alan Hünkar Kasrı…

Yapımı 57 yıl süren Yeni Camii ve külliyesi, tamamlandığı günden bu yana yüklendiği misyonla İstanbul’un gözbebeği konumunda. Tarihi cami ve çevresi, İstanbul Ticaret Odası tarafından ‘İstanbul Eminönü Yeni Camii Külliyesi ve Hünkar Kasrı’ kitabı ile yeniden gönüllerde yer buldu.

EN ESKİ FOTOĞRAFLAR

Kültür-sanat tarihçisi ve görsel sanatlar uzmanı Abdullah Kılıç tarafından kaleme alınan kitapta Yeni Camii, Hünkar Kasrı, Mısır Çarşısı ve külliyeye ait diğer yapılar, belgelerle ele alınıyor. Kitapta, tarihi yapılara ve bölgeye ait hem sanatçının fotoğrafları hem de bölgenin bilinen en eski fotoğrafları ve çizimler de yer alıyor. Kitaptan bazı satırbaşları şu şekilde:

EN İŞLEK BÖLGEDE

Yüzyıllarca varlığını sürdürerek, Eminönü’nün kartpostallık görünümünün mimarı haline gelen Yeni Camii’nin ilk temelleri 1597 yılında atılır.

O yıllarda Eminönü, çok karmaşık bir haldedir. Sultan III. Mehmet’in annesi Safiye Sultan, hem bu karışıklığı ortadan kaldırmak hem de adının asırlarca hayır dualarla anılmasına vesile olacak bir ibadethane ve külliye yapmak ister. Buna istinaden bölge istimlak edilmeye başlanır.

İKİ KATINA İSTİMLAK

Bölgede ağırlıklı olarak yaşayan Yahudi nüfusun arazileri iki misli bedelle istimlak edilir. Bölge sakinleri Hasköy’e nakledilir. Bu kişilere yeni evler verilir ve sinagoglarının bulunduğu arsaları kanunen satılamadığı için karşılığında onlara her yıl 32 kuruş kira ödemesi yapılır. Yine buradan istimlak sebebi ile gönderilen Yahudi nüfus ömür boyu vergiden de muaf tutulur.

Bu ilk istimlaktan ve temellerin yaklaşık 3 metre yükseltilmesinden sonra külliye 1603’ten 1660’a kadar 57 yıllık bir bekleyişe geçecektir.

Ta ki, tarihçilerin ‘ihrak-ı kebir’ diye nitelendirdiği büyük İstanbul yangınına kadar. Bu süreçte padişah değişir ve Valide Sultanlık makamına Hatice Turhan Sultan gelir. Turhan Sultan, yangını bu külliyenin yapılması için büyük bir işaret sayar ve tüm imkanları seferber ederek külliyenin yapımı için yeni bir hareket başlatır. 1660 yılında inşasına yeniden başlanan külliye, 1665 yılında İstanbul’un ebedi hizmetine hazır hale gelir.

SUYA KAR KATILAN ÇEŞME

Tarihi yapının en çok hizmet veren yapılarından biri de çeşme ve sebildir. Çeşmeden ilk yapıldığı yıllarda belirli zamanlarda şerbet dağıtımı da yapılır. Külliyenin vakfiyesinde bu durum şöyle anlatılır: “Yaz günlerinde sebilhaneye kar verilmek için mütevelliye 20 bin akçe teslim edilsin. Her sene üç bin okka Atina balı satın alınıp cemaate sunulsun. Cami-i şerif kapılarından her bir kapıya iki şerbetçi tayin edilsin.”

HÜNKAR KASIRLARININ EN İHTİŞAMLISI

Hünkar Kasrı, İstanbul’daki hünkar kasırlarının en ihtişamlısı olarak kayıtlarda yer alır. Üç katlı olan kasır, aynı zamanda padişah ve ailesinin hayatını geçirebileceği şekilde inşa edilir. Cami ile bağlantısı da olan tarihi yapı, Hatice Turhan Sultan tarafından Ramazan ayında ikamet etmek için de kullanılır.

KÜLLİYEYE HAYAT VERMEK İÇİN

Yeni Camii, ilk yapıldığı dönemlerde sıbyan mektebi, darülkurra, kütüphane, muvakkithane, çeşme, sebil gibi yapılarla beraber hizmet vermeye başlar. Çok büyük bir gideri olan külliyenin bu giderlerini karşılamak için de asırlar boyunca İstanbul’a hayat verecek olan Mısır Çarşısı inşa edilir. Turhan Sultan tarafından kiraya verilen bu dükkanların gelirleri vakfa aktarılır.

18 Nisan 2022 Pazartesi

Etiketler : Gündem