tatil-sepeti

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç; iş yerlerinin açık kalması, turistlerin gelmeye devam etmesi, insanlarımızın yurtdışına gidebilmesi, okulların açılabilmesi ve ihracatın devamı için mutlaka aşı yaptırılması, özenle maske takılması çağrısı yaptı.

Halkın sağlığı, piyasaların etkin ve açık kalabilmesi için vaka sayılarının 20 binleri aşmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “Aşılarımızı mutlaka yaptırmamız gerekiyor. Aşı, tek silahımız ve bu çok tesirli aracı kullanmak mecburiyetindeyiz” dedi.

Ödenen onca bedele rağmen maskeye hâlâ yeterince önem verilmediğini vurgulayan Başkan Avdagiç, “İş yerlerimiz, işletmelerimiz ve insanımız maske takmayanların, maskesini burnunun altında tutanların ciddi tehdidi altında” uyarısında bulundu.

HABER: MÜGE BİBER / ŞEREF KILIÇLI / BARIŞ CABACI

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın Ağustos ayı olağan Meclis Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada; ekonominin gidişatına, İstanbul’un geleceğine, vaka artışlarından toplum sağlığına ve ticaretin sürdürülebilirliğine yönelik mesajlar verdi. Onca kaybedilen cana ve ödenen bedele rağmen aşılamadan kaçınılmasının ve maske-mesafe kuralına uyulmamasının kabul edilebilir bir durum olmadığına dikkat çeken Şekib Avdagiç; iş yerlerinin açık kalması, turistlerin gelmeye devam etmesi, insanlarımızın yurtdışına gidebilmesi, okulların açılabilmesi ve ihracatın devam edebilmesi için mutlaka aşı olunması ve özenle maske takılması çağrısı yaptı.

VAKAYI YÖNETEBİLİRLİK

20 binleri aşan vaka sayılarının toplum sağlığı ve ticaretin sürdürülebilirliği için büyük tehdit olduğunu vurgulayan Başkan Avdagiç; halkın sağlığı, piyasaların etkin ve açık kalabilmesi için vaka sayılarının 20 binlerde tutulması ve aşağı yönlü yönetilmesinin önemine dikkat çekerek şöyle devam etti: “Aşılarımızı mutlaka ama mutlaka yaptırmamız gerekiyor. Aşı, Kovid-19’a karşı tek silahımız ve bu çok tesirli aracı sonuna kadar kullanmak mecburiyetindeyiz. O yüzden tüm üyelerimizi, tüm İstanbulluları ve tüm halkımızı aşı olmaya çağırıyoruz.”

YARIM MASKE TEHDİDİ

“Kovid-19 salgını etkisinden ve gücünden hiçbir şey kaybetmedi. Sadece bizler ona biraz daha alıştık, yol açtığı tahribatlara ve ölümlere alıştık” diyen Şekib Avdagiç, sosyal mesafeye ve maskeye hala yeterince önem verilmediğini belirterek şöyle devam etti: “İş yerlerimiz, işletmelerimiz ve insanımız maske takmayanların ve maskesini burnunun altına tutanların ciddi tehdidi altında. Neredeyse ‘maske karşıtlığı’na dönüşen yaklaşım ve uygulamalar var. Sosyal mesafe karşıtlığı, aşılama karşıtlığını geçmiş durumda.

Kovid-19 aşısı, ‘Maskeni niye doğru takmıyorsun?’ diyenlere ‘Ama ben aşımı oldum’ cevabını vermeleri için yapılmıyor. Maske takmamak için mi aşı olduklarını sanıyorlar, gerçekten anlamakta zorluk çekiyoruz. Maskesini burnunun altında takanlar, sosyal mesafeye dikkat etmeyenler bana göre maske karşıtıdır. Çünkü, uzmanların da dediği gibi, sadece aşılama ile pandemiyi bitirmek mümkün değil” diye konuştu.

ÖDÜLLENDİRME ÖNERİSİ

Kovid-19’un resmen duyurulmasının üzerinden 20 ay, ülkemizde ise ilk vakanın görülmesinin üzerinden 18 ay geçtiğini hatırlatan Avdagiç, “Maalesef pandemi hepimizden bir adım önde gidiyor. Ona çelme takmak, ancak aşıyla, gerçek anlamda maske takmakla, sosyal mesafeye dikkat etmekle ve hijyenle mümkün olacaktır. Salgını o zaman durdurup biz öne geçeceğiz. Bunu bir kez daha vurgulamak istiyorum” diye konuştu.

Aşılamanın ödüllendirmeyle hızlandırılması tarafında yer aldıklarını hatırlatan Avdagiç, şöyle devam etti: “Bu amaçla İTO olarak temmuz ayının son günlerinde, bir kampanya başlattık. İş dünyamıza ‘aşını ol, indirimini al’ diye seslendik. Büyük şirketleri, perakende satış yapan grupları, finans kurumlarını, havayolu, otel gibi işletmeleri ve katılmak isteyen her firmayı ‘aşı ödüllendirme’ sistemine katılmaya, uygulama geliştirmeye davet ettik. Böylece aşılamada teşvik yönteminin yanında yer aldık.”

‘2022 İTO’NUN YENİ PROJELERİ İÇİN AÇILIM YILI OLACAK’

İTO Başkanı Avdagiç, 2022 yılının İTO’nun yeni projeleri için açılım yılı olacağını ifade ederek, “İTO eski merkez binamızı aslına uygun olarak yeniden inşa çalışmalarımız sürüyor. Kasım 2022’de tüm inşaat bitmiş olacak. Tarihi Liman Han projemizde çalışmalarımız, zorlu zemin şartlarına rağmen gayet iyi gidiyor. Ocak 2022’de alanı teslim alacağız. Merkez Bina Yanı Ek Bina’yı da Kasım 2022’de teslim almış olacağız. Merkez binamızın yanındaki arsaya da Türkiye’nin önde gelen mimarlarından oluşan bir heyetimizin nezaretinde, şehrin tarihsel dokusuna ve İTO’ya yaraşır mimari projeler hazırlatıyoruz. Hedefimiz, göz bebeği projelerimizden biri olan BTM’yi buraya taşımak” diye konuştu.

KÜLTÜR-SANAT VE ÜNİVERSİTE KENTİ İSTANBUL, AYNI ZAMANDA SANAYİ ŞEHRİDİR

Haziran ayında düzenlenen teşvik belgeleri hakkında da bilgiler veren Şekib Avdagiç, savunma sanayi projeleri dışında İstanbul’a yönelik cazip teşvik verilmemesinden yakındı. İstanbul’un bir kültür-sanat ve üniversite kenti olduğunu belirten Avdagiç, “İstanbul aynı zamanda bir sanayi şehridir, sanayinin merkezidir. Sanayi İstanbul’dan atılamaz” diye konuştu.

AHİLİK İLKELERİYLE TİCARET

2021 yılının Cumhurbaşkanlığı tarafından ‘Ahi Evran yılı’ ilan edildiğini hatırlatan Başkan Avdagiç, “Ahiliğin kurucusu olan, üretim ve ticaret anlayışımızın temelini atan, bizlere rol model olan Ahi Evran’ın bu yıl 850. doğum yıldönümünü kutluyoruz” dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sözlerimi onun söylediği ve Ahilerin vazgeçilmez ilkesi olan bir nasihatle bitirmek istiyorum. Şöyle diyor Ahi Evran: ‘Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Kimseyi kandırma. Kanaatkâr ol. Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme. Eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil ve kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol.’

TÜRK TÜCCARININ DA TEMELİ

Bizi, ‘İnsanın insanın kurdu olduğu’ kapitalist bir anlayıştan ‘İnsanın insanın dostu ve yâreni olduğu’ bir anlayışa taşıyan bu sözlerin, ticaretimize her daim hakim olmasını diliyorum. Küresel ısınmaya yol açan, doğayı mahveden üretim anlayışına karşı tek çözümün, İTO’nun da, Türk tüccarının da temeli olan Ahiliğe sarılmak olduğunun bir kez daha altını çiziyorum.”

GURUR PROJEMİZ: ÜNİVERSİTE

İTO yönetimi olarak, pandemi dönemi ve sonrası için meclis ve komite üyeleriyle gerçekleştirilen sektörel istişare toplantılarının devam edeceğini belirten Başkan Avdagiç, “Bu toplantılarımızı en kısa zamanda tamamlayarak, raporlaştıracağız” dedi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi için “Bizim sadece sosyal sorumluluk projemiz değildir, onur ve gurur projemizdir” diyen Şekib Avdagiç şunları söyledi: “Akademik yöneticilerimizle birlikte üniversitemizin niteliğini artırmak için var gücümüzle çalışırken, sizlerden de bu tercih döneminde desteklerinizi bekliyoruz. Her çalışmamızda olduğu gibi Üniversitemizde de birlikte başaracağız.”

‘BİR OLDUKÇA, ZARAR ZİYAN AŞILIR’

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, her komiteden bir Meclis Üyesi ile toplantıyı yaptıklarını, diğerlerinin uzaktan erişimle iştirak ettiğini söyledi.

Geçtiğimiz haftalarda birçok ilimizde çıkan yangınları hatırlatan Öztürk Oran, “Orman dediğimizde sadece ağaçtan bahsetmiyoruz. Hayvanıyla, içindeki doğal yaşamıyla, bitkilerle birlikte çok büyük bir yaşam alanından söz ediyoruz. Doğal dengenin çok önemli bir parçası ormanlar” dedi.

Devletin desteğinin yanı sıra afetlere karşı en önemli silahlardan birinin milli dayanışma ve bir arada durmak olduğunu ifade eden Oran şöyle konuştu: “Orman yangınlarındaki zararların ortaya çıkmasının ardından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, iş dünyasının yardımseverliğinin de çatı kuruluşu oldu. Hem oda ve borsalar, hem de firmalar düzeyinde büyük bir yardım kampanyası başladı. İstanbul Ticaret Odası olarak da 4 milyon liralık bir yardımda bulunuldu. Biz, bir oldukça, zarar ziyan giderilir. Milletin dayanışması yaralara merhem olur.”

Oran konuşmasına şöyle devam etti “Her yıl ağustos ayında, milletimizin üç büyük zaferini hatırlıyor ve anıyoruz. 957 yıl önce… 16 Ağustos günü Kars’ın kapılarından geçen milletimizin Anadolu’ya girişi yine bir Ağustos ayında gerçekleşen Malazgirt Zaferiyle taçlanmıştı. Anadolu’da milletimizi boğmaya çalışan düşmana karşı hürriyet tokadı da 1922 yılının Ağustos ayında atılmıştı. Şanlı tarihi miras bırakan ecdadı rahmetle anıyoruz.

30 Ağustos Zafer Bayramının 99’uncu yılını kutluyor, Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını rahmetle, şükranla yâd ediyoruz. 9 Ağustos’ta da Muharrem ayı başladı. Hicri yılbaşınızı tebrik ediyorum. Barış ve kardeşlik, her daim yolumuzu aydınlatsın.”

Küresel enflasyon dalgasından ülke olarak nasibimizi alırken, e-ihracat, esnek çalışma modelleri ve yeşil üretim gibi geleceğin konularında önemli tecrübeler kazanıldığını hatırlatan Oran, “İnanıyoruz ki, Türkiye bu süreçten pandemiyi fırsata çevirmeyi başarmış ve eskisinden çok daha güçlü bir ülke olarak çıkmayı başaracak” dedi.

Meclis’ten yansımalar

KOOPERATİFLER TEK BAKANLIK ALTINDA TOPLANMALI

Hacı Demir-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Memleketimizde yaşanan sel felaketinden dolayı tüm halkımıza geçmiş olsun diliyorum. Yardıma koşan başta devlet ve STK’lar olmak üzere herkese Allah kuvvet versin. Bizler her zaman dayanışma ruhu içinde olmalıyız. İTO da TOBB nezdinde yardımlarını yaptı. Ege ve Akdeniz’de çıkan orman yangınlarında da zarar gören herkese geçmiş olsun. Perpa olarak biz de kaymakamlıklarla temasa geçerek yardım yaptık. Toplum dayanışma içinde olmalı. Hepimiz bu mücadeleye el veriyoruz. Mali müşavirlerin tatili temmuz ayı içindedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı böyle düzenlemiş. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise bu tatili tanımıyor. Kısa Çalışma Ödeneği ile ilgili çalışma süreçlerini başlattı ama ‘mali tatildeyiz’ dememize rağmen istiyorlar. Bu tatilimizi bütün bakanlıklar tanımalı. Barolardaki gibi zorunlu tatil olduğunu tanımalılar. Bir diğer husus ise Kooperatif Genel Kurullarının pandemi sürecinde yapılamayıp ertelenmesi. Bu konuda birkaç düzenleme oldu ama kooperatiflere iki ayrı bakanlık bakıyor. Bir kısmı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bir kısmı da Ticaret Bakanlığı’na bağlı. İki bakanlığında düzenlemeleri farklı. Büyük sanayi merkezleri ve ticaret merkezlerinin kooperatiflerinin bir araya gelerek düzenlemeler hakkında görüş ve önerilerimizi sunacağımız bir toplantı düzenlemesini istiyoruz. Pandemi sürecinde vaka sayıları artıyor. Çok dikkatli olmalıyız, aşı ile ilgili mutlaka teşvik edici çalışmalar yapmalıyız. Perpa olarak biz elimizden geleni yapıyoruz. Bunun yaygınlaştırılması gerekiyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİ VE ÇEVRE KONUSUNDA TOPLANTI YAPILMALI

Rasim Bilgehan-Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi: Hem yangın hem de sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet diliyorum. Yaşadığımız son yangın felaketinde Türkiye’de 1 yıl içinde yanan ormanların 9 katı büyüklüğünde alan yandı. Dünyada da aynı örnekleri görüyoruz. Yangının çıkma nedeniyle ilgili çeşitli söylentiler var. Devlet bunun üzerinde çalışıyor. Ateş düştüğü yeri yakar derler ama yangınlar hepimizin ciğerini yaktı. Devletin öncülüğünde bu alanları en kısa zamanda inşallah yeşillendireceğiz. Sahip çıkmak hepimizin vazifesi. İBB Çevre ve Sağlık Komisyonu’nda 3 yıl başkanlık yaptım. Özellikle alışveriş poşetlerinin azaltılması ve geri dönüşüm ile ilgili önemli konularda üzerine çalışmalarda bulundum. İklim değişikliği insanlığın en önemli problemi. Sel felaketleri yaşanıyor, gıda güvenliği tehlikeye giriyor. Dünyayı ve bizleri neler bekliyor? Hava kirliliği, ormanların yok olması, su sıkıntısı, türlerin soyunun tükenmesi, sera gazının etkisiyle dünyanın her geçen gün ısınması ve artan nüfusla birlikte doğan çarpık kentleşme. Yaşanabilir bir dünya için bu sorunlar çözülmeli. Çevre sorunlarının en büyük kaynağı insanoğlu. Bu gelecek nesilleri etkiliyor. Dünyayı, denizlerimizi, şehirlerimizi ve bütün yaşam alanlarını ilgilendiriyor. Ülkenin birçok yerinde çıkan yangınlar, sel felaketleri, müsilaj ile karşı karşıya kalan Türkiye için uzun zamandır tehlike çanları çalıyor. Kriz anlarına hazır olmak ekonomin en can alıcı noktalarından biri. Sürdürülebilir ekonomilerde hem teoride hem pratikte sağlıklı ekonomi eşittir çevre politikası. Her çevre felaketi ekonomiye vurulan bir darbe. Marmara’daki müsilaj da öyle. Balıkçılık zarar gördü. İnsanlar balık yemekten korkuyor. İTO olarak hem iş dünyası hem de akademisyenler bir araya gelerek “Sürdürülebilir Ekonomi ve Çevre Kirliliği” adı altında bir toplantı düzenlenmeliyiz.

YANAN ORMANLARIMIZ FİDANLARLA YENİDEN KAZANILACAKTIR

Kadir Gümüş-Peyzaj ve Çiçekçilik Meslek Komitesi: Orman yangınları tüm dünyada bu mevsimde oluyor. İklim değişikliği nedeniyle olduğu gibi sabotaj ve kundaklama da olabiliyor. Devletimiz onları da elbette ki bulup çıkaracaktır. Ülkemizde orman yangınları başladığından itibaren bilgi kirliliği yaşandı. Evet devletin eksiklikleri de olabilir fakat devletin tüm birimleri sahadaydı. Gayretlerini ve canla başla çalışmalarını da gördük. Allah hepsinden razı olsun. Ormanlarımız yanarken, insanların evleri-hayvanları yanarken bazıları sosyal medyadan maalesef yardımlar konusunda da bilgi kirliliği yaptı. Azerbaycanlı kardeşlerimiz, itfaiyesiyle, askeriyle bize yardım etmeye geldi. Sosyal medyada, Azerbaycanlı kardeşlerimize bile ‘burada ne işleri var’ diye laf edenler oldu. Yanan ormanlarımız fidan dikilerek yeniden kazanılacaktır, bazı alanlar makidir, yeniden yeşerecektir. Son 15 yılda orman yangınlarıyla mücadele için yapay göletler yapıldı. Yapay göletlerin özellikle son orman yangınlarında çok işe yaradığını da gördük. Yüzlerce su tankeri de bu göletlerden su alarak yangınlara müdahale etti. Bu yıl çıkan orman yangınları, 17-18 yıldaki çıkan yangınların toplamına eşit. Yurtdışından gelen destekler de bu süreçte düzgün bir şekilde yönetildi. Allah devletimize zeval vermesin. Yangınlarla mücadele eden görevlilere de emekleri için teşekkür ediyoruz.

BÜROKRASİ HIZLANIRSA DAHA İYİ NETİCE ALINIR

Bayram Bilgin-İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi: Sanayileşme artsın, katma değerli üretim artsın, iş arayanlar iş bulsun. Hayalimiz ekonomimiz büyüsün. Ekonomimizdeki gelişmeyle dünyada söz sahibi olalım istiyoruz. Bu konuda hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz. Tüm bunlar yapılırken iş dünyasının devam eden bir hayatı da var. Kamu otoritesiyle işbirliği yapacağız. Ancak bürokraside sıkıntılar olduğu konusunda tespitlerim var. Bu aksaklıkların ekonominin sürecine de sıkıntı vereceği kaygısını taşıyorum. Bürokrasi hızlanırsa iş dünyasıyla birlikte daha iyi netice elde edeceğini düşünüyoruz. Meseleye sistemsel olarak bakmak lazım. Bürokratik sistem ve hiyerarşik yapının daha etkin ve iş dünyasına entegre çalışabilmesi için neler yapılabilir bakmak gerekiyor. Bir bürokratın mevzuata hakim olma kabiliyeti var mıdır? Yani liyakat konusu önemli. Liyakatsiz biri olursa üretime zarar verir. Bürokrasinin ağır işlemesi ve moral bozmasının örnekleri var. Mesela bir vergi idaresi bir mükellefe hatalı bir tahakkuk yapmış. Mükellef bu işlem hatalı bunu düzelt diyor. İlgili vergi dairesi ise haklısınız fakat ben bunu üst makama sormam lazım diyor. Üst makama da soruyorlar haklısınız fakat ödeyin deniliyor. Ankara’ya da durumu iletiyorlar yine benzer bir yazı yazılıyor. Burada meseleyi kim çözecek? Tabi ki hukuk çözecek. Vergi mahkemesi mükellefe ‘yapılan bu işlem haksız derhal ihtarnameleri iptal edin’ diyor. İdare itiraz ediyor, dava üst mahkemeye istinafa gidiyor. Üst mahkemede mükellefe yapılan haksız işlemi iptal edin diyor. Buna rağmen bürokrasinin yazışma süreci halen devam ediyor. Emin olun böyle binlerce durum var. Böyle durumlar ekonominin gelişmesine de zarar veriyor. Bürokrasinin biriyle ilgili işlem yaparken nesnel kriterlere göre karar vermesi gerekiyor. Mesela SGK’da da böyle sorunlar yaşanıyor. Orada da bir ihtilaf çıktığında önce öde sonra itiraz et deniliyor. Gayri faal firmalarla ilgili yine binlerce ihtilaf çıkıyor, dosyalar vergi dairelerinde birikmiş. Buna da entegre yoluyla kolay çözüm bulunabilir. Amacımız bürokrasinin azalması ve kolaylık sağlanmasıdır.

ÖĞRENCİLERİN BARINMA İHTİYAÇLARINA ÇÖZÜM BULUNMALI

Mustafa Hakan Özelmacıklı-Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi: Ülke genelinde bu yılın Ocak-Haziran döneminde 1 milyon 262 bin 848 gayrimenkul satış işlemi yapıldı. En çok satış işlemi yapılan iller arasında 161 bin 451 satışla İstanbul ilk sırada yer aldı. Ocak-Haziran’da yabancılara yapılan konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 43.7 artarak 20 bin 488 olmuştur. Yine bu sayının yaklaşık yarısı İstanbul’da gerçekleşti. Şehrimizde kira fiyatları son bir yılda yaklaşık yüzde 40 arttı. Gerek evlilik, gerek kentsel dönüşüm ihtiyaçları bunun da yanında pandemi döneminde yeni inşaat arzının sınırlı kalması fiyatların hızlı bir şekilde yükselmesine neden oldu. Ayrıca yüzde 42 seviyesinde artan inşaat maliyetleri ile kredi faiz oranlarının yüksek olması, fiyatları yukarı yönlü olarak etkiliyor. Şu anda metrekare değeri olarak 29 TL seviyesinde olan kiralar, İstanbul’da yaşamı zorlaştırmaya devam ediyor. Eylül ayındaki öğrenci talebi ile de fiyatların çok daha yüksek bir seviyeye çıkacağı görülüyor. Özellikle İstanbul’da öğrencilerin barınma ihtiyaçlarının çözümüne ilişkin politikalar geliştirilmeli.

KAMU ALACAKLARIMIZA ÇÖZÜM İSTİYORUZ

Kazım Eryaşar-İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi: Doğal afetlerde kaybettiğimiz canlarımızı rahmetle anıyorum. Küresel ısınma artık gözle görülür hale geldi. Yakın zamana kadar hiçbir ülke bunlara dikkat etmiyordu. Yeni düzenlemeler ve yeşil mutabakat kapsamında her ülkenin gündemi en az zarar ile üretim olarak belirlendi. Üye arkadaşlarımla bu konuda öncü olmalıyız ve sektöre çözümler üretmeliyiz. Geçen yıl kamudan alacaklarımız hakkında yüzde 25 feragat ile bir ödeme planlaması düzenlendi ve taraflar olarak anlaştık. Ürünlerimizi teslim ettikten sonra 180 gün içinde ödeme yapılacağı konusunda da bizlere söz verildi. Pandemi dönemi dahil bizler hiçbir kurumu malzemesiz bırakmadık. Fakat 15 aydır ödemelerimizi alamıyoruz. Bizler sadece üniversiteler ve hastanelere ürün satabiliyoruz. Bizlere para vermeden ürün satma diyorlar ama sektörümüz maalesef öyle dönmüyor. Sektör olarak bu konunun acilen çözülmesini, verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz.

‘TÜKETİCİ HEYETİ’ ŞARTI GÖZDEN GEÇİRİLSİN

Ali Uluoğlu- Fotoğrafçılık Meslek Komitesi: İstanbul Tüketici Hakem Heyetinde görev yapmaktaydım. Bu seneye kadar yedek üyeyken asil üye oldum. Birçok STK’dan ve çeşitli kurumlardan üye seçiliyor, İstanbul Ticaret Odası’ndan da ben seçildim. Buraya seçilmenin bazı şartları var. Bunlardan bir tanesi de tercihen üniversite mezunu olmak. Ben de lise mezunuyum. Fakat denetleyici kurumdan bir müfettiş, bu maddenin zorunlu olduğunu söyleyerek benim üyeliğimi sonlandırdı. Yakın zamanda İTO’dan yeni bir üye istenecek. Bu konunun başkanımızın takibinde ilerlemesini istiyorum. Ben o kuruma emek veriyorum, zaman harcıyorum.

16 Ağustos 2021 Pazartesi

Etiketler : Gündem