Salı, 05 Kasım, 2024
Türkiye İstatistik Kurumu’nun "Türkiye Aile Yapısı Araştırması 2021" bülteni yayımlandı.
Buna göre, hanedeki ev işlerinin genellikle kim tarafından yapıldığı incelendiğinde, evin badana/boyası hariç tüm işlerin genellikle bir hanehalkı ferdi tarafından üstlenildiği görüldü.
En fazla üstlenilen işler, yüzde 97,5 ile sofranın kurulup kaldırılması, yüzde 97,4 ile bulaşık yıkama (makineyle bile olsa) ve yüzde 97 ile akşamları çay servisi yapma oldu.
Hanehalkı ferdi olmayan kişilerin hanede yaptığı ev işleri göz önüne alındığında, en fazla ev işi, yüzde 54,3 ile badana/boya, yüzde 25,2 ile küçük bakım, onarım, tamir işleri ve yüzde 8,8 ile evin haftalık/aylık temizliği olarak kayıtlara geçti.
Ev işlerini genellikle kadınların üstlendiği görüldü. Kadınlar en fazla yüzde 94,4 ile çocuk bakımı, yüzde 85,6 ile çamaşır ve bulaşık yıkama (makineyle bile olsa), yüzde 85,4 ile yemek yapma ve evin günlük toplanması ve temizlenmesi işlerini üstlendi.
HANEYLE İLGİLİ KONULARDA GENELLİKLE ORTAK KARAR ALINDI
Hanede ortak karar verilen seçilmiş konular incelendiğinde, bu konuların en fazla yüzde 94,7 ile tatil biçimi ve yeri, yüzde 94,2 ile ailece ev dışında yapılan yeme içme ve eğlence gibi etkinlikler ve yüzde 93,3 ile akrabalarla ilişkiler olduğu görüldü.
Seçilmiş konularda tek başına karar veren fertler cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerin tek başına kadınlara göre daha fazla oranla karar verdiği konuların yüzde 8,2 ile harcamaların önceliklendirilmesi ve yüzde 2,9 ile tatil biçimi ve yeri olduğu görüldü.
Kadınların erkeklere göre tek başına daha fazla oranla karar verdiği konuların ilk üçünün yüzde 27,7 ile evde ne pişirileceği/yeneceği, yüzde 14,7 ile günlük alışveriş ve yüzde 11,7 ile çocukların kılık kıyafet gibi ihtiyaçları olduğu görüldü.
EN FAZLA HAFTA SONU AKŞAM YEMEĞİNDE BİR ARAYA GELİNDİ
Hane fertlerinin en fazla hafta sonu ve hafta içi akşam yemeklerinde bir araya geldikleri görüldü. Hane fertlerinin hafta sonu akşam yemeğinde bir araya gelme oranı yüzde 81,9 iken hafta içi akşam yemeğinde bir araya gelme oranı yüzde 77,1 oldu.
Hanehalkı fertleri akşam yemeğinden sonra en fazla sabah kahvaltısında bir araya geldi. Hafta sonu sabah kahvaltısında bir araya gelme oranı yüzde 70,1 iken hafta içi sabah kahvaltısında bir araya gelme oranı yüzde 45 olarak hesaplandı. Hafta sonu öğle yemeğinde bir araya gelme oranı yüzde 59,9 iken hafta içi öğle yemeğinde bir araya gelme oranı yüzde 31,4 olarak kayıtlara geçti.
İLK EVLİLİKLERİN YÜZDE 36,9'U 20-24 YAŞ ARALIĞINDA GERÇEKLEŞTİ
Evli, eşi ölmüş ve boşanmış bireylerde, ilk evliliklerin yüzde 36,9'unun 20-24 yaş aralığında, yüzde 23,5'inin 25-29 yaş aralığında ve yüzde 16,5'inin 18-19 yaş aralığında gerçekleştiği görüldü.
İlk evlenme yaşı cinsiyete göre incelendiğinde, evliliğini 18 yaşından önce yapan erkeklerin oranı yüzde 4,4 iken kadınların oranı yüzde 24,2 oldu. İlk evliliğini 18-19 yaş aralığında yapan erkeklerin oranı yüzde 8,9, kadınların oranı yüzde 23 olarak hesaplandı. İlk evliliğini 20-24 yaş aralığında yapan erkeklerin oranı yüzde 39,6 iken kadınların oranı yüzde 34,6 oldu.
Bireylerin kadın ve erkek için uygun gördükleri ilk evlenme yaşları incelendiğinde, erkekler için uygun görülen ilk evlenme yaşı yüzde 51 ile kadınlar için uygun görülen ilk evlenme yaşı yüzde 47,8 ile 25-29 yaş aralığı olarak belirtildi.
EVLİLİKLERİN YÜZDE 56,8'İ GÖRÜCÜ USULÜYLE GERÇEKLEŞTİ
Evlilik deneyimi olan bireylerin (evli, eşi ölmüş ve boşanmış bireyler ile birden fazla evlilik yapmış olanların son evliliği dikkate alındığında) eş seçimini nasıl yaptıkları incelendiğinde, evliliklerin yüzde 46,1'inin görücü usulü ve kendi rızasıyla, yüzde 34,9'unun kendi kararı ve ailesinin rızasıyla, yüzde 10,7'sinin görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla, yüzde 5,3'ünün kaçma/kaçırılma ve yüzde 2,7'sinin kendi kararı ve ailesinin rızası dışında gerçekleştiği görüldü.
Evlilik deneyimi olan bireylerin eş seçimini nasıl yaptıkları cinsiyete göre incelendiğinde, görücü usulü ve kendi rızasıyla evlenen erkeklerin oranı yüzde 45,9, kadınların oranı yüzde 46,3 iken görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla evlenen erkeklerin oranı yüzde 8,6, kadınların oranı ise yüzde 12,5 oldu. Kendi kararı ve ailesinin rızasıyla evlenen erkeklerin oranı yüzde 37,5, kadınların oranı yüzde 32,7, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenen erkeklerin oranı yüzde 2,6, kadınların oranı ise yüzde 2,8 olarak hesaplandı.
Evlilik deneyimi olan bireylerin öğrenim durumu yükseldikçe kendi kararıyla evlenenlerin oranının arttığı, görücü usulüyle evlenenlerin oranının azaldığı görüldü. Bir okul bitirmeyenlerin içinde kendi kararı ve ailesinin rızasıyla evlenen bireylerin oranı yüzde 10,3 iken yüksekokul, fakülte, üniversite, yüksek lisans/doktora mezunu bireylerin içinde kendi kararı ve ailesinin rızasıyla evlenen bireylerin oranı yüzde 71,7 oldu.
EVLENİRKEN EVLİLİK SÖZLEŞMESİ YAPANLARIN ORANI YÜZDE 1,4 OLDU
Evlenirken yapılan törenler incelendiğinde, kız isteme yüzde 89,9, söz kesme yüzde 86,1, nişan yüzde 81,8, kına gecesi yüzde 84,4, gelin alma yüzde 84, gelin/damat hamamı yüzde 8,4, başlık parası verme/alma yüzde 13,3, düğün yüzde 87,7, bekarlığa veda partisi yüzde 3, çeyiz serme yüzde 60,3 ve bohça hazırlama yüzde 64,5 oranında yapıldı. Evlilik sözleşmesi oranı ise yüzde 1,4 olarak gerçekleşti.
Gelecek 3 yıl içinde evlenmeyi düşünmeyen ya da kararsız olan boşanmış, eşi ölmüş ya da hiç evlenmemiş 15 ve daha yukarı yaştaki bireylerin oranı yüzde 80,1 olarak kayıtlara geçti.
Bireylerin yüzde 29,5'i eğitim hayatına öncelik verdiği için, yüzde 11,9'u maddi kazancı yeterli olmadığı için ve yüzde 10,2'si evlenmek için uygun biriyle karşılaşmadığı için evlenmeyi düşünmediğini belirtti.
Evlenmeyi düşünmeme nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, en önemli neden her iki cinsiyette de eğitim hayatına öncelik vermek oldu. Bu oran, erkekler için yüzde 29,8, kadınlar için yüzde 29,3 olarak hesaplandı. Erkekler için eğitim hayatına öncelik verme nedeninden sonra gelen evlenmeyi düşünmeme nedenleri yüzde 22,5 ile maddi kazancın yeterli olmaması, yüzde 11,2 ile iş garantisinin olmaması iken kadınlar için eğitim hayatına öncelik verme nedeninden sonra gelen evlenmeyi düşünmeme nedenleri yüzde 11,5 ile sağlık sorunları, yüzde 11,1 ile evlenmek için uygun biriyle karşılaşmadığı oldu.
Evli bireylerin bazı belirlenmiş konularda eşleri ile sorun yaşayıp yaşamadıkları incelendiğinde, eşler arasında en fazla sorun yaşanan konu yüzde 5,6 harcamalar oldu. En fazla sorun yaşanan diğer konular sırasıyla yüzde 5,5 ile ailece birlikte vakit geçirmeme, yüzde 4,9 ile gelirinin yeterli olmaması, yüzde 3,7 ile ev ile ilgili sorumluluklar ve yüzde 3,6 ile sigara alışkanlığı olarak sıralandı.
En az bir kez boşanmış bireylerin boşanma nedenleri bakıldığında, Türkiye genelinde en fazla boşanma nedeni yüzde 32,2 ile "sorumsuz ve ilgisiz davranma" olarak belirlendi. Bunu yüzde 14,1 ile aldatma, yüzde 9,8 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama ve yüzde 8,1 ile dayak/kötü muamele takip etti.
Cinsiyete göre incelendiğinde ise en önemli boşanma nedenin her iki cinsiyette de eşlerinin sorumsuz ve ilgisiz davranması olduğu görüldü. Bu oran, erkekler için yüzde 41,2, kadınlar için 24,2 olarak tespit edildi.
Erkeklere göre sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri yüzde 11 ile aile büyüklerinin aile içi ilişkilere karışması ve yüzde 9,7 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama oldu. Kadınlara göre sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri ise yüzde 19,3 ile aldatma ve yüzde 14,6 ile dayak/kötü muamele diğer nedenler olarak sıralandı.
Eğitime devam etmek istemesine rağmen (üniversite dahil) eğitimini yarıda bırakan bireylerin oranı yüzde 11,6 oldu. Erkeklerde bu oranın yüzde 12,7, kadınlarda ise yüzde 10,6 olduğu görüldü.
Eğitime devam etmek istemesine rağmen eğitimini yarıda bırakan bireylerin eğitimi yarıda bırakma nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerin yüzde 61,8'i ve kadınların yüzde 36,4'ü ekonomik nedenlerle eğitimini yarıda bıraktı.
Erkeklerin yüzde 20,3'ü eğitimde başarısızlık, kadınların ise yüzde 28,8'i ailenin izin vermemesi nedeni ile eğitimini yarıda bıraktı.
Kadınların çalışması ile ilgili bireylerin algıları incelendiğinde, kadının çalışması ve sosyal hayata katkı sağlamasının değerli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 82,6 iken kadının asli görevinin çocuk bakımı ve ev işleri olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 35,8 oldu.
Çocuk ile ilgili bireylerin algıları incelendiğinde, bireylerin yüzde 83,1'i çocukların anne ve babasına yaşlılıklarında bakması gerektiğini düşündü. Çocuğun anne ve babanın itibarını artırdığını düşünen bireylerin oranı yüzde 80,4, çocuğun bir işi olduğunda anne ve babasına maddi katkı sağlaması gerektiğini düşünen bireylerin oranı yüzde 66,9 ve neslin (soyun) devamının sadece erkek çocuk ile sağlandığını düşünen bireylerin oranı ise yüzde 28,8 olarak belirlendi.
Bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı tercih ettikleri incelendiğinde, yüzde 30,7'si evde bakım hizmeti almayı, yüzde 27,5'i çocuklarının yanında kalmayı, yüzde 15'i ise huzurevi/bakımevine gitmeyi istediğini belirtti.
Yaşlı bireylerin (65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin) kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı tercih ettikleri incelendiğinde, yüzde 46'sı çocuklarının yanında kalmayı, yüzde 31,6'sı evde bakım hizmeti almayı, yüzde 10,3'ü ise huzurevi/bakımevine gitmeyi istediğini bildirdi.
Çocukları ile aynı evde yaşamayan 60 ve daha yukarı yaştaki bireylerin çocukları tarafından ziyaret edilme sıklığı incelendiğinde, haftada birkaç kez ziyaret edilme oranı yüzde 56,7 iken hiçbir zaman ziyaret edilmeme oranı yüzde 1,4 oldu.
01 Nisan 2022 Cuma
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı