Zerdüzi sanatının üçüncü kuşak temsilciliğini İstanbul’da sürdüren Muhammet Zahir Beratoğlu, tek tek kestiği kalıplarını ipek kadifeye dikerek başlatıyor sim sırma ipin yolculuğunu. Türkiye’de Maraş bölgesinde sim sırma sanatı olarak da bilinen zerdüzi sanatının Özbekistan’da çok yaygın olduğunu ifade eden Beratoğlu, “Ustalığımı babamdan aldım. Babam da dedelerimden almış. Dedelerim zamanında Özbekistan’da devlet nakkaşhanesi sanatçısıymış” diye anlatıyor sanata başlama serüvenini. “Eserlerimi icra ederken zamanın nasıl geçtiğini unutuyorum” diyen usta sanatçı, Özbek saray geleneğini İstanbul’da çeşitli kurslar vesilesi ile meraklıları ile buluşturuyor.
ÜLKELER ARASI SANAT
Özbekistan’da devlet nakkaşhanesinde görevli olan dedelerinin ardından zerdüzi sanatının üçüncü kuşak temsilciliğini yapan Muhammet Zahir Beratoğlu, zerdüzi sanatçısı olan babasından el aldıktan sonra sanatına başladı. Beratoğlu, sanat yolculuğunu önce Afganistan’da, 1980 yılından bu yana da İstanbul’da devam ettirir. İcra ettiği sanatın çok küçük motiflere rağmen tamamen el işçiliği ile yapıldığını ifade eden usta sanatçı, “İlk etapta köseleden işlemek istediğimiz motifleri keseriz ki, bu başlı başına bir sanattır. Öğrencilerime ilk olarak kesmenin inceliklerini gösteriyorum. Çok küçük bir eğrilik bile desene yansır. Kesme eğitimi aylar sürer” diyor.
HİNDİSTAN’DAN GELEN İPLER
Sim sırma sanatının özel ipleri bulunuyor. İpek sim ipler tamamen el işçiliği ile yapılıyor ve Hindistan’dan geliyor. Bu ip aynı zamanda Kabe-i Şerif örtüsündeki motiflerin de işlendiği ip olarak biliniyor. Sanatın işlendiği kumaş da önem arzediyor. İpek kadifeye işlenen desenler dayanıklı ve gösterişli olurken, kadifenin kalitesi de eserin ömrünü belirliyor. Köseleden tek tek elle kesilen motifler kadifeyi zedelemesi için ince bir iple yer alacağı zemine yerleştiriliyor.
İŞİN PÜF NOKTASI DESENLERİN DÜZENİ
“Bu işin en zor kısmı motifleri yerleştirmek. Yerleştirdikten sonra işlemeye başlarız. İşimiz iğne ile olduğu için kimi zaman parmaklarıma kan oturur” diye anlatıyor Beratoğlu sanatının inceliklerini. Eserlerin her bir aşamasında ince el işçiliği olduğu için bu sanatı icra etmek isteyen pek fazla kişi kalmamış. Gençlerin hiç ilgi göstermediğini söyleyen Beratoğlu, “Kimi zaman başlayanlar da bir süre sonra vazgeçebiliyor. Burada ‘usta’ payesine ulaşmak için en ez 20 yıla ihtiyaç var” diyor.
ÜÇ SENEDE TAMAMLANAN ESER
Muhammet Zahir Beratoğlu, bir gün Yasin-i Şerif okurken, gönlüne onu işlemek düştüğünü ifade ediyor. “Buna karar verdikten sonra bir metrelik dev kasnaklar oluşturdum. Her bir harfini harekesini tek tek kestim. 15 bin metre sim sırma ipi kullanarak sureyi tamamladım” diyen Beratoğlu, eserini üç yıl gece gündüz çalışarak nihayete erdirdiğini söylüyor. Bu süre zarfında gözleri tamamen bozulan Beratoğlu, “Surenin yarısında gözlerim bozuldu. Ameliyat olmam gerekti. Gözlerim bandajlı olarak tekrar tamamlamak üzere eserimin başına döndüm” diyor.
DEVLET SANATÇISI OLDU
Beratoğlu aynı zamanda İstiklal Marşı’nı da sim sırma ile tek tek işlemiş. Yaparken en çok keyif aldığı eserin İstiklal Marşı olduğunu ifade eden Beratoğlu, “Bir gün rahatsızlandığımda Mehmet Akif Ersoy’un isminin verildiği hastaneye gittim. Orada şifa yolculuğum başladı ve içimden bu büyük şaire vefa borcumu ödemek geldi. Bu vesile İstiklal Marşı’nı işlemeye başladım ve tam bir yılda tamamladım” diyor. Beratoğlu Fatiha Suresini işlediği eseri ile de devlet sanatçısı unvanını kazanmış.
Çiriş olmazsa olmaz
“Eseri sadece tamamlamak yetmiyor. Onun düzgün kalması için arkasını çiriş dediğimiz bir yapıştırıcı ile sabitleriz ki bu bile başlı başına bir detaydır. Çiriş az bulunuyor. Çiriş yerine kimi zaman tutkal kullanılıyor ancak o da eserin önden zarif görüntüsünü bozabiliyor.”
Dikişler üst üste gelmemeli
“Bu sanatta dikişlerin nizamı çok önemli. Öyle ki hiçbir dikiş üst üste gelmemeli. Her bir dikiş nizami olarak yan yana aynı düzlemde olmalı.”
Her şeyi unutuyorum
“Gönlüme bir eser düştüğü an benim yolculuğum başlıyor" diyen zerdüzi ustası Muhammet Zahir Beratoğlu "O eseri tamamlayana kadar gözüme uyku girmiyor. Eserin başında her şeyi unutuyorum” diyor.
Dinç tutan sanat
“Çok küçük yaşlarda bu sanatla hem hal olmaya başladım. Türkiye’ye geldiğim ilk yıllarda farklı meslekler de icra ettim ancak gece dahi olsa bu sanatı yapıyordum. Çok mutluyum, iğne iplik beni dinç tutuyor.”
100 yıllık makas
Zerdüzi ustası Muhammet Zahir Beratoğlu: “Babam Afganistan’da bilinen bir zerdüzi ustasıydı. ‘Yaptığın her işi güzel yap’ derdi. Babamdan kalan sanat aletlerini hala saklıyorum. Babamın özenle kullandığı 100 yıllık makas bana yoldaşlık ediyor.”