İstanbul Ticaret Odası (İTO), başlattığı ‘Gıdada İsrafa Dur De’ kampanyasıyla Ramazan sofralarında artan gıda israfına dikkat çekerek, toplumu bilinçlendirmeyi amaçlıyor. 19 Şubat’ta duyurulan kampanya, geniş yankı uyandırırken, Ramazan ayı boyunca tüketicilerin farkındalığını artırmak için özel çalışmalar yürütülüyor. Bu kapsamda, ‘Gıdada İsrafa Dur De’ mesajının yer aldığı Ramazan imsakiyeleri dağıtılarak, vatandaşlara bilinçli tüketim çağrısı yapıldı.
Kampanyanın ilerleyen aşamalarında ise İstanbul genelinde düzenlenecek yüz yüze eğitimlerle ilk etapta 100 bin kişiye, dolaylı olarak da 500 bin kişiye ulaşılması hedefleniyor. İTO, israfın önlenmesiyle kaynakların daha verimli kullanılabileceğine ve bu sayede daha fazla insanın sofrasına katkı sağlanabileceğine dikkat çekiyor.
BİLİNÇLİ TÜKETİMLE İSRAFI ÖNLEYELİM
Ramazan ayı, paylaşma ve dayanışmanın en güzel şekilde yaşandığı mübarek bir aydır. Bu ayda, sofralarımızı kurarken daha özenli ve duyarlı olmamız gerekiyor. Özellikle iftar sofralarında ihtiyacın üzerinde yemek hazırlanması ve menülerin gereğinden fazla çeşitlendirilmesi, farkında olmadan israfa yol açabiliyor.
Oysa Ramazan ayının bereketini ve paylaşma ruhunu en iyi şekilde yaşamak için gıdanın doğru, ölçülü ve ihtiyaca uygun şekilde kullanılması büyük önem taşıyor. Bilinçli tüketim, hem sofralarımızdaki bereketi artırır hem de toplumsal dayanışmaya katkı sağlar.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 19 milyon ton gıda israf ediliyor. Bu kaybın önüne geçebilmek için iftar sofralarının ihtiyaca uygun şekilde hazırlanması, planlı alışveriş yapılması ve yemeklerin doğru şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.
SOFRALARIMIZI BEREKETLENDİRELİM
Ramazan ayını en güzel şekilde yaşamak ve sofralarda gereksiz israfın önüne geçmek için bilinçli alışveriş yapmak büyük önem taşıyor. Uzmanlar, alışverişe çıkmadan önce ihtiyaç listesinin hazırlanmasını ve gereken kadar ürün alınmasını öneriyor. Plansız yapılan alışverişler ihtiyaçtan fazla gıda alımına sebep olduğu gibi ev bütçesini de zorluyor.
Ayrıca, açlık hissiyle iftar için gereğinden fazla yemek hazırlama eğiliminin doğal olduğunu belirten uzmanlar, sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemine dikkat çekiyor. Ölçülü porsiyonlar hazırlamak hem israfı önlüyor hem de daha dengeli bir beslenme düzeni sağlıyor.
Ramazan ayının bereketini paylaşarak artırmak, sofralardaki her lokmayı kıymetli görmek ve bilinçli tüketimle israfın önüne geçmek, bu mübarek ayın ruhuna en uygun davranışlardan biri.
KÜÇÜK PORSİYON SEÇENEĞİ
Ramazan ayında birlik ve dayanışmanın en güzel yaşandığı anlardan biri de toplu iftarlar. Birçok kurum ve hayır severin toplu iftar organizasyonları bir gelenek haline geldi. Ancak restoran işletmeleri, misafirperverlik için geniş tutulan iftar menülerinde, hazırlanan yemeklerin bir kısmının tüketilmeden çöpe gittiğini gördüklerini söylüyor. Bu durumu engellemek için restoranlar ve işletmelerin porsiyon kontrolü gibi bazı önlemler alabileceği belirtiliyor.
Gündeme gelen bir diğer öneri ise restoranların, zengin menülerinde daha küçük porsiyon seçenekleri sunması. Özellikle açık büfe iftarlarda aşırı tabak doldurma alışkanlığının da önüne geçilmesi, israfı azaltmada önemli etken olabilecek. Müşterilere, rezervasyon sırasında ne kadar ve hangi yemekleri tercih ettiklerini belirleme imkânı sunulması da tasarruf için bir başka seçenek.
‘OLUMLU GERİDÖNÜŞLER ALIYORUZ’
İstanbul İl Ticaret Müdürü İsmail Menteşe, kampanyayla ilgili çok olumlu geri dönüşler aldıklarını belirterek, gıdada 44 milyar dolarlık israfın çok büyük bir rakam olduğunu vurguladı. İsraf edilen bu tutarın yanında hükümetin yaptığı dev projelerin bile çok küçük kaldığını dile getiren Menteşe, “Bu, sadece gıdada olan israf. Daha diğer sektörleri hiç konuşmadık. İsrafı önleme kalkınmanın, temel anahtarı. Kültürümüzde israf yok. İsrafı kontrol altına alabilirsek veya az da olsa karınca misali bir yol alabilirsek ülkemize büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz. İstanbul demek, Türkiye demek. Dış ticaretin yüzde 50’den fazlasının, iç ticaretin yüzde 25’inin döndüğü bir şehirde başarabildiğimiz her adım kartopu gibi büyüyecek” dedi.
ÖNCE EĞİTİM VE TAKİP
Menteşe, ‘Gıdada İsrafa Dur De’ kampanyasının bundan sonraki süreciyle ilgili şu bilgileri verdi: “Projenin eğitim boyutu da olacak. Milli Eğitim Bakanlığı, projemizin paydaşlarından. İlkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerde kampanyayla ilgili bilgilendirme yapılacak. Toplumun tüm bireylerine bu konuda profesyonel olarak gerekli eğitimler verilecek. Önce eğitim, sonra bu işin takip edilmesi ve çıktıların elde edilebilmesi amaçlanıyor. Sürecin nasıl ilerlediği aşama aşama takip edilecek. İstanbul’da kayıtlı 830 bin şirket, 250 bin esnafımız var. Burada her bir işletmede küçük de olsa yapılan tasarrufun büyük katkısı ve çıktısı olacak.”
DİZİ VE FİLMLERLE FARKINDALIK ARTAR
İstanbul İl Ticaret Müdürü İsmail Menteşe, israfa dikkat çekmek ve farkındalığı artırmak için dizi ve filmlerde bu konunun işlenmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Gıdada israf konusunun dizi ve filmlerde yer alması için yapımcılar ve senaristlerle bir araya gelinmeli. Yapılan israfın neye mal olacağı gösterilmeli. Böylece daha çok kesime ulaşabiliriz. Kalkınmanın temel önceliği çalışmak ve üretmek. Ancak, ürettiğimizi de israf etmeden doğru kullanmamız gerekiyor.”
2030 HEDEFİ İSRAFI YARI YARIYA AZALTMAK
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, israfın sadece tüketim aşamasında olmadığını, işin en başından itibaren başladığını, yani üretim, işleme, satış aşamalarında da meydana geldiğini belirtti. Avdagiç, tüm bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için Birleşmiş Milletler’in 2030 yılına kadar gıda kaybını ve israfını yarı yarıya azaltma hedefini koyduğunu hatırlattı. Avdagiç, “ABD’den Almanya’ya tüm ülkeler, bu hedefe ulaşabilmek için kampanyalar yapıyor. Ülkemizde ise yılda 19 milyon ton gıda israf ediliyor. Bir başka deyişle her yıl yaklaşık 43.3 milyar doları çöpe atıyoruz. Bu rakamı düşürürsek üretimde verimlilik artar, fiyatlar dengelenir, ülke ekonomisine büyük katkı olur. Bundan dolayı bizde de hem kamu hem de STK’lar tarafından israf karşıtı önemli kampanyalar düzenleniyor” diye konuştu.