Salı, 05 Kasım, 2024
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) aylık yayımladığı Gıda Fiyat Endeksi'nden derlediği bilgilere göre, gıda fiyatları artışını 2020'nin nisan ayından bu yana sürdürüyor.
FAO'nun yayımladığı endeks, bitkisel yağlar, tahıllar, et ve şeker dahil olmak üzere bir dizi gıda ürünündeki değişikliklerin birleşik sonuçlarını yakalamak ve bunları aydan aya karşılaştırmayı amaçlıyor.
Uzmanlar, endekste kaydedilen yükselişte Kovid-19 salgının etkisiyle petrol fiyatlarında, gıda üretim ve nakliye maliyetlerinde görülen artışın etkili olduğu belirtiyor.
Salgın nedeniyle yaşanan istihdam sorunları da emtia fiyatlarındaki artışların bir başka küresel nedeni olarak öne çıkıyor.
Gıda fiyatlarındaki artış salgının tedarik zincirinde sorunlar oluşturduğu, ülkelerin kısıtlayıcı önlemler uyguladığı dönemlerle sınırlı kalmayarak, küresel düzeyde normalleşme dönemine girilmeye başlanan 2021 yılında da artarak sürüyor.
Gıda Fiyat Endeksi'nde 2021'in mayıs ayında kaydedilen değer, Arap Baharı'nın yaşandığı 2011'den buna, yaklaşık 10 yılın en yüksek seviyesine işaret etti. Söz konusu ayda 127,8 değerine ulaşan endeks, daha önce Eylül 2011'de 130,4 değerini kaydetmişti.
Mayıs ayının ardından haziranda sınırlı bir düşüşle 125 değerine gerileyen endeks, temmuzda 123,5 oldu, ağustosta ise 127,4 değerine yükseldi.
Son yayımlanan küresel gıda fiyatları bültenine göre, ağustosta gıda fiyat endeksinde kaydedilen değer, yıllık bazda yaklaşık yüzde 33'lük artışa işaret etti.
Endeksteki bu yükseliş en çok bitkisel yağlardan kaynaklandı. Bitkisel yağ fiyatlarındaki artış ağustosta yıllık yüzde 67,9'a ulaştı. FAO raporlarına göre bunun nedeni, biyodizel için artan talep ve destekleyici olmayan hava koşulları olarak kayıtlara geçti.
Bu dönemde en yüksek artış kaydedilen ikinci ürün ise yüzde 48,1 ile şeker oldu. Bunda Brezilya'daki olumsuz hava koşullarının arzı azaltmasının etkili olduğu ifade edildi.
Ağustos ayında yıllık bazda tahıllarda yüzde 31,1'lik artış görülürken, buna öngörülemeyen ve elverişsiz hava koşullarının hasat beklentilerini ve üretim azaltması etki etti.
Söz konusu dönemde et ürünlerinde yüzde 22, süt ürünlerinde yüzde 13,6'lık yükseliş kaydedildi.
ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ağustosta yıllık bazda yüzde 5,3 artarken, gıda enflasyonun aynı dönemde yüzde 3,7 yükseldi. Gıda enflasyonundaki yükselişte et fiyatları dikkati çekti.
Ülkede ağustosta kırmızı et, beyaz et, balık ve yumurtadaki yıllık fiyat artışları yüzde 8'i buldu.
Almanya'da yıllık enflasyon eylülde 1993'ten beri ilk kez yüzde 4'ün üzerine çıktı ve yüzde 4,1 olarak ölçüldü. Bunda enerji ve gıda fiyatlarının artmasının etkili olduğu belirtildi. Ülkede gıda fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 4,9 olarak kayıtlara geçti.
İngiltere’de ise enflasyon ağustosta yüzde 3,2 ile son 9 yılın en yüksek seviyesine yükselirken, gıda, akaryakıt ve ikinci el otomobil fiyatlarının bu yükselişe katkı sağlayan temel faktörler olduğu ifade edildi.
Öte yandan Avro Bölgesi'nde enflasyon eylülde yıllık bazda yüzde 3,4 ile 2008'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Göttingen Üniversitesi Tarım Ekonomisi Profesörü Xiaohua Yu, artan gıda fiyatlarının nedenleri ve gıda enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yu, enflasyonun sadece gıda sektöründe yaşanmadığını belirterek, bunun küresel bir olgu olduğuna dikkati çekti.
Birçok faktörün gıda fiyatlarını yukarı çektiğini dile getiren Yu, bunlardan birinin Kovid-19'un küresel tedarik zincirini bozması ve deniz taşımacılığındaki yüksek maliyet olduğunu vurguladı.
Yu, şöyle devam etti: "İkincisi Kovid-19 krizine yanıt olarak ABD ve Avrupa'da benimsenen genişletici para ve maliye politikalarının küresel spekülatif emtia piyasasına büyük likidite sağlaması. Üçüncüsü, enerji fiyatlarının yüksek düzeyde olması ve yeşil enerji politikasından ötürü ABD, Avrupa ve Brezilya'da çok sayıda gıda ve arazinin biyoenerji için kullanılmasının tetiklenmesi. Örneğin ABD'de mısırın 1/3'ü biyoetanol ve soya fasulyesinin 1/3'ü biyodizel için kullanılıyor. Dördüncüsü ise iklim değişikliği."
Gıda fiyatlarındaki artıştan en çok düşük gelirli ve gıda ithalatına bağımlı ülkelerin mağdurları olduğunu aktaran Yu, küçük bir kıtlığın bile fiyatlarda büyük sıçramalara neden olabileceğinin altını çizdi.
Yu, gıda fiyatlarında şu an yaşanan artışın, 2008 ve 2012'dekine benzediğini anlatarak, "Büyük oranda parasal genişlemeden etkilenirken, parasal genişleme de en başta petrol fiyatlarından etkileniyor. Düşüş trendi ise ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankasının (ECB) muhtemelen 2022'nin ikinci yarısında gideceği daralmayla başlayacaktır. Yine de fiyatlar geçmişteki düşük seviyelere genel enflasyon nedeniyle düşmeyecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Yu, gıda enflasyonunun önüne geçmek için yapılması gerekenlere ilişkin de bilgiler paylaşarak, küresel gıda fiyatlarını değiştirmenin kolay bir şey olmadığının altını çizdi.
"Hükümetlerin de iç gıda pazarına müdahale etmesi gerekir." diyen Yu, enflasyonun global pazardan gıda alıp iç pazara satarak baskılanabileceğini ifade etti.
Yu, hükümetlerin iç pazardaki spekülasyonları engelleyebileceğine de değinerek, tüketicilere ihtiyaçtan fazla almamaları uyarısının yapılabileceğini söyledi.
Öte yandan, hükümetlerin iç arzı artırmak için gelecek yılların gıda üretimine odaklanması gerektiğine dikkati çeken Yu, "Enflasyondan etkilenen tüm ülkeler uluslararası alanda bir araya gelmeli ve ABD gibi gıda ihracatçısı ülkelere biyoenerji için üretimi azaltma ve küresel arzı artırma için baskı yapmalı. Genel olarak dünyadaki gıda arzı dünya nüfusunu beslemek için yeterli. Burada sorun parasal ve tedarikle ilgili." diye konuştu.
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan da gıda fiyatlarındaki yükselişin aslında 2000’lerin başından itibaren kendisini piyasalarda gösterdiğini dile getirerek, 2005'e kadar daha önceki ortalamalarına yakın seyreden gıda fiyatlarının, bu tarihten itibaren çok sert bir yükselişe geçtiğini vurguladı.
Manukyan, 2019'a bakıldığında ise o tarihte ABD tarım işletmelerinin iflas başvurularının son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını hatırlatarak, şunları kaydetti: "Bazı kritik ülkelerdeki mevsim problemleri, navlunlardaki sert yükselişler ve petrol fiyatlarının yüksek olduğu dönemlerde girdi maliyetlerinin tekrar artıyor olması gibi gelişmeler var. Kısa vadede bunların hiçbiri hemen çözülecek gibi görünmüyor. Son 15 yıldır gördüğümüz yüksek fiyatların devam edeceğini düşünüyoruz."
07 Ekim 2021 Perşembe
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı