Çarşamba, 04 Aralık, 2024
* ‘İlk uçan Türk’ olarak Türk hatta dünya uçuş tarihine geçen Hezarfen Ahmed Çelebi, restorasyonu tamamlanan Galata Kulesi’nde özellikle ziyaretçi gençlerin ilgi odağında.
* Türk İHA ve SİHA’ları Suriye’den Libya’ya ve Azerbaycan’a kadar birçok ülkede destanlar yazarken, kuledeki Hezarfen Ahmed Çelebi video çizgi film ve hikayesi bize de daha anlamlı geldi.
HABER: DİLŞAH KEFLİOĞLU
Galataport bölgesinden başlayıp Taksim’de son bulacak Beyoğlu Kültür Yolu’nun en önemli duraklarından biri şüphesiz Galata Kulesi… Restorasyonu tamamlanan tarihi kule, geçtiğimiz günlerde yenilenerek ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. İstanbul Ticaret okuyucuları için biz de yenilikleri yerinde incelemeye karar verdik ve kulenin yolunu tuttuk…
SERGİ ALANLARI YENİLENDİ
Nostaljik tramvay görünümünde tasarlanan gişeden Müze Kartımızı aldık, Covid-19 tedbirleri kapsamında maske kontrolümüzü ve ateş ölçümümüzü gerçekleştirerek kuleye ilk adımımızı attık. Kalıcı ve geçici sergi alanları olarak tekrar yapılandırılan kuleyi daha iyi gezebilmemiz için asansörle en üst kata çıkmamız ve geziye oradan başlamamız tavsiye edildi.
Biz de buna uyduk ve en üst kata çıktık. Müze Kart ile yerli ve yabancı turistlerin 30 lira karşılığında gezebildiği Kule Müze’de; coğrafya ve tarihi yapı gibi pek çok bilgiyi içeren 1:2.500 ölçekli interaktif bir İstanbul maketi var. Tarih boyunca İstanbul’un sembolik anlatımı, Galata ve surları ile Hezarfen Ahmed Çelebi ve rasathane dönemini anlatan sergiler dikkatimizi çekti. Türk İHA ve SİHA’ları Suriye’den Libya’ya ve Azerbaycan’a kadar birçok ülkede destanlar yazarken, kuledeki Hezarfen Ahmed Çelebi video çizgi film ve hikayesi daha da bir anlamlı geldi bize…
İLK UÇAN TÜRK
Peki, kimdi Hezarfen Ahmed Çelebi? 1348 yılında Cenevizliler tarafından yığma taş tekniği ile bir kez daha inşa edilen bu kulede ne işi vardı? Neden buraya konulmuştu? Bu vesileyle Türk, dünya uçuş tarihinde de kendine unutulmaz bir yer edinen bu ‘ilk uçan Türk’ü hatırlayalım istedik.
Müslüman bir Türk bilgini olan Hezarfen Ahmed Çelebi; 1609’da dünyaya geldi, Osmanlı topraklarında yaşamını sürdürdü. İlk olarak kanat takarak uçmayı deneyen ve bu konuda oldukça fazla çalışan bir kişi olması onu önemli kıldı. İlim bilgisi ve uçma deneyimleri nedeniyle Hezarfen adını aldı.
GALATA-ÜSKÜDAR
Hezarfen Ahmed Çelebi, 1632 yılında yapay kuş şeklinde oluşturduğu bir araçla lodos eserken Galata Kulesi’nden kendini boşluğa bırakarak atladı. Bu şekilde 3 bin 358 metre mesafe kat ederek İstanbul Boğazı’nı geçtiği ve Üsküdar’da Doğancılar’ın bulunduğu yere indiği belirtiliyor. Bu uçuş deneyimi ile Türk havacılık tarihine ilk uçmayı başaran kişi olarak geçti.
EVLİYA ÇELEBİ ANLATTI
Hezarfen Ahmed Çelebi’ye ait tüm bu bilgiler, Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde ayrıntılı olarak anlatılıyor. Evliya Çelebi, Hezarfen Ahmed Çelebi’yi Seyahatname’sinde; “İptida-başlangıçta Okmeydan’ın minberi üzere, rüzgar şiddetinden kartal kanatları ile sekiz, dokuz kere havada pervaz ederek talim etmiştir. Badehu Sultan Murad Han Sarayburnu’nda Sinan Paşa Köşkü’nden temaşa ederken, Galata Kulesi’nin taa zirve-i belasından lodos rüzgarı ile uçarak, Üsküdar’da Doğancılar meydanına inmiştir.
Sonra Murad Han, kendisine bir kese altın ihsan ederek: “Bu adam pek havf edilecek (korkulacak) bir ademdir (adamdır). Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimselerin bekası caiz değil” diyerek, Cezayir’e sürüldüğünü anlatıyor.
BİR KESE ALTIN İLE ÖDÜL
İnsan olarak uçmanın başlangıcı olarak da kabul edilen bu deney, Osmanlı döneminde Avrupa’da da büyük yankı bularak takdir gördü. Padişah IV. Murat, bu uçuşla ilgili takdirini de dile getirdi. Ayrıca, Sarayburnu’nda olan Sinan Paşa Köşkü’nden sıra dışı olarak gerçekleşen bu uçuş olayını izlediği ve Hezarfen Ahmed Çelebi ile de yakından ilgilendiği kaydediliyor.
Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde dile getirdiği, ayrıca Padişah tarafından bir kese altın ile ödüllendirildiğinden de bahsediliyor. Daha sonra Padişah’ın Hezarfen Ahmed Çelebi’nin bilgisinden, becerilerinden ve cesaretinden çekinmesi ile onu sürgüne yolladığı Seyahatname’de belirtiliyor. Sürgün olarak gittiği Cezayir’de 1640 yılında öldüğü kaydediliyor.
SADECE KOL VE KAS GÜCÜYLE Mİ UÇTU?
Hezarfen Ahmed Çelebi’nin uçuş tekniği de merak edilenler arasında… Kol ve kas gücüyle kuşlar gibi kanat çırpmayla mümkün olmayan günümüz aerodinamik biliminin ışığı altında incelendiğinde bu uçuşun, ancak hava akımlarından yararlanarak yükselip ilerleyebilen bir uçuş olduğu anlaşılıyor. Bugün daha çok tatil yörelerinde amatör bir spor olarak yapılan ve yekpare kanatlarla havada kalıp süzülme esasına dayanan bir çeşit basit planörle mümkün olabileceğini düşünmek de yanlış olmaz.
TİYATRO OYUNUYLA ANLATIM
Ömer Fikret Oyal’ın yazdığı,Hakan Çimenser’in yönettiği iki perdelik ‘Uçmak: Hezarfen Ahmed Çelebi’ adlı oyun, ocak ayında THY sponsorluğunda izleyiciyle buluşmuştu.
2 saat 25 dakika olan oyunun ailece izlenmesi tavsiye ediliyor. Oyunun galasına katılan İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, tarihçi olarak Hezarfen’in yaşamının konu edilmesinden dolayı Devlet Tiyatroları yönetimini, sanatçıları ve yönetmeni tebrik ederek, “Başarılı bir oyun olduğunu biliyoruz. Önemli olan bu oyunun geniş kitlelere taşınması” demişti.
‘ÇOK ŞEY BİLEN’
Hezar, Farsça kökenli bir kelime olup 1000 (bin) anlamına geliyor. ‘Hezarfen’ ise ‘bin fenli’ (bin bilimi olan), yani ‘çok fazla şey bilen’ anlamına gediğinden Hezarfen ismi ona bu yüzden verildi.
20 Ekim 2020 Salı
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba
04 Aralık 2024 Çarşamba