Kahve turizminin asırlık durağı

Tarihte ilk defa bir içeceğe somut olmayan kültürel miras payesi verilen Türk kahvesine artan ilgi, İstanbul’da önemli yeni bir kültür rotası oluşturuyor. Kahvenin kavrulduğu, bilinen en eski fırın Beta Han’da yer alıyor.

FEDAYİ YILDIRIM FEDAYİ YILDIRIM
Giriş: 13.12.2024 - 13:05
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

Restore edilen Eminönü’ndeki Beta Han, içindeki Türk kahvesi müzesiyle İstanbul kahve turizminin önemli duraklarından biri. 

 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Dünyada özel deneyim ekonomisi her geçen gün büyüyor. Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi (WTTC) verilerine göre, deneyim ekonomisinin payının küresel ekonomi içindeki payı 2028 yılına kadar 8.2 trilyon dolara ulaşacak. Bu ekonominin içinde kahve turizmi de önemli bir pay alıyor. Özellikle Kolombiya, Peru, Ruanda gibi ülkelerde kahve turizmi ile ilgili özel projeler de yer alıyor. Kahve turizminde kahve tarlaları, kahve fabrikaları ve kahve dükkânları, özel ilgi ile gezilen rotalar arasında. İstanbul’da bulunan ve yapıldığı dönemde Osmanlı topraklarının bilinen en eski kahve kavurma fırını olan Beta Han kahve kavurma fırını da İstanbul kahve turizminin önemli duraklarından biri olmaya aday. 

 

11. YILI   

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne giren ilk içecek olma özelliği taşıyan Türk kahvesi, 5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü münasebetiyle yeniden gündemde. Dünyada ateş üzerinde pişen tek kahve olması özelliğiyle muadillerinden ayrılan Türk kahvesi, 2013 yılında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dahil edilmişti. Söz konusu yıldan bu yana Türk kahvesini uluslararası arenada tanıtma çalışmaları hızlanırken, gözler Türkiye’deki Türk kahvesi turizmi rotalarına çevrildi. Bunlardan en önemlisi Türkiye’de bilinen en eski kahve kavurma fırını olan Beta Han kahve kavurma fırını. 

 

YILLIK 500 TON 

Eski adı Tahmis, yeni adı Beta olan tarihi handaki fırın, dünyada Türk kahvesi markasının oluşmasına zemin hazırlayan fırınlardan biri. Kahvenin Osmanlı topraklarına geldiği 1500’lü yıllarda faaliyet göstermeye başlayan fırın, o yıllarda İstanbul kahveci esnafının ortak kullandığı bir fırındı. Tahmishanedeki fırında ilk yıllarda Yemen’den gelen kahve kavrulup İstanbul halkına dağıtılırken bu yekûn tarih kayıtlarına göre yıllık 500-600 tonu buluyordu. 

 

GÜNLÜK BEŞ OKKA KAHVE 

Tahmishane o yıllarda çok sıkı denetim altında faaliyet gösteriyordu. Kahveci esnafının vergisini tam vermesi için koyulan kurallarda attar esnafının günlük ne kadar kahve alacağı dahi belirlenmişti. Esnafın günlük beş okka kavrulmuş ve dövülmüş kahve alma hakkı vardı. Ayrıca kahvenin burada dövülüp kavrulduktan sonra nihai tüketiciye ulaşması şarttı. Devlet vergi kaçaklarının önüne geçmek için başka dükkânlarda, hatta evlerde bile kahve kavrulmasını yasaklamıştı. 

 

450 ÇALIŞAN 

Uzun yıllar İstanbul ve çevresinin kahve ihtiyacını karşılayan tahmishaneye ait 1838 tarihli bir kayıtta, günümüze tek fırın gelmesine rağmen o yıllarda İstanbul’da bulunan iki ayrı tahmishanede beş fırın yer aldığı yazıyor. Aynı kayda göre İstanbul tahmishanelerinde 450 kişi çalıştığı ve sonra kahvenin dövücüler tarafından 150 dibekte dövüldüğü yer alıyor. Tahmishane kayıtlarında en çok harcamanın odun için yapıldığı bilgisi de mevcut. 

 

RESTORE EDİLDİ 

İstanbul’da kahve izini sürmek isteyenlerin haritasında önemli bir durak olan fırın, 2019 yılında restore edilerek ziyarete açıldı. Han bünyesinde geçtiğimiz hafta Türk kahvesi müzesi de hizmet vermeye başladı. Müzede Osmanlı kahve kültürüne dair objeler yer alıyor. Eski kahve fincanları, dibekler, cezveler ve kahve değirmenlerinin yanı sıra sarayda gerçekleşen kahve ritüelinde görevli kişilerin kıyafetleri de ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor.  

 

KAHVE TÖRENİ 

Bugün tarihi fırının yer aldığı Beta Han’da kahve kültürünü yaşatmak için haftanın dört günü kahve seremonisi gerçekleşiyor. Seremonide kahvecibaşı ve kalfalar tarafından içinde gül ağacı tütsüsü yakılan buhurdanlık gezdiriliyor. Tören konuklara gül suyu dağıtımı, reçel ikramı ve Türk kahvelerinin gül lokumlarıyla sunulmasıyla son buluyor. 

 

İKİNCİ FIRIN ŞAM’DA 

Osmanlı topraklarının bilinen ilk fırını İstanbul’da açılsa da ilerleyen yıllarda farklı bölgelerle de fırınlar açılmaya devam etti. Başbakanlık Osmanlı Arşivi kayıtlarına göre, Osmanlı topraklarının İstanbul dışındaki ikinci fırını 1616 yılında Şam’da açıldı. 

 

DÜNYADAKİ KAHVE ROTALARI 

Kahve turizminin en önemli rotası Kolombiya. Bölgeye gelen turistler, kahvenin yetiştirilmesinden üretim aşamasına kadar tüm süreci yerinde görebiliyor. Ayrıca yabancı tur şirketleri Peru, Ruanda gibi yerlere de kahve turizmi paketiyle turist götürüyor