“Enflasyonla mücadele sürecinde hızlı ilerleme kaydedilirse, bu yıl içinde faiz indirimi konusunu konuşabiliriz” diyen Şekib Avdagiç, “Son dönemde atılan adımlar ve kararlılık vurgusu, piyasa faizlerinde kayda değer bir geri çekilmeye yol açtı” ifadelerini kullandı.
Cari işlemler dengesinin iyileşmeye devam ettiğini söyleyen Başkan Avdagiç, şöyle konuştu: ”İlk çeyrekteki eğilimler devam ederse, 60 milyon ziyaretçi, 60 milyar dolar gelir hedefine rahat ulaşılır. Turizm gelirleri, Türkiye’nin cari açığının azalmasına kritik bir katkı vereceğini gösteriyor.”
HABER: ŞEREF KILIÇLI / BARIŞ CABACI / MESUDE DEMİRHAN
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, haziran ayı Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, iş dünyasının gündemine ve ekonomik beklentilere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Enflasyonla mücadelenin önemine dikkat çeken Avdagiç, dezenflasyon sürecinin, son derece hassasiyetle ve tüm kesimlerin ortak çabası ve kararlılığı ile yürütülmesinin önem taşıdığını söyledi.
İKİ MADDELİK FORMÜL
Türkiye’nin dezenflasyon sürecine girdiğini vurgulayan Avdagiç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dezenflasyon sürecini hızlandırmak elimizde. Bir an önce kalıcı düşük enflasyon hedefine ulaşmayı istiyoruz. Bunun için de iki şeye ihtiyacımız var. Enflasyonla mücadelede topyekûn kararlılık ve yatırım ortamının süratle iyileştirilmesi. Kararlı ve güçlü adımların, yazacağımız yeni Türkiye hikayesinin de temellerini oluşturacağına inanıyorum.”
BU YIL FAİZ İNDİRİMİ
Avdagiç, “Enflasyonla mücadele sürecinde alınacak hızlı mesafeyle bu yıl içinde bile faiz indirimi konusunu konuşabiliriz. Nitekim, son dönemde atılan adımların ve kararlılık vurgusunun, piyasa faizlerinde kayda değer bir geri çekilmeye yol açtığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Avdagiç, 12 aylık ihracatın ilk kez 260 milyar dolar sınırını aştığını ve Türkiye’nin 5 yıllık CDS’sinin 250 baz puan civarına gerilediğini, yıllık ise 70 baz puan olduğunu hatırlattı. Avdagiç, “Bu aşamada iki noktaya dikkat çekmek isterim. Sıkı para politikasının ve dezenflasyon sürecinin devamının, önümüzdeki dönemde büyüme üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmasına hazırlıklı olmalıyız. Yine yüksek faiz ve buna bağlı kısa vadeli dış kaynak girişiyle birlikte TL’deki değerlenmenin ithalatta artışa yol açmasına karşı tedbirli olmak gerekiyor. Aksi takdirde dış dengenin büyümeye katkısını sınırlayabilir” yorumunu yaptı.
İÇ PAZARDAKİ SIKIŞIKLIĞA ÖNLEM
Hem görüştükleri yabancı heyetlerden hem de uluslararası kuruluşlardan Türkiye ekonomisi hakkında güzel sözler duyduklarını kaydeden Şekib Avdagiç, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Özellikle son dönemde yurt dışından Türkiye ekonomisine bakışta ciddi bir iyileşme gözlüyoruz. CDS baz puanının düşmesiyle artık daha ucuza kaynak bulabiliyoruz. İhracat pazarlarımızda görünümün daha da iyileşmesini bekliyoruz. Bunun da dış talep tarafında olumlu bir etki oluşturup, firmalarımıza iç pazardaki sıkışıklığı aşma şansı sağlayacağına inanıyoruz. Bununla birlikte bu dönemde oluşan ‘carry trade’ imkanının, uzun sürmesi halinde bazı risklere yol açabileceğini de belirtmemiz gerekiyor. Zira sıcak paranın çıkışı, kimi zaman girişte yarattığı olumlu etkinin şiddetinden daha yüksek bir şiddette olumsuz etkide bulunabilir.”
KOBİ’LERE FİNANSMAN İMKANI
İç piyasada yaşanan sıkışıklığın bir süre daha devam edeceğine vurgu yapan Avdagiç, “Maalesef mevcut piyasa sıkışıklığı ve finansman zorluğundan en fazla KOBİ’ler etkileniyor. Dolayısıyla, KOBİ’lere yönelik finansman imkanlarının bu dönem iyileştirilmesinin ve KGF destekli kredilerin maliyetinin düşen enflasyon paralelinde yeniden gözden geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
Avdagiç, 2023 Temmuz ve Ağustos aylarındaki yüzde 9’u aşan enflasyon rakamlarının endeksten düşmesiyle birlikte ilk etapta baz etkisiyle olmak üzere yıllık enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme görüleceğini söyledi. Şekib Avdagiç, “Enflasyondaki belirgin azalışın, önemli bir sonucu da şu olacaktır. Fiyatlar genel seviyesindeki artışın sert gerilemesi, bozulan fiyatlama davranışlarının hızla düzelmesini sağlayacak. Böylece piyasanın geleceğe yönelik oluşturduğu abartılı fiyatlama davranışı da önemli ölçüde törpülenecek” açıklamasını yaptı.
İHRACATIN BÜYÜMEYE KATKISI
Cari işlemler dengesinin de iyileşmeye devam ettiğini söyleyen Başkan Avdagiç, dış ticaret verilerini ise şöyle yorumladı: “Net ihracatın büyümeye katkısı da 2022’nin üçüncü çeyreğinden bu yana ilk kez pozitife döndü ve büyümeyi 1.6 puan yukarı çekti. Üretim yöntemiyle GSYH verileri, hizmet sektöründeki canlılığın sürdüğüne işaret ediyor. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.8 artan hizmetler sektörü, katma değeri 2.9 ile büyümeye en yüksek katkıyı sağlayan sektör oldu. Sanayi sektörü yüzde 4.9 büyümeyle 1 puan katkı verirken, inşaat sektörünün büyümeye katkısı 0.5 puan, tarım sektörünün katkısı da 0.1 puan düzeyinde gerçekleşti.”
TÜRKİYE’DE CARİ AÇIĞIN İLACI TURİZM
Yaz aylarıyla birlikte turizm sektörünün ekonomiye katkısının öne çıktığını vurgulayan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Bu sene turizmde güçlü bir sezon bekliyoruz. 2024 yılının ilk aylarındaki eğilimler devam ederse, bu yıl için belirlenen 60 milyon ziyaretçi, 60 milyar dolar gelir hedefine zorlanmadan ulaşılacak gibi görünüyor. Turizm gelirleri, Türkiye’nin cari açığının azalmasına kritik bir katkı vereceğini gösteriyor” bilgisini verdi.
Avdagiç, turizm gelirlerinin de ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.4 artarak 8.8 milyar dolar olduğunu, bu rakamın ilk çeyrek dönemler itibariyle tüm zamanlar için rekor turizm gelirine işaret ettiğini kaydetti.
2033’TE 135 MİLYAR DOLAR
Avdagiç, “Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi’nin projeksiyonlarına göre, Türkiye’nin 2033 yılında 135 milyar dolarla turizmde global lider olması bekleniyor. Tüm dünya ülkelerinin büyük yatırımlar yaparak öne çıkmaya çalıştığı turizmde dünyada en fazla turist ağırlayan ülkeler sıralamasında 5’inci sıraya yükseldik” açıklamasını yaptı. Turizmde bu güçlü gelişmeyi gölgeleyebilecek önemli bir riske de işaret etmek gerektiğini belirten Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, turizmde artan maliyetler nedeniyle rakiplerimiz olan ülkelere kıyasla daha pahalı bir ülkeye dönüşüyor. Tur operatörleri, potansiyel Türkiye turlarını, görece daha ucuz kalan Yunanistan, İspanya ve Mısır gibi ülkelere yönlendiriyor. Bu durum, turizm gelirlerimiz üzerinde baskı oluşturabilir. Nitekim ilk çeyrek verileri, Türkiye’nin ziyaretçi başına ortalama gelirinin geçen yılki 1.020 dolar seviyesinden bu yıl 975 dolara indiğini gösteriyor. Evet, sahip olduğumuz zengin turizm potansiyeli dikkate alındığında, Türkiye ucuz bir tatil destinasyonu olmayı hak etmiyor. Ancak, pahalı bir destinasyon olmak, maliyetten kaynaklanan bir pahalılığı değil, katma değer ve reel gelirdeki artışa dayalı yüksek fiyatlara dayanmayı gerektirir.”
İKİ BÜYÜK ARAŞTIRMA PROJESİ
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin turizm hedeflerine, İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) ve paydaşlarıyla birlikte de ciddi katkılar verdiklerini kaydetti. ICVB olarak iki büyük araştırma projesi başlattıklarını belirten Avdagiç, bu projeleri şöyle açıkladı: “Bunlardan ilki, İstanbul Turizm Endeksi projemiz. Bu projemizle İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçilerin iş, sağlık ve eğlence gibi çeşitli alt kategorilerdeki davranışlarını, tercihlerini ve harcama alanlarını incelemeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla bu kategoriler hakkında doğru veri ve istatistikler elde edeceğiz. İkinci projemiz ise doğrudan kongre turizmi odaklı Fikri Sermaye Araştırma Projesi. Bu projeyle İstanbul’a uluslararası büyük çaplı toplantıları getirme potansiyeline sahip 70 en önemli ‘fikri sermaye’ liderini tanımlayacağız ve bir strateji oluşturacağız. Sonuç itibariyle 70 karar vericinin tespiti ve onların oluşturacağı çarpan etkisiyle İstanbul’da her yıl daha çok uluslararası kongrenin yapılacağına inanıyoruz.”
MECLİS’TEN YANSIMALAR
‘Küresel risklere hazırlanmak hepimizin sorumluluğu’
İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, haziran ayı Meclis Toplantısı’nda, sanayide ve teknolojide yaşanan gelişmelerin milletleri ve dünyayı nasıl değiştirebileceğine dikkat çekti.
Dr. Erken, konuşmasında, “Sanayi devrimini anlamayan, petrol çağının başladığını göremeyen yönetimler ve devletler tarihe karışmak zorunda kaldı. Önemli olan neyin ihtiyaç olduğuna karar vermek ve çözüm üretmektir. Burada teknolojiyi iyi takip edebilmenin yanında onu üreten olma zorunluluğu vardır” dedi.
Uluslararası rekabeti belirleyen süreçlerin tesadüfi değil, bizatihi çağı anlamak ve yeni gelişmeleri yakından takip etmekle mümkün olduğunu vurgulayan Dr. Erken, şunları söyledi: “Bir söz vardır; ‘Hayatta kalan türler güçlüler değil, değişime uyum sağlayanlardır.’ Dünya her zaman yeni bir değişimin eşiğindedir. Bu değişimler, yeni fırsatlar getireceği gibi yeni riskleri de önümüze çıkaracaktır.”
ÜÇ BÜYÜK SORUN
Dr. Erken, Yuval Noah Harari’nin bir kitabında tarihi nasıl özetlediğini şöyle aktardı: “Soğuk savaş bitti. Liberal hegemonya dünyaya hakim olmaya başladı. Fakat son yıllarda milliyetçilik fikri ülkelerde yeniden öne çıkmaya başladı. Gittikçe yükseliyor. Yeniden kuvvetlenmeye başlayan üç büyük sorun var: Nükleer tehlike, ekolojik zorluklar ve teknolojik zorluk. Bu durumun ortaya çıkardığı ayrı sorunlar da var. Mazallah ortaya çıkabilmesi muhtemel olan çok zeki fakat bilinçten yoksun varlıklar büyük tehlike olabilir. Dolayısıyla teknolojik gelişme konusunda herkesin kabul ettiği ahlaki kurallar koymak gerekir.”
İnsanların, Harari’nin dikkati çekmeye çalıştığı bu 3 ortak düşmana karşı birlik olması gerektiğini vurgulayan Dr. Erken, şöyle devam etti: “İnsanlar, kendi ülkelerinin siyasetlerine önem verdikleri oranda küresel meselelere de önem vermeli. Harari’nin bu üçlüsüne ben bir de insanca yaşama hakkına saygı ve hassasiyet hususunu eklemek istiyorum. Çünkü güç sahibi olanlar hak ve hukuku bir kenara koyuyorlar. Örnek; Doğu Türkistan zulmü, Gazze zulmü, Bosna’da bir dönem yaşanan zulümler. Pandemi, ekonomik kriz, savaşlar gibi küresel buhranlar; blockchain, dedolarizasyon, yapay zeka, metaverse gibi teknolojik ve ekonomik hadiseler hem riskleri hem de fırsatları barındırıyor. Bu hususların, hem kişisel boyutta hem şirket ve kurumsal boyutta hem sektörel boyutta hem STK’lar boyutunda hem de ulusal ve uluslararası boyutlarda değerlendirmelerini yapmalıyız. Özellikle de Türkiye’nin beyinlerine sahip çıkılması, onların geliştirilmesi ve önlerinin açılması için her kurumun üzerine düşeni fazlasıyla yapması gerekiyor. Yani Hz. Mevlana’nın dediği gibi yaşadığımız çağın özelliklerine karşı yeni bir şeyler söylememiz ve yapmamız lazım.”
YAZILIMDA DEĞİŞİM SÜRECİ VAR
Dr. Orhan Albayrak-Eğitim Meslek Komitesi: Dünyanın en değerli firmaları arasında teknoloji firmaları ağırlıkta. Yazılım konusunda, 2021’den sonra işler değişti. Açık kaynak kodlu ve lisans ücreti ödenmeyen sistemlere geçiş süreci var. Aynı işlevi hiçbir zorluk olmadan yapabiliyor. Mesela, dünya genelinde iş arama siteleri var. Bu konudaki yazılım-larda da küresel bir değişim var. Ücretsiz yazılımlar gelişti. Cumhurbaşkanlığı 23 Temmuz 2023’te bir genelge çıkardı, ‘Kurumlarınızı açık kaynak kodlu sisteme geçirin’ dedi. Ülke olarak biz de açık kaynak kodlu sistemlere yönelmeliyiz. Başarı kendi işletim sistemlerimizle gelir. Açık kaynak kodlu her şeyini kontrol edebileceğimiz bir yazılıma doğru yönelmeliyiz.
DÜZENLEMELER ÖNCESİ İSTİŞARE YAPILMALI
Şevket Aydın-Tekstil Yan Sanayi Ürünleri Meslek Komitesi: Mayıs ayının başında referans fiyat uygulaması geldi. Gümrükte ilave vergiler varken böyle bir uygulamaya gerek yoktu. Sektörün paydaşlarıyla konuşulmadan böyle kararlar alınması sektöre zarar veriyor. Bu kararlar alınmadan önce sektörle istişare edilmeli. Sorunu tekstille ilgili diğer meslek komiteleriyle de konuştuk. Tekstil İhtisas Komitesi’nde de gündeme getirdik. İTO Başkanımız ve Yönetimim Kurulumuz da meseleye sahip çıkıyor, teşekkür ediyoruz.
TOPLAYICILIK LİSANSINDA FIRSAT VAR
Ömer Ayberk Cengiz-Enerji Meslek Komitesi: Mayıs sonu itibariyle Türkiye’nin toplam elektrik kurulu gücü 110 bin megavata ulaşırken, güneş enerjisi kurulu gücü ise 14 bin 824 megavata erişti. Enerji piyasasında toplayıcılık lisansında yeni fırsatlar var.
KDV ORANLARINDA KAFA KARIŞIKLIĞI VAR
Mehmet Yıldırım-Baklava, Pasta ve Şekerli Mamüller Meslek Komitesi: KDV hizmet sektöründe yüzde 1’den yüzde 10’a çıktı. Burada şikayetimiz; kafa karışıklığına yol açan ve net olmayan durumlar. Hangi durumlarda yüzde 1 veya yüzde 10 KDV kesileceği konusunun belirlenmesini istiyoruz. ‘Masa hizmeti vermeyenler, sadece paket satışı verecekler yüzde 1 olacak’ deniliyor. Bununla ilgili Bakanlığa sorularımızı ilettik, cevapları bekliyoruz. Antep fıstığı 800 liradan 1500 liraya kadar çıktı. Antep fıstığındaki fahiş fiyat artışı 15 yıldır engellenemedi. Antep fıstığının yüzde 90’ı ise kayıt dışı ve yatırım aracına dönüştü. Bununla ilgili kalıcı bir önlem istiyoruz.
İLANDA ÖNEMLİ DÜZENLEMELER YAPILDI
Hakan Akdoğan-Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi: İlan portalları üzerinden yaşanan sıkıntıları daha önce paylaşmıştık. Bu konuda önemli düzenlemeler yapıldı. Kimlik doğrulama düzenlemesi geldi. İkinci düzenleme ise yetki sorgulaması oldu. Mülk sahibi kendisi veya birinci derece akrabası ilan girişi yapabilecek. Tüzel kişilerde ise ilanı temsilci verebilecek. Bir emlak işletmesi ilan girişi yapacaksa, yetki belgesinin olması gerekiyor. Düzenlemeler sektörde şeffaflaşmayı ve bilginin doğruluğunu getirecek. Emlak sektöründe değer artış vergisinin konuşulması ve kredi faiz oranlarının çok yüksek olması piyasaya durgunluk getirdi.
TARİHİ ESERLERİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ
Ahmet Gediz Tatar-Restorasyon ve İzolasyon Meslek Komitesi: Dünyada en eski uygarlıkların merkezi olmuş bir ülkedeyiz. Tarihi eserlerimize sahip çıkmalıyız. Sadece İstanbul’da 30 bin tarihi eser var. Eserleri aslına uygun olarak tekrar ayağa kaldırmalıyız. Tarihi eserlerimize sahip çıkarsak turizme de katkı sağlamış oluruz. Bu konudaki projemizle ilgili İBB Kültür Varlıkları ile de görüştük. Cemile Sultan Tesisleri’nde toplantı yapıp görüşleri de aldık. Projemize İTO’dan destek bekliyoruz.
ADIYAMAN TSO KARDEŞ ODA OLMAK İSTİYOR
Ahmet Ural-Tekstil Yan Sanayi Ürünleri Meslek Komitesi: Adıyaman, depremden en çok etkilenen illerin başında geliyor. Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası, İstanbul Ticaret Odası ile ‘kardeş Oda’ olmak istiyor. Kardeş Oda projesi, ilimizin esnafına, tüccarına ve sanayisine moral olacak ve olumlu katkı sağlayacak. Odamızdan destek bekliyorlar.
YAPAY ZEKAYA KAYITSIZ KALAMAYIZ
Özcan Altunkaya-Bilgi, İletişim ve Medya Meslek Komitesi: Her 25 yılda bir teknolojide devrim oluyor. Yapay zeka hayatımızın her alanına girecek. İTO olarak yapay zekaya kayıtsız kalamayız. Tüketen değil, üreten konumda yer almak istiyorsak, İTO-GPT’yi gündeme almak zorundayız.
ARZ SORUNU İKİ YÖNLÜ
Bülent Şen-Enerji Meslek Komitesi: Günümüzde elektriğin fazla arzı da eksik arzı da sorun. Yani arz sorunu iki yönlü. Mesela, Avrupa’da elektrik fazla üretilince eksi fiyatlamaya geçiliyor. İnsanların yaşlarına göre harcamaları gösteren bir araştırmaya göre, segmentlerin çoğunluğunda 40-45 aralığında daha fazla harcama yapılıyor. Enerjide ise yaş ilerledikçe harcamalar da artıyor.
KİTAP OKUMAK ALIŞKANLIK DEĞİL İHTİYAÇ
Halil Çelik-Basım-Yayın Meslek Komitesi: İşverenin, öğrencinin, işçinin, ev hanımının kitap okuduğunu fakat okumaya daha fazla vakit ayırmaya gerek olduğunun altını çizmek istiyorum. Kitap okumanın alışkanlıktan ziyade bir ihtiyaç olduğunu da belirtmek isterim. 2023 verilerine göre Türkiye’de kişi başı 8.4 kitap düşüyor. Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu’ndan
(YAYFED) aldığımız rakamlar tamamen sektör verilerinden oluşuyor. Bu veriler ışığında sektörle ilgili birçok bilgiye ulaşabiliyoruz.
MARKALAŞMADA HOMETEX’İN KATKISI BÜYÜK
Ayhan Özsoy-Ev Tekstili Meslek Komitesi: Mayıs ayında Hometex Fuarımızı, 700’ü aşkın katılımcı firmayla toplam 200 bin metrekarelik 11 salonda gerçekleştirdik. Dünyanın birçok ülkesinden profesyonel ziyaretçiler geldi. Geçmiş yıllardan bugüne ekonomiye milyarlarca dolar katkı sağlayan Hometex, bu yıl da benzersiz bir deneyim sundu. Fuarımız 32 yıl önce başladı, bugün dünyanın en önemli iki ev tekstili fuarı arasında yer alıyor. Türk ev tekstili dünyada aranan bir marka haline geldi.
TAŞIT SEKTÖRÜ DE HİZMET İHRACATÇISI OLMALI
Hidayet Yıldırım- Taşıt Kiralama ve İlgili Hizmetler Meslek Komitesi: Sektörümüz, 2023 yılında araç satışından ciddi pay alarak büyüdü. Sektörümüzü geliştirmek ve faaliyetlerini kolaylaştırmak için çalışmalara devam ediyoruz. 2024’te ise Hazine ve Maliye Bakanlığımızın sıkılaştırma politikası, finansman maliyeti ve finansmana ulaşmanın zorluğu sektörümüzde de daralmaya yol açacak. Sektörümüzün hizmet ihracatı kapsamına dahil edilmesi büyümeyi sağlar. Bu düzenleme gelirse, milli firmalarımızın uluslararası pazarlarda yer almasının önü açılacak ve döviz girdisi kayıt altına alınarak, hizmet ihracatı artacak.
ENFLASYON BİLANÇOLARI BOZDU
Noman Sağ-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: İTO Başkanımız Şekib Bey, enflasyon düzenlemesi konusunda TOBB nezdinde girişimde bulundu. Kendisine teşekkür ediyoruz. Önümüzdeki 3 sene ekonomide zorlu yıllar olacak. Enflasyon, şirketlerin bilançolarını bozdu. Planlanan düzenleme enflasyondan arındırma olsaydı bir sıkıntı olmayacaktı fakat gizli bir vergi olması yanlıştı. Her düzenleme vergi bakışı açısıyla yapılmamalı. Vergi konusunda yeni düzenlemeler de gelmeye devam ediyor, istisnalar ve indirimler kaldırılıyor. Düzenlemelerden önce ticaret odalarından görüş alınmalı. Yatırımlarda maalesef yurtdışına gidiş var. Mesela Bulgaristan’da kurumlar vergisi yüzde 10 seviyesinde. Vergi düzenlemelerini yaparken ülkemizdeki yatırımcıyı kaçırmamak gerekiyor.
KONKORDATO MAĞDURİYETLERİ OLUŞMASIN
Sait Vakkas Salıcı-Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi Meslek Komitesi: Sanayicilerimiz ilk defa bu kadar zor günler yaşıyor. Ayakkabı sektörü emek yoğun bir sektör. Türkiye’nin istihdam için emek yoğun sektöre de ihtiyacı var. Faiz ve döviz kuruyla uğraşan sanayiciden yüksek teknolojili ürün beklemek çok zor. Sektörde kapanmalar da başladı, 40-50 yıllık firmalar bile artık bırakmak istiyor. Konkordato süreçleri konusunda gerekenler yapılmalı. Bu kadar kolay konkordato kararı alınmasının, mağduriyetler oluşturmasının önüne geçilmeli.