HABER: ADEM ORHUN
İstanbul, 9 yıl aradan sonra 13-15 Kasım 2020 tarihlerinde Formula 1 Grand Prix’e ev sahipliği yaptı. Mercedes pilotu Lewis Hamilton şampiyonluğa ulaşırken, Michael Schumacher’in ulaşılamaz denilen 7 kez şampiyon olma başarısını İstanbul’da egale etmiş oldu. Türkiye’deki yarış, bu yönüyle haftanın en çok ses getiren konulardan biri oldu.
Pistteki yeni asfalttan, şampiyonluk kupasına kadar çok konuşulan yarışın gizli oyuncusu ise ‘teknoloji’ oldu. Çünkü son yıllarda motorlardan sensörlere kadar son teknoloji parçalar Formula 1’i de değiştirdi.
HİBRİT MOTOR
1940’ların sonunda olağanüstü sesleriyle dikkat çeken V12 motorlar artık çok geride kaldı. Araçlarda 2014’ten bu yana V6 turbo motorlar kullanılıyor. Mercedes’in 2014’te tanıtımını yaptığı AMG Petronas F1 W05 aracındaki 1.6 litre V6 hibrit motor, ‘elektrikli otomobil’ çağına girişte en kuvvetli yeri kaptı. Aynı yıl Porche’un CEO’su, “Le Mans ve World Endurance Championship’i hız değil, verimlilik kazanacak” demişti. Şüphesiz verimlilik hedefi, elektrik destekli motorların ve gelişmiş sensörlerin bu araçlardaki yerini pekiştirdi.
Yeni motorların peşi sıra, pilota yardımcı sistemler ve yarış ekibinin aracı uzaktan takip etmesine yarayan sensörler artık hızın önüne geçmeye başladı.
EKİP 400 KİŞİ
Şampiyonluk kürsüsünde bir isim görünse de her yarış ekibinde yaklaşık 400 kişi görev alıyor. Ekipte sadece pitstop’ta lastik değişimi yapanlar değil, farklı alanlarda birçok teknisyen ve bilgisayar mühendisleri de bulunuyor. Bu uzmanlar, ekranlardan sadece yarışı izlemekle kalmıyor; rüzgarı, motor sıcaklığını, lastiklerin durumunu, pilotun gördüğü ve görmediği birçok işareti izleme imkanına sahip.
Merkezi kontrol ünitesinden her takım, kendi aracındaki hemen her noktanın ne durumda olduğunu görebiliyor. Ekip üyeleri, araçta hangi parçaların ısınmaya başladığını farkedebiliyor. Hatta pilotun görmediği birçok şeyi de görebiliyorlar. Daha da ötesi uzaktan müdahale etme imkanlarına da sahipler. Pilot pistte kalmaya çalışırken; ekip, aldıkları dataya göre stratejiyi değiştirebiliyor. İşte bu data aynı zamanda kaydedilip, analiz edilmek üzere saklanıyor. Ekipler, çok değerli datalarını barındıran server’larını da yarıştan yarışa taşıyor. Yani, motorda elektrik desteği, araçta dijital sensörler, pistte kablosuz bağlantı sağlayan cihazlar, kontrol ekibinde de yüzlerce ekran kasalarca server ünitesi, Formula 1’i artık teknoloji oyunu haline getirdi.
ÖNCÜ ÜRÜNLER
Formula 1 araçlarındaki parçalar ve sistemler, günlük hayatta kendisine yer bulacak birçok ürünün öncüsü. Motor yağında ve lastik teknolojisindeki gelişmeler çoktan aile otomobillerinde yerini aldı. Artık teknolojik ‘oyuncaklar’, tüketici ürünlerinin ‘olağan’ parçaları haline gelmeye başladı. Uzmanlar, bu süreci, otonom araçlara doğru atılan yeni adımlar olarak nitelendiriyor.
YAPAY ZEKA İLE DAHA HIZLI
Yarışı değerlendiren Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak, teknolojik donanımı gittikçe artan yarış otomobillerinin, tamamen yapay zekayla çok daha hızlı kullanılabileceğini söyledi. Bütün gelişmelere rağmen hem pistte hem tribünde insan olduğuna dikkat çeken Ak, “Yarışı İstanbul’a aldığımızdan bu yana ‘İnşallah yağmur yağar’ diyordum. Çünkü yağmur yağınca teknolojik müdahalelerin de bir sınırı olur ve pilotun kendi bilek gücüne daha çok iş düşer. Nitekim dualarımız tuttu” dedi.