Salı, 05 Kasım, 2024
Ulusal enerji verimliliği çağrısı yapan Başkan Avdagiç, “Yeni 5 yıllık Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırmalıyız” dedi. Avdagiç, verimlilikte makul artışlarla 21 milyar dolara yakın tasarrufun mümkün olduğunu kaydetti.
Enflasyonun 23.4 puanlık bölümünün ise gıda fiyatlarındaki artıştan geldiğini vurgulayan Avdagiç, “Mevcut tablo, dünyanın artık stratejik bir sektör olarak gördüğü tarım ve gıda sektörüne yönelik politikaları radikal bir biçimde gözden geçirmemiz gerektiğine işaret ediyor” dedi.
HABER: MÜGE BİBER-ŞEREF KILIÇLI
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın temmuz ayı olağan Meclis Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada; enflasyonla mücadelede ‘enerji’ ve ‘gıda’ fiyatlarına dikkat çekti, özellikle enerji sektörüne yönelik önerilerini sıraladı.
5 YILLIK ENERJİ PLANI
Şekib Avdagiç, ulusal enerji tasarrufu ve enerji verimliliği çağrısı yaparak, “Üretici fiyatlarındaki en yüksek artışın yüzde 370’e yakın bir oranla enerji girdilerinde yaşanması dikkat çekici. 2023 sonrasını belirleyecek yeni 5 yıllık Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırmalıyız. Aynı zamanda enerji verimliliğini üst seviyelere taşıyacak daha iddialı hedefler koymalıyız” diye konuştu.
ÖNCELİKLİ KONU
Avdagiç, küresel ekonomiyi derinden etkileyen en önemli konunun enerji fiyatları olduğuna dikkati çekti. Avdagiç, Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, termostatın Avrupa binalarında sadece 1 santigrat derece tasarruf yönünde ayarlanmasının gaz kullanımını yılda 10 milyar metreküp azaltacağını kaydetti.
Şekib Avdagiç, “Enerji tasarrufu, Türkiye’nin de öncelikli konularından biridir. Ve bizim bu konuya önümüzdeki dönemde çok daha fazla yoğunlaşmamız gerekiyor. Daha da önemlisi, enerji tasarrufu, ithal enerji bağımlılığı oldukça yüksek olan Türkiye için cari dengenin iyileştirilmesi için vazgeçilmezdir ve elzemdir” diye konuştu.
21 MİLYAR DOLARLIK İYİLEŞME MÜMKÜN
Avdagiç, Merkez Bankası’nın bu konuya ilişkin bir araştırmasına değinerek, “Araştırmaya göre, yenilenebilir enerji kaynaklarında ve enerji verimliliğinde ‘makul’ artışlar sağlanması halinde, 2030’da Türkiye’nin cari işlemler dengesinde 21 milyar dolara yakın bir iyileşme elde edilebilecek.
Yine aynı araştırmada, yenilenebilir enerji payındaki yüzde 10 puanlık artışın net ithal enerji payında yüzde 6.5 puanlık düşüş ve cari işlemler dengesinde 4.5 milyar dolar iyileşme sağlayabileceği ifade ediliyor” bilgisini verdi.
KONUTLARDA ISI YALITIMI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘Konutlarda Isı Yalıtım Kredi Paketi’ne değinen Avdagiç, bu paketin büyük imkanlar sunduğunu belirtti. Şekib Avdagiç, “Konutlarda Isı Yalıtım Kredi Paketi’nin çok mühim olduğuna inanıyoruz. Paket, büyük imkanlar sunuyor. 60 ay vadeli yüzde 0.99 faiz oranıyla kredi kullanımı fırsatı getiriyor. Doğalgazda yüzde 99 dışa bağımlı olan Türkiye’de gazın 3’te 1’i konutlarda tüketiliyor. Dolayısıyla yüzde 35 tasarruf, oldukça yüksek bir değeri ifade ediyor” diye konuştu.
Avdagiç, üretici fiyatlarındaki en yüksek artışın enerji girdilerinde yaşanmasının dikkat çekici olduğunu belirterek, akaryakıt fiyatlarındaki artışla birlikte TÜFE’de ulaştırma alt endeksinin yıllık enflasyona katkısının da 19 puan seviyesinde olduğunu kaydetti.
ANLAMLI BİR TANIMLAMA: DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ
Şekib Avdagiç, hain FETÖ’cü darbe girişiminin 6. yıl dönümünü hatırlattı.
15 Temmuz’u, “Türk milletinin son bir asır içinde yazdığı üç destandan biridir” diye tanımlayan Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak biz, o gece devletimizin ve milletimizin bekasından yana olan tavrımızı net bir şekilde ortaya koyduk. O dönem başkanlığını yürüttüğüm İstanbul Ticaret Odası Meclisimiz ve Yönetim Kurulumuz, hiç vakit geçirmeden darbecilere karşı olduğunu ilan etti. İTO Meclisi ertesi sabah İstanbul meydanlarında yerini alarak, demokrasi nöbetine adını yazdırdı” diye konuştu.
15 Temmuz’un, ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ ilan edilmesini yerinde ve anlamlı bir girişim olarak gördüklerini anlatan Avdagiç, şöyle devam etti: “Bu isim, ortak değerimiz demokrasiye, farklı görüş ve düşüncede olsak da, birlik ve beraberlik içinde sahip çıkmamızı simgeliyor. İnanıyorum ki, en çok ihtiyacımız olan bu iki duyguyu, senede bir gün bile olsa hatırlamak ve canlı tutmak bizim için çok önemlidir. Çünkü 15 Temmuz ruhu yaşadıkça Türkiye yaşayacak ve Türkiye’nin geleceği dünden daha parlak olacaktır. Milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü kutlarken, darbe girişimine fırsat vermeyen 251 şehidimizi rahmetle anıyorum.”
İSTANBUL’DA 210 GRAM EKMEĞİN FİYATI 4 LİRA
İstanbul’da İTO üyesi fırınların ekmek fiyat tarifelerinin belirlenmesi için Oda’nın temmuz ayı Meclis Toplantısı’nda oylama yapıldı. Meclis üyelerinin katıldığı oylama sonucunda, İTO’ya bağlı fırınlarda 210 gram ekmeğin fiyatı 4 TL olarak belirlendi.
YENİ TEKNOLOJİ KAMPÜSÜNE ORTAKLIK
İTO, Teknopark İstanbul ana ortağı olarak edindiği tecrübeyi İstanbul’a yeni teknoloji geliştirme bölgelerinin kazandırılması için kullanacak. Oda’nın temmuz ayı olağan Meclis Toplantısı’nda, İTÜ Arı Teknokent’in yeni kampüsüne İTO’nun yüzde 10 oranında ortak olabilmesi için oybirliği ile karar verildi.
VERİMLİ ÜRETİMİN TEMEL ŞARTI
İTO olarak işverenlerin üretim ortağı olan çalışanlarını hayat pahalılığına ezdirmemesi gerektiğini savunduklarını kaydeden Avdagiç, şöyle devam etti: “Çalışanlarımızın insanca yaşayabilecekleri bir gelire sahip olmaları ve artan refahtan eşit ölçüde pay alabilmeleri, verimli bir üretim için temel şarttır. Bunu sağlamak da sadece hükümetin değil, iş dünyası olarak bizim de sorumluluğumuz altındadır. O yüzden biz hem çalışanımızın refahının artmasını hem de alım gücünün korunmasını vazifemiz olarak görüyoruz. Asgari ücretin temmuz ayından itibaren 5 bin 500 liraya çıkarılması kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Bununla birlikte, vergi baremlerinin asgari ücret artışına bağlı olarak düzenlenmesini bekliyoruz.”
48 YIL ÖNCEKİ DOĞRU KARAR
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 48. yıl dönümü münasebetiyle Kıbrıs şehitlerini rahmetle, gazileri ise şükranla anan Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Kahraman Mehmetçiğimiz, 20 Temmuz’da Türkiye’nin varlığını ve soydaşlarını tehdit eden Rum mezalimine son vermek için Kıbrıs’a ayak bastı. Yıllardır devam eden sistematik katliamlara, zorunlu göç ettirme politikasına ve baskıya son verdi. Kıbrıs Türkünün varlığını güven altına alan Kıbrıs Barış Harekâtımızın 48. yıl dönümünü kutluyorum.”
TARIM POLİTİKALARINA RADİKAL BAKIŞ GEREK!
Enflasyonla mücadelede gıda fiyatlarındaki artışa dikkati çeken İTO Başkanı Şekib Avdagiç, yıllık tüketici enflasyonunun 23.4 puanlık bölümünün ise gıda fiyatlarındaki artıştan geldiğini vurguladı. Türkiye olarak bu konunun üzerinde dikkatle durmamız gerektiğini belirten Avdagiç, “Tarımsal potansiyeli büyük bir ülke için bu oranda yüksek gıda fiyat artışını olağan göremeyiz. Gıda fiyatları tüm dünyada rekor düzeylerde arttı, artmaya da devam etmesi bekleniyor. Ancak mevcut tablo, dünyanın artık stratejik bir sektör olarak gördüğü tarım ve gıda sektörüne yönelik politikaları yeniden ve radikal bir biçimde gözden geçirmemiz gerektiğine işaret ediyor” dedi.
Kalkınmanın yolu topyekûn refah seviyesini artırmaktan geçer
İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, Oda’nın temmuz ayı Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Ekonomik büyüme ve kalkınmaya giden yol, topyekûn bir şekilde refah seviyesini artırmaktan geçer” dedi.
Asgari ücrete yapılan ara zamma değinen Meclis Başkanı Oran, “Yüzde 30’luk artışla net 5 bin 500 liraya çıkartılan asgari ücret, milli gelirden ücretlilerin aldığı payı yukarı taşıyacaktır. İş dünyası açısından; 100 liralık destek verilmesi, vergi istisnasının devam ettirilmesi de iş yeri sahiplerinin elini kolaylaştırmaktadır. Şunu açıkça ifade etmek isterim ki, emeğin hakkını alması noktasında her zaman işçimizin yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Küresel ekonomiyi de, ülke ekonomilerini de bölgesel ve küresel siyasi çekişmelerden ayrı şekilde düşünmemek gerektiğini belirten Öztürk Oran, şöyle devam etti: “Küresel ölçekli büyük bir rekabet içindeyiz. Ülkelerin bu yarışta öne çıkması hem ekonomik hem de diğer pek çok başlıkta ilerlemesine, güç kazanmasına bağlıdır. Türkiye, işte bu zorlu mücadeleyi veriyor. Küresel arenada ‘ben de varım’ diyor. Nitekim Madrid’deki NATO liderler zirvesi bu işin adeta turnusol kâğıdı olmuştur.”
Bundan 6 yıl önce Türk milletinin, büyük bir sınavı daha başarıyla geçtiğine dikkat çeken Oran, “Darbe teşebbüsünde bulunan melun örgüt, milletin ve devletin attığı tokatla bir gecede tarumar oldu. İhanete set çeken vatan sevdalıları, küresel ve kirli bir oyunu bozdu. İnanıyorum ki her 15 Temmuz’da, Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde bu idrak ve manevi yükselmeyi bir kez daha yaşayacağız” dedi.
Bu ay, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın başlangıcının yıl dönümü olduğunu hatırlatan Oran, “48 yıl önce; adadaki huzuru tesis etmek ve Türklere karşı işlenen barbarca suçların son bulması için başlatılan harekât, Kuzey Kıbrıs’ı hürriyetine kavuşturdu. Kıbrıs’taki haklı davamızın neferlerini, şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.
Oran, konuşmasının sonunda, “Hepinizin Kurban Bayramını tebrik ediyor, sağlık, sıhhat içinde mutlu bir bayram diliyorum” dedi.
MECLİS’TEN YANSIMALAR
KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NIN 48. YILI KUTLU OLSUN
Ali Uluoğlu-Fotoğrafçılık Meslek Komitesi: Kıbrıs Barış Harekatı’nın 48. yılını kutluyoruz. O gün doğanlar şimdi 48 yaşında. Allah bir daha o günleri göstermesin. Şehit olanların mekanı cennet olsun.
ŞİDDETE HAYIR KAMPANYASI BAŞLATALIM
Mustafa Cantürk-Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi: Sağlık duygusal bir meslektir. Bu meslekte doktorlar sadece ve sadece insana hizmet ederken şiddete ve hakarete uğruyor, öldürülüyor. Peki, ne yapmak lazım, nasıl olacak bu iş? Deniliyor ki, bu iş tek taraflı mı? Şiddete maruz kalanın hiç mi suçu yok? İşte bunlar dene dene bugüne geldik. Siyasetçilerin, sizin gibi en güzide insanların, hukukçuların kim varsa sağlıkla ilgili konuşurken dilimizi çok iyi seçerek kullanması lazım. Neden çocuklarınız doktor olmak istemiyor? Çünkü can güvenliği yok. Devlet hastanesinde çalışan doktorların işleri çok zor, sıkıntıları var. İTO olarak yazılı ve görsel basında, kendi iş yerlerinizde gelin, sağlıkta şiddete hayır kampanyası başlatalım. ‘Onlar bizim çocuklarımız’ diyelim.
GELİR VERGİSİ DİLİMLERİ YENİDEN DÜZENLENMELİ
Hacı Demir-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Asgari ücret toplumun geniş kesimlerini ilgilendiriyor. Yüzde 30 seviyesinde bir artış yapıldı. Belki yetersiz; çünkü hayat daha fazla pahalandı. İşletmeler asgari ücret artışıyla beraber ek bütçelerini de yapmalı. Enerji maliyetlerinde büyük bir artış var ve bu durum toplu iş merkezleri için önemli bir sorun haline geldi. Son 14 ayda yüzde 820’ye varan fiyat artışı yaşandı. Enerji Bakanlığı ve EPDK’dan randevu alınarak konu gündeme getirilmeli.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda yapılan bir değişiklikten sonra zabıtaların ve polislerin tutanakları, işçi-işveren ilişkisi belgesi kabul ediliyor. Bir örnek vereyim. Minibüs sahibi bir baba oğluna aracını vermiş, yolda polis durdurmuş ve sigortasız işçi diye tutanak tutmuş. Polisin veya zabıtanın tutanağı, işçi-işveren ilişkisini tespit eden tutanak olarak kabul edilmemeli. İş Kanunu’nda, işçi ve işveren tanımlanmış. Bu düzenleme o kanunla da çelişiyor.
Asgari ücretteki artıştan sonra maaşlarda gelir vergisi dilimleri de tekrar düzenlenmeli. Vergi dilimleri çalışanı ve işvereni mağdur etmemeli. Vergi usul cezalarında yüzde 100’lük oranda bir artış var. Bu uygulamaya gerek yok. Çünkü
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yeniden değerleme oranı zaten var.
ELEKTRİKLİ DÖNÜŞÜME ADAPTE OLMALIYIZ
Salih Sami Atılgan-Motorlu Araçlar Tamir, Bakım ve İmalatı Meslek Komitesi: Elektrikli araçlar konusu sadece otomotiv sektörünün değil, toplumun geniş kesimlerinin takip ettiği bir konu oldu. Bu süreçte, Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası zorunluluklar da getirildi. Sıfır karbon salınımlı araçların önü açılıyor. Sanayinin tüm alanlarında sıfır karbon politikaları öne çıkacak. Sıfır karbon kriteri uluslararası ticarette de önemli hale geliyor. Ülke olarak gerekli tedbirleri almalıyız. Sıfır karbon salınımı için elektrikli araçların devreye alınmaya başlaması özellikle Avrupa Birliği’nde de geniş karşılık buluyor. Elektrikli araçların satışında konvansiyonel araçlara göre şu an bir maliyet dezavantajı var. Ancak kullandığı enerjinin elektrik olduğunu düşününce kullanımda maliyet avantajı sağlıyor. Karbon salınımının sıfır olması ise en büyük avantajı. Elektrikli araçların pazar payı globalde yüzde 5’ler seviyesini yakaladı. Avrupa Birliği’nde ise çift haneli rakama ulaştı. Akü konusu da elektrikli araçlar için önemli. Maliyetinin yarısını akü oluşturuyor.
Diğer taraftan şarj istasyonlarında da önemli bir gelişme var. Tüm markalar hızlı bir şekilde elektrikli araç segmentlerini devreye alıyor. Türkiye, Avrupa’nın otomobil üretim üsleri arasında yer alıyor. Yan sanayimiz de oldukça iyi bir noktada. Ancak şu anda konvansiyonel araçlar üretiyoruz. Hızlı bir adaptasyon yaşamalıyız. Yerli marka Togg ile bir süreç başladı. Diğer markalar da yoğun bir yatırım yapmalı. Çünkü bir dönüşüm yaşanıyor, gerekli yatırım yapılmazsa cari açık veririz.
FİYAT İSTİKRARI GEREKİR
Şenol Aras-Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meslek Komitesi: Asgari ücretle ilgili ayarlama yapıldı fakat çok işe yarayacak mı endişelerimiz var. Sektörümüz ihracat, iç piyasa ve gelen turistlerden para kazanıyor. Ama dövizdeki oynamalar özellikle iç piyasadaki alım gücünü düşürebiliyor veya fiyatlarda oynama yapılmasını zorlaşıyor. Bu yüzden fiyat istikrarına ihtiyacımız var. Dövizden dolayı tercih edilen bir ülke olmamız ihracatımız açısından iyi. Yarına güvenle umutla bakıyoruz.
EUROGUSS FUARI’NA MİLLİ KATILIM SAĞLAYALIM
Ali Bakaner-Demir Dışı Metaller Meslek Komitesi: Nürnberg’de 8-10 Haziran’da düzenlenen Euroguss fuarına katıldık. Bu fuarda alüminyum ve metal enjeksiyonu yüksek kalitede ürünlerimizi gördük. Almanya ile yarışır hale geldik. Endüstri 5.0 ürünleri ile göğsümüz kabardı. İTO olarak yılda iki kez yapılan bu fuara milli katılım gerçekleşti-rebiliriz. Almanya’da 2017’de 10 milyon 300 bin yabancı yaşıyordu. Şimdi bu rakam daha fazladır. Göçmenler Almanya’nın ekonomisine katkı sağlıyor. İtalyanlar, İspanyollar, Yunanlar ve tabii ki orada yaşayan Türkler, Almanya’nın bu günlere gelmesini sağladı. Biz de göçmen işçi çalıştırıyoruz. Onlar olmasa bazı sektörlerimiz üretim yapamaz. İş var fakat iş beğenmeyen de var. Göçmenleri değerlendiremezsek sekteye uğrarız.
YABANCI ÖĞRENCİLER DE İNSAN KAYNAĞIMIZ
Fahrettin Oylum-Bilgi Teknolojileri Meslek Komitesi: Son dönemlerde en çok gündeme getirilen sorunlardan biri de beyin göçü. Bilişim de bu sorunu yoğun yaşayan bir sektör. Döviz kurundaki yükselme de bu sorunu etkiledi. Bilişim, kaynağı insan olan bir sektör. Dolayısıyla yurt dışına yönelik yoğun bir yetişmiş insan kaynağı göçü yaşadık. Türkiye’de 2023 yılına kadar 300 bin yabancı öğrenci öğrenim görecek. Cari açık bugün Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri ve çözüm için hizmet ihracatı da önem kazandı. Eğitim de bu alana önemli katkı veriyor. Yeni yapılan düzenlemelerle birçok insan Türkiye’de üniversite eğitimi görmek istiyor. Körfez ülkelerinden Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyadan ülkemize üniversite eğitimi için geliyorlar. Bu öğrenciler en az 3 dil biliyor. Ancak maalesef bu gençler okulları biter bitmez ülkelerine dönüyor. Halbuki onlar da ülkemiz için insan kaynağı.
Yurt dışından gelen öğrencilerin çalışma izniyle ilgili bir düzenleme var. Ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktorayı kapsayacak şekilde şartları belirtilmiş. Yabancı öğrenciler haftada 24 saatten fazla çalışamıyorlar.
Türkiye’de okumuş yabancı öğrencilere mezuniyetlerinden sonra 5 yıllık çalışma izni verilirse hem ülkemiz insan kaynağı kazanacak hem de bu insanlar ülkelerine döndüğünde bizim o ülkelere olan ihracatımızı artıracak. Yabancı mezun öğrenciler arasında ülkemizde çalışmak isteyenler var. Ülkemize ciddi katkı sağlayabilirler. İlgili bakanlıklarla görüşülmeli. Yabancı öğrencilerin mezuniyetlerinden sonra ülkemizde çalışabilmesinin kolaylaştırılmasıyla ilgili yeni bir düzenleme talep etmeliyiz.
ASGARİ ÜCRET BÖLGESEL OLMALI
Mustafa İçöz-Motorlu Araçlar Tamir, Bakım ve İmalatı Meslek Komitesi: İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bir karar açıklandı. Güzergâh Kullanım İzin Belgesi istenmeye başladı. Sürücülerin sertifikaları, gerekli belgeleri olmasına rağmen yine de bu belgeyi istiyor. 3 bin 466 TL de bedeli var.
Her ile giriş çıkışta bunu almak lazım. Her araba ve her sürücü için alması lazım üstelik. Bir de araya noter girmiş. Bunu yapmayanlara da cezai yaptırımlar var. İTO olarak bu konuya müdahale etmemiz gerekiyor. Ülkenin genel sorunlarından biri de asgari ücret. Bölgesel asgari ücrete geçmek zorundayız. İstanbul’da kira 10 bin TL. 5.500 TL asgari ücret kimseye yetmez.
İBB KARARINDAN VAZGEÇECEK
Kadem Ekşi-Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi: Lojistikte yaşanan sorun konusunda, İBB’nin Güzergâh Kullanım İzin Belgesi uygulaması ile ilgili soru önergesi verdik. Bu konuda geri adım atılacağını düşünüyoruz.
18 Temmuz 2022 Pazartesi
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı