IMF, yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerde 2030’a kadar özel sektörün iklim yatırımlarının yaklaşık yüzde 80’ini sağlaması gerekeceğini tahmin ediyor.


 

Yenilenebilir enerji kapasitesi dünya genelinde geçen yıl 295 gigavat artışla 3 bin 372 gigavata yaklaşırken, bu alandaki istihdam ise yüzde 8 artışla 13 milyon 700 bin kişiye ulaştı.

 

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından hazırlanan Yenilenebilir Enerji ve İstihdam 2023 Raporu’na göre, yenilenebilir enerji kapasitesi dünya genelinde geçen yıl 295 gigavat artışla 3 bin 372 gigavata yaklaştı. Temiz enerji alanındaki istihdam ise geçen yıl bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 8 artış gösterdi ve 13 milyon 700 bin kişiye ulaştı. Eylül 2021’de başlayan ve etkileri halen devam eden küresel enerji krizine rağmen söz konusu artışta, ülkelerin sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşma planları, artan talep, rekabet, teknolojik gelişmeler ve üretim süreçlerindeki değişimler etkili oldu.

 

İSTİHDAM VERİLERİ

 

Rüzgar, güneş, biyokütle gibi temiz enerji teknolojileri temel alınarak hazırlanan rapora göre, istihdamda ilk sırada gelen güneş enerjisi sektöründe çalışanların sayısı geçen yıl itibarıyla 4 milyon 900 bin olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde istihdam, hidroelektrikte 2 milyon 500 bin, biyokütle, biyogaz ile sıvı biyoyakıt sektöründe 5 milyon 580 bin ve rüzgar enerjisi sektöründe 1 milyon 400 bin kişiye ulaştı. Isıtma ve soğutma sektöründe istihdam, geçen yıl itibarıyla 710 bin, diğer yenilenebilir enerji alanlarında ise 640 bin kişi olarak kayıtlara geçti.

 

ARTIŞ SÜRECEK

 

Rapora göre, dünya genelinde temiz enerji sektöründe istihdam artışının devam edeceği ve 2030’da bu alanda çalışan sayısının 38 milyonu bulacağı öngörülüyor. Diğer enerji dönüşümü teknolojilerinde ise istihdamın bu dönemde 74 milyon 200 bine ulaşması bekleniyor. Bu artışta, ülkelerin iklim değişikliği ile mücadelede attığı adımlar ile temiz kaynaklı enerji kaynaklarını sisteme daha çok dahil etme hedefi, enerji verimliliği çalışmalarının hızlanması, elektrikli araç kullanımının artması, yenilenebilir enerji teknolojilerinin maliyetlerindeki düşüş, yenilenebilir enerjinin sisteme dahil olmasına yönelik küresel çalışmaların artışı gibi etkenlerin rol oynayacağı öngörülüyor.

 

IMF RAPORU

 

Uluslararası Para Fonu (IMF) da iklim yatırımları konusunda rapor yayımladı. Raporda, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak için küresel iklim yatırımlarının 2030’a kadar yıllık yaklaşık 5 trilyon dolara ulaşmasının gerekeceği, yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerde ise iklim değişikliğinin etkilerinin hafifletilmesine yönelik yatırım ihtiyacının aynı dönemde 2 trilyon dolara çıkacağının öngörüldüğü kaydedildi. Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerde, zorlu piyasa koşullarında sınırlı mali alan göz önüne alındığında, iklim değişikliğinin etkilerinin hafifletilmesine yönelik yatırımların finansmanında özel sektörün kilit bir rol oynaması gerekeceği belirtilen raporda, bu ülkelerdeki yatırım ihtiyacının çoğunun özel sektör tarafından karşılanması gerektiği, kamu yatırımlarındaki artışın sınırlı olmasının beklendiği aktarıldı.

 

KARBON EKONOMİSİ

 

IMF raporunda, yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerde 2030’a kadar özel sektörün iklim yatırımlarının yaklaşık yüzde 80’ini sağlaması gerekeceğinin tahmin edildiği belirtildi. Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerde özel sermaye için çekici bir ortam yaratmak amacıyla geniş bir politika karışımına ihtiyaç olduğu vurgulanan raporda, karbon fiyatlandırmasının sermaye akışlarını düşük karbonlu yatırımlara kaydırmada son derece etkili olabileceğine, ancak politika yapıcıların bunu ek politikalarla tamamlaması gerektiğine de işaret edildi.

 

‘YANLIŞ UYGULAMANIN SOSYAL MALİYETİ AĞIR OLUR’

 

Paris’te düzenlenen Enerji Dönüşümü Konferansı’nda konuşan Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, temiz enerji dönüşümü hakkında önemli açıklamalar yaptı. Düzenli biçimde gerçekleşecek temiz enerji dönüşümünün herkesin faydasına olduğunu belirten Lagarde, iklim değişikliği nedeniyle doğal afetlerin daha sık ve şiddetli bir hal aldığını anımsatarak, son 50 yılda hava koşullarıyla ilgili felaketlerin sayısının 5 kat arttığını söyledi. “Eğer yeşil dönüşümü yanlış bir şekilde yaparsak yüksek sosyal maliyetler ortaya çıkacak” diyen Lagarde, Avrupa’da geçen yıl yaşanan enerji krizinin enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı ne kadar savunmasız olduklarını ortaya koyduğunu ifade etti.

 

‘YEŞİL FİNANS PİYASASI GÜÇLENDİRİLMELİ’

 

Enerji dönüşümünün daha düzenli biçimde gerçekleşmesi için ertelemekten kaçınmak, zorluğu anlamak ve yükü adil bir şekilde paylaşmak gerektiğini vurgulayan ECB Başkanı Christine Lagarde, “Enerji dönüşümünü ertelemek, ödemek zorunda kalacağımız faturayı daha da artıracaktır” yorumunu da yaptı. İklim hedeflerini geri çekmenin gerekli yatırım için daha fazla zaman kazandırmayacağının altını çizen Lagarde, bunun fiyat oynaklığını da artıracağını söyledi. Euro Bölgesi’ndeki şirketlerin büyük çoğunluğunun iklimle ilgili yatırımlar planladığını, ancak firmaların çok yüksek finansman maliyetleriyle karşılaştığını belirten Lagarde, “Avrupa’da risk primini azaltacak ve finansman maliyetlerini düşürecek yeşil finans piyasasını güçlendirmeye ihtiyaç var” diye konuştu.

 

IMF’DEN GELİR SAĞLAYACAK KARBON FİYATLANDIRMASI TAVSİYESİ

 

IMF, Mali İzleme Raporu’nun ‘İklim Dönüm Noktası: Isınan Dünyada Maliye Politikaları’ başlıklı ilk bölümünü de yayımladı. Net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmaya yönelik çoğunlukla harcamaya dayalı önlemlere güvenmenin giderek daha maliyetli hale geleceği vurgulanan raporda, bu durumun yüksek emisyonlu bir ülke için kamu borcunu gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının yüzde 45-50 seviyesine çıkaracağı ve borcun sürdürülemez bir seyre girmesine neden olabileceği uyarısında bulunuldu. Raporda, sınırlı bir iklim eyleminin ise dünyayı küresel ısınmanın olumsuz sonuçlarına maruz bırakacağı kaydedildi. Emisyonları azaltmada uygun maliyetli olan ve aynı zamanda borç yükünü hafifletmek için gelir sağlayacak karbon fiyatlandırmasının uygulanabileceği vurgulanan raporda, karbon fiyatlandırmasının politika karışımının ayrılmaz bir parçası olması gerektiği de ifade edildi.

09 Ekim 2023 Pazartesi