tatil-sepeti

Uzmanlar, mart ayında yerli elektrikli otomobiliyle yollara çıkmaya hazırlanan Türkiye’nin de üretim ve ihracat hedefine ulaşması için başta lityum olmak üzere değerli maden ihtiyacını geri dönüşüm seçeneğiyle sağlayabileceğini belirtiyor.

Dünya genelinde düşük karbon emisyonu için çeşitli araştırmalar yapan kuruluşların raporuna göre, 2030 yılına kadar 169 milyonu aşkın elektrikli araç yollarda olacak. Elektrikli araçların bataryalarını oluşturan en önemli element ise lityum. Dolayısıyla lityumdaki rezerv azlığı ve tedarik sorunları,  yerli elektrikli otomobil üretiminde iddialı olan Türkiye için de önemli bir gündem.  

 

Lityum gibi bazı kritik bileşenlerin e-atıklardan daha çevreci ve ekonomik yollarla elde edilmesi ise dikkatleri elektronik madenciliğe çeviriyor. Uzmanlar, mart ayında yerli elektrikli otomobiliyle yollara çıkmaya hazırlanan Türkiye’nin de üretim ve ihracat hedefine ulaşması için başta lityum olmak üzere değerli maden ihtiyacını geri dönüşüm seçeneğiyle sağlayabileceğini belirtiyor. 

 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Global otomotiv devleri, daha önce 2030 yılına kadar üretimlerinin tamamını elektrikli araçların oluşturacağını duyurmuştu. Togg markası ile ilk elektrikli aracını mart ayında dünya piyasasına sürecek olan Türkiye de bu alandaki iddiasını ortaya koymaya hazırlanan ülkeler arasında. Bütün bunlar gözleri, elektrikli araçların bataryalarının üretiminde gerekli olan lityumdaki rezerv kısıtlılığına alternatif madencilik seçeneklerine çevirdi. Konunun uzmanlarının görüşü ise ortak; “e-atıkları verimli geri kazanımla tekrar üretim süreçlerine dahil eden ülkeler, elektrikli araç üretiminde dünyada söz sahibi olacak.” 

 

YÜZDE 45 ELEKTRİKLİDE

 

Elektrikli otomobilleri çevreci yapan en büyük etken, şarj edilebilir pillere sahip olması. Lityum iyon piller olarak literatürde yer alan bu pillerin üretimi için ise lityum kritik öneme sahip. ABD merkezli uluslararası kredi derecelendirme şirketi Fitch’in 2021 bulgularına göre, lityumun küresel pazardaki kullanımının yüzde 45’ini elektrikli araçlar oluşturuyor. Aynı rapora göre, bu oranın 2030 yılında yüzde 80’e çıkacağı öngörülüyor. Dünyada hızla artan bu talebe cevap vermekte zorlanacağı düşünülen lityumun e-atık geri kazanımıyla da üretimi mümkün. 

 

69 FARKLI ELEMENT VAR

 

Cep telefonu, bilgisayar, pil gibi elektronik ürünleri kapsayan e-atıkların içinde lityum dahil 69 farklı değerli element bulunuyor. Dünyada ciddi yatırımların yapıldığı elektronik madencilikle bu elementleri hiçbir değer kaybı olmadan sonsuz kez geri dönüştürmek mümkün. Lityum elementi özellikle şarj edilebilir bataryalarda ağırlıklı olarak bulunurken; herkesin evindeki telefon, tablet, bilgisayar gibi ürünlerde de altın, gümüş, bakır gibi değerli elementler yüksek oranda mevcut. 

 

YÜZDE 18 TOPLANIYOR 

 

Sonuncusu 2020 yılında çıkan Global E-Waste Monitor raporuna göre, 2019 yılında Türkiye’de 847 kiloton e-atık oluşturulmuş ve e-atık toplama oranı yüzde 18 civarında. Türkiye’de kişi başına düşen e-atık oluşumu ise 10.2 kilo olarak hesaplanmış durumda. Türkiye’de oluşan tüm e-atıkların geri kazanımı mümkün olursa tonlarca altın, gümüş, bakır ve lityum da dahil olmak üzere pek çok elementin ekonomiye kazandırılabileceği öngörülüyor. Ancak lityumun geri kazanım yoluyla piyasalarda kullanılabilmesi henüz yeni bir olgu olduğu için yeterli veriler mevcut değil. 

 

57 MİLYAR DOLARLIK KAYIP 

 

2020 Global E-Waste Monitor raporuna göre, küresel piyasada 9.3 milyon ton atık toplanarak geri dönüştürüldü. Bu miktarın yarısı ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde gerçekleşti. Dönüştürülen bu miktar, toplanan tüm e-atıkların yalnızca yüzde 17’sine tekabül ediyor. Aynı rapora göre e-atıklardan geri kazanım yoluyla küresel piyasaya 10 milyar dolar değerinde hammadde sunumu gerçekleşti. Ancak dönüştürülemeyen kısımdaki kayıp ise 57 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. 

 

‘DÜNYA ŞEHİR MADENCİLİĞİNE KAYIYOR’

 

Prof. Dr. Mustafa Kumral - İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı: Dünyada bilinen geleneksek madencilik türlerine son yıllarda bir yenisi daha eklendi ki, bu da şehir madenciliği. Dünya, artık yeni oluşan bu madencilik türüne doğru kayıyor. Çünkü kaynaklar yetersiz. Türkiye’nin bütün rezervleri kullanılsa 600 ton lityum üretimi gerçekleşebilir. Bu, çok sınırlı bir kaynak. Oysa şehir madenciliğinin bir kolu olan teknolojik madencilikle bu rezerv kısıtlılığı sorununu aşmak mümkün. Şu an bu konudaki potansiyeller hesap edilemeyecek kadar büyük. 

 

‘ARAŞTIRMALAR SÜRÜYOR’

 

Dr. Ayşe Yüksekdağ - İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Bilimleri ve Mühendisliği Öğretim Üyesi: Lityum karbonatın oldukça önemli hale geleceği aşikar. Zaten US Department of Energy tarafından da kritik elementler arasında yer alıyor. e-atıklarda da potansiyel mevcut. Burada e-atıklar ayrı ayrı toplandığında, yani lityum katkılı bataryaların ayrı bir sınıf olarak toplanması durumunda konsantrasyonları ve dolayısıyla geri kazanım potansiyeli daha yüksek olacaktır. Ancak şu an için geri kazanıma dair tam olarak oturmuş bir süreç ülkemizde yok. Henüz araştırma sürecinde. Aslında dünya çapında da araştırmalar devam ediyor.

 

‘BAŞARAN DÜNYA LİDERİ OLACAK’

 

Mehmet Furkan Topkara - Akademi Çevre Proje Uzmanı: Önümüzdeki dönemlerde lityum iyon pillerin atıklarını piyasada daha fazla göreceğiz. Bu pillerin üretimi için gerekli olan lityumda arz sorunu yaşanıyor. Dolayısıyla bu lityumu e-atıklardan üretebilen ülke, elektrikli araç üretiminde de liderliği elinde bulunduracak diyebiliriz. Ancak ülkemiz için tehlikeli atık ithalindeki kısıtlamalar sektörde hammadde girişi sorunu oluşturuyor. Sektör e-atıkları iç piyasadan temin etmek durumunda. Bu konuda yeterli bilince erişmediğimiz için hammadde sıkıntısı yaşanıyor. Bunun için elektronik geri dönüşüm teşvikleri, elektronik ürünler için de depozito sistemi uygulanabilir. 

 

DÜNYA BU ALANA YATIRIM YAPIYOR

 

Tüm dünyada yükselen bir eğilim olan teknolojik madencilik için devletler ciddi yatırım teşvikleri sunuyor. Bu alanda dünya liderliğine oynayan Belçika’da Başbakan Yardımcısı Georges Gilkinet geçtiğimiz günlerde, “Bu konuda akıllı olmalıyız. Ülkemiz elektrikli araçlar için pillerin geri dönüşümü ve yeniden kullanımı konusunda dünya lideri olmak için gereken tüm bilgi birikimine sahip” açıklamasını yapmıştı. 

 

ÜNİVERSİTE VE KURUMLAR

 

Türkiye’de çeşitli kurum ve üniversitelerin bünyesinde e-atıklardan değerli maden kazanımı gerçekleşiyor. ASPİLSAN, geçtiğimiz yıl lityum iyon pil üretimine başladığını duyurmuştu. Tesisin bünyesinde bir de geri kazanım ünitesi mevcut. Yine çeşitli üniversitelerin de bu yönde proje çalışmaları bulunuyor. Türkiye’de tam kapsamlı nitelikli geri kazanım yapan firma sayısı henüz çok az. 

 

DEVLET TEŞVİKLERİ

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da bu konunun stratejik öneme sahip olduğunu duyurarak, geçtiğimiz yıllarda bu alanda yatırım yapanlar için destek paketi açıklamıştı.

 

‘Metal Atık ve Hurdaların Yeniden Değerlendirilmesi’ yatırım konulu teşvikle bu alanda yatırım yapan firmalara gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, yatırım yeri teşviki gibi konularda destek verileceği açıklanmıştı. Ayrıca bu alana yatırım yapmak isteyen firmalar için Ticaret Bakanlığı TÜBİTAK, İSTKA gibi kurumların da destekleri bulunuyor. 

30 Ocak 2023 Pazartesi