tatil-sepeti

Elektrikli araç sayısı hızla artarken, servisler dönüşüme hazırlanıyor. Elektronik sistemlerin ve yazılımın payının arttığı bu araçlar, teknolojik bir cihaz olarak tüketiciye sunuluyor.


Bakım ve onarım çalışmalarında ise ana üreticinin kriterlerine uygun yetkinliğe sahip sertifikalı teknik personele ve daha fazla iş güvenliği tedbirine ihtiyaç duyulacak. 

 

HABER: ADEM ORHUN

 

Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminlerine göre, bu yıl dünya genelinde satılan araçların yüzde 18’i elektrikli olacak. Mekanik sistemlerin azaldığı, elektrifikasyona dayalı, yazılımın ön plana çıktığı elektrikli otomobillerde kontrol, bakım ve onarım da farklı olacak. Peki, satış sonrası hizmetler (aftermarket) alanında ne değişecek, servislerde nasıl bir dönüşüm yaşanacak? İstanbul Ticaret Odası (İTO), bu sorunun yanıtını aramak için bir webinar düzenledi. 

 

İNSAN KAYNAĞI

 

Oda’nın youtube kanalından da yayınlanan ‘Elektrikli Araçlarda Satış Sonrası Hizmetler’ başlıklı webinarın açılış konuşmasını, bu sektörde faaliyet gösteren İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan yaptı. Atılgan konuşmasına başlarken, “Yetişmiş eleman ihtiyacı, neredeyse bütün sektörlerimizde öne çıkıyor. İTO olarak hem meslek liselerine ve üniversitelere destek veriyor hem de kendi bünyemizde eğitim programları düzenliyoruz. 

 

Bu şekilde de iş dünyamıza destek olmaya çalışıyoruz” dedi. Ayrıca elektrikli otomobillerin satış sonrası hizmetlerinde büyük bir iş hacmi oluşacağını belirten Atılgan, “Biz de İTO Yetkinlik Merkezi’ni kurduk. İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA)  desteğiyle projemizi uyguluyoruz. Tuzla OSB’de, sektördeki firmaların da desteğiyle elektrikli araçların bakım-onarımında çalışacak teknik sorumluların yetişmesi için eğitim veriyoruz” diye konuştu.

 


Webinarda sektör profesyoneli ve akademisyen konuşmacılar, katılımcıları bilgilendirdi. Bakırcı Otomotiv CEO’su Mehmet Karakoç, aracın satış sonrası bakımlarında ve onarım ihtiyaçlarında yapılacak müdahalenin daha farklı olduğuna dikkat çekerek; sektörün bu süreçle ilgili olarak biraz daha yol alması gerektiğini belirtti. Karakoç, şunları söyledi: “Bu, büyük oranda donanım farkıyla alakalı. Tabii ki müdahale ederken de yüksek teknolojiye ve daha donanımlı teknisyenlere ihtiyacımız var. Servis noktalarını ve ekipleri buna uyumlu hale getirmek gerekiyor. Bu konuda uzun süredir çalışıyoruz, ancak daha yapılması gereken çok şey var.” Akaryakıtlı araçlarda olduğu gibi yurt dışında eğitim alınıp, hemen Türkiye’de müdahaleye hazır hale gelme düşüncesinin doğru olmadığını anlatan Karakoç, “Örneğin siz serviste araca yaklaşırken prosedüre çok ciddi şekilde uymalısınız. Yüksek voltajla ilgili bir sertifika programını almadıysanız zaten bu araca müdahale etmeniz söz konusu değil” dedi. 

 

BÜYÜK DEĞİŞİM

 

Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Düzgün de konuşmasında, konvansiyonel sistemden elektrikli sisteme geçişte, otomotiv endüstrisindeki temel dinamiklerin hemen hemen hepsinde değişiklik yaşandığını söyledi. Prof. Düzgün, “Otomotiv endüstrisi 120-130 yılın en büyük kırılım anlarından birini yaşıyor. Konvansiyonel sisteme göre parça sayısı azaldı. Otomobil artık teknolojik olarak konvansiyonelin çok çok daha ötesinde bir cihaza dönüşmüş durumda. Burada kalifiye eleman konusu çok daha önemli hale geliyor” dedi.

 

ÖNCE İŞ GÜVENLİĞİ

 

Marka ve modele özgün şekilde kontrol, arıza tespit, müdahale ve değişimlerin yapılması, ardından da aracın tekrar kullanılabilir hale getirilmesi için mutlaka üretici standartlarına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Düzgün, şöyle devam etti: “Konvansiyonel sistemde 

12 voltluk 60 amper saatlik bir besleme bataryası ile aydınlatma ve elektronik donanımlar bulunuyor. Elektrikli araçlarda ise 

35-40 bin voltluk yüksek akım değerlerine sahip batarya teknolojilerinin beslediği donanım çalışıyor. Dolayısıyla iş güvenliği ön plana çıkıyor. İnsan hayatını ilgilendiren riskler var. Elektrikli araçta önce yüksek gerilimi kesmeniz gerekiyor. Onarımı yaptıktan sonra soketi takıp sigortayı açmanız da yetmiyor. Sisteme bağlayıp onay kodlarını sisteme tanımladıktan sonra aracı aktif edebiliyorsunuz. Bunu sadece yetkilendirilmiş kişiler yapabiliyor. Bu kişilerin eğitimi ve müfredatın geliştirilmesi de önemli. ”

 

ÜRETİCİ FİRMANIN KONTROLÜ YOĞUN SEVİYEDE DEVAM EDECEK

 

Prof. Dr. Mesut Düzgün, elektrikli otomobillerde parçaların ve yazılımın geliştirilme sürecinin devam ettiğini de belirtti. Sektörün rotası kesinleşmediği için üretici firmaların, teknolojiyi paylaşma konusunda ketum davrandıklarına dikkat çeken Prof. Düzgün, “Örneğin, X markası diyor ki, otomobil dünyanın neresinde satılırsa satılsın bu araç üzerindeki teknik kontrolleri benim belirlediğim ana lokalizasyonun bağlı bulunduğu bir network üzerinden ben kontrol edeyim. Araç diagnostik sistemle bir networke entegre olsun, ben onu merkezden kontrol edeyim. Orada yetkinliği olan personelim girsin, araç üzerinde bir takım diagnostik teşhisler yapsın diyorlar” şeklinde konuştu. 

 

YAZILIMCI İHTİYACI ARTACAK

 

Webinarda dikkat çekilen başka bir konu da yazılım oldu. Artık elektrikli otomobillerin ‘araba’ yerine ‘cihaz’ olarak tanımlandığını belirten konuşmacılar, “Daha önce mekanikçi Mehmet Usta problemi çözerken, artık yazılımcı Mehmet’e ihtiyacımız var” dedi.

 


AUTOMECHANIKA FUARINA DAVET

 

İstanbul’da sektörü yakından ilgilendiren bir fuar düzenleniyor. Bakırcı Otomotiv CEO’su Mehmet Karakoç’un paylaştığı bilgiye göre, Automechanika Istanbul Fuarı, 8-11 Haziran’da ziyaretçilerini ağırlayacak. Otomotiv satış sonrası hizmetler endüstrisinde dünyanın önde gelen fuarında, servis hizmetlerinde mekanikten elektroniğe, yazılımdan mobiliteye her alanda gelişmeler ve yeni çözümler sergilenecek. 

22 Mayıs 2023 Pazartesi