tatil-sepeti


Avdagiç, “Farklı kurumların yaptığı 4 güven endeksinin 3’ünde yükselme yaşadık. Bu, ekonomideki toparlanmayı gösteren bir durum. Ayrıca, üretimin ihtiyacı olan hammadde ve ara malın alındığını, yatırıma yönelim olduğunu gösteriyor” dedi.

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL- ŞEREF KILIÇLI

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın şubat ayı olağan meclis toplantısındaki konuşmasında, ekonomik gelişmelere değinerek, ekonomiye güvenin gittikçe yükseldiğini, faizlerin tek haneye düştüğünü ve kredi kullanımının arttığını dile getirdi. Avdagiç, ayrıca farklı kurumların yaptığı dört güven endeksinin üçünde yükselme yaşandığını bildirdi. Rakamlar ve endekslerin, İTO meclis kürsüsünden aktarılan görüş ve beklentileri haklı çıkarmaya devam ettiğini kaydeden Avdagiç, “Bunun anlamı şu; 405 bin üyesiyle İTO, İstanbul’un ve Türkiye’nin nabzını tutma konusunda rakipsiz. Veriler, temel sektörlerin tümünde önemli bir iyileşme süreci içinde olduğumuzu gösteriyor. Sözgelimi inşaat, perakende ve hizmet sektörlerinde güven hem önceki ayın hem de önceki yılın üzerinde gerçekleşti” dedi.

GÜVEN ENDEKSİ ARTTI

Sanayi üretiminin de 2019’un kasım ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.1 arttığını ve böylece 2018 ortasından bu yana en olumlu performansını gösterdiğini anımsatan Avdagiç, “Kasımda ara malı ve sermaye malı üretiminde yıllık bazda görülen artışlar, 2019’un en güçlü artışları oldu. Bu önemli; çünkü bu gelişme, ekonomideki toparlanmanın yatırıma yansımaya başladığını gösteriyor. Yine kasım ayında imalat sanayinin 24 alt sektörünün 17’sinde üretimin artması da son dönemin dikkat çeken bir gelişmesi. Merkez Bankası’nın açıkladığı reel kesim güven endeksinde de yıllık bazda önemli bir artışımız var. Reel Kesim Güven Endeksi 2019 Ocak ayında yüzde 95.4 iken, yüzde 12’nin üzerinde artarak, bu yıl 106.4 oldu. Sanayi üretiminde de reel kesimin güveninde de daha iyi gelişmeler bekliyoruz” diye konuştu.

AÇIK, OLUMSUZ ETKİLEMEZ

Diğer taraftan önemli bir gelişmenin de cari açıkta yaşandığına dikkat çeken Avdagiç, şunları söyledi: “Aylardır fazla veren cari işlemler dengesinde yavaş yavaş açık tarafı öne geçmeye başladı. Aslında bu ekonomideki toparlanmayı gösteren bir durum. Çünkü üretimin ihtiyacı olan hammadde ve ara malın alındığını, yatırıma yönelim olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla 2019’un son çeyreğinde başlayan ekonomik toparlanma, kasımda cari işlemler dengesine 518 milyon dolarlık açık olarak yansıdı. Ekonomide büyümeye geçişin, ithalatımızı da büyütmesi beklenen bir gelişmedir. Hatırlarsanız, Orta Vadeli Program’da, bu yıl ithalatın yüzde 10 artışla 231.5 milyar dolara ulaşacağı öngörülmüştü. Bundan dolayı büyüme trendiyle birlikte cari dengenin 2020’de 10 milyar doları aşması şaşırtıcı olmayacak. Merkez Bankası Ocak Beklenti Anketi’ne göre, 2020 sonunda cari açık 13 milyar dolar seviyesine yükselecek. Türkiye’nin 1.5 yıl önce 60 milyar dolar cari açık verdiği göz önüne alındığında, öngörülen cari açık düzeyi, ekonomimizi olumsuz etkilemekten çok uzak.”

İTO’nun meclis toplantısında, Meclis üyeleri arasında Oda’yakayıtlı en eskisi 59. yılını, en yenisi de 42. yılını dolduran10 şirkete paletleri, en eskiden başlayarak takdim edildi.

LÜKSE YÖNELMELİYİZ

Avdagiç, “Üretimde kullanacağımız hammadde alımları yapacaksak kapasitemizi ve rekabet gücümüzü artıracak yatırım malları alacaksak, ithalatındaki artışa üzülmemiz değil sevinmemiz gerekir. Önemli olan cari açığa en fazla katkıyı yapan üretime dönük olmayan tüketici kredileri üzerinden cari dengemizin zorlanmaması” dedi.

YENİ HAMLE BEKLİYORUZ

Avdagiç, ekonomi yönetimi ve kamu bankalarının çabalarıyla kredi maliyetlerinde önemli bir avantaj elde edildiğine dikkat çekti. İş dünyası olarak, enflasyonunun bugünkü gidişatını ve reel faizlerin geldiği noktayı takdirle karşıladıklarını belirten Avdagiç, “Maliyetlerimizin düşmesi, bilançolarımızın düzelmesi Türkiye ekonomisi için kritik önemde. Öte yandan, ocak ayında yüzde 12.15 olan manşet enflasyonun yeniden tek hanelere inmesi ile birlikte yeni faiz indirimleri de gelecek. Yaz aylarıyla birlikte faizlerde yeni bir geri çekilme hamlesinin gelmesini bekliyoruz. Bir hususun altını çizmek isterim. Bu süreçte, faizlerin düşmesi sebebiyle, kullandıkları kredilerin maliyetini düşürmek; vatandaşlarımızın ve firmalarımızın en doğal hakkı. Bankalara düşen onlara yardımcı olmak” dedi.

SESİMİZ DUYULDU

Bu konuda kimi özel bankaların iyi bir sınav veremediğini dile getiren Avdagiç, “Yüksek faizli kredilerini kapatmak ve yeni oranlardan kredi kullanmak isteyen vatandaşlarımızdan çok yüksek komisyonlar talep ettiler. Bunu hem biz tespit ettik, hem de sizden ve üyelerimizden gelen bilgilerle teyit ettik. Bu konuda yetkililer nezdinde gerekli girişimlerde bulunduk. Ayrıca özel bankaları bu konuda yaptığımız açıklamalarla da uyardık. Çünkü biz özel bankaların, faizini güncellemek isteyen firmaları yüksek komisyon talebiyle adeta cezalandırdığını düşünüyorduk. Talebimiz, alınan komisyona belirli bir sınır çizilmesiydi. Sesimiz duyuldu. Ekonomi yönetimi bu konuda kararlı hareket etti” dedi. Olağanüstü gelişmeler yaşanmadığı takdirde, gelecekte çok daha iyi piyasa ortamının oluşacağını vurgulayan Avdagiç, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunda hem ekonomi yönetiminin isabetli politikalarının hem de iş dünyamızın büyük payı olacak. Bu süreçte zaman zaman hava boşluklarına düşmüş olabiliriz. Ama kesin olan şudur ki, gerek kur cephesinde, gerekse Borsa İstanbul’da da görüldüğü gibi Türkiye ekonomisi direncini artırıyor.”

ŞEHİT HABERLERİ YÜREĞİMİZİ YAKIYOR

İdlib’de şehit olan Mehmetçikleri anan Şekib Avdagiç, “Şehit haberleri yüreğimizi yakıyor. Biz şehitlerimizle gurur duyuyoruz, onların ölüme meydan okuyan şehadetleri bizim en büyük onurumuz. Bu vatanın onlar gibi evlatları oldukça, Türkiye var olmaya devam edecek” diye konuştu. Devletin, şehitlerin kanlarını yerde koymayan tavrını büyük bir memnuniyetle karşıladıklarını belirten Avdagiç, “Dişe diş, göze göz… Vatandaşlarına zulümde sınır tanımayan, hain terör örgütlerine kucak açan Suriye yönetimine gereken ders veriliyor” dedi.

DEPREME HER ZAMAN HAZIR OLMALIYIZ

Avdagiç, “Uzmanların İstanbul’da er ya da geç olacağını söyledikleri depreme de hazır olmalıyız. Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan İstanbul’da depreme hazırlıksız yakalanırsak; bu, büyük bir ekonomik sorun olarak karşımıza çıkabilir” dedi.

II. ABDÜLHAMİD’İ MİNNETLE ANIYORUZ

İTO’nun 138 yıl önce kurulduğunu hatırlatan Avdagiç, şunları söyledi: “Kurucumuz Sultan II. Abdülhamid, 10 Şubat 1918’de vefat etti. Ölümünün 102. yıldönümü. Biz de onu rahmet ve minnetle anıyoruz.

KORONAVİRÜSÜN TÜRKİYE’YE ETKİSİ

IMF’nin Koronavirüs konusundaki bir çalışmasına atıfta bulunan Başkan Avdagiç, Koronavirüsün başta Çin büyümesi olmak üzere dünya ekonomisini olumsuz etkileyeceğine işaret ederek, “Aynı çalışmada, ABD, İngiltere gibi gelişmiş ekonomilerle birlikte Hindistan’da sıfıra yakın etki hesaplanıyor. IMF raporuna göre Türkiye ekonomisi ise bu durumdan sınırlı da olsa fayda sağlayabilecek. Biz de bu görüşe katılıyoruz” dedi. Avdagiç, konjonktürü yakından takip ederek Oda üyelerini virüs etkisinden korumaya yönelik tedbirler de aldıklarını vurguladı.

İYİLEŞMENİN GÖSTERGELERİ

İnşaat Güven Endeksi 2019 Ocak’ta 56.7 düzeyinde iken, bu yıl aynı dönemde önemli bir artış göstererek 78.9’a çıktı. TÜİK verilerine göre inşaat sektöründe alınan sipariş düzeyi yüzde 33 arttı. Ayrıca, gelecek 3 ayda inşaat sektöründe çalışan sayısı ve satış fiyatları beklentilerinde de iyileşme var. Perakende Güven Endeksi de ekonomideki toparlanmayı gösteriyor. 2019 Ocak ayında 92.5 olan perakende güven endeksi, bu yıl aynı dönemde 105’e ulaştı. Perakende Güven Endeksi son 2 yılın en yüksek düzeyinde. Hizmet sektörüne gelince… Kayda değer bir artış eğilimi içerisinde... 2019 Ocak ayında 79.5 düzeyinde olan Hizmet Sektörü Güven Endeksi, bu yıl aynı dönemde 95.2’ye çıktı. Endekste aralık ayına göre de artış var. Geçen ay endeks 93.2 değerindeydi.

MECLİS KÜRSÜSÜNDEN YANSIMALAR

İNSANLIK DRAMINI ÖNLEMEK İÇİN SURİYE’DEYİZ

Elazığ depremi ve Van’daki çığ felaketinden sonra bu ayın ilk haftasıyla beraber, Suriye’den de şehit haberleri geldiğini hatırlatan İTO Meclis Başkanı Öztürk Oran, yaşanan süreci şöyle değerlendirdi: “Üzülüyoruz, yüreğimiz dağlanıyor. Ama şunu biliyoruz ki; atılan her adım, verilen her can, dökülen her kan boşa değil. Biliyoruz ki Türkiye’nin birlik ve beraberliği sınırlarının ötesindeki kararlı duruşuna bağlıdır.” Dokuz yıldır Suriye’de süren acı ve gözyaşının bütün dünyayı ilgilendirdiğini kaydeden Oran, “Herkes, oradaki olaylara bizim gibi bakmıyor. Dost ve kardeşlik hukukunu esas almıyor” dedi. Oran, şöyle devam etti: “Bizimse ne vicdani sorumluluğumuzu ne de ülke çıkarlarını bir kenara bırakıp, en uzun kara sınırına sahip olduğumuz bir ülkedeki kargaşaya, kaosa ve şiddete seyirci kalmamızı kimse beklemesin. Yaşanan insanlık dramına ‘dur’ demek, bölgemizdeki kaosa geçit vermemek için oradayız.” Azerbaycan’la TOBB nezdinde ve önderliğinde Türkiye-Azerbaycan Ticaret ve Sanayi Odası Forumu kurulduğunu açıklayan Oran, bu organın başkanlık görevinin ise kendisine tevdi edildiğini belirtti.

BORÇLAR YAPILANDIRILSIN

Nuri Özelmacıklı - Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi: 420 bin üyenin 3’te birinden elde edilen gelirlerle bütçe yapılmıştı. Aidatların tamamı tahsil edilirse daha çok iş yapabiliriz diye düşündüm. Hukuk bürosundan gelen ihtarnameler var. Aylık yüzde 2 faiz var. Birleşik faizle bu yüzde 40’a geliyor. Bu ödemelerin geçmiş dönemleri de kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılması lazım. Üyeler, aidat borcu varsa belgelerin hiçbirini alamıyor. Bu sicil borçları, bir defaya mahsus olmak üzere 5174 sayılı yasaya bağlı olarak beş taksitle yapılandırılmalı. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde gayrimenkul sektörü ile ilgili yüksek lisans uygulamaları vardı. Yeni dönemde bu uygulama kalktı. Bu bölümün tekrar yer almasını talep ediyorum.
MUHTASAR BİRLEŞME OLMASIN

Hacı Demir - Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: SGK muhtasar birleşmesi, 2016’da gündeme geldi. Ertelenerek bugüne ulaştı. Maliye ve SGK’nın çalışma yasaları farklı. Kurumlar, SGK’nın yasalarını mı uygulayacak, Maliye’nin yasalarını mı? İşletmelerin insan kaynakları ve vergi departmanları farklı. Bu alanların birleştirilmesiyle personeller de beyannameci konumuna geldi. Maliye uygulaması, yeteri kadar veriyi alamadı. Bu birleştirmedeki muradı, kimse bilmiyor. Eski sistem kalmalı. Şimdi üç yapılandırma yasası var. Eski yapılandırmaları da içine alacak yeni bir yapılandırma olmalı. Yapılandırmanın içinde sicil affı da yer almalı. Peşin ödemeler de cazip hale getirilmeli. İşverenin, SGK’ya işçi giriş çıkışlarını bildirmede, 1774 sayılı Kanun ile kolluk kuvvetlerine de bildirilme zorunluluğu geldi. SGK’ya aylık bildirimlerimizi bir linkle İçişleri Bakanlığı’na da bildirelim. Kolluk kuvvetleri de ceza kılıcı olmaktan kurtulsun. Şişli’de ayrı bir İŞKUR müdürlüğü olmasına rağmen kurumun içinde ‘İşbaşı Eğitim Programı’ olmalı. Bu önceden varmış, şimdi Beyoğlu’nda bu eğitime tabi tutuluyor. Beyoğlu binası bu kadar kalabalığı kaldıramıyor. Vergi idaresi, bankalarla yaşadığı sorunlardan dolayı özel bankalardaki tahsilat görevini kamu bankalarına kaydırdı. Bu, vergi ödeme kuyruğu oluşturdu. Tahsilatların kolaylaşması gerekiyor. Son dönem ikinci vergi beyanının kaldırılmasını istiyoruz. İTO meclis üyelerinin THY seyahatlerinde ‘elit kart’ anlaşması sağlanabilir mi?

YOL BELGESİ SORUNU ÇÖZÜLMELİ

Ramazan Bingöl - Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi: 2020, Türk Mutfağı ve Gastronomi Yılı ilan edildi. Bu konuda 20 kişilik bir komisyon kuruldu. Ben de o komisyonda görev aldım. Ayrıca, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nda da danışma kurulundayım. Daha önce turizm tanıtım işi, dağınık olarak yapılıyordu. Her turizm branşı, kendi çapında çalışıyordu. Ancak şimdi koordineli yapılacak. Türkiye’de turizmin en önemli unsurlarından biri Arap turistler. Avrupalı beş turistin yaptığı harcamayı bir Arap turist tek başına yapıyor. Arap turist araç kiralıyor, bunun için de para ödüyor. Arap turistler gelmezse AVM’ler ve birçok restoran sıkıntıya girer. 50 milyon turist geliyor ama bizim nitelikli turiste ihtiyacımız var. Turizm taşımasında yol belgesi diye bir sorun var. Turistleri taşıyan araçlar çevriliyor. Bu sorunu çözemezsek biz nasıl nitelikli turisti getirebiliriz? Bu konuyla ilgili birçok yöneticiyle görüştüm. Ancak sonuç çıkmadı. Turizm için tarihi zenginliğimiz, doğal güzelliklerimiz, zengin kültürümüz var. Ancak bu yol belgesi sorunu bir an önce çözülmeli. Önerim, UKOME’den karar çıkmalı ve turizm taşımacılarına yol belgesi verilmeli. İnanıyorum ki İTO bu sorunun çözülmesini sağlayacak. Sektörümüz adına Bahadır Yaşık Bey’e de teşekkür ediyorum. 2020’nin Türk Mutfağı ve Gastronomi Yılı ilan edilmesiyle beraber gerçekten önemli çalışmalar yapıyor. Mutfak kültürü ve gastronomi, kültür ve sanatın en önemli unsurlarından biri.

ÖZELEŞTİRİ YAPMALIYIZ

Rasim Bilgehan - Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi: Yıl felaketlerle başladı. Tedbirler alındı ve hemen müdahale edildi. Önemli olan bu hadiselerin bir kısmını nasıl önleyebileceğimiz. Endişe edilen bir boyutta depremle karşı karşıya kalırsak, ülkemiz çok geri gidecek. Depremle ilgili özeleştiri yapmalıyız. Marmara Bölgesi’nde meydana gelecek depremi gündeme getirmemiz gerekiyor. 2030’a kalmadan Marmara Denizi’nin yeni bir depremle karşı karşıya kalacağı aşikar. Bu en az 7.5 şiddetinde olacak. Buna rağmen İstanbul’a göç devam ediyor. İstanbul’da kilometre başına 2 bin 586 kişi düşüyor. Tedbirler yeterli değil. 1999’daki depremin ardından maddi zararımız 200 milyar lira olarak tanımlanmıştı. Bugün nasıl bir etki olacağını düşünelim. İstanbul’da nüfus yoğunluğu çok fazla. Uzmanlar, tersine göç için harekete geçilmesini öneriyor. Türkiye’nin sanayi haritası, deprem haritası göz önüne alınarak yapılmalı. Bunun için teşvikler yapılmalı.

ÜRETİM BOŞLUĞUNU DOLDURABİLİRİZ

Ayhan Etyemez - Makina ve Ekipmanları Meslek Komitesi: Koronavirüs, bir solunum hastalığı ve kontrol edilemiyor. Dünya Sağlık Örgütü, bu hastalığa ‘Covid 19’ adını verdi. Şu ana kadar, bin 13 kişi öldü. Dünyada 400 şehirde ve 23 ülkede vakalar görüldü. Toplam vaka sayısı 45 bin 171’e çıktı. Ülkemizde koronavirüsle ilgili vakaya rastlanmadı. Çin, bizden milyon adet maske istiyor fakat yetiştirilemiyor. Dünya eğer tüketime devam edecekse başka yerde de olsa üretim devam etmeli. Çin, dünyanın fabrikası fakat bu virüsten dolayı insanlar fabrikaya gitmiyor. Tüketiciler de Çin mallarından uzaklaşıyor. Deri mamullerinden de bulaştığı söylentisiyle Rusya sınırını kapattı. Ekonomiye ilk etkisiyle petrol fiyatlarını düşürecek. Bu durum Türkiye ekonomisini de etkileyecek. Üretim boşluğunu doldurabiliriz. Makina sektöründe kapasite kullanımının daha yukarıya çıkabileceğini düşünüyoruz. Bizim acil üretim talebi olan ülkeleri bulup çalışma yapmamız gerekiyor. Bu konuda bir envanter çıkarılmalı. Üretim ihtiyacının rotasını ülkemize çevirebiliriz. Ayrıca ileride ülkemizde de böyle bir durum olursa ne yapacağımız konusunda bir eylem planımız olmalı. Simülasyon çalışması yapılmalı. Bu konuda bir çalışma yapılırsa gönüllü olarak katkı vermeye hazırım.

KAPASİTENİN YÜZDE 100’ÜNÜ KULLANIYORUZ

Mustafa Balkuv - Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi: Dünya perakende pazarı 1 trilyon 500 milyar dolar. Küresel bazda 1 perakende markamız varken, İspanya’nın 5, Danimarka’nın 3 markası bulunuyor. Dünya hazır giyim ihracatında 550 milyar dolardan bahsediyoruz. 10 yılda dünya hazır giyim pazarından aldığımız pay sabit kalsaydı 2019’da 18 milyar dolar ihracat yerine 24 milyar dolar ihracat yapabilirdik. Buna bağlı olarak 60-70 bin kişi daha fazla istihdam oluşturabilirdik. Türkiye’nin ihracatı 10 yılda dünya ortalamasının yarısı kadar büyüdü. Dünya hazır giyimden aldığımız pay yüzde 4.2’den yüzde 3.3’e düştü. En büyük ihracatçımız Avrupa’da da payımız düştü. Bunun nedeni ana üretim kapasitelerinin Çin, Bangladeş ve Vietnam’a kaymış olması. Verimli üretim politikası gerçekleştiremedik. Hazır giyim sektörü olarak beş ayda kapasitemizin yüzde 100’ünü kullanıyoruz. İş Kanunu’nun 4857’ye 63. maddesine göre tarafların yazılı anlaşması uyarınca; personelin çalışma süresi günde 11 saati aşmayacak şekilde. Belli zamanlarda fazla çalıştırılarak, sonraki dönemlerde az çalıştırılarak denkleştirilebilir. Bu, sanayiciler için 2 ay süreyle yapılıyor. Turizmde bu 4 aya çıkıyor. Bu denkleştirilme işgücü maliyeti ve hız açısından çok önemli. Piyasa dalgalanmalarına göre istihdam sağlıyor. Odamızın bu yönde bir çalışma yapmasını istiyoruz. Bu süre hazır giyimde de 4 aya çıkarılmalı.

ÇEK MEVZUATI DÜZENLENMELİ

Ertuğrul Yılmaz - İnşaat Malzemeleri Meslek Komitesi: İnşaat malzemecileri olarak bu ekonomik ortamda ayakta durma mücadelesi verirken, ilçe belediyelerinin baskısındayız. Belediyeler ruhsat verme konusunda çok zorluk çıkarıyor. Belediyeler geçici ruhsatı, gelir kapısı olarak görüyor. Mesela, Hadımköy’de bir toplu depolama alanı projemiz var. İstanbul’un 7-8 ilçesinde böyle proje olursa uzun vadede sorun çözülür. Ancak bizim kısa vadeli çözüme ihtiyacımız var. Uzun vadeli çözüm gelene kadar pratik çözüm bulunmalı. İTO’nun bu konuda destek vereceğine inanıyoruz. Belediyelerin bu tavrı bizim yatırım yapmamızı engelliyor, istihdam oluşumuna da zarar veriyor. Çek mevzuatı konusunda sıkıntı devam ediyor. Çek mevzuatı baştan aşağıya düzenlenmeli. Çekte meblağ sınırlaması ve vade sınırlaması olmalı. Çek mevzuatındaki sorun, sağlıklı bir ticaret ortamını da ortadan kaldırıyor. Köklü çözüm ilk başta finansal piyasaları zorlayabilir fakat bu konu büyük sorun haline geldi.

TIBBİ CİHAZ STRATEJİK BİR SEKTÖR

Veysi Cengiz Balçık - İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi: Görsel basında koronavirüs haberleri gördükten sonra Çinliler geldi, ülkemizden de maske aradılar. Maske 40 kuruştu, iki gün sonra 1 lira oldu ve şimdi 25 lira oldu. Çünkü artık dünyanın hiçbir ülkesinde maske bulunamıyor. Solunum yoluyla olan bu hastalık, tıbbi cihaz sektöründe daha önce önemli görülmeyen bir maskenin aslında ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Tıbbi cihaz sektörü, stratejik bir sektör ve üretimi desteklenmeli. Böyle devam ederse ülkemizde bir, iki aya kadar eldiven bile bulunamayacak. Sebebi de Çin’dir. Çin, tıbbi cihaz sektöründe öyle bir vahşi rekabet yaptı ki, diğer ülkeler üretimi bıraktı. Devletimiz tıbbi cihaz sektörünü desteklemeli.

‘TURKEY’ YERİNE ‘TÜRKİYE’ YAZILMALI

Hüseyin Akarçeşme - Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi: Överken eleştirmek de bizim erdemimiz olmalı. Sultan
2. Abdülhamid’i Şeyh Şamil’i rahmetle anıyorum. Son günlerde ‘Made in Turkey’ yerine ‘Made in Türkiye’ yazılmasını talep etmiştik. Bizi Türkiye olarak bilsinler. Bu karar, çok yerinde oldu.

19 Şubat 2020 Çarşamba

Etiketler : Gündem