Ekonomimiz için tam zamanında adım atıldı

Giriş: 15.04.2019 - 00:00
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, hükümetin açıkladığı reform programını desteklediklerini söyledi. Bu programın yaşanan süreçte Türkiye için altın şans olduğunu belirten Avdagiç, “Hükümet, 31 Mart seçimlerinden sonra tam da ihtiyaç duyulan bir anda yapısal reformları açıklayarak, reel sektörü güçlendirmek için önemli bir adım attı. Bu adımları destekliyoruz” dedi.

99 YIL ÖNCE TBMM AÇILDI

Bu ay Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 99. yılının kutlanacağını hatırlatan Avdagiç, şunları söyledi: “Milletin iradesinin tecelli ettiği Meclis’in açıldığı bugünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. İstiklalimiz için nelere katlandığımızı, nasıl mücadele verdiğimizi hiç aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Bu vesileyle Milli Mücadelemizin lideri, Meclisimizin ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, onun kahraman silah arkadaşlarını ve ilk Meclis’in cesur ve fedakâr üyelerini rahmetle ve minnetle anıyorum.”

İŞ DÜNYASININ BEKLENTİSİ

Türkiye’nin son derece önemli bir seçim sürecini daha huzur ve sükûn içinde geride bıraktığını söyleyen Şekib Avdagiç, seçim sonrası beklentilerini şöyle anlattı: “31 Mart Mahalli Seçimleri’yle Türkiye’yi beş yıl için yönetecek yeni yöneticiler belirlendi. Seçim sonuçlarının ülkemiz için hayırlı olmasını diliyoruz. Ülkemizin en küçük beldesine belediye başkanı seçilen dahil tüm başkanlardan beklentimiz, iş dünyasının önünü açan çalışmalar yapmaları. Ticareti, ekonomiyi canlandırıp geliştirecek hizmetlere imza atmaları. Seçim artık geride kaldı.”

YOL AYRIMI

Dünya ekonomisinin 2008’den bu yana, küresel finans krizinin etkisi altında olduğunu vurgulayan Avdagiç, küresel ekonominin henüz bu krizden tam manasıyla bir çıkış da bulamadığını ve neo-liberal iktisat politikalarının da artık geçerliliğini yitirdiğini söyledi.

Ufukta yeni bir ekonomik paradigma belirdiğini söyleyen Avdagiç, şöyle devam etti: “1929 dünya bunalımı, dünya ekonomisinin karşı karşıya kaldığı en büyük krizdi. Etkisi birkaç yıl sürdü. Ama dünya bu krizden Keynes gibi önemli bir iktisatçının rehberliğinde çıktı. Onun izlerini taşıyan bugünkü düzen, küreselleşme dahil çeşitli revizyonlarla giderken, büyük bir krizle karşılaştı. 2008 küresel finans kriziyle oluşan puslu havadan nasıl çıkılacağına dair henüz bir fikir oluşmadı. Böylesi bir dünya ekonomisinde yer alan Türkiye de ağırlıkla dışsal baskılarla oluşan sıkışıklıktan çıkmak için önemli bir yol ayırımında.”

TAHSİLAT RİSKİ ÖNLENDİ

Hükümetin daha önceden almaya başladığı, hafta içinde de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı yapısal reformların bu yol ayrımında çok önemli olduğunu vurgulayan Başkan Avdagiç, reform programını şöyle değerlendirdi: “Pakette en önemli başlık, kuşkusuz bankacılık ve finans alanıyla ilgiliydi. Ekonominin en önemli ayağı olan bankacılık sektörünün güçlü yapısını sürdürmesi, reel sektörün finanse etmesi bakımından önemli. Alınan önlemlerle kamu bankalarının sermaye yeterlilik ve likidite oranları artırılıyor. Bir başka ifadeyle tahsili gecikmiş alacakların sektör için bir risk oluşturulmasının önüne geçiliyor. Ayrıca özel bankalar da yeniden sermayelendiriliyor.”

KREDİ MEKANİZMASI

Türkiye Bankalar Birliği’nin öncülüğünde, iki önemli fonun kurulacağını söyleyen Avdagiç, “Bu sayede bankalar ile şirketler arasındaki kredi mekanizmaları, özel bankaların da ekonomiye yeniden destek vermesiyle daha işler hale gelecek. Sonuçta bu uygulama, sadece özel bankaların aktif kalitesini korumayacak… Aynı zamanda reel sektörün, dolayısıyla da Türkiye’nin varlıklarını korumaya yönelik bir açılım olacak” dedi.

Avdagiç, reel sektörün krediye ulaşması için geniş tabana yayılmış bir kredi uygulamasına işlerlik kazandırılmasının yerinde olacağını belirtti.

Reel sektörün borçlanma koşullarındaki tıkanıklığın açılması gerektiğini belirten Avdagiç, şöyle devam etti: “Çok açık ifade ediyorum: Kredi büyümesi olmadan, Türkiye ekonomisinin büyümesi mümkün değil. Bu ise bir açmaz. Çünkü bankalar kolay kredi vermiyor. İlk üç ayda banka kredileri 121 milyar lira oldu.
Ama neredeyse tamamı kamu bankalarından.
Umuyoruz ki, yeni alınan tedbirlerle piyasanın yeniden sağlıklı bir işleyişe kavuşması sağlanacak.”

MÜKELLEF DIŞLANMAMALI

Bakan Albayrak’ın adaletli ve çağdaş bir vergi sisteminin müjdesini takdirle karşıladıklarını söyleyen Avdagiç, vergi reformu ile ilgili şöyle konuştu: “Böylesine önemli bir vergi reformu, bürokratik safahatta heder edilmemeli. Bir başka ifadeyle vergi reformu hazırlanırken, elbette bürokrasinin de akademik dünyanın da uzman kişilerin de fikirleri alınmalı. Ama en çok da iş dünyasının görüşlerine kulak verilmeli. Mükellefin söyleyecekleri dikkate alınmalı. Mükellefin dışlanmadığı bir reform çalışmasına imza atılmasını arzu ediyoruz.”

ADIMLARI DESTEKLİYORUZ

İş dünyasının, Türkiye’nin son dönemde karşılaştığı zorluklarda devletinin yanında yer aldığını vurgulayan Başkan Avdagiç, “Yerel seçimleri geride bırakan Türkiye’nin ‘altın değerinde’ bir süre kazandığını ve bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

İSTİHDAM DESTEĞİNİ KAYBETMEYELİM

Son yıllarda işverenlerin istihdamla ilgili büyük sorumluluklar aldığını hatırlatan Başkan Şekib Avdagiç, “Devletimiz de bu konuda yardımcı olacak çeşitli tedbirlerle özel sektörün istihdamına destek verdi. Dolayısıyla işverenlerin, kendilerine sağlanan avantajları yitirmesine izin verilmemeli” çağrısında bulundu.

HÜKÜMETTEN BEKLENTİLER

Hükümetin seçim sürecine rağmen kamu bütçesi konusunda sıkı bir duruş sergilediğini hatırlatan Başkan Avdagiç, yeni dönemde iş dünyasının beklentilerini şöyle sıraladı:

  • İhracat yapsın yapmasın devletten KDV alacağı olan işletmelere alacakları ivedilikle ödensin.
  • Hem KDV alacaklarının hem de belediyeler dahil kamuyla iş yapan firmalara hak edişlerinin ödenmesi son derece önemli. Çünkü bu alacakların ödenmesi, onları finansal açıdan rahatlatacak, bankalarla yüz yüze getirmeyecek.

İHRACAT ARTIK BEKA MESELESİ

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, Oda’nın nisan meclisini açarken yaptığı konuşmada, 31 Mart’ta yerel seçimlerin gerçekleştirildiğini hatırlattı. Bundan sonra ticareti artıracak aksiyonların önemli olduğunu belirten Oran, açıklanan ekonomik programı da şöyle değerlendirdi: “Türkiye’nin orta gelir sınıfından yüksek gelirli ülkeler ligine sıçrayabilmesi için 3 ayaklı bir plan yürüteceğiz. Birincisi, iç talebi gözden çıkarmayacağız. İnsanımızın tüketim gücü Türkiye ekonomisini daima rölantide tutan en büyük sigorta. Hükümetimiz vergi teşvikleriyle, kredi kanallarını rahatlatan düzenlemelerle bu yolda adımlar atıyor. İkincisi, bankalarla reel sektörün arası ne kadar yakın olursa piyasa çarkları o kadar hızlı döner. Bu noktada bankalardaki sorunlu kredilerin azaltılması, sıkıntıdaki firmalarımıza yeniden yapılandırma ile yeni finansman olanakları sağlanması önemli. Reform döneminin üçüncü başlığı da ihracat. Ne yapıp edip, dünya ticaretinden aldığımız payı yüzde 1’in üzerine çıkarmalıyız. Türkiye’nin bekasına ilişkin en önemli başlık bana göre bu.”

Oran, ihracatı KOBİ’ler üzerinden artırmanın başarı getireceğini vurgulayarak, “e-ticareti KOBİ’lerimize entegre edecek sistem kurmalıyız. Bu konularda atılacak adımlarla Türkiye 2019’da pozitif büyümeyi yakalayacak” dedi.

MECLİS KÜRSÜSÜNDEN YANSIMALAR

KARNELER GÜMRÜK LİMANINDA GEÇMİYOR

Mehmet Metin Korkmaz / Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi: İş dünyasının yüzde 95’i gümrüklerde işlemlerini gümrük müşavirleri vesilesiyle yapıyor. Gümrük müşavirlerinin asgari hizmet ücretleri, tarafların katılımıyla, tavsiye niteliğinde kararlarla belirleniyor. Her asgari ücret belirleme döneminde, aldığımız asgari hizmet ücreti kamu otoritelerine baskı unsuru olarak kullanılıyor. Yüzde 30 maliyet artışı olan bir sistemde asgari hizmet ücretinde yüzde 8’lik artış sağlandı. Artışlarla mesleğimizi idame ettirme şansımız yok. Yeni havalimanında ofis tutmak için metrekare başına 200 Euro’yu gözden çıkarmak gerekiyor. Maliyetleri müşteriye yansıtmak zorundayız. Burada gümrük müşavirlerine, hava kargo firmalarına ayrıcalık sağlanabilir mi? Gümrük müşavirliği karnelerimiz var. Bu karnelerle liman ve gümrük sahalarına rahatça girilebiliyor ve bu karneler uzun araştırma sonucu veriliyor. Karneler şimdi Türkiye’nin hiçbir gümrük limanında geçmiyor. Liman işletmeleri bu durumu bir kazanç kapısı olarak görüyor. Gümrüğe ait korkunç cezalar var. Bu ceza dünyada, getirilen malın yüzde 15’i kadar uygulanıyor. Dünya standartları neyse ona çekilmeli.

12 ÜLKEDEN 250 FİRMA GELECEK

Nesim Ayyıldız / Kumaş Meslek Komitesi: Komitemiz geçtiğimiz martta, İTO tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. Sekiz ülkeden 161 kumaş ithalatçısı firmayla üyelerimizi bir araya getirdik. Bu organizasyona dahil olan firmalar, ticari bağlantı kurdular. Program sonunda katılımcılar ile toplantı yaptık ve etkinlikten çok faydalandıklarını ifade ettiler. Biz bu program ile çift yönlü bir katkı sağladık. Hem Odamızı tanıttık hem ihracat için güzel bir zemin oluşturduk. Programın ikincisini sonbaharda gerçekleştireceğiz. Bu etkinliğe 12 ülkeden 250 firmanın katılmasını öngörüyoruz. Bize düşen, tekstil ve bağlantılı sektörleri çok daha iyi bir konuma getirmek. Birçok konuda kabuklarımızı kırıyoruz ancak kırarken sadece kamudan beklenti içinde olmamalıyız. Potansiyelimizi kullanmalıyız. Teknolojik tekstil konusunda iyi değiliz. Bu konuda beş yılda yüzde 5 büyümeyi hedefledik.

PATENT DEĞERLENDİRME KURULU GEREKİYOR

Fahrettin Oylum / Bilgi Teknolojileri Meslek Komitesi: Başlattığımız rapor çalışmasında dijitalleş-menin tüm sektörleri etkileyeceğini anlatmak istiyoruz. Mevzuatlarımız emtialar üzerine kurgulanmış durumda. Bankacılıkta teminat olarak ileriye sürülebilecek teminatlar arasında patent hakları, tescilli tasarımlar, fikri ve sinai haklar gibi değerlerin de dahil edilmeli. Bu konuda kamu ve Odalar ortaklığında Patent Değerlendirme Kurulu oluşturulmalı. Buradan elde edilecek değerlerin, bankalara teminat olarak gösterilmesi lazım. Bu, firmalarımızı cesaretlendirecek. İkinci sorun, faturayı kestiğimizde oluşan vergi tahakkuku, faturayı kestiğimiz an karşımıza çıkıyor. Kamu ile çalıştığınızda, ödemelerle ilgili sıkıntılar, fatura kaynaklı vergilerde sorunlara neden oluyor. Kamunun ödemelerini aylarca geciktirdiği bir durumda oluşan bu mağduriyetin giderilmesi sektör için elzem. Vergi tahakkuku ödeme alındıktan sonra alınırsa bu mağduriyet giderilecek.

KÜLTÜR VE SANAT DESTEKLENMELİ

Münür Üstün / Basım-Yayın Meslek Komitesi: Geçtiğimiz ay düzenlenen Uluslararası İstanbul 4. Yayımcılık Profesyonel Buluşmaları’na (İstanbul Fellowship), 72 ülkeden 300’den fazla yayıncı katıldı. İTO gibi kuruluşların yayıncılara destek vermesi çok önemli. İstanbul Fellowship’te, 300 yayıncı, 3 günde 3 bin görüşme gerçekleştirdi ve binden fazla kitabın yurtdışında yayınlanması için ön anlaşma yapıldı. Bize destek veren İTO Başkanımız Şekib Avdagiç’e, Başkan Yardımcımız İsrafil Kuralay’a ve İTO yönetim kuruluna, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na, Türkiye Basın Yayın Meslek Birliği’ne teşekkür ediyoruz. Kültürü, sanatı ve edebiyatı desteklemenizi rica ediyorum. Sayın Başkanımızın her meclis toplantısında bir yazardan alıntı yapması çok güzel. Bunun devam etmesini diliyorum.

ÇİÇEKÇİLER ENGELLENMESİN

Kadir Gümüş / Peyzaj ve Çiçekçilik Meslek Komitesi: Seçilen belediye başkanlarının, ‘çiçek göndermeyin’ diye açıklama yapması, sektörümüzü olumsuz etkiliyor. Vakıflara bağış yapılması çağrısında bulunuluyor. Buna karşı değiliz ancak çiçekçilik sektörünün hedef alınmasını manidar buluyoruz. Bu açıklamalar sektörün iş potansiyelini olumsuz etkiliyor. Çiçek; köylünün, çiftçinin elinde kalacak. Sektöre doğrudan iş yapan sektörlerde işler azalacak. Çiçekçi esnafı, üreticisi ve çalışanı dikkate alınmalı. Çiçeğin gideceği nihai kişiye bakılmamalı, çiçek sektörünün çalışanlarına bakılmalı. Çiçek eğitiminde teşvik eden öğretmenlere teşekkür ediyorum. Sektörde çalışanların üç kuruşluk gelirini engelleyen açıklamalar yapılmamalı. Sektör olarak buna ‘yeter’ diyoruz. Çiçekçi esnafının ekmeğiyle oynamayın.

SİGORTACILIK DEVLET POLİTİKASI OLMALI

Doğan Şen / Sigortacılık Meslek Komitesi: Sigorta sektörü, Avrupa ve gelişmiş ülkelere göre çok küçük. 2018’de sektörün büyüklüğü 54.8 milyar dolar. Bir asırdır faaliyette olmamıza rağmen sigortacılık yeterince gelişmemiş. Bunun nedeni sigortacılığın devlet politikası haline gelmemesi. Sigorta önemli. Çünkü hergün 53 evde mutfak yangını, her gün 20 işletmede yangın oluyor. Her yıl 286 bin 280 iş kazasından işverenler sorumlu oluyor. Maddi değerler belki telafi edilebilir ancak marka değerinin kaybı telafi edilemez. Sigortayı tanıtmak birinci dereceli işlerimizin arasında. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun (SDDK) kurulması ile ilgili çalışma yapılacağını söyledi. Bu, bankalar ve sigorta şirketlerinin arasındaki haksız rekabeti önleyecek. Sigortacılık sektörünü anlatmak, yalnızca bizim değil, işverenlerin de görevi. Ülkemizde sigortacılık kanunu 2007’de ihdas oldu. Bireylere sigortacılığı tanıtmalıyız.

E-TİCARETLE İLGİLİ KOMİTEMİZ OLMALI

Çetin Tecdelioğlu / Teknik Hırdavat Meslek Komitesi: Hırdavat sektörünün, yaklaşık 8 milyar dolarlık büyüklüğü var, 700 bin kişiye istihdam sağlıyor. İhracat kilogram ortalama fiyatımız 3.70 dolar. Türkiye’deki ortalamadan 2.5 kat fazla katma değerli ürün ihraç ediyoruz. Yaklaşık 100 milyon dolar cari fazla veriyoruz. Uluslararası ticarette etkin olmak için e-ticaret ile ilgili bir komitemiz olmalı. Sektör olarak dünyaya hızlı ve ucuz mal satabilecek sektörüz. Avrupa ile boy ölçüşebilen sektörüz.
e-ihracat için parça başı 1 dolar desteğe ihtiyaç var. Devletten bu konuda destek alabilirsek ihracatımızı her yıl yüzde 40 artırabiliriz. İhracatımız 170-150 milyar dolar arasında tıkandı kaldı. Tek yol teşvik. Birçok ülke teşvikte altyapısını sağladı. İhracata destek veriyor. Yeni bir kanun var, ihracatın TL’ye dönmesiyle ilgili. 180 günlük sürede ihracat bedelinin TL’ye dönmesi gerekiyor. Burada, yatırım mallarına, makinaya, tesisata, yüzde 5 destek verilirse, tetikleyici olur. İhracat 250 milyar dolara çıkar. Kurda yüzde 5 destek verilirse Türkiye’nin önü açılır.