Ekonomi programında kararlılık Türkiye’yi pozitif ayrıştırıyor

Orta Vadeli Program (OVP) hedefleriyle uyumlu olacak şekilde ekonomide atılan kararlı adımlar, piyasalarda olumlu dengelenme işaretleri vermeye devam ediyor.

Giriş: 13.05.2024 - 11:23
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


Son dönemde Türk Lirası (TL) varlıklara ilgi artarken, ödemeler dengesinin iyileşmeye başlamasıyla Türkiye küresel borç listesinde de pozitif ayrıştı. 

 

Fitch’in martta Türkiye’nin kredi notunu ‘B’den ‘B+’ya yükseltmesinin ardından birçok kurum da not artışına gitti. 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) düşüşü sürürken borsada rekorlar tazeleniyor. Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi de nisanda 52.3’e yükselerek son 12 ayın en yüksek seviyesine çıktı.

 

BARIŞ CABACI

 

Ekonomi yönetiminin yaklaşık bir yıldır sürdürdüğü ekonomi politikaları yavaş yavaş meyvelerini veriyor. Son dönemde uluslararası bazı kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin kredi notunu yükseltirken, TL varlıklara olan ilgi de artmaya devam ediyor. Bu durum, Türkiye’nin risk primini olumlu yönde etkilerken, fonlama maliyetlerindeki iyileşme de göze çarpıyor.

 

GÜVEN VE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK

 

TL varlıklara yönelik talebi değerlendiren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisine yönelik artan güven ve öngörülebilirliğin, dış finansman sağlamayı da olumlu etkilediğini belirterek, “2023 yılının ilk 5 ayında 2.9 milyar dolar net portföy çıkışı olurken, Haziran 2023-Şubat 2024 (9 aylık dönem) döneminde 16.8 milyar dolar net portföy girişi gerçekleşti” diye konuşmuştu. 

 

OLUMLU SİNYALLER DEVAM EDİYOR

 

Bununla birlikte Standard&Poor’s (S&P), geçen hafta Türkiye’nin kredi notunu ‘B’den ‘B+’ya yükseltti. S&P, yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de yerel seçimlerin ardından dış dengelenmenin de etkisiyle para, maliye ve gelirler politikası arasındaki koordinasyonun iyileşeceğinin düşünüldüğünü vurguladı. S&P, gelecek 2 yıl içinde portföy girişlerinin artacağını, cari açığın daralacağını, enflasyon ve dolarizasyonda düşüş öngörüldüğünü kaydetti. 

 

MART AYINDA BAŞLADI

 

Fitch Ratings de mart ayı başında Türkiye’nin kredi notunu ‘B’den ‘B+’ya yükseltmiş, not görünümünü de durağandan pozitife çıkarmıştı. Moody’s, bu yılın başında Türkiye’nin kredi notunu ‘B3’ olarak teyit ederken, not görünümünü durağandan pozitife çevirmişti. Analistler, gelecek dönemde enflasyonda kalıcı yavaşlamanın sağlanabilmesi ve cari açıkta düşüşün gerçekleşmesi durumunda Moody’s’in 19 Temmuz’daki Türkiye değerlendirmesinde not artışı gelebileceği öngörüsünde bulundu.

 


CDS 280’İN ALTINDA

 

TL varlıklara uluslararası yatırımcı ilgisini de yansıtan 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) düşüşü; kredi derecelendirme kuruluşlarının olumlu değerlendirmeleri, ekonomi yönetiminin dezenflasyonun tesis edilmesine yönelik kararlı adımları, Türkiye’nin dış finansmana erişimini artırmayı sürdürmesinden alınan sinyallerle birlikte devam ediyor. Türkiye’nin CDS’i, Şubat 2021’den bu yana ilk defa 282 baz puanın altına gerileyerek 281.75 baz puana düşerken, şu sıralarda da 279.3 baz puanda bulunuyor.

 

BIST 100 REKOR KIRIYOR

 

Bu arada, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi de rekor kırmaya devam ediyor. BIST 100 endeksi, 7 Mayıs’ta günlük bazda rekor kapanış gerçekleştirmesinin ardından 8 Mayıs’a da yükselişle başladı ve gördüğü en yüksek seviyeyi 10.383,25 puana taşıdı. Böylece yılbaşından bu yana yaklaşık yüzde 38 yükselen BIST 100 endeksi, dünya genelinde en iyi performansı sergileyen endekslerin başında geliyor. Dolar bazlı incelendiğinde yatırımcısına önemli bir getiri sunan BIST 100 endeksi, şu sıralarda 320 puanla yaklaşık son 5 yılın zirvesinde seyrediyor. Endeksin dolar bazlı getirisi, yılbaşından bu yana yüzde 26’lık yükselişe işaret ediyor.

 

İMALAT SEKTÖRÜ İHRACAT İKLİMİ ENDEKSİ, SON 12 YILIN EN YÜKSEK SEVİYESİNDE

 

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, nisanda 52.3’e yükselerek son 12 ayın en yüksek seviyesine çıktı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, endeksin martta 51.6 seviyesinde olduğunu hatırlatarak, “İhracat pazarlarında talep koşullarının güçlenme eğilimi, ikinci çeyreğin başlangıcında da devam etti. Nisan ayında önemli ihracat pazarlarımızın çoğunluğunda üretim artarken, veriler Almanya ve Fransa’da ekonomik daralmanın sona yaklaştığı yönünde sinyal verdi” açıklamasını yaptı. Bolat, 2023 itibarıyla, toplam ihracat hacminin yüzde 47’sini oluşturan en büyük 10 ihracat pazarı içerisinde, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başını çektiği 8 ekonominin nisanda genişleme kaydettiğini belirtti. Birleşik Krallık ve İspanya’nın üretiminde güçlü artışlar görüldüğünü bildiren Bolat, “ABD, Rusya ve İtalya’da ekonomik aktivite artış eğilimini sürdürdü. Suudi Arabistan, Hindistan, Brezilya ve Endonezya’daki güçlü talep koşulları dikkat çekmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

 


KÜRESEL BORÇ LİSTESİNDE BORCUMUZ AZALIYOR 

 

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), ‘Küresel Borç Monitörü’ raporunu göre, küresel borç tutarı yılın ilk çeyreğinde 1.3 trilyon dolar artarak 315 trilyon dolara yükseldi. Bu dönemde rekor tazeleyen küresel borç tutarı, geçen yılın aynı döneminde 307 trilyon dolar olarak hesaplanmıştı. Art arda ikinci çeyrekte kaydedilen küresel borç tutarındaki artış, temel olarak gelişmekte olan piyasalardan kaynaklandı. Gelişmekte olan ülkelerdeki borç birikiminin büyük kısmı söz konusu dönemde Çin, Hindistan ve Meksika’da yoğunlaştı. Gelişmiş ekonomilerde ise borç tutarında genel olarak artış öncelikle ABD ve Japonya’da yoğunlaştı, bu ülkeleri İrlanda ve Kanada izledi. Küresel borcun dağılımına bakıldığında, hane halkına ait borçlar bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla 59.1 trilyon dolara, finansal olmayan şirketlere ait borçlar 94.1 trilyon dolara, kamu borçları 91.4 trilyon dolara ve banka gibi finansal şirketlere ait borçlar 70.4 trilyon dolara yükseldi.

 

DÜŞME EĞİLİMİ

 

Küresel borcun gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı, art arda üç çeyrekte yaşanan düşüşün ardından 2024’ün ilk çeyreğinde yükselişine devam etti. Yılın ilk çeyreğinde küresel borcun ülkelerin toplam GSYH’sine oranı yüzde 333 oldu. Toplam GSYH’ye oranları dikkate alındığında, hane halkına ait borçlar ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 62.3’ten 61.1’e ve finansal olmayan şirketlere ait borçlar yüzde 96.2’den 95’e geriledi. Aynı dönemde kamuya ait borçlar yüzde 95.9’dan 98.1’e çıkarken, finansal sektöre ait borçlar yüzde 79.6’dan 78.4’e indi. Türkiye’de ise borçların GSYH’ye oranları dikkate alındığında, yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla hane halkına ait borçlar yüzde 11.8’den 11.4’e, finansal olmayan şirketlere ait borçlar yüzde 52.1’den 47.4’e, kamu borçları yüzde 34.6’dan 34.2’ye ve finansal sektöre ait borçlar yüzde 18.3’ten 16.1’e geriledi.

 


ÖDEMELER DENGESİNDE İYİLEŞME 

 

Ocak-mart dönemine ilişkin turizm istatistiklerine göre, Türkiye’nin turizm geliri, geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 5.4 arttı. Söz konusu dönemde turizm gelirleri 8 milyar 784 milyon 800 bin dolar olarak kaydedildi. Böylece yılın ilk iki ayında ödemeler dengesi 5.8 milyar dolar açık verirken, geçen yılın aynı dönemine göre cari açıktaki iyileşme yaklaşık 14 milyar dolar oldu. Yıllıklandırılmış cari açık da şubatta 31.8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Şubat 2023’te yıllıklandırılmış cari açık 56.4 milyar dolar seviyesinde bulunuyordu.