HABER: ZEYNEP DERELİ
Birçok farklı sektörde Büyük Veri (Big Data) kavramını sık sık duyuyoruz. Hızla akan verinin; nasıl korunacağı, kullanılacağı ve analiz edileceğini belirleyen Büyük Veri disiplini, bir bilişim kavramı olmanın ötesine geçerek, “yönetişim öğretisi” olmaya doğru ilerliyor.
Eğitim, bu yeni yönetişim öğretisinin etkisinde yer alan sektörlerden biri. Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük İcraat Programı’nda da eğitimde Büyük Veri konusu yer aldı. (“Milli Eğitim Bakanlığı’nın mevzuatını, çalışma planlarını ve insan kaynağını yeniden yapılandırmak üzere ‘Büyük Veri’ sistemi kurulması” ve “Her çocuğumuzun okul öncesi eğitimden üniversiteye ilgi, yetenek ve becerilerini gelişimsel olarak izlemek ve yönlendirmek için ‘E-Portfolyo Sistemi’nin kurulması” yönündeki ifadeleri.)
NASIL UYARLAYACAĞIZ?
Bu vesileyle “Türkiye’de Büyük Veri’yi eğitime nasıl uyarlayabiliriz?” sorusu akıllara geliyor. Her bir öğrenci, öğretmen ve eğitim yöneticisi durmaksızın data üretiyor. Sınav sonuçları, disiplin cezaları, davranış puanları gibi geleneksek verilerin çok ötesinde; tablet kullanım alışkanlıkları, akıllı tahtadan faydalanma, ödev konuları ve ilgi duyulan sosyal aktiviteler Büyük Veri sistemlerinde öğretmen ve öğrenci analizlerine dahil edilebiliyor.
Büyük Veri analizi, geleneksel istatistiki analizin tam tersi bir mantıkla çalışıyor. Geçmişte öğrencilere ilişkin veriler birleşir, anlamlı bir istatistiki bilgi oluşturulur ve bu bilgi yığınlara uygulanırdı. Örneğin; üniversite sınavında öğrencilerin Osmanlı tarihi sorularında başarısız olduğu sonucuna ulaşılırsa bu konudaki eğitimi güçlendirmek için ulusal çalışmalar yapılırdı. Bu, bir Büyük Veri analizi değildir.
İSTATİSTİKİ ÇIKARIMIN ÇOK ÖTESİ
Eğitimde Büyük Veri kullanımı, bir istatistiki çıkarımın çok ötesindedir. “Ders notları, hayalleri ve beklentilerine dair görüşleri, öğretmenlerinin yorumları, araştırma alışkanlıkları, müze ziyaretleri ve ödevlerinden oluşan milyonlarca satırlık verinin” önce yapay zeka, sonra rehberlik uzmanı tarafından analiz edilmesidir. Sonuç olarak oluşan bilgi; üniversite tercihi öncesinde “sen geleceğin İlber Ortaylı’sı olabilirsin” müjdesi vermek olabilir. Tam tersi de mümkündür. Öğretmen olmak için gerekli becerileri göstermeyen bir öğrenciye “5 yıl sonra, 30 bin kişilik öğretmen kadrosu için 120 bin rakibin olacak ve rekabet edebilmen için şunları yapman gerekiyor. Ayrıca; kendi becerilerin çerçevesinde, seçeneklerinden birinin yazılım mühendisliği olduğunu da unutma” diyebilmektedir.
BİREYSEL BİLGİ ÜRETİR
Büyük Veri disiplini, bireysel veriden yola çıkar, bireysel veriyi kitlesel bilgi ile harmanlar, anlamlandırır ve sonuç olarak yine bireysel bilgi üretir. Bu anlamda öğretmen ve öğrencilerin, bireysel bazda ayrıntılı verilerinin güvenli bir sistem ile toplanması gerekir. Burada dijitalleşme büyük önem taşır.