5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre eser sahiplerinin vefatının üzerinden 70 yıl geçtikten sonra yazdıkları eserlerle ilgili koruma süresi sona eriyor. Bu kanun kapsamında Sait Faik Abasıyanık’ın da eserlerinin ocak ayı itibarıyla telif ömrü doldu. Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği’nden alınan bilgiye göre, Sait Faik Abasıyanık eserleri için çok sayıda yayınevi bandrol aldı. Bu sayı, yazarın popülerliğine göre değişkenlik gösterirken Sait Faik’in eserlerinin ortalama 30 ayrı yayınevinden çıkması bekleniyor. Bu durum görünürde kitap piyasasında hareketlilik oluştursa da telifli eserlerin basımında bir azalmaya neden oluyor.
TÜM SANAT ESERLERİNDE
Eser sahibinin vefatının üzerinden geçen 70 yılın ardından devreye giren ‘telifsizlik’ dönemi, tüm sanat eserleri için geçerli oluyor. Buna müzikten güzel sanatlara kadar tüm telif hakkı gerektiren eserler dahil. Bu kural dünyada pek çok ülke için geçerli olurken, eserin yabancı bir dile çevrilmesi de telif hakkı doğurmuyor.
170 ÜLKE KONUNUN TARAFI
Türkiye’de bu uygulama 1951 yılından bu yana yürürlükte. Daha önce telif hakları, 1910 tarihli ‘Hakkı Telif’ kanununa emanetti. Yazarın telif hakkını 70 yıl yürürlükte tutan kanunun temeli ise 1886 sayılı Bern Sözleşmesi’ne dayanıyor. Türkiye ile birlikte İtalya, Fransa, Belçika, İngiltere, ABD gibi yaklaşık 170 ülkede telif ömrü 70 yıl olarak uygulanıyor. Afrika, Yeni Zelanda ve Asya ülkelerinin pek çoğunda bu süre 50 yıl olarak uygulanıyor.
HER YIL OCAK AYINDA
Her yıl ocak ayında telif ömrü dolan eserler açıklanıyor. Bern Sözleşmesi’ne taraf olan ülkelerde eser veren sanatçıların telif ömrü doldukça her yıl telifsiz eserlerin sayısı da artıyor. Geçtiğimiz yıl çok bilinen yazarların telif ömrü dolmasa da 2019 ve 2021 yılı telif ömrü dolan eserlerin baskısında çok yoğun artış olduğu yıllar olarak kayıtlara geçmişti. 2021 yılında Orhan Veli Kanık ve George Orwell’in telif ömrü, 2019 yılında da Sabahattin Ali’nin telif ömrü dolmuştu.
SIRADA CAHİT SITKI VAR
Şu an hali hazırda Ömer Seyfettin, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Mehmet Emin Yurdakul, Halit Ziya Uşaklıgil gibi yazarların telif hakkı bulunmuyor. 2027 yılında Cahit Sıtkı Tarancı ve Reşat Nuri Güntekin’in, 2029 yılında Yahya Kemal Beyatlı’nın, 2032 yılında Peyami Safa’nın, 2034 yılında Halide Edip Adıvar’ın, 2035’te Refik Halit Karay’ın eserleri telifsiz olarak basılacak.
KÜLTÜR BAKANLIĞI ALABİLİYOR
Fikri Mülkiyet ve Sanat Hukuku Avukatı Pınar Sönmez: Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) 26/son’a göre, “Eser sahibinin ölümünden itibaren başlayan sürelerin hesabında, eser sahibinin öldüğü seneyi takip eden yılın ilk günü başlangıç tarihi sayılır.” Bu durum, Sait Faik eserleri için de geçerli olmakla birlikte önemle göz önünde bulundurulmalıdır ki, koruma süresi geçmiş olsa da eserler yazarın kişilik haklarına, adına, maneviyatına uygun olarak basılmalı, gerekli yüksek itina ve ihtimam gösterilmeli. Hatta FSEK m.19/son, bu konuda önemli bir hüküm içerir. Süreler bitmişse de eser memleketin kültürü bakımından önemli görüldüğü takdirde, Kültür Bakanlığı 4, 15, 16. maddelerin (ki eser sahibinin manevi haklarını içerir) üçüncü fıkralarında eser sahibine tanınan hakları kendi namına kullanabilir. Bu durumda Kültür Bakanlğı’nın da gerekli fikri takibi yapması uygundur.
KISIR DÖNGÜ OLUŞUYOR
Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Başkanı Mehmet Burhan Genç: Telif ömrü dolan eserleri basmak, yayınevleri açısından can suyu gibi görünse de bu belli bir süre sonra kısır döngüye neden oluyor. Zira yayınevleri telif ömrü biten eserlere yoğunlaştığı için piyasada bir süre devamlı aynı eserler görünüyor. Bu durum telif hakkı bulunan eserlerin çok tercih edilmemesine neden olabiliyor. Yayın dünyasının zenginleşmesi, telif hakkı bulunan eserlerle mümkün. Sait Faik Abasıyanık eserlerini 30-40 yayınevinde göreceğimizi öngörüyorum. Örneğin Küçük Prens telifsiz olduğu 2014 yılında 180 yayınevi tarafından basılmıştı.
TÜRK HİKAYECİLİĞİNİN ÖNCÜSÜ
Sait Faik Abasıyanık, özellikle modern Türk hikayeciliğinin öncülerinden biri olarak kabul ediliyor. 1906 yılında Adapazarı’nda doğan yazar, eğitim hayatına İstanbul’da devam etti ve Fransa’da öğrenim gördü. Hikâyelerinde sıradan insanların dünyasını, denizleri, balıkçıları, yoksulları, sokakları ve doğayı büyük bir duyarlılıkla anlatıyor. İlk hikâye kitabı ‘Semaver’ ile büyük ilgi çeken Sait Faik, daha sonra ‘Sarnıç’, ‘Lüzumsuz Adam’, ‘Şahmerdan’, ‘Tüneldeki Çocuk’ gibi unutulmaz eserlere imza attı. Ayrıca, edebi kariyerinde şiir ve röportaj türlerinde de eseler verdi. Sait Faik eserlerinde bireyin iç dünyasını, toplumsal adaletsizlikleri ve insan sevgisini işlerken, kendine özgü samimi anlatımıyla okurları derinden etkiledi. Sait Faik’in anısını yaşatmak amacıyla annesi Makbule Abasıyanık tarafından 1955 yılında başlatılan Sait Faik Hikaye Armağanı, her yıl bir öykü yazarına veriliyor. Bu gelenek, 1964 yılından itibaren Darüşşafaka Cemiyeti tarafından sürdürülüyor. Ayrıca, Sait Faik’in Burgazada’daki evi, 1959 yılında müzeye dönüştürülerek ziyaretçilere açıldı. Bu müze, yazarın yaşamını ve eserlerini tanıtmak amacıyla hizmet veriyor.