Rapor, Euro Bölgesi’nde faaliyet gösteren 105 büyük bankanın incelenmesine dayanıyor ve bankaların ileriye dönük risk değerlendirmelerini güçlendirmesi gerektiğini ortaya koyuyor. ECB, özellikle jeopolitik gerilimler, ticaret politikalarındaki değişimler, çevresel ve iklimsel krizler ile demografik dönüşümlerin oluşturduğu baskılara dikkat çekti.
“OLAĞANÜSTÜ OLAYLARIN RİSKİ HER ZAMANKİNDEN DAHA YÜKSEK”
ECB’nin raporunda, küresel ölçekte olağanüstü olayların görülme riskinin tarihte olmadığı kadar yükseldiği belirtilerek, bankaların siyasi risklere ve belirsizliklere karşı dayanıklılığını artırmasının denetimin temel önceliği olmaya devam ettiği ifade edildi.
SEKTÖRÜN GENEL DURUMU ‘SAĞLAM’
Uyarılara rağmen ECB, Euro Bölgesi bankalarının genel görünümünün güçlü olduğunu vurguladı. Raporda, bankaların sermaye ve likidite pozisyonlarının sağlam olduğu, kârlılıklarının ise güçlendiği belirtildi. Sıfır faiz döneminin sona ermesinin ardından net faiz gelirlerinde artış olduğu, pay piyasalarına yönelik ilginin de bankalara menkul kıymet işlemlerinden yüksek komisyon getirdiği kaydedildi.
Varlık kalitesinin istikrarlı olduğu belirtilirken, bankalar için toplam sermaye yeterlilik oranının (CET1) 2026 yılında yüzde 11,2 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiği açıklandı.
YENİ STRES TESTİ YOLDA
ECB, Euro Bölgesi bankalarını öngörülmeyen risklere karşı hazırlıklı hale getirmek için yeni bir stres testi planlıyor. Bu kapsamda bankalar için belirli bir sermaye kaybı seviyesi belirlenecek ve bankalar bu senaryoya uygun dayanıklılık planları geliştirmek zorunda kalacak.
2008 finansal krizinden çıkarılan derslerle kurulan ECB bankacılık denetimi, Euro Bölgesi’ndeki en büyük bankaları doğrudan denetlemeye devam ediyor. Bu kapsamda ECB, bankaların değişen küresel risk ortamında daha sağlam, daha dirençli ve daha hazırlıklı olmalarını sağlamayı hedefliyor.