tatil-sepeti

Dubai’de nisanda meydana gelen sel, bulut tohumlama yöntemiyle ilgili yanıltıcı spekülasyonları da beraberinde getirdi. Bu noktada sigortacılık sektörü de soruyor; ‘insanoğlunun kendi eliyle uyguladığı sistem sonucu yağdığı tespit edilir ise bu sel felaketi sigortaya konu edilebilir mi?’


 

ÖZTÜRK YILMAZ

 

Gün geçmiyorki sektörümüzde herhangi bir uygulama ile ilgili bir revizyon gerçekleşmesin. Yeni yönetmelikler, tarife değişiklikleri, teminat revizyonları, yeni teminatlar, mevcut teminatların sınırlandırılması gibi birçok örnek verilebilir. Bu revizyonların yapılması günün koşullarına uygun şekilde sigortacılık faaliyetini icra edebilmek adına da oldukça önemli. 

 

Sigortanın içeriğinin en net hasar anında anlaşılıyor olması gibi sigortacılığın geldiği noktanın da büyük bir risk ile karşılaşıldığı durumda yeterli olup olmadığı yine hasar anında daha net anlaşılıyor.

 

Özellikle büyük risklerde; eksik sigorta ile düzenlenen poliçeler, sigortalının yeterince bilgilendirilmemesi, hatalı düzenlenen poliçeler ve benzer risk grubunda öngörülemeyen hasarların varlığı, revizyonları sektörümüzde gerekli kılıyor. 

 

GÜNCELLEME GEREKLİLİĞİ ORTAYA ÇIKIYOR

 

Global dünyanın sürekli gelişmesi sigortacılıkta da yeni ürün ihtiyaçlarını ortaya çıkardığı gibi mevcut ürünlerin ya da uygulama kriterlerinin de güncellenmesi gerekliliğini ortaya çıkarıyor.

 

Mayıs ayı itibariyle uygulamaya giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası ) Hasar Maliyet Endeksi uygulaması da bunlardan biri. SEDDK’nın uygulamaya aldığı bu yöntem ile 1 Mayıs 2024 itibari ile trafik sigorta primlerinin belirlenmesinde bu yöntem uygulanmaya başlandı. 

 

Uygulamaya göre SEDDK, her ay; asgari ücretteki artışa, araç fiyat artış oranına, hasar onarım ve yedek parça fiyatlarındaki değişime göre trafik sigortasında hasar maliyet endeksini belirleyecek. TÜİK’ten alacağı verilere göre her ay bir endeks oluşturacak olan SEDDK bu endekse göre de bir sonraki ayın trafik sigortasındaki prim artışını belirleyecek.

 

Mayıs ayı prim artış oranı bu uygulama ile yüzde 3, haziran ayı için yüzde 3.5 olarak belirledi.

 

Sigortacılığın gelişmeye açık bir sektör olduğu ve sürekli güncellenen bilgilerin takip edilmesi gerekliliği ortada. 

SÜREKLİ YENİ BİLGİLER EKLEMEK GEREKİYOR

 

Burada biz hizmet verenlere de büyük iş düşüyor haliyle, çünkü sigortacı olabilmenin temel bir eğitimi olsa da bu eğitimin üzerine sürekli yeni bilgiler eklemek gerekiyor. Eskiden sigorta şirketlerinin kendi acentelerine yönelik eğitimleri daha çok olurdu.

 

Pandeminin hayatımıza girmesiyle dijital yaşama alışmamız bu eğitimlerinde online olarak yapılabileceğini gösterdi ve görüyoruz ki sigorta şirketleri de sigorta acenteleri de bu yöntemi benimsemiş durumdalar. 

 

Sigortacılık emek ve özveri isteyen bir meslek. Sektörde bu anlamda nitelikli iş gücü yaratabilmek de oldukça kıymetli. Nitelikli iş gücü yaratabilmenin de ilk adımı mesleki eğitimden geçiyor. Mesleki eğitimler teorik bilgiler kadar sektörde yaşanılan risklerin ve süreçlerinin de değerlendirilmesi ile pekiştirilmeli muhakkak.

 

545 MİLYON DOLAR GİBİ BÜTÇE

 

Geçtiğimiz ay Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde yaşanan aşırı yağışlar maalesef ki büyük hasarlara ve can kayıplarına sebep oldu. Yerel halkın geneli maddi değeri yüksek ev ve kara taşıtlarına sahip, ticarethaneler derseniz onlarda öyle. Yaşanan sel ülke ekonomisini sarsacak düzeyde değil belki ama yine de göz ardı edilemeyecek kadar da yüksek. Bilinen o ki BAE yaşanan sel sonrası 545 milyon dolar gibi bir bütçe ayırmış durumda. 

 

Hava alanı, demir yolları ve alışveriş merkezleri gibi kentin önemli alanlarının yurtdışı reasürörlerin güvencesi altında olduğu biliniyor. Lakin yine de yerel sigorta şirketlerinin özellikle kara araçlarında ciddi zarar edeceği muhakkak. Peki Birleşik Arap Emirlikleri’nde olan sel felaketi dünya da ki sigortacılığı etkiler mi? Tabii ki etkiler. Her ne kadar uzak mesafelerde de olsak sigorta sektörünün birbiriyle ister istemez organik bir bağı var ve bu bağ mesafeleri engel olarak görmüyor. 

 

BAE’de yaşanan sel felaketinde olduğu gibi böylesi büyük bir hasar ile o bölgedeki değerlere teminat veren reasürörlerin ciddi hasar maliyetlerinin altına girmesi sonucu sigorta kabul kriterlerini de elbette ki etkileyecektir.

 

SİGORTANIN ÖNEMİNİ BİR KEZ DAHA GÖZLER ÖNÜNE SERİLİYOR

 

Yaşanan sel olayının asıl konuşulması gereken konusu belki de bunun bir hasar olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği olmalı. İlgili sel hasarı öncesi tohumlama yöntemi kullanılarak yağmur yağdırma çalışmaları yapıldığı ve bu sanal yağmurun gerçek yağmur ile birleştiği söylenmekte. Biliyorsunuz ki biz sigortacılar dahili su ve sel- su basması hasarlarını değerlendiriyoruz, evet burada yaşanan da bir sel basması hasarı lakin bu yağışın bu şiddette yağmasının da altında tohumlama sisteminin olabileceği belirtiliyor.

 

Bu yağışların insanoğlunun kendi eli ile uyguladığı bir sistem sonucu yağdığı tespit edilir ise bu sel felaketi sigortaya konu edilebilir mi onu tartışmak lazım. Zira ortada kamu dahil zarar gören birçok mağdur var. Eminim ki sigorta sektörü daha uzun yıllar bu hasar ve etkilerini konuşuyor olacak.

 

Gördüğünüz gibi dünya ve sigorta sektörü artık mevcut bilinen riskler ile sınanmıyor sadece, sigorta sektörü yaşanan bu olağan dışı durumlardaki varlığı ile yaraları sarmaya çalışarak aslında sigortanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

09 Ağustos 2024 Cuma