Türk Lirası, 2017’de de değer kaybına devam ediyor. 2013 nisanda dolar karşısında 1.80 seviyelerinde olan Türk Lirası, 2017 içinde iki kez 3.90 seviyelerini aştı. Türk Lirası halen denge arayışını sürdürüyor ve üzerindeki değer kaybı baskısı da sürüyor. Türk Lirası’ndaki değer, dış ticareti de birçok yönü ile etkiliyor.
1 - TÜRK LİRASI SEPET KUR, SON YILLARDA HIZLI VE YÜKSEK DEĞER KAYBINA UĞRADI
Türk Lirası, 2013’ten bu yana değer kaybı içinde bulunuyor. 2013 ve 2014 sonlarında 2.57 ve 2.58 seviyelerinde olan Türk Lirası sepet kur (0.50 dolar + 0.50 Euro) 2017 kasım başında 4.20 seviyesine kadar yükseldi. Türkiye ile benzer ülkelerin para birimleri içinde bu kadar yüksek değer kaybına uğrayan iki ülke Rusya ile Brezilya.
Rus Rublesi Batı yaptırımları, Brezilya Real’i ise siyasi istikrarsızlık nedeniyle aynı dönemde değer kaybetti. Ancak TL’deki değer kaybı, Ruble ve Real’in değer kayıplarının üzerinde.
2 - DÖVİZ KURLARININ ARTIŞI TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARETİ ÜZERİNDE EN ÇOK ETKİLİ OLAN DÖRDÜNCÜ UNSUR
Döviz kurları seviyesi ve değişiklikleri ile ihracat ve ithalatın gelişmesi arasında teorik olarak yakın bir ilişki bulunuyor. Ancak Türkiye’deki çalışmalar gösteriyor ki, döviz kurları, ihracat ve ithalat üzerinde en çok etkili olan beş unsur içinde dördüncü sırada yer alıyor. İhracattaki artışın ana belirleyicisi dış talepteki artış. İkinci unsur, işgücü maliyetleri seviyesi. Üçüncüsü iç talep seviyesindeki değişiklikler. Döviz kurları, bu üç unsurun ardından sıralanıyor. Beşinci unsur, firma büyüme tercihleri. İhracat teşvikleri ise ilk beş içinde yok ve ihracat yapmayan firmaları ihracata özendirmiyor. İhracat teşvikleri daha çok ihracat yapan firmaları destekliyor.
3 - TÜRK LİRASI’NDA DEĞER KAYBI İLE TÜRKİYE’NİN DÜNYA İHRACATINDAN ALDIĞI PAY ARASINDA SON BEŞ YILDIR DAHA YAKIN VE DOĞRUDAN BİR İLİŞKİ BULUNUYOR
Döviz kurlarının ihracat üzerindeki etkisini değerlendirmek için bir başka önemli gösterge sepet kurdaki değişimler ile Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı pay arasındaki ilişki. 2011 ve 2012’de bu iki gösterge arasında anlamlı bir ilişki yoktu. Ancak 2013’ten itibaren son beş yıldır sepet kurdaki artış ile Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı pay arasında yakın bir ilişki oluşmaya başladı. Sepet kurdaki hızlı artışa paralel olarak Türkiye’nin dünya ihracatındaki payı da 2013’te yüzde 0.83 iken, kademeli olarak arttı ve 2017’de 0.91’e yükseldi.
4 - TÜRK LİRASI’NDA DEĞER KAYBI, DIŞ TİCARET DENGESİNİ 2013-2016 DÖNEMİNDE DAHA OLUMLU ETKİLEDİ. ANCAK İLİŞKİ 2017’DE TERSİNE DÖNDÜ
Döviz kurlarındaki artışın ithalatı yavaşlatma etkisi, ihracatı artırma etkisinden daha yüksek. 2013-2016 döneminde döviz kurlarındaki artış ile birlikte Türkiye’nin dış ticaret açığı da mutlak olarak 43.6 milyar dolar geriledi ve 2016’da 56 milyar dolara kadar indi. Hızlı kur artışlarının yaşandığı 2013-2016 arasında ihracat 9.4 milyar düştü, ithalat ise 53 milyar dolar azaldı. Dış ticaretteki iyileşmeyi ithalattaki düşüş sağladı. 2017’de ise döviz kuru artışları hızlanmışken bu kez de hem ihracat hem de ithalat birlikte artıyor. Ancak ithalat daha hızlı artıyor ve dış ticaret açığı yükseliyor.
5 - TÜRK LİRASI’NDA DEĞER KAYBI İLE TÜRK LİRASI SANAYİ ÜRÜNLERİ İHRACAT FİYATLARI ARASINDA TERS İLİŞKİ BULUNUYOR
Döviz kurlarındaki artış ile birlikte teorik olarak Türk sanayi ürünlerinin ihracatta rekabet gücünün artacağı bekleniyor. Bu teori genellikle gerçekleşmiyor. Ancak ihracatçılar döviz kuru artışları döneminde çoğunlukla döviz cinsinden fiyatlarını aşağı çekerek rekabet güçlerini artırmayı tercih ediyor. Ayrıca alıcılar da TL’deki değer kayıpları dönemlerinde fiyat indirimleri talep ediyor. Bu nedenle döviz kurlarının arttığı dönemlerde Türkiye’nin sanayi ürünleri ihraç birim fiyatları geriliyor. Bu da toplam ihracattaki artışı sınırlıyor.
Son Söz: Döviz kuru artışı, ihracatta tek başına etkili olmuyor. Bu nedenle ihracatçılara sürekli artan döviz kurları değil istikrarlı kur ve iş ortamı gerekiyor.