Türkiye; Asya’dan Avrupa’ya, Akdeniz’den Karadeniz’e uluslararası geçiş güzergahlarının tam merkezinde yer alıyor. Türkiye’nin jeopolitik konumu, çevre ülkelerin petrol başta olmak üzere ürettikleri mal ve hammaddeleri dünya pazarlarına taşımak için büyük avantaj. Dünya mal taşımacılığının yüzde 90’ı halen deniz ve okyanuslar yoluyla yapılırken, en işlek beş suyolu geçişinden ikisi olan Hürmüz Boğazı ve Süveyş Kanalı’nın da Türkiye’ye yakınlığı önemli bir üstünlük.
HUB OLMA YOLUNDA
Söz konusu iki önemli suyolu, zaman zaman aşırı yoğunluk ve kazalar nedeniyle tıkanıklıklar yaşadığı gibi güvenlik endişeleriyle de gündeme geliyor. Bu nedenle ülkeler, suyollarına alternatif ve daha güvenli karasal geçiş güzergah projeleri için bir araya geliyor. Bunlardan biri, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Kalkınma Yolu (Development Road) Projesi. Irak’ın Basra Körfezi’ndeki Al Faw Limanı’ndan başlayarak ülkeyi boydan boya geçip Türkiye’ye ulaşması hedeflenen bu ulaşım koridoru, hem karayolu hem de demiryolunu içerecek bir proje. Basra Körfezi’ni ve bölgeye yakın ülkeleri Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacak olan Kalkınma Yolu; haberleşme altyapıları için de kullanılması halinde tüm bölge ülkeleri önemli bir alternatif yurt dışı çıkış bağlantısına sahip olacak. Türkiye ise veri merkezi ve altyapıların birleştiği bir hub haline gelecek.
BÖLGESEL BARIŞ
Ayrıca Türkiye, çevresindeki siyasi krizlerin durulma sürecine girmesi, bölgesel ticaret yollarının yeniden şekillendiği bir dönemde jeopolitik açıdan daha da öne çıktı. Azerbaycan’ın Karabağ’ı yeniden alması, Suriye ve Irak’ta istikrarın sağlanması, Çin-Kazakistan hattındaki demiryolu projeleri (Türkiye üzerinden Avrupa’ya giden ticaret yolu) ve Türkiye’deki güçlü altyapı yatırımları, Türkiye’nin çekim gücünü daha da artırdı.
TÜRK DÜNYASINI BİRLEŞTİREN HAT
Azerbaycan’ın Karabağ’da tam kontrol sağlamasından sonra gündeme gelen Zengezur Koridoru, Türkiye-Nahçıvan-Azerbaycan hattını birbirine bağlayacak stratejik bir proje. Koridorun açılmasıyla Türkiye, doğrudan Nahçıvan üzerinden Azerbaycan’a, oradan da Orta Asya’ya kara ve demiryoluyla kesintisiz ulaşım sağlayacak. Projeyle Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kara yolu mesafesi 400 kilometre kısalırken, yıllık 10 milyon ton yük taşımacılığı hedefleniyor. Kars’tan Nahçıvan’a uzanacak demiryolu hattı da bu kapsamda öncelikli yatırımlar arasında yer alıyor.
GÜNEY KAPILARI AÇILIYOR
Suriye’de ise çatışma ortamının büyük ölçüde sona ermesi ve Türkiye’nin bu ülkeye yönelik ticaret kısıtlamalarını kaldırmasıyla Cilvegözü, Öncüpınar, Akçakale ve Nusaybin gibi kapılarda ticari hareketlilik yeniden başladı. Türk malları artık Suriye üzerinden Ürdün ve Körfez’e daha hızlı ulaşabiliyor.
Irak tarafında ise Türkiye ile Bağdat arasında başlatılan ‘Kalkınma Yolu Projesi’ dikkat çekiyor. Basra’dan başlayarak Türkiye sınırındaki Ovaköy’e kadar uzanacak 1200 km’lik otoyol ve demiryolu, Türkiye üzerinden Avrupa’ya yeni bir lojistik koridor oluşturacak. Proje tamamlandığında, Basra-Avrupa arası taşıma süresi 15 gün kısalacak.
ÇİN’DEN TÜRKİYE’YE DEMİRYOLU
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası alternatif rota arayan küresel ticaret, yönünü Orta Koridor’a çevirdi. Çin’den çıkan trenler, Kazakistan, Hazar geçişi, Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye’ye ulaşıyor. Bu hat üzerindeki taşımalar son iki yılda yüzde 60’ın üzerinde arttı. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı da yenilenerek 5 milyon ton kapasiteye ulaştı. Marmaray sayesinde trenler İstanbul Boğazı’nı kesintisiz geçerek Avrupa’ya ulaşabiliyor. Çin’den yola çıkan bir yük treni, Türkiye üzerinden 12 günde Prag’a varabiliyor. Bu, Türkiye’nin doğu-batı eksenli taşımacılıkta ne denli kritik bir konuma geldiğini gösteriyor.
HALKALI’DAN AVRUPA’YA
Türkiye, sadece dış bağlantıları değil, iç hatlarını da güçlendiriyor. Halkalı-Kapıkule demiryolu hattı, yüksek hızlı ve çift hatlı yapısıyla Avrupa bağlantısını güçlendirecek. Proje tamamlandığında Çin’den yola çıkan bir yük, Türkiye’yi kesintisiz geçerek Avrupa içlerine ulaşabilecek. Projenin
ilk ayağı olan Halkalı-Ispartakule arasındaki hat, Altınşehir bölgesini geçerek, Bahçeşehir’e yaklaştı. Proje, hem nüfusun hızlı bir şekilde dağılmasını hem de bölgedeki OSB’lere ulaşımı hızlandıracak. Böylece yeni bir yük merkezi oluşacak. Kuzey Marmara otoyolu Nakkaş - Ispartakule bölümünde çalışmalar hızla devam ediyor. 2026 yılında tamamlanması hedeflenen otoyol ile Ispartakule, Bahçeşehir ve Başakşehir bölgesinde trafiğin rahatlaması bekleniyor.
Ayrıca Anadolu’da inşa edilen lojistik merkezler, organize sanayi bölgeleriyle entegre çalışıyor. Türkiye, kara, deniz, hava ve demiryolu yatırımlarıyla çok modlu taşımacılığı genişletiyor. Bu nedenle Avrupalı şirketler de Türkiye’yi tercih ediyor.
AB’DE YATIRIMLARINI ARTIRDI
Türkiye, çevresindeki yeni ticaret akışlarından azami faydayı sağlamak ve lojistik merkez olma potansiyelini gerçekleştirmek üzere son yıllarda kapsamlı altyapı yatırımları yapıyor. Özellikle Asya-Avrupa ticaretinin omurgasını güçlendirecek demiryolu projeleri hız kazanmış durumda. İstanbul’da Halkalı-Kapıkule Demiryolu Projesi, bu atılımın en kritik parçalarından biri olarak inşa ediliyor. Avrupa Birliği fonlarının da desteklediği bu yüksek standartlı hattın Bulgaristan ayağında da çalışmalar sürüyor.
Kapıkule’ye kadar çift yönlü inşa edilen hat, saatte 200 km hız yapabilecek bir demiryolu ile İstanbul’u Bulgaristan’a bağlayacak. Projenin Halkalı-Ispartakule kesimi tamamlan-dığında Marmaray tüp geçidi ile entegre şekilde çalışacak ve Asya’dan Avrupa’ya kesintisiz tren trafiği kapasitesi katlanarak artacak. Böylece İstanbul Boğazı’nı geçen yük trenleri, İstanbul çıkışında herhangi bir darboğaza takılmadan Edirne üzerinden Avrupa’ya devam edebilecek. Bu hat tamamlandığında Türkiye, Londra’dan Pekin’e uzanan demiryolu ağının merkezi haline gelecek.