tatil-sepeti

* Dünya genelinde 3.8 milyar kişinin aktif olarak kullandığı sosyal medya platformları aracılığıyla yapılan s-ticaret, e-ticaretteki etkisini giderek artırıyor. S-ticaretin 2021 yılında 166 milyar dolarlık bir hacme erişmesi bekleniyor.

* Türkiye ise 54 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı ile s-ticaret için önemli bir potansiyele sahip. Sosyal medyanın iş amacıyla kullanım oranının yüzde 44 olması, s-ticaretin Türkiye’de de e-ticarette etkili olmasını sağlıyor.

HABER: ŞEREF KILIÇLI

Sosyal medyanın etkisi arttıkça, s-ticaret (sosyal ticaret), e-ticaret içerisinde giderek daha önemli bir kanal haline geliyor. Global markaların sosyal medyada sadece reklam değil, aynı zamanda satış kanalları oluşturmaya başlaması da s-ticaretin etkisini artırıyor. e-ticaretin bir uzantısı olarak kabul edilen s-ticaret, artık sosyal medya platformlarını e-ticaret için de kullanmayı kapsıyor.

E-TİCARETİN YÜZDE 3’ÜNÜ GEÇECEK

Bu nedenle s-ticaretin büyüklüğünün ulaşacağı nokta konusunda da araştırmalar yapılıyor. Bu araştırmalardan biri de Technavio Küresel Sosyal Ticaret Pazarı Raporu. Buna göre, s-ticaret 2021 yılında 166 milyar dolarlık bir hacme erişecek. Aynı yıl küresel e-ticaret perakende satışlarının ise 4.92 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Yani önümüzdeki yıl e-ticaretin yüzde 3.4’ü s-ticaret kanalıyla gerçekleşecek.

SOSYAL MEDYA GERÇEĞİ

s-ticaret olgusunun ortaya çıkması ve gelişmesinin temel sebebi, hiç kuşkusuz sosyal medyanın artık günlük hayatın bir parçası haline gelmesi. We Are Social ile Hootsuite’in ‘Digital 2020’ ortak raporuna göre, dünyada 3.8 milyar kişi aktif olarak sosyal medya platformlarının kullanıcısı. Küresel ortalamalara göre bir kişi günde ortalama 2 saat 24 dakikasını sosyal medyada harcıyor. Bu süre internette geçirilen toplam sürenin 3’te 1’inden fazlasının sosyal medya kaynaklı olduğunu da gösteriyor.

TÜRKİYE ORTALAMANIN ÜSTÜNDE


s-ticaretin çıkış kaynağı sosyal medya konusunda Türkiye, kullanımın oldukça yoğun olduğu bir ülke. Türkiye’de 54 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı var. Bu rakam, toplam nüfusun yaklaşık yüzde 64’ünün sosyal medya kullandığı anlamına geliyor. Türkiye’de sosyal medyada harcanan günlük ortalama süre ise 2 saat 51 dakika. Türkiye bu süre ile dünyada 15. sırada. Nüfusa göre toplam aktif kullanıcı sayısı dikkate alındığında ise sosyal medya penetrasyou yüzde 64. Bu oran ile bakıldığında da Türkiye’nin dünyada 28. sırada olduğu görülüyor.

YÜZDE 44’Ü İŞ İÇİN

Dünya genelindeki sosyal medya penetrasyonu yüzde 49 seviyesinde. Kişi başına düşen sosyal medya hesabı ise dünyada ortalama 8.6 iken, Türkiye’de 9.1 olarak öne çıkıyor. Türkiye’de sosyal medyanın iş amacıyla kullanım oranının yüzde 44 olduğu da belirtiliyor.

ONLINE İTİBAR PLATFORMU

Sosyal medya, markalar için önemli bir reklam platformu olmasının yanında kullanım amacının s-ticaret bazlı sürekli gelişen bir platform olma özelliğini de taşıyor. KPMG’nin ‘s-Ticaret Dönemi Geliyor Mu Raporu’na göre, markalar sosyal ağları daha çok farkındalık oluşturmak amacıyla kullanıyordu. Ancak artık sosyal medya platformları, daha çok performans pazarlaması amacıyla kullanılmaya başlandı. Bunun yanı sıra şirketler, tüketiciler için kolaylıkla erişilebilir hale gelmeleri sonucunda sosyal ağları artık birer online itibar platformu olarak da kullanıyor. Çünkü birçok tüketici artık sosyal medyadan ürün tavsiyesi ya da değerlendirmesi için de faydalanıyor.

GELECEĞİN MAĞAZA VİTRİNİ

Yine KPMG Raporu’na göre bir ürün veya hizmetin sosyal ağlarda beğenildiğini görmek tüketicilerin yüzde 61’ini satın almaya teşvik ediyor. Gartner’in araştırmasına göre tüketicilerin yüzde 74’ü satın alma kararlarında sosyal ağlara güvendiğini belirtiyor. Bu bağlamda sosyal platformların geleceğin mağaza vitrinleri haline gelmesi bekleniyor.

100 milyar dolarlık reklam pazarı

Şirketlerin sosyal medya platformlarına ilgisini, bu alana yaptıkları reklam yatırımlarına bakarak da ölçümlemek mümkün. Statisca’nın araştırmasına göre, 2019 yılında, dünya genelinde sosyal medya segmentinde 92.85 milyar dolar reklam harcaması yapıldı. 2020 beklentisi ise 98.64 milyar dolar. Türkiye’de durum nedir diye bakıldığında; Deloitte tarafından hazırlanan ‘Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2019 Yılı Sonu Raporu’ ipuçları veriyor. Buna göre, dijital medya yatırımlarının büyüklüğü 2019 yılında 2 milyar 940 milyon TL’ye ulaştı. Sosyal medya yatırımları ise 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 46.7 yükselerek 603 milyon TL oldu. Dijital medya yatırımlarının yüzde 20.5’ini sosyal medya yatırımları oluşturuyor. Küresel olarak dijital medya yatırımları ise toplam medya yatırımlarının yarısına ulaşmış durumda.

ABD ile Çin’in TikTok mücadelesi

Sosyal medya, devletler arasında bir egemenlik mücadelesine de konu olabiliyor. Bunun somut örneği, ABD ve Çin arasında yaşanıyor. Ticaret Bakanlığı, ‘ulusal güvenliği koruma’ gerekçesiyle Çinli şirketlere ait sosyal medya uygulamaları TikTok ve WeChat'in 20 Eylül’den itibaren yasaklanacağını duyurdu, ardından yürürlüğe girmesini bir hafta erteledi. Düzenlemenin yürürlüğe girmesine saatler kala ise Washington’da bir federal mahkeme tarafından yasak geçici olarak durduruldu. Yine bu süreçte TikTok’un ana şirketi ByteDance, ABD’li yazılım firması Oracle ve perakende firması Walmart ile ilkesel bir anlaşmaya vardığını, üç şirketin hızla ABD ve Çin yasalarına uygun bir şekilde işbirliğine gideceklerini duyurdu.

Üç şirketin işbirliği kapsamında ABD merkezli TikTok Global kurulacak. Çinli sosyal medya platformunun ABD'deki operasyonları, ortak kuruluş üzerinden yürütülecek, ABD’li kullanıcıların verilerini Oracle saklayacak. ABD Başkanı Donald Trump ise TikTok’un, ABD’li şirketler ile işbirliği planını prensipte kabul ettiğini söyledi. Bazı uzmanlar mücadelenin veri güvenliği tarafı dışında s-ticaret yönüne de dikkat çekiyor. TikTok’un genç kullanıcılar arasında kısa sürede popülerleşmesi, 2019 yılında platform içerisinde reklam gösterimine başlanması, kullanıcılarına profillerinde e-ticaret sitelerindeki satış kanallarının bağlantılarını ekleme imkanı tanıması, alışveriş sitelerine kolayca yönlendirme olanağı sağlaması gibi unsurların da etkili olduğu savunuluyor.

e-ticaret sosyal medyanın gücünden faydalanıyor

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Adnan Ertemel, s-ticaretteki yükselişe dikkat çekerek, şu değerlendirmede bulundu: “Son dönemde influencer’ların yadsınamaz yükselişine ve satın alma karar sürecine etkisine hepimiz şahitlik yapıyoruz. Bu nedenle Instagram gibi mecraların önderliğinde hız kazanan sosyal ticaret alanında ciddi artış kaydediliyor. Sadece ABD’de sosyal ticaret hacminin pandemiye rağmen 2019’a göre yüzde 20’lik artışla 23.3 milyar dolayında gerçekleşmesi öngörülüyor. 2021’deki yıllık artışın yüzde 34 olması bekleniyor. Pandemi döneminde e-ticaret üzerinden alışveriş genç, yaşlı her yaştan tüketici için zorunluluk haline geldi. Bu durum e-ticareti ilk defa kullanan tüketicilerin geçtiğimiz yıla göre yüzde 119 oranında artmasına neden oldu. e-ticaretin sosyal hali olarak nitelendirilebilecek sosyal ticaret ise e-ticaretin sosyal medyanın gücünden faydalanarak gerçekleşmesini sağlıyor. Sosyal ticaret neden önemli sorusunun cevabı, tüketicilerin markalara olan güveninin (küresel olarak tüketicilerin yüzde 14’ü markalara güveniyor) aksine kendisi gibi olan diğer insanların tavsiyelerine yüzde 79 oranında güveniyor olmasında saklı. Yapılan araştırmalar tüketicilerin yüzde 30’dan fazlasının sosyal medya platformlarından alışveriş yapmaya sıcak baktığını ortaya koyuyor. Bu oran, milenyum nesli için yüzde 50’lere çıkıyor. Buradan hareketle ABD ve Çin arasındaki TikTok’la zirveye çıkan sosyal medya platformları savaşının önemini anlamamız mümkün.”

Çin’de sosyal medyanın e-ticaretteki önemi büyük

Çin ile ABD arasında yaşanan TikTok geriliminin ağırlıklı sebebini, Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Fatih Oktay, teknoloji mücadelesi olarak görüyor. Oktay’ın görüşleri şu şekilde: “Çin’de sosyal medyanın bir e-ticaret kanalı olarak önemi büyük ve giderek de büyüyor. Ancak işin içine kültürel etkenler girdiğinden bunun her ülkede böyle olması mümkün olmayabilir. Çin’in geleneksel kültüründe yabancıya güven düşük; insanlar tanıdıkları, yakın oldukları ile iş yapmayı isterler. Bu nedenle örneğin, sosyal medya üzerinden ilişkide olunan bir kişinin yorumları, internetteki kimliksiz bir ürün değerlendirmesi ile karşılaştırıldığında, başka ülkelerde olduğunda çok daha fazla etkili oluyor. Dolayısıyla aynı kültürel özelliklere sahip olmayan ülkelerde sosyal medyanın e-ticaret için önemi aynı derecede yüksek olmayabilir. ABD’nin, TikTok ve WeChat ile ortaya çıkan Çin sosyal medya şirketlerini ülkeden dışlama politikası, güvenlik kaygıları veya e-ticaret pastası kavgasından çok teknoloji ile ilgili görünüyor. Günümüze dek ABD ile özdeşleştirilmiş olan internet teknolojileri alanında Çinli şirketlerin bu ülkenin pazarında öne geçmelerinin sembolik anlamının, Çin ile bir teknoloji savaşında olan ABD yönetimi için kabul edilemez olduğunu düşünüyorum.”

13 Ekim 2020 Salı

Etiketler : Sektörel