Küresel rezerv para birimi dolara sahip olan ABD’nin dijital para yarışında Çin’e nasıl bir cevap vereceği merak ediliyor. ABD Kongresi’nde mart ayında halka yardımların dijital cüzdan yöntemiyle doğrudan yapılması önerilmişti.

HABER: ŞEREF KILIÇLI

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO), kağıt ve madeni paralardan yayılabilecek virüslere karşı tedbir alınmasını tavsiye etmesi, temassız ödeme sistemlerine ilgiyi artırdı. Ancak gündemde ağırlığı artan bir başka konu da merkez bankalarının dijital para projeleri oldu. Bu projeler devletlerin meydanı kripto paralara bırakmama yaklaşımının ötesinde para politikalarında kapsamlı dönüşümleri de içeriyor. Çin, hükümet destekli blokzincir ağı BSN’yi devreye almasının ardından çok önemli bir gelişmeyi daha duyurdu. Çin Merkez Bankası, mayıs ayının başında dijital yuhan e-RMB’yi (e-Renminbi) dört pilot şehir; Shenzhen, Suzhou, Xiong'an ve Chengdu da uygulamaya aldı. Bazı kamu çalışanlarının maaşları da e-RMB olarak ödendi. Akıllı telefonlara dijital cüzdan uygulamasının yüklenmesiyle gerçekleştirilen sistemin 2021 yılında yaygınlaştırılması hedefleniyor.

ABD NE YAPACAK?

Çin’in dijital para konusundaki atağının ardından küresel rezerv para birimi dolara sahip olan ABD’nin yapacakları daha çok önem kazandı. Mart ayında, ABD Temsilciler Meclisi’nde koronavirüsle ekonomik mücadele kapsamında ailelere yapılacak yardımın dijital cüzdan oluşturulması yoluyla gerçekleştirilmesi önerildi. Bu yaklaşım bazı çevrelerce dijital doların ayak sesleri olarak yorumlandı. Paranın dijitalleşmesinin ekonominin başarısında en önemli faktör olabileceği vurgulanırken, ABD’nin Çin’in gerisinde kalmaması gerektiği de belirtiliyor. Kripto para lobilerine yakın çevreler ise dijital dolar girişimini devlete para üzerinde daha fazla kontrol imkanı sağlayacağı gerekçesiyle eleştiriyorlar.

IMF’NİN E-SDR ÇIKIŞI

Dijital para tartışmalarında, IMF’nin kurumiçi para birimi SDR’nin etkinlik kazanması önerileri de yapılıyor. Dijital SDR önerisini ilk kez 2017 yılında IMF’nin o dönemdeki başkanı Christine Lagarde gündeme getirdi. Lagarde, SDR’nin küresel kullanımının dijital para birimlerinin büyümesine de destek olabileceğini söyledi. IMF’nin Aralık 2019’daki dergisinde, José Antonio Ocampo tarafından kaleme alınan ‘SDR’nin zamanı geldi’ başlıklı makalede bu konudaki gerekçeleri şu cümlelerle ifade edildi: “IMF üyesi ülkelerin resmi rezervlerini desteklemek için 50 yıl önce oluşturulan SDR, tüm IMF üyeleri tarafından desteklenen tek gerçek küresel paradır. IMF'nin sözleşme maddeleri bunu ‘uluslararası para sistemindeki ana rezerv varlık’ olarak öngörmüştür. Ancak SDR, uluslararası işbirliğinin en az kullanılan araçlarından biri haline geldi. Bu aracın daha aktif kullanılması, IMF'nin küresel finansal güvenlik ağının merkezi olarak rolünü önemli ölçüde güçlendirecektir.”

PETRO-DOLAR SİSTEMİ VE ÇİN’İN HAMLESİ

ABD dolarının rezerv para olma sürecini ve Çin’in 2018 yılındaki karşı hamlesini de yeniden hatırlamakta fayda var. 1944 yılında imzalanan Bretton Wood Anlaşması ile para birimleri altına endekslendi ve ABD doları altına endeksli rezerv para birimi olarak öne çıktı. Yani bu sisteme dahil olan ülkeler para birimlerini ABD dolarına endekslemiş oldu. Anlaşma ile 1 ons altın=35 dolar olarak da belirlendi. ABD Başkanı Richard Nixon’un 1971’de ülkesinin dolar rezervlerini altına çevirme zorunluluğunu iptal ettiğini açıklamasıyla Bretton Woods Anlaşması çöktü. Ancak ABD’nin ‘B planı’ da vardı. 1973 petrol krizinin ardından petro-dolar sistemi kuruldu. OPEC ülkeleri, ‘kara altın’ diye tabir edilen petrolün satışını yalnızca dolarla yaptı. 26 Mart 2018 tarihine gelindiğinde ise dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin önemli hamlede bulundu. Şanhay Uluslararası Enerji Borsası'nda, yuan üzerinden vadeli petrol sözleşmeleri altına dayalı olarak yapılmaya başlandı. Şanhay’daki yuan cinsinden vadeli petrol işlemleri, Singapur ve Dubai'de işlem gören dolar cinsinden vadeli petrol işlemlerinin hacmini kısa sürede aştı.

TÜRKİYE DE GENİŞ KAPSAMLI ÇALIŞMA İÇERİSİNDE

Dijital para konusunda Türkiye de geniş kapsamlı bir çalışma içerisinde bulunuyor. 11’inci Kalkınma Planı ve 2020 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda, Merkez Bankası kanalıyla blokzincir tabanlı yerli dijital para projesinin başlaması öngörüldü. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, ülkenin en önemli ödeme sistemi olan Elektronik Fon Transfer (EFT) sisteminin hem kurucusu hem de işleticisi konumunda. Ayrıca Kasım 2019'da 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun'da önemli değişiklikler yapıldı ve Merkez Bankası ödemeler alanında tek yetkili kurum haline geldi. Geçtiğimiz nisan ayının sonunda ise Merkez Bankası, Bankalararası Kart Merkezi'ne (BKM) hakim ortak olarak hissedar oldu. BKM’nin, mevcut durumda üstlendiği ve temel olarak kartlı ödemeler alanına odaklanan rollerine ilave olarak önemli görevler üstlenmesinin planlandığı açıklandı. Söz konusu düzenlemeler dijital para projesinde önemli yapı taşları olarak yorumlanıyor.

GÜVEN VERMELİ VE GÜVENLİK AÇIĞI OLMAMALI

Ülkelerindijital para çalışmaları konusunda ekonomi uzmanları da değerlendirmelerde bulundu. Dijital paralara yönelmenin artık kaçınılmaz bir süreç olduğunu belirten Doç. Dr. Nurullah Gür, “Merkez bankaları, kripto paralarla rekabet etmek için kendi para birimlerini dijital ortamda basmayı düşüneceklerdir. Bazı ülkeler bir araya gelip bölgesel dijital para da basabilirler. Para basmak bir egemenlik göstergesidir ve merkez bankaları bu alanı ne olduğunu bilmedikleri yapılara bırakmayı istemezler” dedi.

İki hususa çok dikkat edilmesi gerektiğini de vurgulayan Gür, şöyle devam etti: “Öyle bir sistem ortaya konması gerekiyor ki, birincisi insanlara güven versin, ikincisi dışarıdan bir müdahaleye karşı güvenlik açığı olmasın. Bu iki husus çok önemli. Böyle kriz dönemlerinde insanlara doğrudan para transferi yapmak için dijital para etkili bir araç olarak kullanılabilir.”

DİJİTAL PARA YÖNETİMİ İÇİN KONSORSİYUM

Dijital para konusundaki gelişmeleri yorumlayan Dr. Berra Doğaner, şunları aktardı: “Güvensiz olduğu gerekçesiyle devletlerin uzun süredir mesafeli durduğu kripto para için merkez bankaları ve uluslararası kuruluşlar devreye giriyor. Dijital rezerv para mücadelesi mi yaşanacağını yoksa birçok ülkenin katılacağı ortak bir dijital para birimi mi geliştirileceğini ise Merkez Bankaları ve Uluslararası Para Fonu gibi kurumlar arasında yapılan görüşme ve pazarlıklar belirleyecek. Dünya Ekonomik Forumu da geçen yılki toplantısında dijital para yönetimi için konsorsiyum oluşturduğunu açıklamıştı. Bu kapsamda veya IMF şemsiyesi altında Avrupa Birliği, Birleşik Krallık, Kanada, Japonya, İsveç ve İsviçre merkez bankalarının dijital paraları görüşmek üzere bir araya gelmesi ve dijital para birimlerinin geliştirilmesi konusunun irdelenmesi planlanıyor.”

20 Mayıs 2020 Çarşamba

Etiketler : Dünya