Önümüzdeki aylarda da mali disiplinin sürdürüleceği belirtilirken, Orta Vadeli Program, makroekonomik çerçeve ve yapısal reform taleplerine göre güncelleniyor. Yeni dönemde iş dünyası sürdürülebilirlik için yeni adımlar atılmasını bekliyor.
HABER: ADEM ORHUN
Türkiye’nin üç yıllık ekonomi ve kalkınma rotasını belirleyen Orta Vadeli Program (OVP), birinci yılını doldurdu. Covid-19 pandemisinden sonra tedarik problemleri, yüksek enflasyon ve dalgalanmaların ekonomide gerginliği artırdığı bir ortamda yürürlüğe konulan OVP, bugünlerde yeni şartlara göre güncellenecek.
Bu kapsamda geçtiğimiz haftalarda iş dünyasıyla fikir alışverişi için birçok görüşme yapıldı. Bunun ardından 28 Ağustos’ta ‘Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısı’ yapıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında toplanan kurulda, yeni Orta Vadeli Program’da (2025-2027) ana çerçevenin değişmeyeceği ve yapısal reformların geliştirileceği mesajı verildi. Yeni OVP, sıkı mali politika devam ettirilerek, 2025’ten itibaren üç yılın rotasını belirleyecek.
GÜVEN SAĞLANDI
Yılmaz, son gelişmelere ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Tesis ettiğimiz ekonomik istikrar ve güven ortamında ihracat odaklı sürdürülebilir büyüme hedefimiz ve istihdam dostu politikalarımız doğrultusunda ekonomimizi daha da güçlendirmek için emin adımlarla ve kararlılıkla ilerliyoruz” dedi.
Bu aşamaya kadar ekonomi yönetiminde son bir yılda atılan adımlar ise olumlu sonuçlarını göstermeye başladı. Tüketimde, fiyat artışlarında, dış ticarette ve büyümede dengelenmeyle birlikte, sıkı para politikasının sonuçlarına yönelik olumlu beklentiler, güven ortamının tesis edilmesini sağladı.
Bu şekilde Ağustos 2023’te yüzde 11.1 artan yıllık enflasyonun harareti söndürüldü. Temmuz 2024’te TÜFE yüzde 3.23 artarken, yıllık enflasyon bir önceki aya oranla 9.82 puan azaldı. Geçen yıl yüzde 4’ün altına inen yıllık gayrisafi yurtiçi hasıladaki seyir de toparlanarak yüzde 5 çizgisine ulaştı.
Diğer yandan, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not artışları da ekonomi politikasına ve Türkiye’nin potansiyeline olan güvenin kuvvetli işaretlerinden biri oldu.
Ayrıca Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye’de 2023 ortasından bu yana ekonomik politikalarda yaşanan dönüşümün, ülkenin genel politika karışımını sıkılaştırarak kriz risklerini önemli ölçüde azalttığını ve güveni artırdığını bildirdi.
Türkiye’yi ziyaret eden IMF heyetinin lideri James Walsh, bir açıklama yaptı. Açıklamada, “IMF ekibi hem GSYH büyümesinin hem de enflasyonun bu yıl ve gelecek yıl düşmesini bekliyor” denildi. Sıkı para ve gelir politikalarının iç talebi baskılayarak 2024 büyümesini yaklaşık yüzde 3.4’e getireceği kaydedilen açıklamada, enflasyonun yıl sonunda yüzde 43 seviyesinde beklendiği belirtildi.
KKM YÜKÜ AZALIYOR
Bu arada uygulanan politikaya olan güven, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına da yansıdı. 2023’ün ağustos ayı sonunda 26.7 TL olan dolar kuru, önceki hafta 34 TL, bir yıl önce 29.1 TL olan Euro ise yine önceki hafta 38 TL seviyesinde dengelendi. Bu durum, hazinede büyük yüke sebep olan KKM hesaplarında da çözülmeyi hızlandırdı.
KKM hesaplarındaki Türk Lirası cinsinden tutar bir yılda yüzde 61 oranında azaldı. Yabancı para cinsinden hesaplardaki durum da dikkate alındığında, uygulanan politikaların sonucunda dolarizasyonun sona erdiği ifade ediliyor.
OLUMLU GELİŞMELER
Bu gelişmelerle ilgili olarak İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Yavuz, son bir yılın ekonomik değerlendirmesini yaptı. Buna göre son bir yılda ekonomide görülen olumlu gelişmeler şöyle oldu:
* Merkez Bankası net rezervleri arttı. 2 Haziran 2023’te net rezerv eksi 5.697 milyar dolardı. 16 Ağustos 2024’te rezerv arttı, 47.8 milyar dolara ulaştı.
* Merkez Bankası bankalara olan yurtiçi swap dolar borcunu kapattı.
* Kur Korumalı Mevduatta (KKM) gelişme olumlu. 18 Ağustos 2023’te KKM tutarı 3.4 trilyon TL (125.7 milyar dolar) olmuştu.
Bir yıl sonra, 16 Ağustos 2024 tarihinde KKM tutarı 1.6 trilyon TL (49 milyar dolar) seviyesine geriledi.
* Cari açık azalıyor. 2024 yılının ilk altı ayında cari açık 16.4 milyar dolara geriledi.
* Türkiye’nin kredi risk primi azaldı. 702’ye çıkan risk primi, 265’e indi.
* Dolarizasyon çözüldü. Toplam mevduat için TL mevduat oranı arttı. KKM hariç olarak bu oran 7 Temmuz 2023 tarihinde yüzde 45’ti. 16 Ağustos 2024’te bu oran yüzde 56.7’ye yükseldi.
Dengeyi ve güveni pekiştiren bu gelişmeler, uygulanan ekonomi politikalarının yerindeliğini gösterirken, yeni Orta Vadeli Program’ın, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu konularda da yeni çözümler getirmesi bekleniyor.
Yeni OVP’de dünyadaki ve Türkiye’deki gerçekleşmelere göre makroekonomik çerçeve güncellenecek. Programda enflasyonla ilgili ana çerçeve değişmeyecek. Yapısal reform başlığı altında, halen yürütülenlerin yanı sıra ilaveler olacak. Türkiye, bakanlıkların kendi alanlarındaki kurumlar, iş dünyası ve meslek kuruluşlarıyla istişare halinde toplayıp konsolide ettiği bilgilerle güncellenecek OVP ile ekonomi politikasına uygun şekilde yoluna devam edecek.
AVDAGİÇ: İŞ DÜNYASI İÇİN ELZEM KONULAR
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ekonomi politikasında atılan adımların olumlu sonuçlarını takdirle karşıladıklarını, bununla beraber iş dünyasının finansmana ihtiyaç duyduğunu söyledi. KOBİ’lerin enflasyon düzeltmesinden muaf tutulması çağrılarının olumlu karşılık bulduğunu belirten Avdagiç, “Kredi büyümesindeki sınırlamaların gözden geçirilmesine ihtiyaç var. KOBİ’leri rahatlatmak lazım” dedi. Avdagiç ayrıca, “Yıllık bazda kur artışı ile enflasyon arasındaki makasın kur aleyhine 50 puana yaklaşması bir alarm durumudur. Kur ile enflasyon arasında dengeli bir korelasyonun tesis edilmesini bekliyoruz” diye konuştu.
EKONOMİDE İSTİKRAR GÜÇLENİYOR
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, dış ticaret açığının, temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 41.8 oranında azalarak
7 milyar 295 milyon dolara gerilediğini açıkladı. Bakan Bolat, “12 ayda yıllıklandırılmış dış ticaret açığı yaklaşık 39 milyar dolar azalarak, 82.3 milyar dolara geriledi. Veriler, uyguladığımız politikaların başarılı sonuçlar ürettiği ve hem ihracatımızın artmasına hem de büyüme hedeflerine olumlu katkı yaptığını gösteriyor. Dış ticaret ve cari işlemlerde yaşanan dengeleme ve iyileşme, döviz rezervlerimizin artmasına ve istikrarın güçlenmesine katkı yapacaktır” dedi.
ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞ BAŞLADI
Ekonomi yönetiminin bir ekip ruhuyla çalıştığını vurgulayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Ekonomik istikrar ve reform programımız başarıyla işliyor ve hedeflediğimiz sonuçları almaya başladık. Merkez Bankası’nın rezervleri iyileşti, enflasyonda belirgin ve kalıcı düşüş başladı. Dengesizliklerin giderildiği sürdürülebilir, kapsayıcı bir büyüme sürecinin arifesindeyiz” dedi. Bakan Şimşek, “Cari açığın azaltılmasında önemli mesafe kat ettik. Azalan cari açık ve dış finansman ihtiyacı dezenflasyon sürecine önemli katkı veriyor. Ana hedefimiz olan fiyat istikrarına ulaşarak gelir dağılımında adalet ve kalıcı refah artışı sağlayacağız” diye konuştu.
İÇ VE DIŞ GELİŞMELERİN ETKİSİ SÜRECEK
Ekonomi yönetiminden, mali disiplinden vazgeçilmeyeceğine dair açıklamalar gelirken, uzmanlar, şirketlere “Sıkılaştırma adımlarının etkilerine ve artan risklere göre hareket edilmeli’ uyarısı yapıyor.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Yavuz, başlıca riskli gelişmeleri şöyle sıraladı:
* Tahsilat riskleri artıyor. Haziran 2023’te 66 olan konkordato sayısı Temmuz 2024’te 249 oldu.
* Karşılıksız çekler artıyor. Karşılıksız çeklerin oranı yüzde 1.3’ten yüzde 2.62’ye ulaştı.
* Bankacılık sektörünün takipteki alacakları hem bireyselde hem de kurumsalda yüksek oranda arttı. Kurumsal ticari kredilerdeki icralar yüzde 35 arttı.
* Türkiye İmalat Sanayi PMI son bir yıldır yüzde 50’nin altında seyrediyor.
* Sanayi üretim endeksinde de performans düşük. Haziran 2023’te 158.8 olan bu endeks, Haziran 2024’te 105.3’e geriledi.
* Hizmet sektörü ciro endeksi düşüyor. Haziran 2023’te 1.277 olan endeks, Haziran 2024’te 718’e geriledi.
Prof. Dr. Yavuz, “Satışların düştüğü ortamda tahsilat risklerine karşı daha hassas olmak gerekiyor. Biz, yılın 38 TL’lik dolar kuruyla tamamlanmasını bekliyoruz. İçeride sıkılaşma adımları devam ederken, dış gelişmeleri de takip etmek gerekiyor. ABD’deki faiz kararları ve seçim sonucu ekonomiyi etkileyici unsurlar olacaktır” dedi.