Demir ağların asırlık tanıkları

Giriş: 07.03.2019 - 00:00
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

Bugün ‘altın çağı’nı yeniden yaşayan, İstanbul’u bir uçtan diğer bir uca bağlayan, iki kıta arasında ulaşımı dakikalara indiren demir ağların megakentteki geçmişi, neredeyse 150 yıl öncesine kadar uzanır. Kentin abidevi simgeleri Sirkeci Garı ile Haydarpaşa Garı ise bu öykünün tüm ihtişamıyla yıllara meydan okuyan iki tarihi tanığı…

Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez mekanlarıydı. Biri Anadolu’nun İstanbul’a, diğeri ise İstanbul’un Avrupa’ya açılan kapısıydı. Karayollarının henüz gelişmediği, taşradan gelenlerin İstanbul hikayelerinin başladığı duraklardı asırlık Sirkeci ve Haydarpaşa Garı…

147 YIL ÖNCE TANIŞTI

İstanbullular, 147 yıl önce tanıştı trenlerle. İlk kez 1872’de İstanbul’a gelen trenler, kenti Rumeli Hattı ile Avrupa’ya bağlayan seferlerdi. Ancak demir ağların ilk yolculuğu, İstanbul’da değil, 163 yıl önce Anadolu topraklarında başladı. Türkiye, 1856’da, Avrupa’da buhar gücünün demiryollarında kullanılmaya başlanmasından yaklaşık 30 yıl sonra çelik ağlarla tanıştı. Ege’nin bereketli topraklarında yetişen zengin tarım ürünlerini limanlara ulaştırmak için açılan ilk demiryolu hattı olan 130 kilometrelik İzmir-Aydın hattı ile Türkiye’nin serüveni de başlamış oldu.

BUHARLI TRENLERE VEDA

Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne, yabancı şirketlere ait 2 bin 282 kilometrelik normal genişlikte hat ve 70 kilometrelik dar hat ile devlet yönetiminde bin 378 kilometrelik normal genişlikte hat kaldı.
Bu hatlarda saatte yaklaşık 40 kilometre hıza çıkabilen buharlı trenlerin yerini ortalama 60 kilometre hız yapabilen konvansiyonel trenler aldı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında ülke dört bir yandan demir ağlarla örülürken, Türk demiryolları da altın çağını yaşadı. Kalkınma hamlesi, ulaşım seferberliği, modernleşme projesi olarak değerlendirilen demiryolu yatırımları, İkinci Dünya Savaşı’na kadar büyük bir hızla sürdürüldü. 1950 sonrasında ise demiryolu yatırımları yerini karayolu yatırımlarına bıraktı.

SAATTE 300 KM HIZ

Sanayiyi, ticareti, kültürü dönüştüren ve geçtiği her yerleşim yerini modern hayatla tanıştıran demiryolu ağında, bugün de uçak yolculuğuna göre daha hızlı ulaşım sağlayabilen yüksek hızlı trenler (YHT) sahneye çıktı. İlk YHT, 2009’da Ankara-Eskişehir hattında seferlerine başladı. Saatte 250 kilometrelik hıza ulaşılan hatta, seyahat süresi 1 saat 20 dakikaya düştü. YHT’ler daha sonra saatte 300 kilometre hıza ulaşılabilen araçlarla Ankara-Konya, Ankara-İstanbul (Pendik) ve İstanbul-Konya arasında hizmet vermeye başladı.

14.2 MİLYAR TL YATIRIM

Havayollarına alternatif sunan, şehirleri, hatta kıtaları birbirine bağlayan demiryolu ağının 2023’te 31 bin kilometreye çıkarılması planlanıyor. Demiryolu yük taşımacılığında yüzde 20’ye, yolcu taşımacılığında da yüzde 15’e ulaşılması hedefleniyor. 2018 yılında yapılan yatırım ise 14.2 milyar lira.

ANADOLU’NUN İSTANBUL’A AÇILAN KAPISI

Bir asrı aşan ömrü boyunca kentin en önemli simgelerinden biri haline gelen Haydarpaşa Garı, İstanbul-Bağdat Demiryolu Hattı’nın başlangıç istasyonu olarak 1908 yılında hizmete girdi. Bugün dünyanın en güzel istasyonları arasında gösterilen tarihi gar, demiryolu ağının genişlemesi, tren seferlerinin Anadolu’nun pek çok kentine yayılmasıyla önemini de artırdı.

Karayollarının gelişmediği dönemlerde Anadolu’ya asker sevkiyatı ve yolcu transferleri bu tarihi gardan yapıldı. Doğu Ekspresi, Fatih Ekspresi, Başkent Ekspresi ve Kurtalan Ekspresi yıllarca Haydarpaşa’nın ev sahipliğinde seferlerini sürdürdü. İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan demiryolu ağının en önemli duraklarından Haydarpaşa Garı, binlerce insanın buluşmasına, bir o kadar da vedalaşmaya sahne oldu.
111 yıllık ihtişamlı gar, İstanbul’un vazgeçilmez bir platosu olarak Yeşilçam filmlerinde de başrolü üstlendi. Birinci Dünya Savaşı’nda ise cephanelik olarak kullanıldı. Yangınlardan ve deniz kazalarından nasibini alan tarihi gar, Şubat 2012’de son trenleri için düdük çaldı. II. Abdülhamid döneminde inşa edilen gar, Alman mimarlar Otto Ritter ve Helmuth Cuno imzasını taşıyor.

‘MEMLEKETE TREN YOLU YAPILSIN DA…’

İstanbul’un Avrupa’ya açılan kapısı olarak nitelendirilen Sirkeci Garı, şehrin ilk garı. Sultan Abdülaziz döneminde, 1890 yılında inşa edilen tarihi gar, dünyanın da en güzel istasyonlarından biri. ŞehriAvrupa’ya bağlayan Rumeli demiryollarının
1871 yılında açılan ilk bölümü ile Yedikule-Küçükçekmece arasında yolcu taşımacılığına başlandı. Ancak yolcular, başlangıç istasyonu olan Yedikule’nin kent merkezine uzak olmasını eleştirip, hattın iş merkezi Sirkeci’ye kadar uzatılmasını talep etti. Hattın Sirkeci’ye uzatılması ise demiryolunun Topkapı Sarayı’nın sahil bahçelerinden geçmesi demekti. Halk buna tepki gösterse de, dönemin padişahı Sultan Abdülaziz noktayı koydu: “Memleketime tren yolu yapılsın da isterse sırtımdan geçsin razıyım” diyerek, Rumeli Demiryolu Hattı’nın Topkapı Sarayı’nın sahil bahçelerinden geçmesine ve başlangıç noktasının da Sirkeci olmasına karar
verdi. Tarihi gar, kralları, zenginleri, şöhretleri Avrupa’nın bir ucundan diğer ucuna bir asır boyu taşıyan efsanevi tren Orient Express’in de en ünlü istasyonlarından biri oldu. Sirkeci Garı, bugün Marmaray yolcularını ağırlıyor.

HEDEF 31 BİN KM

Demiryolunda Türkiye’nin 2023-2035 hedefleri şöyle:

  • Demiryolu ağı 12.7 bin kilometreden 31 bin kilometreye çıkartılacak.
  • Demiryolu ağının diğer ulaştırma sistemleri ile entegrasyonunu sağlayacak şekilde akıllı ulaşım altyapıları ve sistemleri geliştirilecek.
  • Boğazlar ve Körfez geçişlerinde demiryolu hat ve bağlantıları tamamlanarak Asya-Avrupa-Afrika kıtaları arasında önemli bir demiryolu koridoru haline gelinecek.
  • Demiryolu yük taşımacılığı yüzde 20’ye, yolcu taşımacılığı ise yüzde 15’e çıkarılacak.
  • Limanların demiryolu ve karayolu bağlantıları tamamlanacak.
  • Şu anda 8 olan lojistik merkez sayısı 13’e çıkarılacak.