İstanbul Ticaret Gazetesi Yazarı İsa Karakaş, bu haftaki köşe yazısında, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun yemek kartlarının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primlerinden istisna tutulmasıyla ilgili verdiği önemli bir kararı ve bu kararın işverenler üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirdi. Karataş, SGK'nın mevcut uygulamasında yemek kartlarının yalnızca restoran, lokanta ve benzeri yerlerde kullanılması halinde primlerden istisna tutulduğunu hatırlatırken, Danıştay'ın 2024/2809 E., 2025/539 K. sayılı ve 06/03/2025 tarihli kararıyla yemek yardımını "geniş anlamda beslenme yardımı" olarak tanımladığını ve bu kartların nakit çekimi dışında marketlerde de her türlü gıda alımında kullanılabileceğine hükmettiğini aktardı.
İsa Karakaş'ın bu haftaki yazısı şöyle:
DANIŞTAY’IN YEMEK KARTI KARARI İŞVERENLERİ NASIL ETKİLEYECEK?
SGK’nın mevcut uygulamasında yemek kartları, restoran, lokanta ve benzeri yerlerde kullanılması halinde primlerden istisna tutuluyor. Danıştay ise son kararıyla yemek yardımını ‘geniş anlamda beslenme yardımı’ olarak tanımladı. Danıştay kararına göre, yemek kartları nakit çekimi dışında marketlerde de her türlü gıda alımında kullanılabilecek.
SGK’nın sunduğu tüm hizmetlerin yegane kaynağını, her ay işveren ve çalışanlardan aldığı primler teşkil ediyor. Primlerin matrahını ise işverenlerin çalışanlara yaptığı ödemeler oluşturuyor. 30 yıla varan SSK/SGK başmüfettişlik tecrübemle kurumun prime tabi tutulacak ve tutulmayacak ödemeler nedeniyle yaşanan karmaşaya binaen uzun süre büyük prim kaybına uğradığına bizzat muttali oldum. Kurum, bu durumun ortadan kaldırılması için prime tabi olmayan ve kısmen tabi olanları tek tek sayarak netleştirdi ve bunların dışında yapılan tüm ödemelerin prime tabi olacağı şeklinde düzenlemelere gitti.
Bu düzenlemeyi sosyal güvenlik reformuyla da SGK mevzuatına dercettirdi. Buna mukabil işverenlerin çalışanlara yaptığı yemek yardımı bedelinin ayni mi, nakdi mi olduğu hususunda her daim ihtilaf yaşanıyor. Aslında bu hususta çok sayıda Danıştay kararı da bulunuyor. En son, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bu yönde karar verdi. İşverenlerin gereksiz SGK idari para cezalarıyla karşılaşmaması ve daha da önemlisi faydalandıkları teşviklerin riske edilmemesi için anılan karar, bu yazımızda değerlendirildi.
SGK’NIN PRİMLENDİRME UYGULAMASI
SGK Yönetim Kurulu, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yemek bedelinin prime esas kazançtan istisna edilecek günlük tutarını 158 TL olarak belirledi. Bu durumda, belirtilen tarihten itibaren yemek bedeli adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar; günlük istisna tutarı 158 TL’yi aşmayacak.
İşyerinde veya müştemilatında kendi imkanlarıyla yemek verilmesi amacıyla işverenler tarafından sigortalılara sağlanan bu menfaat, sigorta primine esas kazanca dahil edilmiyor. Yine işverenlerce sigortalılara yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatin üçüncü kişilere ait restoran ve bunun gibi yerlerde sağlanması halinde ödenen yemek bedelinin tamamı sigortalıların prime esas kazancına dahil değil.
Yemek kartı/çeki/kuponunun yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olmaması halinde, yine yemek kartı/çeki/kuponuna yüklenen tutar, prime esas kazanca dahil edilmiyor. Ancak yemek kartı/çeki/kuponunun yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olması halinde, günlük 158 TL’lik tutar prime esas kazanca tabi tutulmayacak. Bu tutarı aşan kısmı ise SGK tarafından prime tâbi olacak.
SGK’nın yemek ödemelerine ilişkin bu uygulamalarında özellikle yemek kartı/çeki/kuponu vs. ile yemek bedeli ödemesi durumunda ihtilaf ortaya çıkıyor.
KARAR BİLGİLERİ
Kararı veren yargı merci: Danıştay Dava Daireleri Kurulu
Karar bilgileri: 2024/2809 E., 2025/539 K.
Karar tarihi: 06/03/2025
Yasal dayanağı: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun ‘Prime esas kazançlar’ başlıklı 80. maddesi ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin, ‘Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları’ başlığını taşıyan 97. maddesi ile diğer alt mevzuat.
BESLENME YARDIMI
İnceleme konusu Danıştay Dava Daireleri Kurulu kararında özetle şu hükme varıldı: “Olayda, …yemek kartının; çalışanların beslenme ihtiyaçlarının işyeri ve müştemilatında karşılanamaması nedeniyle yemek yardımını ayni yardım tanımı ve kapsamında işyerinde ve/veya işyeri dışında kapalı devre bir elektronik mutabakat sistemi içerisinde organize eden davacı dernek üyeleri tarafından sunulan, davacı dernek üyeleri ile işverenler ve üye işyerleri arasında imzalanan sözleşmelere dayalı olarak yemek verme hizmeti sunan lokanta vb. üye işyerleri ile besin maddesi harcamaları için diğer üye işyerlerinde de kullanılabilen, bankaların aracılık ettiği ödeme sistemi ve uygulamaları ile entegre olmayan ve bankacılık sisteminden bağımsız olarak özerk POS altyapısı ağında işlem görebilen, nakit ve/veya nakit yerine kullanılamayan, iş günü esas alınarak aylık yemek yardımı yüklemelerinin yapıldığı, faturalı işleyiş ve elektronik kayıt düzeni içerisinde denetlenebilir niteliği olan özel bir kart olduğu anlaşılmaktadır.
NORMLAR HİYERARŞİSİNE AYKIRI
Dolayısıyla, yukarıda vasıfları belirtilen bir yemek kartının, faturalı olarak sunulan bir hizmet olduğu, yemek kartında bulunan bakiyenin nakit olarak çekilemeyeceği ve nakit gibi her mecrada (yemek ve besin maddesi satışı yapan üye işyerleri dışındaki işletmelerde) kullanılamayacağı tartışmasız olduğundan, bu nitelikleri haiz yemek kartı ile yapılan yardımın ayni yemek yardımı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Bütün bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, 5510 sayılı Kanun'un 80. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yardımın; ayni olarak verilmesi bu yardımın prime esas kazançtan muaf tutulması için yeterli görülmesine ve yardımın ayni olarak gerçekleştirileceği yer bakımından mekânsal bir ayrıma (işyeri veya müştemilatı içi ya da dışı ayrımına) gidilmemesine karşın, dava konusu düzenlemelerle Kanun’un bu belirlemesi dışında ve kanunla verilmiş olan bir hakkı daraltıcı mahiyette hükümler getirilmiş olduğu görülmektedir.
Sonuç itibarıyla, 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan kanuni düzenleme uyarınca yardım tutarının prime esas kazanca tabi tutulmaması ya da sınırlı tabi tutulmaması yönünden ‘ayni ya da nakdi yapılmasına’ göre farklılık arz eden yemek yardımına, Kanun'a aykırı ayrımlara gidilmek suretiyle kurallar getirdiği açık olan dava konusu düzenlemelerde bu yönüyle normlar hiyerarşisine ve hukuka uyarlık görülmemiştir.”
MARKETLERDE KULLANILABİLİR
SGK’nın en son uygulaması, prim kaybına neden olmayacak şekilde esasen daha önceden verilen çok sayıda Danıştay kararına paralel olarak düzenlenmeye çalışıldı. Mezkur kararda da aynen SGK’nın son düzenlemesinde olduğu gibi ‘yemek kartında bulunan bakiyenin nakit olarak çekilemeyeceği ve nakit gibi her mecrada kullanılamayacağı’ özellikle vurgulandı. Tek bir farkla SGK, mevcut uygulamasında yemek kartlarını ‘restoran, lokanta ve bunun gibi yerlerde sağlanması’ halinde tamamen primlerden istisna tutuyor. Ancak anılan kararda yemek yardımı, daha geniş anlamıyla bir beslenme yardımı olarak ele alınıyor. Bu durumda nakit çekimi haricinde kartın, örneğin marketlerde her türlü gıda alımında kullanılması söz konusu olacak. Diğer yandan SGK’nın alt mevzuatla yaptığı ayrım, ‘normlar hiyerarşisi’ kuramına aykırı bulundu.
ABARTILI KARTLAR MERCEK ALTINA ALINIYOR
İnceleme konusu Danıştay Dava Kurulları kararında; yemek bedeli ile ilgili SGK uygulamasının özellikle değişik isimli kartlarla yapılan yemek bedeli uygulamasının genelge ve diğer alt mevzuatla getirilen ayrımın ‘normlar hiyerarşisi’ kuramına aykırı olduğu, düzenlemenin yasa ile yapılması gerektiği neticesi ortaya çıkıyor. Diğer yandan, yemek kartı ile para çekilmemesi, nakit olarak kullanılmaması yönünde SGK’nın aradığı kriterler, mezkur kararda da yasaya aykırı olarak görülmedi. Mevcut SGK uygulamasından farklı olarak yemek yardımı geniş anlamıyla bir beslenme yardımı olarak ele alınarak, yemek kartlarının sadece lokantalarda yemek yenilmesiyle sınırlı olmadığı, diğer gıda alımlarında da kullanılabileceği neticesi ortaya çıkıyor.
Yemek kartlarının marketlerde kullanılmasının ayni niteliği değiştirmediği yönündeki bu karar, teknolojik gelişmeler ve değişen tüketim alışkanlıklarına uygun bir yorum olarak görünse de bu uygulamanın sınırsız bir şekilde olması halinde prim kaçırmak isteyen bazı suiniyetli işverenlerce suistimal edilmesi muhtemeldir. Örneğin işverenin, asgari ücretli bir işçiye asgari ücret tutarında bir kart vermesi, bir işçinin daha tamamen prim ödenmeden kayıt dışı istihdamı anlamına geliyor. SGK’nın denetimlerinde bu abartılı istismarların mercek altına alınıyor ve re’sen prim tahakkuk ettirilerek idari para cezası uygulanıyor.