Cumartesi, 23 Kasım, 2024
Danimarka'nın İstanbul Başkonsolosu Anette Galskjot, Türkiye rüzgar sektörünün her yıl yaklaşık 500 megavatlık istikrarlı bir kurulu güç artışıyla son 10 yılda Avrupa'nın en büyük piyasalarından biri haline gelerek kendini ispatladığını söyledi.
Yerli katkı zorunluluğu ve yenilenebilir enerji destekleme mekanizmasının da rüzgar endüstrisinin gelişmesini desteklediğini vurgulayan Galskjot, "İnovasyon, iş birliği ve yeşil iş imkanlarına yönelik hala gelişebilecek alanlar mevcut. Yerli sanayide Danimarkalı şirketlerle iş birliği yapmaya hazır çok ciddi uluslararası oyuncuların da olduğunu gözlemliyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Galskjot, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının verilerine göre Danimarka'dan Türkiye'ye 2002-2020 yıllarında 642 milyon dolarlık, Türkiye'den Danimarka'ya ise 25 milyon dolarlık doğrudan yabancı yatırım gerçekleştiğine işaret ederek, şunları kaydetti: "Bu yatırımların daha çok enerji, ulaşım ve altyapı sektörlerine odaklandıklarını görüyoruz. Geçen yıl, dünyanın güç kontrol sistemleri, otomasyon ve enerji verimliliği alanlarında en büyük şirketlerinden biri olan Danimarka firması Danfoss, 3,3 milyar dolara Eaton Hydraulics'i satın aldı. Eaton Hydraulics, Türkiye'de 2 bin 500 çalışanıyla çok büyük bir üretim fabrikasına sahip. LM Wind Power'ın 2017'de Türkiye pazarına girmesi de diğer Danimarkalı firmaların rüzgar enerjisi tedarik zincirine girmesine vesile olmasıyla başka bir dönüm noktası oldu. Yakın piyasalardaki sürdürülebilir tedarik zincirlerinin daha da rekabetçi hale gelmesinin önem kazandığı salgın sonrası yeni dünyada, Türkiye ile Danimarka arasındaki yatırımların daha da artmasını umuyoruz."
Hükümetler arası projeleri kritik kapasite geliştirme araçları olarak gördüğünü dile getiren Galskjot, Türkiye ile Danimarka arasındaki Stratejik Sektör İş Birliği Anlaşması sayesinde yenilenebilir enerji sektörüne çok daha fazla yatırım ve finansman sağlanabileceğini söyledi.
Galskjot, stratejik sektörlerdeki Danimarka yatırımlarının Danimarka'nın ihracat kredisi kuruluşu EKF tarafından desteklendiğini belirterek, "Türkiye'deki projeler için Danimarka yatırım fonu IFU'yu işin içine daha fazla katmak istiyoruz." diye konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınındaki gelişmelere göre gelecek yıl Türkiye'ye iki delegasyon ziyareti planladıklarını aktaran Galskjot, şöyle devam etti: "Bunlardan biri rüzgar enerjisi, diğeri ise su, atık su teknolojileri ve enerji verimliliği odaklı olacak. Kovid-19'dan sonra Türkiye'ye ilgi gösteren ve Türkiye'yi ihracat, ürün ve ekipman tedariki noktasında bölgesel bir merkez olarak gören Danimarkalı şirketlerin sayısının arttığını görüyoruz. Erişilebilir ve temiz enerji, Danimarka'nın yeni iklim stratejisinin belkemiğini oluşturuyor. Ülkemiz küresel sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm ajandasına katkı sağlamaya sıkı sıkıya bağlı. Bu, Danimarka'nın ikili ilişkileri ve dış politikasını da şekillendiriyor."
Galskjot, iki ülke arasındaki Stratejik Sektör İş Birliği Anlaşması'nın bölgesel ısıtma ve deniz üstü rüzgar enerjisi alanlarında yeni projelerin önünü açarak yeşil finansman çekebileceğine işaret ederek, "Danimarka Exim Bankası'nın yeni finansman aracı EKF Yeşil Dönüşümü Hızlandırma Programı ile Türkiye'deki fizibilite çalışmalarına finansman desteği verilebilir." ifadesini kullandı.
07 Haziran 2021 Pazartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi