tatil-sepeti

HABER: SENA YILDIRIM

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Okta Enerji, deniz dalgasından enerji üretmek için kolları sıvadı. Şirket, üç boyutlu olarak denizin her türlü hareketinden, çalkantısından yararlanıp elektrik enerjisi üretecek. Geliştirdiği cihazı bir yıldır Boğaz’da test eden ve başarılı sonuçlar alan Okta Enerji, Türkiye’nin ilk deniz dalga enerji şirketi olarak piyasaya girmeye hazırlanıyor. Okta Enerji kurucusu Yasin Bilgi, hedeflerini İstanbul Ticaret’e anlattı.

BOĞAZ’DA AR-GE FAALİYETİ

Kendinizden ve Okta Enerji’den bahseder misiniz?

Elektrik-elektronik mühendisiyim. Öğrencilik yıllarımda 3 yıl PriceWaterhouseCoopers’da (PWC) tam zamanlı çalıştım ve bu sayede General Electric, Adidas, Alcatel, Nike, Baxter, Mars Media, Still Arsergibi birçok firmanın projesinde yer aldım. Mezun olduktan sonra kurumsal yaşantıdan tamamen farklı olarak, sanayi hayatını tanıdım ve makina yapım sürecine girerek Okta Enerji’nin temellerini attım. Son bir yılım ise Boğaz’daki deniz dalgalarından elektrik üreten cihazımın Ar-Ge faaliyetini yürüterek geçti. Okta Enerji, Türkiye’nin ilk deniz dalga enerji şirketi olarak piyasaya girecek. Deniz dalgalarından elektrik üretiminde olduğu gibi 9 enerji bölümünde de öncülük yapacak.

BU GÜÇTEN FAYDALANILMIYOR

Böyle bir girişim fikri hangi ihtiyaçtan doğdu?

Bu kadar büyük çaplı güçten, diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından olduğu gibi yararlanılmadığını fark ettim. Üniversite eğitimlerimde, bilim insanlarının deniz dalgalarını sinüzoidal bir eğri olarak ele aldığını gördüm. Fakat benim 3 yıl boyunca kullandığım Üsküdar-Beşiktaş vapur yolcuğumda bu durum yoktu. Çalkantılı ve düzensiz dalgalar gözlemliyordum. Teori ile uygulama bazen büyük ölçüde farklılık gösterir. Bunun üzerine bir makina tasarlamaya karar verdim.

EPDK VE ENERJİ KURULUŞLARI

Hedef kitleniz kimlerden oluşuyor?

Hedef kitlemiz olarak başta EPDK’yı ve enerji kuruluşlarını görüyorum. Bu sayede EPDK’ya enerji satışı ya da enerji kuruluşlarına cihaz kullanım hakkı vererek, garanti gelir elde edecek büyümeyi hedefliyorum. Yatlarda, deniz kenarındaki konut ve işletmelerde de kullanılarak halka ulaşması gerektiğini düşünüyorum.

ÜRETİMDE KESİNTİ YOK

Türkiye’de ve globalde benzer girişimler var mı? Varsa hangi yönlerinizle ayrışıyorsunuz?

Türkiye’de ve dünyada bu konu üzerine Ar-Ge faaliyetleri var. Hepsini yakından takip ediyorum. Araştırmalarıma göre, dünyada Ar-Ge faaliyetleri içerisinde ticarileşmeye geçen firma sayısı sanırım maksimum 5. Ürünün ticarileşmesi için amorti süresinin kısa olması gerekiyor. Biz yatırımımızı iki yıl içinde alacağımızı öngörüyoruz. Bunun ispat raporları elimizde mevcut. İki yıllık amorti süresi ile sadece dalga enerji şirketlerinden değil, tüm enerji üretim yapılarından ayrılmış oluyoruz. Dalgaların gücünün sadece teknik altyapı ile kullanılabilmesini başarmak en önemli husus. Globalde tüm çalışmaları, teknik olarak çalışma prensiplerini inceliyorum. Üzülerek belirtmeliyim ki, Türkiye’de henüz ticari bir dalga enerji şirketi bulunmuyor.

Yurt içindeki ve yurt dışındaki tüm sistemler, denizin yalnızca yukarı kaldırma ya da yatayda ittirme kuvvetinden yararlanırken, bizim sistemimiz üç boyutlu olarak denizin her türlü hareketinden, çalkantısından yararlanıyor. Bu da bizi diğer sistemlerden farklılaştıran en temel nokta. Bu sayede eşsiz güce sahip deniz dalgalarından elektrik üretiminde kesinti yaşamıyoruz ve ticari olarak kullanılabilecek elektrik üretmiş oluyoruz. Cihazın testini de herhangi bir noktada değil, özellikle Boğaz’da bir yıl boyunca yaptım. Boğaz gibi düzensiz ve az dalgaların bulunduğu konumda bile çalışabildiğini görmek ve göstermek istedik. Teknik açıdan 4 yıllık Ar-Ge sürecinde parça adet sayısını dörtte bire düşürdük. Bu sayede yine diğer sistemlere nazaran kayıpları az, arıza verme ihtimali düşük ürün ortaya koyarak global rakiplerimizden ayrılıyoruz.

İKİ LOKASYON PLANLIYORUZ

Türkiye ve küresel pazarda kendinizi nerede konumlandırmayı düşünüyorsunuz? Hedefleriniz neler?

Tespit ettiğim iki lokasyona yeni ürün modellerini yerleştirmemiz gerekiyor. Birinci lokasyon, günde ortalama 50 bin kişinin ziyaret ettiği Üsküdar sahili olmalı. Burada üretilecek elektrik halkın hizmetine sunulmalı. Bu sayede hem dünyada henüz yapılmamış bir şey yapılmış olacak, hem de İstanbul Boğazı gibi dalgaların çok az olduğu konumda cihaz çalıştırılacak. Çünkü İstanbul Boğazı’nda dalga seviyesi ortalama 20 cm ile oldukça düşük.

İkinci lokasyon ise enerji şirketini kurmak istediğim yer olacak. Buradaki veriler istediğimiz ölçütlerde olursa girişimimiz, sağlıklı ve sağlam bir şekilde hayata geçebilecek. Kısa vadeli hedefimiz; bahsettiğimiz ‘halk hizmeti’ ve ‘Türkiye’nin ilk deniz dalga enerji şirketi’ mesajlarını barındıran güzel bir reklam ile piyasaya girmek. Diğer 8 proje ile de öncü olacağımıza ve fark yaratacağımıza inandığımız için önce ülkede, daha sonra ise globalde isim yapmayı hedefliyoruz. Bahsettiğim 8 projeden sonuncusu, elektriğin yerini alacak yeni enerji kaynağını piyasaya sürmek olacak. Evet, çok iddialı bir cümle gibi gelse de bu benim için oldukça kolay.

BTM’NİN KURUMSAL GÜCÜ İLE FIRSAT BULDUM

BTM ile yollarınız nasıl kesişti?

Projemiz atomu parçalayan bir buluş olmasa da enerji piyasası gibi güçlü bir alanda olduğu için tüm yollar nedensizce kapanıyordu. Nedensiz diyorum, çünkü şu ana kadar hiçbir görüşmem teknik açıdan olumsuz bir neden gösterilerek kapanmadı. BTM gibi kurumsal bir güce başvurdum. BTM ile de öyle olacağını düşünüyordum ama olmadı. Bana, ülkem insanına bir şeyler yapma fırsatı verdiği için BTM’ye çok teşekkür ediyorum. Umarım, buradan olumlu sonuçlar ile dönerim.

10 Ağustos 2021 Salı

Etiketler : Röportaj