Çekiçle zemine tek tek çakılan çivilerin tellere örerek geçirilmesiyle hayat bulan filografi sanatının son temsilcilerinden Ümmühan Gürbüz, İstanbul Ticaret Odası Yeni Cami Hünkar Kasrı’nda Mühür isimli bir sergi açtı. Gürbüz ve öğrencilerinin sergisi meraklılarını bekliyor.
SÜMEYRA YARIŞ TOPAL
Önce çivileri çekiçle seçilen desen motifine uygun bir şekilde zemine çakıyor, sonra çakılan çivilere çeşitli tekniklerle tel örüyorlar. Bu süreçte pek çok insan için rahatsız edici olan çekiç ve çivi gürültüsü hiç eksik olmuyor. Ancak filografi sanatçısı Ümmühan Gürbüz’e göre, her bir sesin anlamı var ve bir süre sonra bu yoğun ses ruhlarda bir sessizlik inşa ediyor. Bostancı Halk Eğitim Merkezi usta öğreticisi Ümmühan Gürbüz ve öğrencilerinin eserlerinden oluşan Mühür isimli filografi sergisi, İstanbul Ticaret Odası Yeni Cami Hünkar Kasrı’nda açıldı. Yaklaşık 50 eserin meraklılarıyla buluşturulduğu sergi için Gürbüz, İstanbul Ticaret’e açıklamalarda bulundu.
UNUTULMAMASI İÇİN
Sanatınızı biraz anlatır mısınız?
Filografi, çivi ile resim yapmak demek. Önce çalışacağımız motifi belirleriz, sonra onun şablonuna uygun şekilde çivileri zemine çakar ve yine motife uygun bir şekilde örme teknikleri ile çivilere telleri öreriz. Sanatımız oldukça eski bir sanat dalı olmasına rağmen Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından unutulmaya yüz tutmuş sanat dalları arasında kabul ediliyor ve unutulmaması için çeşitli projelerle destekleniyor.
Çivileri çakmak dediniz, bildiğimiz çekiçle mi çalışıyorsunuz?
Evet evet. Çoğu insan çivi, çekiç tel deyince ortaya kaba bir şey çıkacağını düşünüp bu sanat dalından uzak duruyor. Ancak biz çoğu zaman sanatla yan yana anılmayan malzemelerle zarif eserler ortaya çıkarıyoruz.
SES İÇİNDEKİ SESSİZLİK
Oldukça gürültülü bir sanat diyebiliriz o halde.
Evet, gerçekten öyle. Filografi çalışan birinin atölyesinden tel, çekiç sesi eksik olmaz. Üstelik yeni başlayan biri bu seslerden rahatsız olur. Ancak sanatınızla bütünleşmeye başladıkça o yoğun gürültünün altındaki sessizliği keşfedersiniz. Bu sanata gönül vermiş pek çok kişi bir süre ayrı kalınca çekiç, tel sesini özler.
Bu sanata ilgi nasıl?
Sanatımız, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alıyor. Bunun için çeşitli destekleme projeleri yapılıyor. Çeşitli sosyal sorumluluk projeleri… Gündemde oldukça daha çok kişi bu sanatla tanışmak istiyor. Mesela biz Bostancı Halk Eğitim Merkezi olarak yaklaşık 10 yılda 700 civarında öğrenci yetiştirdik.
ÖZELLİKLE KAVAK
Çaktığınız zemin ahşap sanırım. Özellikle kullandığınız bir ağaç var mı?
Çivilerin daha kolay yerleşmesi ve muhafazası için en güzel malzeme kavak oluyor. Çivilerimiz ve telimiz de tamamen bu sanata özgü olarak üretiliyor. Her birinin yüksekliği, kalınlığı aynı olmalı.
Çivileri çakarken aradaki boşluklar çok önemli olmalı değil mi?
Tabii, her bir çivinin arasındaki boşluk, alttaki malzemeye ne kadar gömüleceğinin oranı aynı olmalı. Eskiden bunu tamamen el ve göz kararı ile yapardık. Şimdi aradaki boşluğu ve çivilerin yüksekliğini ayarlayacağımız ölçü malzemeleri var. Bu şekilde işimiz kolaylaşıyor.
ŞİZOFRENİ HASTALARINDA
Kültür ve Turizm Bakanlığı destekliyor dediniz. Hangi projelere imza attınız?
Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte okul öncesi çocukların bu sanatla tanışması için çalışmalarımız oldu. Çocuklara 5 yaşından itibaren 3 yıl boyunca filografi eğitimi verdik. Çok güzel geri dönüşler oldu. İçlerinde hâlâ bu sanata devam edenler var.
Böyle sanatların ruhsal şifa veren bir yönü de var…
Biz özellikle bu sanatı dinlenme vesilesi olarak görüyoruz. Yine Sağlık Bakanlığı ortaklığı ile şizofreni hastaları ve bipolar bozukluğu olan kişilerle birlikte bu sanatı çalışmıştık. Onlarla da iyi hissetmeye dair çok ciddi bulgular edinmiştik. Aslında bütün sanat dallarının insana iyi gelen bir tarafı oluyor.
7 KİLO ÇİVİ
“Biz eserlerimiz için kilo kilo çivi, metrelerce tel kullanıyoruz. Kimi zaman 100 metreye yakın tel kullandığımız oluyor. Burada sergilenen bir eserimizde örneğin yaklaşık 7 kilo çivi çakılı.”
MODERN KLASİK
“Artık tek bir formda çalışmıyoruz. Modern ile klasik çizgiyi birleştiriyoruz. Bazen bir hat sanatını, bazen modern bir resmi tel ve çivi ile yeniden şekillendiriyoruz.”
YOĞUNLAŞMA HALİ
“Sanat insana yoğunlaşma hali kazandırıyor. Ben tel, çivi, çekiç sesi ile ana odaklanıyorum. Çoğu zaman işlerimi tamamlayıp hemen sanatımın başına geçmek istiyorum. Sanatı dinlenme fırsatı olarak görüyorum.”