tatil-sepeti

İstanbul Ticaret Üniversitesi Avrupa Birliği Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Sanayi Politikaları ve Kalkınma Merkezi tarafından ortaklaşa düzenlenen ‘Kuşak ve Yol Projesi Bağlamında Türkiye ve Çin İlişkileri’ konferansı Sütlüce Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Projenin tüm yönleriyle ele alındığı konferansın açılış konuşmalarını Avrupa Birliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Oğuz Demir ve Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Cui Wei yaptı.

KADER BİRLİĞİ YAPILABİLİR

Başkonsolos Wei, Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın ‘ipek yolu’ kavramını ilk kez 2013’te Kazakistan ziyareti sırasında yaptığı konuşmasında dile getirdiğini belirterek, şu bilgiyi verdi: “Cumhurbaşkanımız birkaç ay sonra Endonezya’daki konuşmasında ise ‘21. yüzyılın deniz ipek yolu’ kavramını kullandı. 2013’ün sonunda da bu iki yol ve kavram birleşerek, ‘Tek Kuşak Tek Yol’ projesine dönüştü. Dünya bu kavrama çok sıcak baktı. Bu projeyle Çin ve Türkiye, ortak kader birliği hedeflerini gerçekleştirebilir. Türkiye’nin burada özel bir avantajı var. Tarihi İpek Yolu burada ortaya çıktı. Çin ve Türkiye çok uzun yıllardır bu ticaret yolunun içinde, birlikte hareket ediyorlar.
Çin ve Türkiye arasında savaş yolu değil, ticaret yolu hükmünü sürdürüyor.”

EKONOMİ GELİŞTİ

Çin İstanbul Başkonsolosu Cui Wei, son 15 yılda Türkiye’nin büyük ekonomik başarılara imza attığını, ekonominin çok geliştiğini belirterek, “Siz bu ülkede yaşayanlar bunun yeterince farkında olmayabilirsiniz ama biz dışarıdan bakınca Türkiye’nin nasıl bir ekonomik güç haline geldiğini görüyoruz. Bu nedenle Tek Kuşak Tek Yol Projesi’nde Türkiye’nin katkılarını önemsiyoruz” dedi.

ÇİN YÜZYILI

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sanayi Politikaları ve Kalkınma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Ali Yülek ise konferansta yaptığı sunumda, iki ülke arasında gelişen ilişkilerin ekonomiye daha çok sirayet etmesi gerektiğini söyledi. Prof. Yülek şöyle konuştu: “Türkiye, Çin’i çok fazla tanımıyor. Çinli dostlar ile önemli işbirliğimiz yok. Çin, dünyanın en büyük ekonomilerinden. Hatta bu yüzyıla Çin Yüzyılı bile diyebiliriz. Geleceğin yöneticileri bunun farkına varıp, bu konuda önemli adımlar atmalı. İlerleyen zamanlarda Çin ve Avrupa arasındaki denizyolu, karayoluna dönecek. Bu durumda Türkiye, bu ticaretin tam ortasında önemli bir konumda olacak. Ancak Çin ile olan dış ticaret açığımızın bir an önce azalması, bu durumun dengelenmesi lazım,”

‘Çin: Yeni Büyük Güç ve Değişen Dünya Dengeleri’ kitabının yazarı araştırmacı gazeteci Fatih Oktay da konferansta, Asya ülkelerinde yaşanan yükselişe dikkat çekti. Oktay, “1970’te Asya ülkelerinin ekonomisi, Avrupa ve Amerikan ülkelerinin ekonomilerinin 3’te 1’i büyüklüğündeydi. Ancak şimdi Asya ülkeleri diğer batılı ülkelerin ekonomilerinden yüzde 25 daha büyük. Çin, artık dünyadaki çelik üretiminin yarısını elinde tutuyor.
Bu da haliyle ülkenin alt yapısına olumlu olarak yansıyor. İşin bir de niteliksel bir yanı var. Gelişmiş batılı ülkelerde çalışanların maaşları 1970’lerden beri çok büyük artışlar göstermiyor. Ancak Çin’de son yıllarda neredeyse her yıl asgari ücretlerde yüzde 10’luk bir artış var. Bu da ekonomisinin durumunu gözler önüne seriyor. Elektrikli araç denilince akla ilk Tesla gelir ama Çin’in iki firması elektrikli araç satışında Tesla’dan daha fazla satış yapıyor” diye konuştu.

13 Haziran 2018 Çarşamba

Etiketler : Üniversitemiz