Salı, 26 Kasım, 2024
HABER: NAZLICAN TAVŞANCI - AYŞENUR KAVASÇİNAY
Kültür Bakanlığı Çini sanatçısı Sevgi Vardarlı İnal, öğrenim hayatı boyunca birçok alanda lisans eğitimi aldı. İlk olarak İstanbul Üniversitesi Adalet Yüksekokulu’nu bitirdi, daha sonra Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. Ancak geleneksel Türk çinilerine olan hayranlığı hayatının akışını değiştirdi. Çiniye olan ilgisi öğrencilik yıllarına uzanan İnal, kendisini sonunda Uludağ Üniversitesi Çini İşletmeciliği Bölümü’nde buldu. Daha sonra da Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Tezhip Anasanat Bölümü’nden mezun oldu.
HEM EĞİTİM HEM ATÖLYE
İnal, daha diploma almadan Cengizhan Çini Atölyesi adıyla kendi atölyesini de açtı. Çini sanatına olan hayranlığını birer sosyal sorumluluk projesine dönüştürmeyi de başaran İnal, İŞKUR ile işbirliği yaparak iş edindirme projeleriyle topluma birçok zanaatkar kazandırdı. Çini sanatını yurtdışında da sergileyen İnal, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Çini sanatına yönelmeniz nasıl oldu?
Eyüp Sultan Camii’ne gittiğimde çinileri görürdüm, çok hoşuma gitti. ‘Bunu yapan ve yaptıran hayatta değil. Aradan yıllar geçmiş, çiniler ilk günkü gibi ayakta. Ben nasıl hayranlıkla seyrediyorsam benim gibi bir sürü insan da bu çinilere bakıyor. İnsanın kemiği kalmıyor ama ürettiği eserler böylesi kalıcı ve insanların gözü önünde’ derdim. Oradan başladı, hep içimdeydi. Bir gün bir kitap okudum. Kitap ‘nasıl mutlu olmak istiyorsanız öyle yaşayın’ konulu bir kitaptı. Düşündüm, kendime ‘ben ne yaparsam mutlu olurum’ diye sordum. Yanıtı ise sanat ve çini oldu.
GÖRENLER BÜYÜLENDİ
Bu sanat için ilk olarak nasıl bir eğitim aldınız? Lisans eğitimi almadan önce çini eserleri yapmayı biliyor muydunuz?
Evli ve iki çocuğum varken böyle bir alana geçmeye karar verdim. Hangi işi yapıyorsam eğitimini tam anlamıyla alıp yapmayı seviyorum. Üniversite sınavına girdim, istediğim bölümü kazandım. Okul devam ederken atölyemi açtım, hâlâ devam ediyor. Atatürk Üniversitesi’ni kazandım, zaten oraya gidişim bir mucize gibi.
Bu nasıl gerçekleşti?
Sergi açmak için gittiğim Erzurum güzel sanatların ana merkeziydi. Atatürk Üniversitesi’ni kazanmıştım ama kayıt yaptırmaktan vazgeçmiştim. O nedenle hiç olmazsa sergi için Erzurum’a geleyim demiştim. Tezhipten hatta kadar birçok değerli hocanın eserleri de vardı. Fakat benim standımı ziyaret edenlerin tamamı adeta büyülenmişti. Dönemin üst düzey bürokratlarından biri, “Eserleriniz harika, burada kurs verebilir misiniz” dedi. Ardından Atatürk Üniversitesi’nin bölüm danışmanı ile tanıştım. Bölüm danışmanı, “Bugün kazandığınız bölüme kayıt için son gün. Tek kişilik kontenjanı kazandınız. Bunu başarıp da gelmemek olur mu?” deyince bunun bir tesadüf olmadığını düşünüp hemen kaydımı yaptırdım. Hafta sonu öğretmenlik yapıyordum, hafta içi de iki gün üniversite derslerine giriyordum. Bir şeyler olacaksa kesin oluyor. Niyet edin, çok isteyin, doğru isteyin o bir şekilde oluyor.
Üniversiteden sonra ders vermeye devam ettiniz mi?
Devam ettim. İznik’te çini sanatını öğrenmek isteyen hanımlara İş Edindirme Projesi kapsamında ders verdim. Kursu açtıktan sonra bu işe ne kadar çok ihtiyaç olduğunu anladım. Örneğin boyamacı arayıp bulamıyorduk. İnsanlar çalışmak istiyor ama ne yapacaklarını bilmiyor, işi bilmiyor. Sonra ben İş Edindirme Projesi deyince ciddi bir talep oldu. Üç dönem kurs yaptım. Son bir kurs daha yapacağım.
ÇİNİ ÇINAR GİBİDİR
Çini sizin için ne ifade ediyor?
Ben çinide hayat buluyorum. Çınar ağacını düşünün, gölgesinde kaç kişi oturur. Onlar ölür gider torunları gelir oturur, anılar biriktirir. Bizim çinilerimiz de öyle, insanın ruhunu besler.
Yurtdışına yönelik çalışmalarınız neler?
Devlet dönem dönem kültürümüzü tanıtmak adına yurtdışında sergiler düzenliyor. Bazen devlet adına gideriz, bazen şahsi olarak davet ediliriz. Çok sayıda yurtdışı sergim oldu. Tayvan, Polonya, İrlanda, Fransa, Azerbaycan, Makedonya, Belarus ve Gürcistan’da sergiler açtım.
Uzun vadeli hedefleriniz neler?
Ben, hâlâ ‘sanatçıyım’ diyemiyorum. İnsanın her günü öğrenmekle geçiyor. Hiç beklemediğiniz şeyler ortaya çıkabiliyor. Mesela bir hata yapıyorsunuz, fırında bir oksidi fazla kaçırıyorsunuz ortaya başka bir renk çıkıyor. Ben ömrümü onlara adadım. Sanatın hiç sonu yok, yaşlılıkta da yapılabilecek bir şey. Gözünüz gördüğü, eliniz tuttuğu müddetçe yapabiliyorsunuz.
SEVGİ VARDARLI İNAL KİM?
Balkan göçmeni bir ailenin kızı olarak Eyüp’te doğup büyüdü. Evli ve iki çocuk annesi olan İnal, yaklaşık 17 yıldır çini ile uğraşıyor. İnal, aynı zamanda Kültür Bakanlığı çini sanatçısı olup, bu alanda orijinal İznik kuvars karolarının üretimini de yapıyor. Atölyesi ise İznik’te bulunuyor.
HANGİ ÇİNİ ANTİKA OLUR?
Doğru formülle gövde malzemesinin klasik olarak hazırlanmış olması ve el yapımı olması gerekiyor. Motiflerinin doğru çizilmesi gerekiyor. Üzerinde doğru desen olması önemli. Eserde bir denge olmalı. Denge, orantı, doğru çizim ve doğru malzemeler… Kendinizden de bir şeyler katabiliyorsanız zaman aşımına deforme olmadan direnebilen eser antika olacaktır.
22 Temmuz 2019 Pazartesi
17 Ekim 2022 Pazartesi
17 Ekim 2022 Pazartesi
10 Ekim 2022 Pazartesi
19 Eylül 2022 Pazartesi
19 Eylül 2022 Pazartesi