Cuma, 22 Kasım, 2024
Pandemi ve ardından başlayan Rusya-Ukrayna savaşının da etkisiyle gelinen noktada en önemli konunun enflasyon olduğunu vurgulayan Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından memurlara yönelik yapılan maaş artış açıklamalarını tam zamanında yapılmış bir müdahale olarak gördüklerini belirtti.
“Bizler de iş dünyası olarak çalışanlarımıza karşı sorumluluklarımızı gözden geçirmeliyiz” diyen Avdagiç, “Bunu yaparsak, işte o zaman hep söylediğimiz tarihi fırsatları kaçırmayız. Toplam talebi de toplam arzı da bereketlendiririz” şeklinde konuştu.
HABER: MÜGE BİBER - ŞEREF KILIÇLI
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın haziran ayı olağan Meclis Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, çalışanların enflasyona ezdirilmemesi için işverenlerin de sorumlulukları bulunduğunu söyledi. Avdagiç, 675 bin üyesiyle Türkiye’nin en büyük işveren örgütü olan İTO’nun pandemi sonrasında ilk kez tam fiziki olarak toplanan meclis üyelerine yönelik konuşmasında iş dünyasının gündemindeki konuları değerlendirdi.
ZAMANINDA MÜDAHALE
Avdagiç, “Sadece devletimiz değil, biz de çalışanlarımızı, yani birlikte artı değer ürettiğimiz mesai arkadaşlarımızı enflasyona ezdirmemek için şirketlerimizde gerekli tedbiri almak mecburiyetindeyiz” ifadesini kullandı.
Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın memurlara yönelik yapılan maaş artış açıklamalarını tam zamanında yapılmış bir müdahale olarak gördüklerini belirtti.
TALEP DE BEREKETLENİR
Gayrisafi katma değerden ücretlerin aldığı payın pandeminin de etkisiyle yüzde 31.5’e indiğini belirten Avdagiç, “Oluşan refah artışından, büyümeden toplumun tüm kesimlerinin eşit faydalanmasını sağlamak hepimizin görevi” dedi.
“Sadece devletimiz değil, bizler de iş dünyası olarak çalışanlarımıza karşı sorumluluklarımızı gözden geçirmeliyiz” diyen Avdagiç, şöyle konuştu: “Bunu yaparsak, işte o zaman hep söylediğimiz tarihi fırsatları kaçırmayız. Toplam talebi de toplam arzı da bereketlendiririz. Üretimde, ihracatta, velhasıl ekonominin her alanında ezberleri bozarız.”
Ekonomi için öncü kabul edeceğimiz bir diğer başlığın da ihracat olduğunu belirten Avdagiç, “Mayıs ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 15.2 artışla 19 milyar dolara ulaştı. Altını çizmek isterim ki, bu rakam, mayıs ayları itibariyle tüm zamanların en yüksek ihracat seviyesini ifade ediyor. Yılın ilk 5 ayındaki ihracat, 2021’e göre yüzde 20.4 artarak 103 milyar dolara, mayıs itibariyle son 12 aylık ihracatımız da 236 milyar dolara dayandı. Bu artışın sürmesi halinde, yıl sonu ihracatımızın 270 milyar doları aşmasını bekliyoruz” dedi.
MEGA PROJELERE ODAKLANMALI
İhracatla birlikte ithalatta da yüksek oranlı artış yaşandığına dikkati çeken Avdagiç, “Kuşkusuz bu artışta, küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki yükselişler etkili oluyor. Dış dengede açığı ortadan kaldırmak, ne yazık ki enerji ithalatı ihtiyacı sebebiyle kısa vadede kolay görünmüyor. Ancak açığı sınırlamak için yeterli güce ve potansiyele sahibiz” dedi.
Avdagiç, Covid-19 salgını ile birlikte, tedarik zincirlerinde yaşanan kopmalar ve Ukrayna-Rusya savaşının, Türkiye’yi küresel ekonominin alternatif tedarik üssü olarak tescil ettiğini, bu fırsatı sonuna kadar kullanmak için tüm imkanlarımızı seferber etmek zorunda olduğumuzu kaydetti.
DOST ÜLKELERLE TİCARET DÖNEMİ
Avdagiç, 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinin tüm ülkeler için tam anlamıyla krizler dönemine dönüştüğünü, ekonomi uzmanlarının da pandemiyle başlayan Ukrayna-Rusya savaşı ile devam eden krizlerin etkisini ve çokluğunu ifade etmek için ‘katmerli kriz’ tabirini kullandıklarını söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Dünyayı saran bu katmerli krizi çözmenin tek yolu var: Kapsayıcı ve bütüncül bir çözüm ortaya koyabilmek. Yani dünya karşı karşıya olduğu krizlerden sadece birine odaklanıp diğerlerini önemsemezse, bir kıskacın içine sürüklenecek… Bu da bize gösteriyor ki, katmerli kriz döneminde dünya katmerli bir değişime doğru gidiyor. Artık küreselleşme trendinin yerini bölgeselleşme alıyor. Üretimde offshoring ise yerini friendshoring’e yani dost ülkelerde üretim yapmaya bırakıyor. Tarihsel bir kırılım ve dönüşüm noktasına hep birlikte şahitlik ediyoruz.”
‘TEKNOLOJİ RÖNESANSI’ İSTANBUL’DAN BAŞLAR
Şekib Avdagiç, Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasının yüzde 30’unun, sanayi üretiminin yüzde 35’inin, sanayi katma değerinin yüzde 25’inin, ihracatın yüzde 50’sinin, finans ve sigorta hizmetlerinin yüzde 60’ının, bilgi ve iletişim hizmetlerinin yüzde 65’inin ve patent tescillerinin yüzde 50’sinin İstanbul’da gerçekleştiği bilgisini verdi. Avdagiç, “Eğer Türkiye ‘teknoloji rönesansı’nı başlatacaksa, doğum yeri tartışmasız İstanbul olacaktır. Geçen hafta kamuoyuyla paylaştık. Bir kez daha buradan ifade ediyorum ki, bu niteliklerinden dolayı İstanbul, özel yapısına uygun özel teşvikleri hak ediyor. Bize göre Türkiye ekonomisinin teknolojik ve yeşil dönüşüm hikayesi, İstanbul’dan başlayacaktır. Daha da önemlisi, İstanbul’un bu süreçte avantajlarıyla ortaya koyacağı başarı, diğer şehirlerimize de ilham verecektir” diye konuştu.
Türk iş dünyası zorluktan fırsat çıkaracaktır
İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, Oda’nın haziran ayı Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Arz ve talep arasındaki dengenin tüm dünyada istikrarsız bir hal içine girdiği zamanlardan geçiyoruz” dedi.
20. dönem Oda Meclisi’nin 55. toplantısını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Öztürk Oran, konuşmasına şöyle devam etti: “Bazı gelişmiş ülkelerdeki gençler, enflasyonu ve fiyat değişimlerini hayatlarında görmezdi. Bunları iktisat kitaplarındaki teorilerden öğrenirlerdi. Ama şimdi bunu bizzat yaşamaya başladılar. Özellikle pandemiyle başlayan talep ve arz dengesizliği, salgın sonrası ertelenmiş talebin devreye girmesi ve bunun yanında enerji fiyatlarındaki artışla da birlikte küresel fiyat dengesizlikleri herkesin meselesi haline geldi. Rusya ve Ukrayna savaşının etkileri de bitmedi, hâlâ devam ediyor. Bunları böyle üst üste topladığınızda ne kadar sisli puslu bir ortamda olduğumuz ortaya çıkıyor.”
Bunlara ilaveten bölgesel çatışma ve çalkantıların da devam ettiğini, Yunanistan’ın kışkırtmasıyla yenilerinin de başlama sinyali verdiğini belirten Oran, şunları söyledi: “Tüm bu çerçevenin içinde ekonomik fırsat pencerelerini aramak, işbirlikleri geliştirmek, yeni yatırım ve iş ilişkileri kurmak gerçekten kolay değil. Ama şundan eminim. Türkiye, Türk iş dünyası zorluktan fırsat çıkarma becerisine sahiptir. Dünyada bu kadar çevik ve değişen şartlara uyum sağlayabilen çok az sayıda müteşebbis var. Dolayısıyla asıl konu başlığı, özellikle iş yapma imkân ve kabiliyetlerinin gelişmesidir. Kısa vadede teşvik ve destek, orta-uzun vadedeyse eğitim, insan kaynağının iyileştirilmesi ve Türkiye’nin enerjisini doğru yöne çekecektir. Yüksek teknoloji ve yüksek istihdamın da güçlü finansman ve dengeli fiyat mekanizmalarının da yolu buradan geçer. Hükümetin, piyasa merkezli ve büyüme esaslı yaklaşımı bu nedenle kıymetli bir adım, akılcı bir yol ve stratejik bir tercihtir.”
MECLİS’TEN YANSIMALAR
BEŞİKTAŞ’TA İTO’LU OLMAK BİR GURUR
Murat Kılıç-Toptan Gıda ve Temizlik Ürünleri Meslek Komitesi: 29 Mayıs’ta gerçekleştirilen Beşiktaş Genel Kurulu’nda Ahmet Nur Çebi’nin listesinden yönetim kurulu üyeliğine seçildim. Beşiktaş Yönetim Kurulu’nda finans ve mali işler sayman üyeliği görevi verildi. Beşiktaş Kulübü’ne özgeçmişimi yazarken İTO Meclis üyeliğini yazmak benim için çok önemliydi. Buraya mensubiyetten ve aranızda olmaktan gurur duyuyorum.
BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET GÜNDEME GETİRİLMELİ
Şenol Aras-Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meslek Komitesi: Saraybosna’da verimli bir toplantı oldu, iyi bir motivasyonla geri döndük. Göçmen konusunda aklı selim ve sağduyulu hareket etmek gerekiyor. Suni gündem ile ülkede yabancı karşıtı hava oluşturulmak isteniyor. Katma değer üreten, vergi veren insanlar ülkemizde var olmalı. Almanya’nın göçmenlerle sağladığı başarı örneği ortada. Almanya, yabancı işgücü ile büyüdü. Bazıları bizde de işgücü var diyebilir. Ancak şöyle bir sorun var; emek yoğun sektörlerde vatandaşlarımız çalışmak istemiyor. Bu konuda ilgili makamlarda girişimde bulunmak lazım. Dünyanın birçok ülkesinden bize üretim talebi var. Bu talepleri karşılamazsak pazar kaybına uğrarız. Bu sebeple bu konuya çözüm bulunmalı. Asgari ücret konusunda ise bir kısır döngü sarmalına girilmemeli. Ücretler üzerindeki vergi yükü artırılmadan artış yapılmalı. Tekstil, emek yoğun bir sektör ve işgücü sektörümüzde çok önemli. Bölgesel asgari ücret konusu da gündeme getirilmeli ve bir karara bağlanmalı. Çünkü İstanbul’daki geçim şartları ile Anadolu aynı değil. Bölgelere göre asgari ücret istihdama ve üretime daha çok katkı sağlayabilir.
KENTSEL DÖNÜŞÜM BÜTÜN OLMALI
Süleyman Uluocak-Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi: Saraybosna çalışma toplantısından feyz aldım. Verimli bir toplantı oldu. Ülkemize duyulan bir ilgi var. O bölgedeki insanlar ülkemizden çok şey bekliyor. Türkiye oralarda daha etkin olacaksa üniversiteler arasındaki işbirlikleri de önemli. Bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Saraybosna gibi yerlerde açacağımız üniversitelerin eğitim dili Türkçe olmalı. Türkiye’de 205 üniversitemiz var. Ancak bir de diplomalı işsizler sorunu var. Türkiye’nin iyi yetişmiş ara elemana çok ihtiyacı var. Bu sorun çözülmek isteniyorsa, gençlerimiz teknik liselere yönlendirilmeli. Kentsel dönüşüm İstanbul’un önemli sorunları arasında yer alıyor. Ancak kentsel dönüşümün önü kapalı. Bir binanın yenilenmesine başlanması için en az 9 aylık bir süre gerekiyor. Tebliğ süresi, tahliye süresi ve diğer bürokratik süreçle beraber 9 ay sürüyor. Bu süre sonunda inşaata başlıyorsunuz fakat sabit fiyatla anlaşma yapılmış ve sorunlar başlıyor. Yarım kalan birçok inşaat var. İlçe belediyeleri planlama müdürlüklerini lağvettiler. Oysa, kentsel dönüşümün bütünlüğü olmalı. Plan olmayınca sadece binalar yenilenmiş oluyor. Binalar, ada bazlı yenilenmeyince trafik, otopark gibi sorunlar devam ediyor. Kamu ve özel sektör işbirliği ile kentsel dönüşüm sağlanmalı. Denetleme konusunda da sorun var. Yapı denetim firmalarıyla sorunlar yaşanıyor.
DÖVİZLE İLGİLİ ALINAN KARARLAR DEĞİŞMELİ
Hikmet Tanrıverdi-Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meslek Komitesi: Kara bulutlar geliyor. Bir şeyler yapılması lazım ama yapılacak gibi de gözükmüyor. Hastalığı doğru teşhis etmek lazım. Yanlış teşhis ile hastalık geçmez. Enflasyon ve dövizde yaşadıklarımız da böyle. Sanayi kesimi ciddi şekilde hammadde kullanıyor. Bunların fiyatları da dövizle belirleniyor. Birçok hammadde dünya borsalarına bağlı. Şimdi çek de kesemiyoruz. Kessek bile tahsil edemiyorsunuz.
O günkü kurun kaç lira olacağının tespiti de oldukça karışık. Böyle olunca vadeli işlemler aksamaya başladı. Dövizle alınan hammaddelerde nakitle çalışıyoruz. Böylece işletme sermayesi olan firmalar bankalara borçlanıyor. İhracatçı döviz gelirinin yüzde 40’ını Merkez Bankası’na bozduracak. Bu tür bir uygulama ihracatçıya yük getiriyor. Küçük küçük alınan kararlar dengeleri bozuyor. Biraz parası olan insanlar ya konut ya araba ya da beyaz eşya alıyor ve piyasada ciddi bir balon oluşturuyor. Otomotivde sıfır araba yok. Bunlar enflasyonun artmasına ve insanların direncinin kırılmasına sebebiyet veriyor. Bağımsız bir ekonomi yönetimi oluşturulmalı.
İTO YAYINLARI ULUSLARARASI LİTERATÜRE KAYNAK
Orhan Albayrak-Eğitim Meslek Komitesi: İTO Yayını olarak basılan BOSNA-HERSEK (Ekonomi-Siyaset Çerçevesinde Ülke Analizi) isimli kitap, uluslararası literatüre kaynak olacak seviyede. Nitelikli ve önemli; bunun için İTO’yu tebrik ediyorum. Geçen gün yine İTO’nun BM Dünya Gıda Programı Türkiye Ülke Direktörü ve Temsilcisi Nils Grede ile imzaladığı pilot eğitim projesi de çok değerli. İlk etapta matbaacılık sektöründe kalifiye eleman, usta ve çırak ihtiyacının karşılanması için eğitim verilecek ve bunu BM karşılayacak. Bütün arzumuz, bunun diğer sektörler için de yaygınlaşması.
ADA BAZLI DÖNÜŞÜM OLMALI
İshak Koçoğlu-Konut İnşaatı Meslek Komitesi: Bankalar hususunda sıkıntımız var. Devletimizin gayretlerine rağmen bankaların kredi konusundaki tutumunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Kredi, iş dünyası için adeta zulme dönüştü. Oysa krediye ihtiyaç duyulmasının sebebi belli. Üretimi ve istidamı artırmak, işin devamını sağlamak. Bankalar zorluk çıkarmaya devam ediyor. Kentsel dönüşümle ilgili sorunlar konusunda Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi’nden meclis üyesi arkadaşımızın görüşlerini paylaşıyorum. İstanbul deprem bölgesi olmasına rağmen kentsel dönüşüm sorunları çözülemedi. Yerinde dönüşüm değil, ada bazlı dönüşümle İstanbul’un kentsel dönüşümde önü açılmalı.
İŞGÜCÜ VE MAKİNA ENVANTERİ ÇIKARILMALI
Rasim Bilgehan-Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi: Üretimin en önemli unsurlarından biri de işgücü. Ülkemizde işsizlik oranları yüzde 10’un altına düşmüyor. Fakat diğer taraftan işletmeler de işgücü arıyor. Burada bir tezat var. Ülkemizin envanteri de çıkarılmalı. Hangi sektörde ne kadar işgücü var, neye ihtiyaç var bilinmeli. İşgücünü sektörlerin ihtiyacına göre nitelikli hale getirmeliyiz. Herkes üniversite mezunu olacak diye bir şey yok. Her ile üniversite açıldı fakat o bölümlerden mezun olanlar piyasada iş bulacak mı? Maalesef, ülkemizde en yüksek işsizlik oranını üniversite mezunu gençlerimiz oluşturuyor. Gençlerimizi üretim ve sanayiyle buluşturmalıyız. İşletmelerde işgücü ve makina envanterinin mutlaka çıkarılması gerekiyor. Üretim için makinaların büyük bir kısmı ithal ediliyor. Envanterin bilinmesi bu bakımdan da önemli. Envanter bilinmezse atıl kapasite oluşuyor. Global pazardaki fırsatlardan istifade etmek için yeniden yapılanmaya ihtiyaç var.
İş dünyamızın, üniversitelerimizin, kamunun yeniden organize olması gerekiyor. Meslek örgütleri ihtiyaç duyulan insan kaynağını analiz edebilir. Odamız, bu konuda öncülük yapabilir. Komite olarak Arjantin’e inceleme ziyareti gerçekleştirdik. Buenos Aires’de tekstil fuarını gezdik. Tekstil sektöründe zayıflar. Potansiyel ve fırsatlar var. Makina sektöründe ciddi talepleri var ve Türk firmalarına güveniyorlar. Arjantin’de büyükelçi ve ataşemizi de ziyaret ettik. Türk dizilerinin Arjantin’de çok popüler olduğundan bahsetti. Büyükelçimiz bizlerle yakından ilgilendi. Dünyanın uzak noktalarında ülkemizi hakkıyla temsil eden büyükelçilerimizi gördükçe mutlu oluyoruz ve teşekkür ediyoruz.
ALACAKLAR YENİDEN YAPILANDIRILMALI
Noman Sağ-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: İTO’nun çevre duyarlılığında attığı adımlar, sadece bizim üyelerin menfaatine değil, aynı zamanda topluma yararlı sosyal çalışmalarda da olduğumuzu gösteriyor. Aynı şekilde insan hakları, kadın hakları ve hayvan hakları konusunda da aynı duruşu sergilemeliyiz. Türkiye ekonomisinin yüzde 35’ini, vergi gelirlerinin de yüzde 48’ini İstanbul karşılıyor. Ama aynı İstanbul’da vergi ödemelerinde sıkıntılar var. Alacakların yapılandırmasının çoğu bozuldu, yeniden yapılandırma gerekiyor. Dövizle iş yapanlar piyasa kur farklarından dolayı ciddi anlamda tebliği delmeye başladı.
Piyasanın önüne ne kadar engel koyarsanız delinecek bir yol bulunuyor. Bu hoş değil. Bu düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve denetimlerin fazlalaştırılması gerekiyor.
KİRA ARTIŞI YÜZDE 40 KALMALI
Mustafa Hakan Özelmacıklı-Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi: Gayrimenkul sektöründe önemli gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Dün meclisten geçen ve kira artışlarında 1 Temmuz 2022-1 Temmuz 2023 arasında yapılabilecek en yüksek zam oranını yüzde 25 olarak sınırlandıran yasa tasarısı kabul edildi. Belirlenen oranın zaten geriden gelen TÜFE ortalaması çerçevesinde piyasa gerçeklerinden uzak kaldığını, konut kira gelirleri ile geçinen ve başka yerde kiracı olarak oturan kişiler için sıkıntılı bir duruma sebebiyet vereceğini, hatta dava sayısında artışlara neden olabileceğini düşünüyorum. Görüşüm, sabit olarak belirlenen oranın en azından geçen ayki artış tutarı olan yüzde 40 seviyesinde kalmasının faydalı olacağı yönünde. Tapu sicil müdürlükleri dışında gayrimenkul satışlarının noterler aracılığı ile de yapılabilmesi konusunda çalışmalar başlatıldı. Bu düzenleme için tapu harcı ve döner sermaye ödemesi dışında ek bir bedel ödenerek noterlerde satış işlemi yapılabilecek. Lakin şirketler için yetki kontrolü, tarım arazileri satışında onayların alınması, kamera ve kayıt altyapıları gibi birçok problemin çözülmesi büyük önem arz ediyor.
13 Haziran 2022 Pazartesi
22 Kasım 2024 Cuma
22 Kasım 2024 Cuma
22 Kasım 2024 Cuma
21 Kasım 2024 Perşembe
21 Kasım 2024 Perşembe