Brexit’in Türkiye açısından etkileri

Giriş: 16.01.2019 - 00:00
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

HABER: DOÇ. DR. ÇİĞDEM NAS / İKV Genel Sekreteri

Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma sürecinde 2019 nihai karar yılı olacak. Ocak ayının ilk yarısında Başbakan Theresa May’in AB ile müzakere ettiği ayrılma anlaşması, Parlamento’da oya sunulacak. Son derece tartışmalı olan ve Brexit yanlıları ve karşıtlarınca da kıyasıya eleştirilen bu anlaşmanın Parlamento’dan geçmesi oldukça zor olsa da şimdilik tek alternatif olarak gözüküyor. Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması, anlaşma olsun veya olmasın 29 Mart’ta gerçekleşecek.

Bir erteleme olmaz ise Birleşik Krallık’ın bu tarihte AB’den anlaşma olmadan ayrılması bir kabus senaryosunu devreye sokabilir. Türkiye gibi AB ile gümrük birliği içinde olan bir ülke de dahil olmak üzere AB ve Birleşik Krallık arasındaki ticareti sekteye uğratacak bir gelişme olur. Kalan üç ayda bu senaryonun gerçekleşmemesi için iki tarafın da sağduyulu ve akılcı davranması ve arzu edilen değil de mümkün olan çözüm üzerinde uzlaşması gerekiyor.

TİCARET ORTAĞI

2017’de Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ikinci ülke Almanya’nın ardından Birleşik Krallık olmuştu. Türkiye 2001’den beri İngiltere’ye dış ticaretinde fazla veriyor. 2005’te 5.91 milyar dolar olan ihracatımız 2015’te 10.6 milyar dolara ulaştı. 2017’de yüzde 17.8’lik bir gerileme yaşanarak 9.6 milyar dolar ihracat, yüzde 22.8’lik bir artışla 6.6 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Türkiye lehine 3 milyar dolar dış ticaret fazlası verildi.

STA YAPILMALI

Böyle önemli bir ticaret partnerinin AB dışında kalması, gümrük birliğinin dışında da kalması anlamına gelecek. Birleşik Krallık’ın geçiş süresini de takiben AB’den tamamen ayrılmasının planlandığı 2020 sonunda, gümrük birliği ilişkisinin yerini alacak bir Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) iki taraf arasında vakit kaybetmeden uygulamaya koyulması ticari kayıp yaşanmaması için en önemli koşulu oluşturuyor. Ancak, Birleşik Krallık ile AB arasındaki yeni ilişkinin mahiyeti kesinleşmeden, Türkiye ile bir STA imzalanması mümkün değil. AB ile Birleşik Krallık arasındaki yeni ilişkinin belirlenmesini takiben Türkiye’nin de Birleşik Krallık ile STA’yı sonuçlandırarak uygulamaya koyması, ticari ve ekonomik ilişkilerimizin devamlılığı açısından büyük önem taşıyor.

ANKARA ANLAŞMASI

Birleşik Krallık’ın Brexit sonrasında AB üyesi iken taraf olduğu anlaşmalara taraf olmaya devam etmesi ya da üyelikten ayrıldıktan sonra Türkiye ile imzalaması beklenen STA’ya, Ankara Anlaşması hükümlerinin geçerli olmaya devam ettiği şeklinde bir hüküm eklemesi gibi durumlar haricinde, AB üyeliğinden ayrılması, AB üyesi iken taraf olduğu anlaşmalardan da ayrılması anlamına geliyor. Dolayısıyla, Birleşik Kralık’ın AB’den ayrılması, Türkiye ile AB arasındaki ortaklık ilişkisini düzenleyen Ankara Anlaşması’ndan da ayrılması demek olacak. Birleşik Krallık ile Türkiye arasında Brexit sonrası ilişkileri belirleyecek olan bir STA’nın ise Ankara Anlaşması benzeri haklar içermesi özellikle popülizmin ve yabancı düşmanlığının yükseldiği böyle bir dönemde oldukça zor gözüküyor.

TÜRKİYE’NİN VAZGEÇİLMEZLİĞİ ARTIYOR

Birleşik Krallık, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına European Community Association Agreement (ECAA) denilen bir vize ile oturma ve yerleşme hakkı tanıyor. Bu hak ile Birleşik Krallık’a yerleşmiş bir T.C. vatandaşı 4. yılın sonunda süresiz oturma iznine hak kazanıyorken, bu yıl süresiz oturma hakkı askıya alındı. 2016 sonrasında, Ankara Anlaşması’nın sağladığı bu imkandan yararlanarak Birleşik Krallık’a yerleşmek için başvuranların sayısında önemli bir artış oldu. Bu arada Rusya ile karşı karşıya kalan bir AB’nin Türkiye gibi bir ülkenin üyeliğine de kuşkuyla yaklaşması beklenebilir. Bu sorunlar, Türkiye’nin AB için önemini ve Türkiye ile işbirliğinin vazgeçilmezliğini de artırıyor.
AB, kendi iç sorunlarına çözüm üretebildiği ölçüde daha etkili bir dış politika ve genişleme perspektifi sunabilir. Bu açıdan Türkiye olarak AB sürecini canlandırmaya yönelik adımları atmanın yanında, Brexit sonrası AB içindeki reform sürecini de yakından izlemek AB ile ilişkileri akılcı bir zeminde yürütmek için gerekiyor.

1 TRİLYON DOLAR ÇIKACAK

Brexit ile 800 milyar sterline yakın (1 trilyon dolar) değerde varlığın İngiltere’den çıkarak AB’deki finans merkezlerine geçeceği tahmin ediliyor. 2016’nın haziran ayındaki referandumla AB’den çıkma kararı veren İngiltere’de 222 finans şirketinin Brexit hazırlıklarını izleyen uluslararası danışmanlık şirketi Ernst&Young’a (EY) göre, kasım itibariyle 80 şirketin varlıklarını ve personelini bir AB merkezine taşımayı düşünüyor ya da buna karar vermiş bile. EY, Brexit durumunda finansal hizmet şirketlerinin diğer Avrupa ülkelerinde 2 bin kadar yeni pozisyon belirlediklerini ve en gözde merkezlerin Dublin, Lüksemburg, Frankfurt ve Paris olduğunu açıkladı.