Biyoyakıtta sıra denizcilikte

Türkiye hem karbon emisyonlarının düşürülmesinde hem de AB mevzuatına uyum konusunda önemli bir etkisi olan biyoyakıtta da gerekli adımları atıyor. Yeni düzenlemeyle biyoyakıt türlerinden biyodizelin denizcilik yakıtı olarak kullanılabilmesinin de yolu açılıyor.

Giriş: 15.04.2024 - 10:20
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


 

HABER: Şeref KILIÇLI

 

İklim kriziyle mücadeleye etkisi nedeniyle fosil yakıtlara alternatifler arasında biyoyakıtlar da öne çıkmaya başladı. İçeriğinin hacimsel olarak en az yüzde 80’i son 10 yıl içerisinde yetiştirilmiş canlı organizmalardan elde edilen yakıtlar, biyoyakıt olarak adlandırılıyor. Biyoyakıtlar tarım ve orman ürünleri, hayvansal ve bitkisel artık ve atıklar, organik kökenli evsel, endüstriyel ve kentsel atıklardan termokimyasal veya biyokimyasal yöntemlerle elde ediliyor. Kimyasal reaksiyon sonucunda elde edilen bu yakıtlar, aynı zamanda sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak da gösteriliyor. Biyoyakıtlar, fosil yakıtlara kıyasla düşük karbon salımı da sağlıyor.

 

SÜRDÜRÜLEBİLİR YAKIT

 

Karbon hedeflerinin başarılmasında hem havacılık hem de denizcilik sektörlerinde filoların modernize edilmesi ve sürdürülebilir yakıtların kullanımının artırılması da önemli. Havayollarında, kısa mesafeli uçuşlar için hibrit-elektrik, pil-elektrik ve hidrojen-yakıt-hücre-elektrik teknolojileri geliştiriliyor. Orman atıklarından ve diğer biyokütle biçimlerinden üretilebilen sürdürülebilir havacılık yakıtları, fosil yakıtlara kıyasla net emisyonları yüzde 70 ila 100 oranında azaltma potansiyeline sahip. Denizcilik özelinde, Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen ‘FuelEU’ yönetmeliği, yenilenebilir ve düşük karbonlu yakıtların AB’de denizcilik sektöründe kullanımını yaygınlaştırmayı hedefliyor. Kabul edilen yönetmelikle, denizcilik sektöründe kullanılan yakıtların sera gazı yoğunluğunun 2025 yılına kadar yüzde 2, 2050 yılına kadar ise yüzde 80 oranında kademeli olarak azaltılmasını sağlayacak tedbirler devreye alınacak. 

 

KARBON VERGİSİ GELİYOR

 

Öte yandan, karbon fiyatlandırmasını belirleyen Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi (AB ETS), 1 Ocak 2024 tarihi itibarıyla deniz taşımacılığı kaynaklı sera gazlarını kapsayacak şekilde genişletildi. AB içinde ve AB’den veya AB’ye yapılan deniz yolu taşımacılığı sistem kapsamında yer alıyor. Deniz taşımacılığı kaynaklı karbondioksitin 2024 için yüzde 40’ı, 2025 için yüzde 70’i, 2026 ve sonrasında tümünün hesaplamalara dahil edilmesi öngörülüyor. Buna göre denizcilik sektöründen kaynaklı emisyonun ya alternatif yakıtlar kullanılarak ortadan kaldırılması ya da AB ETS sisteminden ortadan kaldırılamayan miktar için kredi alınması gerekiyor. Denizcilik sektörünün 2026 için 8.2 milyar Euro tutarında kredi almasının gerekeceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla denizcilik sektöründe fosil kaynaklı olmayan yakıt arayışları yoğun bir şekilde devam ediyor.

 

TÜRKİYE’DEN DÜZENLEME

 

AB düzenlemelerinden, Türkiye’nin AB ülkelerine ve AB ülkelerinden Türkiye’ye gerçekleştirilen denizyolu taşımacılığı da etkilenecek. Denizcilik sektöründe alternatif yakıtların kullanımı, hem Türkiye’de faaliyet gösteren taşımacılık şirketlerinin hem de Türkiye’nin karasularında faaliyet gösteren ihrakiye teslim şirketlerinin uluslararası rekabette zarar görmemeleri açısından önem taşıyor. Bu kapsamda, Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği, Petrol Piyasasında Uygulanacak Teknik Kriterler Hakkında Yönetmelik ve ilgili diğer kurul kararında yapılan değişikliklerle Türkiye’de de biyoyakıt türlerinden biyodizelin denizcilik yakıtı olarak kullanılabilmesinin yolu açıldı. Söz konusu değişiklikler kapsamında yerli ve sürdürülebilir kaynaklardan üretilen ‘sürdürülebilir denizcilik harmanlama bileşenleri’ yüzde 30 oranına kadar denizcilik yakıtlarının hazırlanması aşamasında kullanılabilecek.

 

BAŞLANGIÇ 10 BİN TON

 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) düzenlemesi neticesinde, ilk aşamada yıllık 10 bin ton harmanlama bileşeninin denizcilik sektöründe kullanılması öngörülüyor. Böylelikle denizcilik sektöründe ithal kaynaklı fosil yakıtlar yerine Türkiye’de üretilmiş biyoyakıtların kullanımı başlayacak. Bu düzenlemeler, 7 Ekim 2021’de Cumhurbaşkanlığı Kararı ve tarafı olunan Paris Anlaşması ile getirilen yükümlülüklere uyum sağlanması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Türkiye’nin 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Harmanlama bileşenlerin üretiminde atıkların kullanılması sayesinde Türkiye’nin sıfır atık politikalarına da önemli bir katkı sağlanması bekleniyor.

 

UYGULAMA BENZİN VE MOTORİNDE BAŞLADI

 

Fosil yakıtların yerine kullanılabilen ve genellikle biyolojik kaynaklardan elde edilen biyoyakıtlar ile denizcilik sektörünün uluslararası alanda rekabet gücüne de önemli bir katkı sağlanması hedefleniyor. EPDK, geçen yılın başında ise havacılık sektöründe biyoyakıtların kullanımına imkan verecek mevzuat düzenlemelerini devreye almıştı. EPDK, 2013’te benzin türü akaryakıta, 2018’de ise motorin türü akaryakıta biyoyakıt eklenmesi zorunluluğuna ilişkin çeşitli düzenlemeleri de hayata geçirmişti. Söz konusu düzenlemelerle birlikte bugüne kadar toplamda 1.5 milyar litrenin üzerinde akaryakıt yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretilirken, yaklaşık 1 milyar dolar seviyesinde ithal ikamesi de sağlanmış oldu.

 

TÜRKİYE’NİN BİYOYAKIT ÜRETİMİ 200-250 BİN TON 

 

Biyoyakıtların yaklaşık 50 yıl önce “Atmosfere salınan fosil kaynaklı karbon emisyonunu nasıl azaltabiliriz?” sorusuna cevap olarak ortaya çıktığını belirten Biyoyakıt Sanayi Derneği Başkanı Selçuk Borovalı, “Karayolu ulaşımında biyoyakıt kullanımıyla başlayan süreçte biyoyakıtlar deniz ve hava yoluna da uzadı. Ülkelerin belirlediği standartlara göre, motorinle biyodizel, benzinle de biyoetanol harmanlanıyor” dedi. Borovalı, sektörün Türkiye’deki üretim durumu hakkında ise şu bilgiyi verdi: “Yılda yaklaşık 30 milyon ton yakıt tüketilen ülkemizde bunun yaklaşık 24-25 milyon tonu motorin, 5-6 milyon tonu benzin diyebiliriz. 2023 yılında 200-250 bin ton civarında biyoyakıt üretimi ve tüketimi yapıldı.” 

 

ÜRETİMİ BİRKAÇ YILDA 4-5 KAT ARTABİLİR

 

Devletlerin biyoyakıtta belirli oranlarda harmanlama yükümlülükleri getirdiğini belirten Biyoyakıt Sanayi Derneği Başkanı Selçuk Borovalı, “Ülkemizde de bu harmanlama yükümlülüğü biyoetanolde benzine yüzde 2, biyodizelde motorine binde 5 olarak başladı. Deniz yolları ve hava yollarındaki nakliye şirketleri ya da firmalar, biyoyakıt kullanmayı talep eder duruma geldi. Yıllar içinde ülkelerin zorlayıcı regülasyonlardan ziyade teşvik edici ve pazarı oluşturucu regülasyonlara doğru da bir seyir başladı. Ülkemizde şu anda kara yollarında tüketilen yakıtlara karıştırılacak biyoyakıtlar için zorlayıcı harmanlama oranları belirlenmiş durumda” diye konuştu. Harmanlama oranında yapılacak artış düzenlemeleri ve farkındalıkla biyoyakıt üretim ve tüketiminin hızla artabileceğinin altını çizen Borovalı, “Türkiye, çok güçlü ekonomiye sahip bir ülke ve yıllık 200-250 bin tonluk bir biyoyakıt pazarı ekonomimize pek yakışmıyor. Bunun 4-5 senelik bir zamanda 1 milyon tona kadar çıkabileceğini düşünüyorum” dedi.