Dünyanın en kirletici malzemelerinden biri olan beton, şimdi iklim krizine karşı bir silaha dönüşebilir. Pennsylvania Üniversitesi’nde bir ekip, fosilleşmiş mikroskobik algler ve 3D baskı teknolojisini birleştirerek, daha az çimento ile daha fazla karbondioksit tutan çevreci bir beton geliştirdi.
DİYATOMLU YENİ FORMÜL
Çözüm, diyatomlu toprak adı verilen, mikroskobik alg kalıntılarından oluşan silika bazlı bir bileşende yatıyor. Ekip, bu biyominerali mercan ve deniz yıldızlarının doğal yapılarından ilham alan bir iç geometriyle harmanladı. Elde edilen yeni nesil beton, yüksek gözenekliliğine rağmen dayanıklılığını korurken karbonu içine hapsediyor.
GEOMETRİDEN GÜÇ DOĞDU
Üçlü periyodik minimal yüzeyler (TPMS) adı verilen formları kullanan mühendisler, malzeme miktarını %68 azaltırken yüzey alanını artırdı. Laboratuvar testlerinde yeni betonun, geleneksel karışımlar kadar sağlam olduğu, fakat %32 daha fazla CO₂ yakaladığı görüldü.
BETON YAZICIYA GİRDİ
Araştırmacılar, özel olarak geliştirilen “beton mürekkebi” ile yazdırılabilir bileşenler üretti. Bu parçalar, kürleme sırasında karbondioksit emerek daha da sertleşti. İçerisine entegre edilen gerilimli kablolar ise mukavemeti artırarak yapının taşıyıcı özelliklerini güçlendirdi.
YENİ UYGULAMA ALANLARI
Ekip şimdi bu teknolojiyi bina cepheleri, paneller ve hatta deniz altı altyapıları gibi daha büyük mimari öğeler için ölçeklendirmeyi planlıyor. Gözenekli yapısı ve su yaşamına uyumu, bu malzemeyi yapay resiflerde ve çevresel restorasyon projelerinde de ideal hale getiriyor.
YENİ BAĞLAYICILAR TESTTE
Araştırmacılar ayrıca, geleneksel çimento yerine magnezyum bazlı ya da alkali aktif sistemlerle de çalışmayı hedefliyor. Bu da betonun karbon salınımı yerine karbon tutan, dinamik ve çevreyle etkileşen bir malzeme olarak evrilmesini sağlayabilir.