Ahmet Kutsi Tecer’in şiirindeki gibi uzakta bir köy, ancak bizim köyümüz Poçitel… Bölgedeki sağlam taşlardan yapıldığı için ‘Taş şehir’ olarak da tanımlanan Poçitel; aradan geçen zamana, Bosna Hersek’te yaşanan savaşlara ve afetlere rağmen hâlâ dimdik ayakta…


HABER: ŞEVVAL ÖZDEMİR

 

Bosna Hersek, Balkanlar’daki Osmanlı-Türk mirasını günümüze kadar taşımayı başaran nadir bölgelerden biri. Savaş ve afetlere rağmen Bosna Hersek’teki Osmanlı medeniyetinin eserleri, varlığını günümüzde de koruyor. Mostar Köprüsü ve Blagay Tekkesi, ilk akla gelenler… Ancak biri daha var ki, anıt gibi dimdik ayakta. Hatta, ‘Taş gibi duruyor’ da diyebiliriz. Bölgedeki sert taşlarla yapıldığı için ‘Taş şehir’ olarak da tanımlanıyor. Şehir denilmesinin nedeni gayet açık: 150 haneden oluşan bir yerleşim birimi…

 

NİŞANE GİBİ AYAKTA

 

Sözünü ettiğimiz yer, Poçitel Köyü… Ahmet Kutsi Tecer’in “Orda bir köy var, uzakta” şiirindeki gibi uzakta bir köy, ancak o köy bizim köyümüz. Tarihçilerin anlatılarına göre, Bosna Hersek bölgesini fetheden Osmanlı, Türk askeri mimarisinin kudretini görkemli bir şekilde yansıtmak istemiş. Önce mevcut kale güçlendirilmiş, ardından da Osmanlı-Türk mimari kültürüne uygun olarak bir köy inşa edilmiş. 


 

NERETVA KIYISINDA

 

Bosna Hersek’in hayat kaynağı olan Neretva Nehri’nin hemen yanında inşa edilen bu köy; dar sokakları, hamamları, medresesi ve Osmanlı-Türk kültürünün olmazsa olmazı kervansarayı ile tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Camisi, evleri ve namaz saatlerini gösteren saat kulesiyle tam bir kültür kenti olarak varlığını koruyor.

 

Poçitel’de ilk akla gelen yapı, kale. Beş katlı yapıda birinci ve sonuncu katları taş kemerler ayırıyor. Kalenin bazı pencereleri yalnızca bir ok atabilecek kadar küçük; düşmanın okun nereden atıldığını anlamasın diye taş levhalarla kapatılmış. Dik bir merdiven ile kalenin tüm katları birbirine bağlanıyor.


 

KADILIĞIN MERKEZİ

 

Bir dönem kadılığın merkezi olan bu Türk köyünde bulunan cami; bir merkezi ve iki küçük kubbe ile bir minareden oluşuyor. Caminin hemen yanındaki Şişman İbrahim Paşa Hanı ve Medresesi, farklı zamanlarda inşa edilmesine rağmen birbirine uygun şekilde planlanarak yapılmış. Bu üç yapı, mimarileri bakımından külliye benzeri bir bütünlük oluşturuyor. Medresede, insanların İslami gelenekleri dinlemek için toplandığı birkaç salon ile genellikle öğrencilerin ders arası vakit geçirdiği büyüleyici bir avlu yer alıyor.

 


KAPTAN KONAĞI

 

Poçitel’de tarihi evlerin çoğu köyün kaptanlık merkezi olduğu dönemde inşa edilmiş. Gavran Kaptan Konağı, bu evlerden en büyüğü ve en iyi şekilde restore edileni. Konak, bugün birçok ülkeden sanatçının çalışabildiği uluslararası bir ‘sanatçı kolonisi’ne dönüşerek yolcuğuna devam ediyor. Medrese ve İbrahim Paşa Kervansarayı ise restore edilip şark lokantaları haline getirildi. Birçok tarihi ev de ziyaretçilerin konaklayabilmesi için otel ve pansiyona dönüştürüldü. 

 

MUHTEŞEM MANZARALI KÖYDE EVLİYA ÇELEBİ’NİN GÖRDÜKLERİ

 

Kalesine çıkıldığında muhteşem bir manzara sunan Poçitel’i, 1664’te Evliya Çelebi ziyaret etmiş ve ziyaretini şöyle kaydetmiş: “Poçitel Kalesi küçük ama sağlam bir yapı. Kalede surların, kulelerin ve komutan konutunun yanı sıra ambar ve küçük bir cami de yer almakta. Kale dışında 150 hane var. Evler taş tuğla ve kiremitten yapılma. 1562’de yapılmış bir de köy camisi var.” 

 

CUMALIKIZIK İLE FARKI

 

Bursa’daki Cumalıkızık, Osmanlı klasik yerleşiminin günümüze ulaşan Anadolu’daki nadir örneklerinden… Cumalıkızık Anadolu’da ne ise Balkanlar’da da Poçitel aynı konumda. En bariz farkları ise inşaatlarında kullanılan malzemeler… Cumalıkızık’ta ahşap kullanılırken Poçitel’de taşlar malzeme olmuş. Bu yüzden yapı daha dik duruyor.

31 Temmuz 2023 Pazartesi